HABER MERKEZİ - Hayati tehlikeleri bulunan ağır hasta tutsaklar Zerdeşt Oduncu ve Şerife Sulukan’ın durumuna dikkati çeken insan hakları savunucuları, her iki tutsağın da bir an önce tahliye edilmelerini istedi.
Hasta tutsakları durumuna dikkat çekmek amacıyla İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen eylemlere bu hafta da devam edildi.
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 550’inci haftasında Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Şerife Sulukan’ın durumuna dikkat çekti. Sakarya Caddesi’nde gerçekleştirilen açıklamada, basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı okudu.
Kalp ameliyatı olan Şerife Sulukan’ın daha önce beynine pıhtı atması sonucu felç geçirdiğini belirten Yazmacı, ayrıca epilepsi hastası olan Şerife Sulukan’ın cezaevinde nöbet geçirdiğini aktardı. Yazmacı, “Felçten kaynaklı olarak yüzde 89 engellidir ve bu engeline dair almış olduğu raporda hastalığının sürekli olduğu, bakıma muhtaç olduğu belirtilmiştir. Ceza alması nedeniyle 10 gün hastanenin mahkum koğuşunda kalmış ve daha sonra 3 ay infazının ertelenmesi kararı verilmiştir. 15 gün daha hastanede kaldıktan sonra taburcu edilmiş ve 3 aylık infaz erteleme süresinin sonunda 6 ay daha infazının ertelenmesine karar verilmiştir. 6 aylık sürenin bitiminden sonra 2022 yılının Mayıs ayında tekrar uzatma raporu verilmemiş ve raporunda ‘R Tipi hapishanede kalabilir’ yazıldığı için Menemen R Tipi Kapalı Hapishanesi’ne konulmuştur. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) vermiş olduğu raporda da tahliyesine gerek olmadığı ifade edilmiş olup tahliye talebi kabul edilmemiştir. Menemen R Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tek başına tutulan Şerife Sulukan, ağır felçli durumu, nöbet geçirmesi muhtemel hastalıkları nedeniyle yaşamsal riskler taşımaktadır. Bu nedenle hem hapishanede kalması hem de tek başına tutulması yaşam hakkının ihlalini de beraberinde getirmektedir. Şerife Sulukan’ın acil olarak tahliye edilmesini, ailesinin yanında sağlıklı koşullarda tedavilerinin yapılması için bir an önce tahliye işlemlerinin başlatılmasını talep ediyoruz" çağrısında bulundu.
İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenlediği “F Oturması” eyleminin 678’incisini dernek önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Zerdeşt Oduncu’nun sağlık durumuna dikkat çekti. “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta tutsak Zerdeşt Oduncu serbest bırakılsın” pankartlarının açıldığı açıklamada sık sık, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” sloganları atıldı.
Açıklamaya, İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ile çok sayıda tutsak yakını katıldı. Açıklama öncesi konuşan Eren Keskin, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan İHD üyesi Hatice Onaran’a değinerek, ekledi: “İnsanlar işlemedikleri bir suçtan dolayı şu an cezaevindeler. Hatice Onaran sadece cezaevinde tutsak bulunan eşine para gönderdiği için cezaevinde. Hem Hatice Onaran hem de diğer tutsakların sadece bu yasa nedeniyle cezaevinde haksız hukuksuz bir şekilde tutuklu. Bir an önce tahliye edilmeliler.”
'HAYATİ TEHLİKE BULUNMAKTA'
Ardından açıklamayı okuyan İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Sebla Arcan, tutsakların ağır hak ihlalleriyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Ağır hasta tutsak Zerdeşt Oduncu’nun durumuna değinen Sebla Arcan, “Uzun süreli açlık grevlerine bağlı akciğerlerinde oluşan hasar yanında, bel ve boyun fıtığı, böbrek rahatsızlıkları, hafıza sorunları, Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’ndeki bir olayda vücudunun dörtte üçünde oluşan ve halen iyileşmeyen ağır yanık yaraları ve gelişen infeksiyon nedeniyle ağır sağlık sorunları yaşamakta, bu durum hayati tehlike oluşturmaktadır” dedi.
Zerdeşt Oduncu’nun 2014 yılında tutuklandığını o günden bu yana çeşitli cezaevlerine sevk edildiğini dile getiren Sebla Arcan, dört ay önce ise İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne sevk edildiğini belirtti. Sebla Arcan, şöyle devam etti: “Zerdeşt Oduncu hapishane koşullarının iyileştirilmesi için uzun süreli açlık grevleri yaptı ve Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde koşulları protesto ederek kendini yaktı. Vücudunun 3’te 4’ünde ağır yanıklar oluştu. Durumu ağır olmasına rağmen yanık ünitesi olmayan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne yatırıldı. Burada iyileşmediği gibi yaraları iltihaplandı ve daha tedavisi bitmeden hastaneden çıkartılıp Maltepe 1 Nolu L Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi. Tüm bakım ve temizliği koğuş arkadaşları tarafından yapılmaya çalışıldı. Henüz iyileşmeden Edirne F Tipi Hapishanesi’ne götürüldü ve burada tekli hücreye konuldu. Burada sürekli kötü muameleye maruz kaldı, tedaviye erişimindeki problemler çözülmedi ve vücudundaki yaralar daha da kötüleşti. Tecrit uygulamasına karşı yaptığı uzun süreli açlık grevi sırasında akciğer şikayetleri ortaya çıktı, ağzından kan gelmeye başladığı halde hastaneye götürülmeyerek ya da ters kelepçeli halde muayeneye zorlandığı için tedaviye erişimi engelledi ve sağlığı daha da kötüleşti. Ardından sevk edildiği Antalya S Tipi Hapishanesi’nde yine tek kişilik hücreye konuldu ve son olarak İzmir Kırıklar F Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Anne Oduncu, ‘Oğlumun rahatsızlıkları ilerliyor. Zaten yaralıdır. Yaraları tekrar su toplamaya başlamış. Hafıza kaybı da başlamış, boynundaki tutulma beynine vuruyor, bu duruma doktorlar dahi teşhis koyamamış’ demektedir. Bir hafta önce kendisiyle görüşen avukatının aktarımına göre ise Zerdeşt’in yanık yaraları sürekli su topluyor, oluşan ödem nedeniyle yaralar enfeksiyon kapıyor ve iyileşmiyor. İyileşmeyen yanık yaraları yanında, bel ve boyun fıtığı nedeniyle sürekli ve hiç geçmeyen ağrılar yaşıyor. Ortopedik yatak ve yastık verilmediği için yerde zeminde yatmak zorunda kalıyor ve bu durum böbreklerinde rahatsızlıklara yol açıyor. Havaların ısınmaya başlamasıyla nemli ortam yaralardaki ödemi daha da artırıyor. Revire çıktığında ise etkili bir tedavi sağlanmadan geri gönderiliyor. Rahatsızlıkları nedeniyle yaşamını sürdürebilmek için başkasının yardımına ihtiyaç duyar hale gelen Zerdeşt Oduncu’nun yetersiz tedavi, yetersiz beslenme ve yetersiz bakım nedeniyle hastalıkları her geçen gün daha da ağırlaşmakta, sağlık ve yaşamının korunabilmesi hapishane ortamında mümkün görünmemektedir. Bütün ağır hasta tutsakların sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz.”