Sırrı Süreyya Önder: Sayın Öcalan da devlet de irade beyanında bulundu

img
HABER MERKEZİ - İmralı Adası’nda 27 Şubat’ta gerçekleştirilen tarihi görüşmeyi anlatan Sırrı Süreyya Önder, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın da devletin de irade beyanında bulunduğunu belirtilerek, paradigma değişikliğinin de Kürtlerin ve Türklerin ortak cumhuriyeti olduğunu söyledi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyesi ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un canlı yayın konuğu oldu. 
 
Önyargıları bir süzgeçten geçirmeye ihtiyaç olduğunu belirten Önder, “Dünyada bizim kadar böyle bir meselede bu kadar can ve zaman kaybına uğramış hiçbir yer yok sanki. Kalanların yaralarına bir nebze olsa çare olmaya çalışmak gidenlerin anısına yapabileceğimiz sağlıklı bir iş olur. Şehit aileleri, gazileri, Kürtlerin mağduriyetlerini incitmeyecek, geleceği kurarken, bu ülkenin en mutena yerine koyarak çocukların gözüne bakarak bu barışı kurmamız gerekiyordu. Ait olmadıkları sorumlu olmadıkları bir meseleyi ‘biz dövüştük şimdi de siz dövüşün’ gibi bir haksızlık söz konusu. Şehitlerimiz bizim için aziz, onlara hak ettikleri saygıyı ciddiyeti göstereceğiz ancak barışı kurarken evlatların gözlerine bakacağız onlara böyle bir miras bırakmayacağız. Canlar söz konusu. Bütün dünya bir araya gelse giden canı getiremez. İkincisi de zaman. Bu anlamda büyük bir iş" dedi.
 
'BU MESELE DEVLET BEY'LE ÇÖZÜLÜR'
 
Önder, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında şunları söyledi: “Daha önce değişik adlarla kurduğumuz partilerin milletvekilleriyle her vesileyle tokalaşan, halini hatırını soran, yakınını kaybettiğinde taziye için mutlaka arayan ama siyaseten en sert şekilde tartıştığımız bir rakibimizdi. Fakat bu asaleti Devlet Bey'den başka pek kimseden görmedik. Kendim cezaevine girdiğinde, Pervin Hanım üzerinden bana 'geçmiş olsun' mesajı göndermişti. Yapabileceği bir şey olup, olmadığını sormuştu. Bu konuda farklı görüşüm vardı. 11 yıl önce dile getirmiştim. Birinci çözüm süreci sarsıntıya uğramıştı. O zaman bu meselenin Devlet Bey'le çözüleceğini söylemiştim. Bu işte ciddiyet ve samimiyet iki altın anahtar. Yaptığınız iş büyük iş. Canlar söz konusu. Bir canın bütün dünya bir araya gelse giden canı geri getirmek mümkün değil. İkincisi zaman, taklidi yok. Akıp gider. Bıraktığı tahribat bir yanda. Böyle büyük işe kalkışanlar bununla doğru orantılı ciddiyet ve samimiyetin sahibi olmalılar. O anlamda bu lafı söyledim. Biraz da tanıdığım için Devlet Bey'i söyledim. Sayın Özgür Özel'e teşekkür ederim. Bu meselede kendisini gayet duyarlı sorumlu gördük. Hiçbir çatışma ilelebet sürmez. Partiden arkadaşların beni yeniden davet etmesine dedim ki yeni bir süreç olmalı artık. Davet üzerine geldik ama bu süreç olarak adlandırılamaz. Süreç ancak iki tarafla bir şey açıklar ancak öyle olur. Özgür beyin bu durumu süreç olarak algılamasının vebali bana aittir."
 
‘BEN VE AHMET TÜRK BAHÇELİ İLE ODASINDA GÖRÜŞTÜK’
 
Bahçeli’nin 22 Ekim'deki Meclis konuşmasından sonra kendisini aradığını anlatan Önder, “İyi olun. Barışı görelim, daha barış halayı çekeceğiz' dedi. Mecliste yaptığı konuşmayı nasıl bulduğumu sordu. Bahçeli'nin çıkışı olduğunda biz sayın Cevdet Yılmaz, sayın Ahmet Türk, ben, sayın Bekir Bozdağ ve sayın Abdülhamit Gül'le beraber Şenyaşar ailesinin barışına vesile olmuştuk. Bunun yemeği yapılacaktı. Onun biçimi, yeri, zamanına dair toplantı halinde Meclis'teydik. Birdenbire ortalık kalkıştı. Korumaları Cevdet Bey'e telefon getirdi. Bekir Bey'i aramaya başladılar. 'Efendim sayın Bahçeli konuşma yapmış' dediler. Tutanakları geldi, okuduk, sarsıcı bir konuşmaydı. Defalarca okuduk, videosunu seyrettim. Onun üzerine o toplantı akamete uğradı. Ahmet Türk'le benim odama geçtik. 'Başka zaman toplanırız şu an büyük bir şey gelişti' dedik. Odama oturduk, ilk defa asistan arkadaşım aradı 'Sayın Bahçeli'nin makamından arıyorlar, görüşmek istiyor' diye. 'Buyurun bağlayın' dedim. Diafona aldım, Ahmet Abi de dinliyordu. Sağlığımı sordu, ben de onun sağlığını sordum. 'Barışı görelim ondan sonra Allah emanetini alsın' dedim. 'Olur mu efendim daha barış halayı çekeceğiz, kendinize kondurmayın' dedi. 'Çiviyi arşı alaya çaktınız, henüz değerlendirmeye boyumuz yetmiyor' dedim. Ahmet Abi ile sohbet ettiler. Karşılıklı kapattık. Sonra kendisini ziyaret ettik. Benim bu görüşmeyi Devlet Bey açıklamadan açıklamam saygısızlık olur. İzlenimleri aktarabilirim. Kapı kapandıktan sonra iki farklı siyasi partinin mensupları değil de köy odasında toplanmış, birbirine azami saygı ve özen gösteren, özellikle Ahmet Abi ile Devlet Bey'i kastediyorum, iki bilge kişinin hasbıhal etmesini izledik. O an çok önemli andı. Kürsülerde dinlediğimiz sloganize olmuş düşüncelerin arka planı, kaygıları, istekleri, reddiyeleri, talep ettiği, tahayyül ettiği şey hakkında coşkusunu, kararlılığını orada gördük. Üçümüz de saygıyla ayrıldık. Kendisi de büyük bir özenle, saygıyla ağırladı ve uğurladı” ifadelerini kullandı. 
 
‘GİZLİ SAKLI BİR PAZARLIK YOK’
 
Önder, şöyle devam etti: “Zannediyorlar ki perde arkasında çok büyük şeyler olmuş. Bizim içinde olduğumuz hiçbir şeyde örtülü, gizli, saklı, pazarlıklı ne kendimize ne muhatabımıza yakıştırırım. Çünkü suç işlemiyoruz. Çok ulvi amaç için bir araya gelmişiz. Neyini gizleyeceğiz? Türkiye'nin en büyük meselesinden bahsediyoruz. Sayın Öcalan'dan kiminle görüşmek ister meselesi iletildi. Pervin Hanım'la beni işaret etmişti. Sayın Özgür Özel'e ben söylemiştim. Yeterince anlatamamışım sanırım. Bu arada sayın Özgür Özel'in yaklaşımı, duyarlığına, temkinli şerhlerine, gayretine teşekkür etmek boynumuzun borcu. Bu meselede kendisini gayet duyarlı, sorumlu yaklaşım içerisinde gördük her zaman. Ben bunun böyle adlandırılacağını bilmeden, bu bir süreçtir, her zaman kapı arkası diplomasisi yürür. Hini hacette lazım olacak mekanizmalardır bunlar. Milletvekili olduğum günden beri partiden arkadaşlarımın beni davet etmesi, yeni bir süreç olmalı, partinin iki hafızası, bir arkadaşımız cezaevinde, birisi yurt dışında. Sayın Balüken ve sayın Demirtaş'a selamlarımı göndereyim. Sağlığım elverişli değildi. Geldik görüştük. Bu süreç olarak adlandırılamaz. Süreç iki taraf iradi olarak bir şeyi açıklar, onun adına süreç denir. Bu ilişkiler 1 yıldır yürüyordu dedim, Özgür Bey süreç gibi algılamış onun vebali ve sorumluluğu benimdir.”
 
‘TARİHSEL SOSYOLOJİK ARKA PLANINI ANLATTI’
 
Önder, Abdullah Öcalan ile görüşmeleri ise şöyle anlattı: “Kapasitesini, hakimiyetini bildiğimiz insan. Bir görüşme ritüelimiz oluşmuştu. Normalde kendisi tokalaşır ve yer gösterir. Araya 10 yıl girmişti. Birbirimize sarıldık. Normalde böyle bir insan değildir, tokalaşır. Sarıldık, oturduk. Sağlığımı, cezaevi dönemimi ve arkadaşları sordu. Normalde biz bir aktarım yaparız. Dışarıda gelişmeleri anlatırız. Pervin Hanım başlar, sonra ben aktarırım. Sonra kendi fikirlerini söyler. Devlet yetkilileri de orada oturur. Zaman zaman sayıları değişir. Bu sefer bizi durdurdu. 'Zamanımızı verimli kullanmamız lazım, merak ettiğim, soracağım şeyler var, aktarım yapmak istediğiniz farkındayım, bu sefer sadece ben konuşayım, daha sonra onları aktarırsınız' dedi. Küçük müdahalelerin dışında mevzuya dahil olmadık. Şunu anlattı; mektubunda açıkladığı şeyin tarihsel, sosyolojik arka planını anlattı. Böyle bir şey yapmak istediğini. Bunun tarihsel olarak niçin gerekli olduğunu, felsefi olarak zemininin ne olduğunu, tarihsel olarak nereye yaslandığını gerekçelendirerek sondu. Aslında Öcalan birinci çözüm sürecinde de bu noktadaydı. Oraya girersek uzun sürer. Bir yakınmamı söyleyeyim; insanlar çok vicdansızlar. Birinci sürecin akamete uğraması hakkında binbir türlü tezvirat; yani bunu bir anne de izliyor.  Bu mesele bağlanırlar, artık ekmeği olmuştur. Herhalde ufak ufak yaşlanıyoruz ondan mıdır nedir; insanın midesi kaldırmıyor. Bir halkı göz önüne getir, doğuştan sahip olduğu haklarını kullanmıyor, kullandırtılmıyor. İnsan devleti kendisinin devleti olarak görse savaşır mı? Bunları düşünmeden kolaycı departmanlara yerleştirir. İtiraz etmek yok, yaftalama var. Konforlu bir alan ortaya çıkıyor ve aklı selim ortadan kayboluyor. Çatışmalı süreçler kalbimize, gözümüze ve kulağımıza hasar veriyor. Kalp nasır bağlıyor, göz görmez, kulak işitmez oluyor. Böyle bir zamandan geçtik.”
 
‘ÖCALAN, BAHÇELİ’Yİ ANLAMAYA ÇALIŞTI’
 
Önder, şöyle devam etti: “İlk görüşmede fesih ya da başka bir şey anlatmadı. Bir dünya, bölge, ülke analizini tarihselliği ile birlikte günümüze getirip tartıştı bizimle. Bahçeli'nin konuşmasıyla ilgili 'Ciddi bir insandır, ne kast ediyor, bunu anlamaya çalıştım, sonunda çözdüm, sorumluluk sahibi, vicdan sahibi, ben de buna çok yüksek kıymet biçtim. Yaklaşmakta olan, uluslararası ve bölgesel ölçekte bizi bekleyen akıbeti, faturasını, toplumsal maliyetini bizi ve çocukların ödeyebileceği ferasetini gördü ve buna yüksek değer biçtim' dedi. Sayın Bahçeli Meclis'te gelsin konuşsun, demişti. Dediğinden ricat edecek seciyede bir insan değil. Hep arkasında durdu. Sayın Öcalan dedi ki 'onu çok zorluyorlar, onun işini güçleştirmeyelim, ben Meclis'e gelmeyeyim, orada siz varsınız, ben buradan konuşurum' dedi. Bir talebi oldu mu? Hayır ve asla! Bu işin hiçbir şartı yok. Ön şart ya da sonrasında bir şart yok. Bunu bütün şerefimle söylüyorum. Ben de ömrünü bu işe vakfetmiş bir barış emekçisiyim. Bu uğurda toprağın altına giden insanlar, yıllarca zindanda kalan, aşını, işini sağlığını kaybedenler var. Memleketin hassasiyetinin hepsini aynı kantarda tartarsak. Kürtler de soruyor. Birlikte kuracağız bu barışı. Birbirimizin ufkuna bakacağız. Bunun başka yolu yok. Şerefim üzerine temin ediyorum ki, bu işin pazarlığı ya da şartı yok. Ben de bu lafı kolay kolay kullanmam. Yarın gök kubbe altında ayan olmayan hiçbir şey yok.
 
İRADE BEYANINDA BULUNDU
 
Peki ne var? İşin gereklilikleri var. Bu adım atıldı. Bir bölümün sonucuydu çağrı metni. Çağrı bir şeyin başlangıcı gibi algılanıyor. Bir anlamda başlangıcı bir anlamda bir kısmının bitimi. Bundan sonra teknik, altyapı, hukuki, siyasi birtakım enstüramanlara ihtiyaç var. Bunu devlet yetkilileri Sayın Öcalan'la konuşmuşlardır. Bunlar da bu sürecin şartı değildir ama gereğidir. İlk aşama başarıyla tamamlandı. İlk aşama bu işin yüzde 50'sinden fazlasıdır. Kıymetli, stratejik, hayati olan en önemli kısmı burasıydı diyelim. Herkes bir irade beyanında bulundu. PKK, Sayın Öcalan, güç kuvvet veren ülkeler irade beyanında bulundu. Devlet, hükümet nasıl karşılayacağına dair irade beyanında bulundu. Bundan sonrası bu süreci birlikte örme zamanı. 'Ben bunu yaptım, sen de bunu yap' diye ortalıkta çağrı enflasyonu var. Bunu da konuşacağız."
 
BU ÜLKEYİ BÖLMEYECEĞİZ
 
Ben ve bütün arkadaşlar, demokratik Kürt siyasetinde emek vermiş, gelmiş geçmiş bütün arkadaşlarım, gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgeyen insanlar değiliz. Hepimizin vekilliği kadar hapishanede çile günleri var. Böyle patalojik kazılar yapmak yerine, bu ülke bölünmeyecek kardeşim. Bu ülke hepimize zimmetli. En çok bize zimmetli. Bize itham edildiği için. Bunu avucumuzun içinde saklamalıyız. Kendi adıma, partim adına saklıyoruz, saklayacağız. Bunun sözünü buradan veriyorum. 17 senedir bu halk beni siyaset sahnesinde gördü, izledi, dinledi, yazılarımı okudu, filmlerimi izledi. Yediğimiz yok, içtiğimiz yok çileden başka. Türkiye'nin hepsi beni seviyordu sonra yarısı sövmeye başladı. Bu katlanmak zorunda olduğumuz bedeldir. Kendinize güveniyorsunuz, abdestine güvenenin namazından şüphesi olmaz. Bu ülkeyi bölmeyeceğiz, böldürtmeyeceğiz diye. 'Sen şunu yap, ben bunu yapayım' diye bir şey yok. 'Biz' olarak yapacağız. Tartışacağız, kimisi hayata geçecek kimi geçmeyecek. Kimisinin günü bugün değil. En mesnetsiz iddialarda bulunan, komplo teorisi kafasında olan insanlara kadar hepsini azami saygıyla karşılıyorum. Çünkü düşüncemizden ve doğrultumuzdan eminiz. Kalbimiz elimizde geziyoruz, gelin katkı sunun. Acı yalnız bir yere tahsis edilecek bir şey değil. Herkes hiçbir kantarda tartılamaz acılar çekti. İnsanların cenazeleri sokaklarda kaldı. Birlikte ne yapabiliriz? Zor olan yapıldı.
 
HÜKÜMET DEVLET İTİRAZ ETMİYOR
 
Daha açık ve en bariz haliyle söyleyeyim; bu mektup belli tartışmaların, mutabakatların sonucunda son şekli verilmiştir. Türkiye’nin önündeki en az 100 yılı kuruyorsunuz. Her satırı dirhemle tartılmalı. Yazının mimarisi, içeriği, fazlası, eksiği, üslubu, dili. Kimse kimseye dayatmak gibi zemin üzerinden yürümediği için, yürütülen çabanın sorumluluğu ile doğru orantılı olarak her şeyi ince ince düşünmelisiniz. Sayın Öcalan da böyle yaptı. Tartışıldı, itirazlar, öneriler oldu. Milletin gözden kaçırdığı ya da uğraşmadığı şey şu; bu anlama gelen cümle ve ruh zaten mektubun içinde var. Keşke metin analizi şevkiyle okumak zahmetine katlanılmıyor. Demokratik toplumun vurgusu olduğu yerde bu cümleler onun mütemmim cüzüdür. Bu uzun prosedür. Bütün açıklığıyla söylüyorum; Sayın Öcalan bunu eklemem lazım dedi. ‘Evet içerik olarak bir mani yok’ dediler. Mektupta mutabık kalmışız. Devlet yetkilileri önerdi. ‘Bir arkadaşımızdan isteyin, bu da sizin düşünceniz olarak orada derc edilsin’. Yani bu şerh, şart anlamına gelmiyor. Bunun tamamını okusaydık kimse bu paragraf üzerinden herhangi bir spekülasyon üretilecek miydi merak ediyorum. Hükümet de devlet de itiraz etmiyor o paragrafa.
 
GİZLİ BİR GÜNDEM YOK
 
Şerefimle söylüyorum, gizli bir gündem yok. Benim şerefim de ucuz bir şeref değildir. Binali Bey’in adına konuşamam. Bunun konuşulmasına ne mani? Bırakın bunu önerenler de olacaktır. Daha fazlasını önerenler de olacaktır. Ülke bölünürse kime ne kalır? Öcalan’ın ifadesiyle söyleyeyim 50 tane Gazze oluşur. Hep birlikte mahvoluruz. Sen kazansan ne, o kazansa ne? Bir de Allah kelamı değil. Bunu da bir insan evladı getirmiş. Lazımsa kullanırsın, değilse başka bir insan evladı başka bir şey önerir. Bu ülke parlamenter sistemden Başkanlık sistemine geçti? E ne oldu? Cıss diye yaklaşmamak lazım.
 
PARADİGMA DEĞİŞİKLİĞİ
 
Herkes soruyor; ‘paradigma değişikliği ne?’ diye. Sayın Bahçeli’nin konuşmasına herkesin dikkatini çekmek isterim. Sayın Bahçeli o konuşmasında bu cumhuriyet, Türk ile Kürdün ortak cumhuriyetidir dedi. İşte sana paradigma değişikliği. Sayın Cumhurbaşkanı buna irade koydu. Aramızdaki siyasi rekabet, mücadele, diğer muhalefetle yürütülene benzemeyecek şekilde bedelli, sert cereyan etti. Halen de kısmen devam ediyor. Bu bir paradigma değişikliğidir. Varlığını tanımak çok önemli bir şeydir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin başlangıcından bahsediyoruz.
 
ROJAVA'YA DA GİDECEĞİZ
 
Siyaset insanlar için yapılır. Söz konusu olan insandır. Bir siyasetçi için uğrayabilecek en fazla yaptırım yalancı çıkmaktır. Yüzlere bakamazsın. Şunu bir kenara olgu olarak koyalım. Silahlar devre dışıdır. Bütün herkes için geçerlidir; fakat, ısrarla söylüyorum. Belki Pervin Hanım’la beraber Rojava’ya da gideceğiz. Sorunlar olabilir, aradaki makas PKK ile KCK ile örtüşmemiş olabilir. Sorundan bahsediyoruz, çözeceğiz, çözmek zorundayız. Bu saatten sonra ortak meselemiz. Bizim için iyi olan neyse oraya yoğunlaşacağız.”
 
MENDERES’İN MEZARINI ZİYARET ETMİŞLER 
 
İmralı Adası'nda bulunan Adnan Menderes'e ait mezar başında çekilen fotoğrafı yayında paylaşan Önder, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Burası İmralı Adası'nın tepesi. Bu bir anıt. Arkasındaki mezar da rahmetli Menderes’in ilk defnedildiği mezar. Burayı ben ve Pervin Hanım ziyaret etmek istedik. Gittik. Duygusal bir andı. Menderes’i asanlar halk kahramanıydı, 27 Mayısçılar. Sonra Madanoğlu ve etrafındaki insanlar 12 Mart’ta onlar terörist oldular. Bu ülkenin teröristi bitmiyor” dedi. 
 
‘120 NOKTADA HALK TOPLANTILARI PLANLIYORUZ’
 
Önder, parti olarak önlerine koydukları planlamaya dair şöyle konuştu: “Biz şimdi 120 noktada halk toplantıları gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu kendi seçmenimize değil sadece. İnsanlar gelecek, kaygılarını, önerilerini, itirazlarını dile getirecekler. Onlara cevap olmaya çalışacağız, onlardan ilham alacağız varsa verimsiz bir alana hapsolmuş düşünceleri onları aydınlatmaya çalışacağız. Bizim işimiz şimdi başlıyor. DEM aslında ilk defa kendi gerçek işini görmeye başlıyor. Barış ve müzakere partisiydik. Merak eden arkadaşlar TBMM sitesi açıktır, bu parti hangi konuda kanun teklifi vermiş, ağırlık noktaları neler vatandaşlar bakabilir. Şimdi demokratik alan var. Kürt enerjisi şu an toplumun enerjisinin yanına yedeklenmiyordu.
 
ÖCALAN PKK ÜZERİNDE HER ZAMAN GÜÇLÜ
 
Yasa, anayasa diyoruz. 50 senedir Kürt illerinin anayasası terörle mücadele kanunu. Burada bir kahvede taşkınlık yaparsan, taşkınlık yapma suçuyla kovuşturulursun. Orada bir şey yaparsan terörle mücadele kanunu. Bizim için anayasa cari değildi. Ben daha önce Cumhuriyet’in demokratikleşememesi ile ilgili bir laf söyledim. Öcalan’ın PKK üzerinde hala ve her zaman güçlü. Gök kubbe altında neresi varsa, belirleyicidir. Orada bir emir komuta mekanı yok. Orada tartışılıyor bu meseleler. Maaşlı çalışan personel yok. İnsanlar dertleri, itirazları uğruna gelmişler sürecin içine girmişler. Tartışmak ayrı bir şey belirleyici olmak, perspektifini, teorisini oluşturabilmek, güç ve kapasite Öcalan’dadır. Örgüt bunu 24 saat geçmeden çok net, hiçbir şart kipi içermeyen bir mektupla kamuoyuna duyurdu.”
 
BAŞAK DEMİRTAŞ’IN AMELİYATI 
 
Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş İstanbul'da hastanedeki  ziyaretine dair fotoğrafı paylaşan Önder son olarak şöyle konuştu: "Başak Hanım bir rahatsızlık geçirdi, ciddi bir rahatsızlıktı. Bir anlamda yaşamsal bir şeydi. Doktorlar ağır bir operasyona karar verdiler. Bütün mahkumlara tanınmış bir haktır. Bu çerçevede sayın Demirtaş’ın, başkanımızın, avukatları Adalet Bakanlığı’na müracaat ettiler. Ben ve Pervin Hanım sürecin hızlanması için devreye girdik. Sayın Cumhurbaşkanına arz edildi. Duyarlılık gösterdi. O gecenin sabahında 09.00 sularında sayın Demirtaş’ı ameliyatın yapılacağı hastanede hazır ettiler. Ameliyat olana kadar eşi hanımefendiye moral verdi. Biz de Pervin hanımla ikisine moral verdik. Yüksek moralle ameliyata uğurladık. Doktorların hepsine teşekkür ediyorum. Hekimlerin ve o kattaki bütün personel seferber oldu. Hepsine Demirtaş ailesi ve bizler olarak teşekkür ediyoruz. Refakat eden güvenlik görevlileri çok zarif ve duyarlı davrandılar. Ameliyat başarıyla sonuçlandı. Ameliyat sonrası birkaç işlem daha yapılacak. İnanıyor ve güveniyoruz ki, Başak hanım tanıdığımız en güçlü kadın arkadaşlarımızdan, yoldaşlarımızdan birisidir. 
 
BAHÇELİ DEMİRTAŞ'I ARADI
 
O esnada sayın Bahçeli beni aradı. Sayın Demirtaş’ın eşinin yanına getirildiğini duymuş. Daha önce kendisi ameliyat olduğunda sayın Demirtaş ona bir geçmiş olsun mesajı benim üzerimden iletmişti. Hem kendi geçmiş olsun hem de Selahattin Başkan’ın dileklerini kendisine iletmiştik. Çok mutlu oldu, çok teşekkür etti. Duyunca aradı, çok içten bir kısa sohbet geçti, şifa diledi sayın Bahçeli. Benim telefonumu diafona aldık. Başak hanıma şifalar diledi, Selahattin Bey’e bir ihtiyaç olup olmadığını sorma asaletini gösterdi. Tıbben ve hastane benzeri bir şey. İnşallah iyi günler güzel günler gelsin, sağlığınıza dikkat edin, dedi. Selahattin Bey de aynı şeyleri diledi. Ben ve Pervin hanım, avukatlarla birlikte Başak hanımın sonuçları gelene kadar bekledik. Akşam 10 sularında Selahattin Bey’i tekrar cezaevine uğurladık. Bu insani boyutta. Orada gündemi konuşmayı ne sayın Bahçeli tenezzül eder ne sayın Demirtaş. Sayın Demirtaş süreç başladığında beri cezaevinde ve dışarıda bu çizgideydi. İçimizde en tecrübeli yoldaşlarımızdan birisidir. Süreç boyunca sayın Cumhurbaşkanına, sayın Bahçeli’ye, partimize, Pervin hanım ve bana sürekli avukatları üzerinden öneri, not, uyarıları, dikkat etmemiz gereken şeyleri kendisinden aldık. Sayın Cumhurbaşkanı, sayın Bahçeli ve sayın Öcalan’a mesajları oldu. Onları ilettik, aktardık.
 
‘UMUDUMUZ VE ZEMİNİMİZ VAR’
 
Öyle soylu arkadaşlarımız var ki. Barış söz konusu olduğunda en büyük bedeli ödemiş insanlar şahsi şeylerini bir kenara bırakıyorlar. Babasını cezaevinde iken kaybetti. 8,5 senedir cezaevinde. Annesi trafik kazası geçirdi, ölümden döndü. Kimse bize DEM, HDP, BBP’de siyaset yapacaklara cennet ve ihale vaadetmedi. Zamanla olarak, ivme olarak, içtenlik olarak çok sarsıcı ve Türkiye’nin kendi tarihinde bir dönüm noktası oldu. Artık önümüzdeki 100 yılı konuşuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının irade vermesi, bunlar olmasaydı, bugün sizinle ben konuşsaydık yüzerce bozucu alandan bahsedecektik. Dün de vardı bugün de var. Ama bugün umudumuz ve zeminimiz var. Ahmet Bey’le daha çok hasbıhal ediyorlar. Ahmet Abi pek telefon kullanmıyor, yeğeninin telefon numarasını verdim. Ortada bir sır gizem bir şey yok. Dünya iki hatır bir gönül. Birbirinin hatırını sormak. Aynı güneşin altındayız. Cami cemaatine ‘hakkınızı helal edin’ deniyor. Bir merhaba hakkı vardır. Halkımız altında bit yeniği aramasın. Bir dönem değişiyor. Birçok anlayış taca çıkacak. Tarafmış gibi düşünmesinler, kol kola girip birbirimizin ufkuna bakacağız. Günler o günler.”
 

Diğer başlıklar

23/04/2025
22:21 Ankara’da öğrencilere polis müdahalesi: 11 gözaltı
21:18 Sağlık Bakanı: 236 kişi depremden etkilendi
20:55 DEM Parti ile Adalet Bakanı Tunç’un görüşme saati belli oldu
19:50 İçişleri Bakanı: Depremde can kaybı yaşanmadı
19:23 HDK, DEM Parti ve DBP heyetinin ziyaretleri sona erdi
18:28 Deprem nedeniyle Gezi Parkı'nda kurulan çadırlara polis müdahalesi
18:09 Tişrîn Barajı’ndan seslendiler: Zafere kadar eylememiz sürecek
17:47 Hol Kampı’ndaki güvenlik operasyonu sona erdi
16:24 Wan’da 1 Mayıs programı belli oldu
16:16 İstanbul’da okullar 2 gün tatil edildi
16:13 Gözaltındaki 3 öğrenci serbest bırakıldı
16:07 Fransa Dışişleri Bakanı’ndan Bağdat’a ziyaret
16:06 İstanbul Valiliği: Can kaybı yok, 151 kişi yaralandı
15:48 Ticaret odaları ve borsalarından çağrı: Nisêbîn Sınır Kapısı açılsın
15:44 Erdoğan: Sıkıntılı bir durum görünmüyor
15:41 İstanbul'da 3 saatte 51 deprem
15:27 Deprem sonrası halk Gezi Parkı’na sığındı
15:18 Çelik’in taziyesine kitlesel ziyaret
15:05 Büyükçekmece'de iki ayrı deprem
15:02 Gülcan Kaçmaz Sağyiğit: Hasta tutsaklar için acil adımlar atılsın
14:50 Amed’de 1 Mayıs'ın adresi İstasyon Meydanı
14:48 ‘Kadın ölümlerinin üzeri intihar denilerek örtülemez’
14:31 AFAD: Can kaybı ve yıkım ihbarı bulunmamaktadır
14:21 Yer bilimci Naci Görür: Asıl deprem 7'nin üzerinde olacak
14:16 Edirne Valiliği ve Silivri Belediyesi'nden deprem açıklaması
14:00 Kazada yaşamını yitiren 8 kişi Colemêrg’te defnedildi
13:59 İstanbul Valiliği: Herhangi bir yıkım ihbarı alınmadı
13:54 Eş Genel Başkanlar: Tüm imkanlarımızla İstanbulluların yanındayız
13:45 Bakan Uraloğlu'ndan deprem açıklaması
13:27 ÖHD'li Bilice'nin ilk duruşması yarın görülecek
13:25 Naci Görür: Fay enerji biriktiriyor, dikkatli olmak lazım
13:03 İstanbul'da art arda deprem
12:55 Mahkemeden Trump'ın medya kuruluşlarını kapatma kararına durdurma emri
12:53 Kayyım 23 Nisan'da çocukları ağlattı!
12:52 İstanbul'da deprem
12:14 DEM Parti yarın Bakan Tunç'la görüşecek: Masada hangi konular var?
12:03 Kürtçe sözlük 'örgütsel' sayılmıştı: AYM’den ihlal kararı
11:35 Hasta tutsak Çam'ın infazının ertelenmesi için başvuru
10:41 DEM Parti MYK'si toplandı
10:17 AKP’li başkan ‘husumet’ gerekçesiyle hizmeti kesti!
09:50 'Çekilme' iddiaları ve dengeler
09:20 Şirnex Belediyesi'nde şişirilmiş fatura vurgunu
09:07 'Proje okul atamaları şeffaf, denetlenebilir olmalı'
09:06 Alevilerin talebi: Eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü ve barış
09:05 Kadınlardan 'sezeryan' tepkisi: Yönetmeliği geri çekin
09:04 Koyunlarını satıp yolcular için han inşa etti
09:03 Ölümlerin ve ihlallerin gölgesinde 23 Nisan
09:01 Bir oğlunu yitirdi, bir oğlu PKK'de: Tek taraflı barış olmaz
09:00 23 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
22/04/2025
23:24 HDK, DEM Parti ve HDP heyeti Hewlêr’de temaslarını sürdürüyor
22:48 Kayıp kadının cenazesi bulundu
21:28 İsrail’in saldırılarında 30 kişi hayatını kaybetti
21:13 Hindistan'da silahlı saldırı: 20 turist yaşamını yitirdi
21:10 ABD'de yönetimin kapatma kararı aldığı medya kuruluşu çalışanlarından eylem
21:07 Eskişehir’de 3 öğrenci gözaltına alındı
20:46 'Barış' forumunda tarihi fırsatın yakalandığı vurgulandı
20:27 AKP’li belediyenin onarmadığı yolu köylüler yaptı
20:12 Ankara Kadın Platformu: Dr. Ayşe Uğurlu'nun yanındayız
20:02 DEM Partili kadınlar İzmir’de 1 Mayıs çalışmasına başladı
19:56 DEM Parti ve Adalet Bakanı görüşmesinin günü netleşti
19:49 Katar ve Mısır, Gazze'deki savaş için yeni formül önerdi
19:09 Amed’deki bahar şenliğine 7 bin çocuk katıldı
18:45 Önder’in tutsak arkadaşlarından 'geçmiş olsun' mesajı
18:28 İskeleden düşen inşaat işçisi Remzi Çar yaşamını yitirdİ
18:16 DAKAP: Bedenimize yönelik tahakkümü kabul etmiyoruz
17:52 Wan’daki kazada 7 kişi hayatını kaybetti
17:44 Ali İsmail Korkmaz’ın portresi okuduğu fakültenin duvarında
17:17 Silopiya’da ‘Dünden bugüne Kürt basını’ konulu panel
17:10 Özel: Falyalı ile Soylu arasındaki ilişkiyi biliyoruz
16:37 Gülistan Doku dosyasındaki deliller yeniden incelemeye alındı
16:30 Gülsün Tan için taziye
16:22 Kaymakamlıktan 'Orhan Doğan Barış Parkı' ismine ret
16:10 Önder’in tedavisi 7'nci gününde: Baro ve farklı çevrelerden ziyaret
15:57 Foçalılardan belediyeye sosyal tesis tepkisi
15:37 Mezopotamya Tarım ve Hayvancılık Fuarı başladı
15:36 İzmir'de 2 belediyede iş bırakma eylemi
15:06 Gazeteci Rabia Önver ifade verdi
14:55 Yeni Yaşam davası ertelendi
14:52 Tahliye edilen Özge Özbek'e coşkulu karşılama
14:29 Bakırhan: Artık önemli ve yeni gelişmeler olsun
13:54 Çocuğa sistematik tecavüz davasında beraat
13:28 Amed'de Kürt Gazeteciler Günü etkinliği
13:12 Birçok kentte 'Barış ve Demokratik Toplum' startı
13:04 Eşbaşkanlar Şedal ve Zeydan beraat etti
12:51 Gazeteci Gök’ün yurt dışı yasağı yine kaldırılmadı
12:44 Bakırhan'dan Öcalan mesajı: Sürece ivme kazandıracak gelişmeler yaşanmalı
12:36 Çelik'in cenazesi 6 yıl sonra ailesine verildi
12:34 DEM Parti’den Kürt Gazeteciler Günü açıklaması
12:17 Şişli Belediyesi'ne kayyım atamasının iptali için dava açıldı
12:09 Kalp krizi geçiren tutsak Çam cezaevine geri gönderildi
12:08 Nimet Tanrıkulu davasına 'birleşme' ertelemesi
12:07 Tutsak Uysal: Tekli hücreye alındık
12:06 10. Amed Tiyatro Festivali başlıyor
11:51 Wan’da şüpheli kadın ölümü
11:47 Haber-Sen'den 'İHS' talepleri
11:31 Mazlûm Ebdî: Ulusal konferans 26 Nisan’da gerçekleştirilecek
10:56 Maden ocağı 22 kat büyütülmek isteniyor
10:20 Avukatlardan İmralı başvurusu
10:02 Gezer: Artık herkes soruyor; Kürt nerede?
09:47 Balıkesir'de şüpheli kadın ölümü
09:46 Tişrîn'de taraflar uzlaşmaya yakın
09:37 Ölümle sonuçlanan ihmalin görüntüsü ortaya çıktı
09:33 Hesandin'de yaşam tehdit altında
09:30 Kürt Gazeteciler Günü: 127 yıllık direnişin mirasçılarıyız
09:17 ‘Kadının bedenine değil şiddete müdahale edilsin’
09:14 Yurttaşlar çözüm için Meclis'i işaret ediyor
09:13 Hasta tutsağın tahliyesi 6 ay daha ertelendi
09:12 Erdoğmuş: Barış ve demokrasi mücadelesi Kürtlerin omuzlarına yüklenmemeli
09:10 AYM kararına rağmen tahliye edilmiyor
09:09 'Kuyu tipi' cezaevlerine karşı açlık grevi eylemi
09:08 Bağımsız tiyatrolara 'boykot' etkisi: Linçe maruz kaldık
09:07 Berwarî: Silahlı gruplar sorunu çözülmezse Irak zarar görecek
09:07 Ailesinden 6 kişiyi çatışmalarda yitirdi: Devlet samimiyse adım atmalı
09:05 Çoban Pazarı’nda sıkı pazarlık
09:00 22 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
21/04/2025
23:50 Hamid Hüseyinnejad Heydaranlu idam edildi
23:25 CHP’li eski belediye başkanına ev hapsi
23:18 Hol Kampı’ndaki operasyonda bir DAİŞ’li yakalandı
23:08 BM: İsrail 50 gündür Gazze'ye yardım girişini engelliyor
22:27 ESP ve SGDF’li tutsaklar tecride karşı açlık grevine başladı
22:17 DEM Parti’den Önder’e: Haydi Sırrı Abi bu mücadeleyi de kazan
22:04 DEDAŞ Mêrdîn’de çiftçilerin trafolarına el koydu
21:33 Agirî’de halk toplantıları: Mücadeleye sahip çıkalım
21:25 Kadınlar yasağa karşı eylemde: 2025 aile yılı değil mücadele yılı
20:49 BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen'e yine ev hapsi!
20:40 Kütahya'da 4.3 büyüklüğünde deprem
20:21 Özge Özbek tedavi için tahliye edildi
20:11 Ömer Çelik’ten ‘süreç’ açıklaması: Bu ay yeni gelişmeler olabilir
19:52 Alevi katliamına karşı insan zincirine katılım çağrısı
19:11 Öcalan’dan Önder'e mesaj: Ona bağlılığın gereği barış çabasını pratikleştirmekten geçer
18:20 Binlerce TÜPRAŞ işçisi iş bıraktı
18:08 ‘Çocuk Bahar Şenliği’ne yoğun ilgi
18:01 DEM Parti İmralı Heyeti hastanede açıklama yapacak
17:52 Şirnex’te 1 Mayıs startı verildi
17:28 Kayseri’de erkek şiddeti
17:08 Yazar Mehmet Serhat Polatsoy tutuklandı
17:06 Rojhilatlı tutukludan haber alınamıyor
17:03 DEM Parti'den ertelenen görüşme için Adalet Bakanlığı'na başvuru
16:06 Barış Annesi Sakine Arat için mevlit
16:05 CHP'den 'küfür' başvurusu
15:56 DEM Parti'den Ahmet Türk açıklaması
15:42 DEM Parti heyeti İmralı'dan döndü
15:35 Amed’de 'Öğretmenime Dokunma' eylemine engel
14:39 Polisin tehdit ettiği gazeteciden İHD’ye başvuru
14:34 Ali İsmail Korkmaz pankartına tahammülsüzlük
13:47 HDK, DBP ve DEM Parti heyeti Hewlêr’de
13:13 Avukatlardan Kozağaçlı’nın tutuklanmasına tepki
12:41 DEM Parti artan 'intihar' olayları için araştırma önergesi verdi
12:06 Hastaneden açıklama: Önder’in hayati tehlikesi sürüyor
11:51 Papa Francis hayatını kaybetti