ANKARA - Sivas Katliamı’nın faillerinin serbest bırakılmasının ardından Adalet Nöbeti’ne başlayan PSAKD, birlikte mücadele verilmesi gerektiği vurgulandı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Sivas Katliamı faillerinin serbest bırakılmasının ardından başlattığı “Adalet Nöbeti” 28'inci gününde de devam etti. Tuzluçayır Hacıbektaş Veli parkında yapılan nöbette, Roboskî ve Dêrsim Katliamları da hatırlatıldı. Halkın yoğun katılımıyla gerçekleşen nöbet, semah dönmesi ve halk ozanlarının söylediği deyişler ile devam etti.
Nöbette söz alan PSAKD Mamak Şube Başkanı Rukiye Kara, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkının ve Cemevleri'nin ibadethane sayılması taleplerinin altını çizdi. Yalnızca Sivas Katliamı'nın değil, Roboskî ve Dêrsim Katliamları'nın da devletin katliam politikalarının ürünü olduğunu belirtti.
‘BİR ARADA OLMALIYIZ’
Sonrasında konuşan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mamak İlçe Eşbaşkanı Mustafa Kartal, "53 yıl önce Mahir’ler, Deniz’ler için Kızılderede şehit oldular. Kemal’ler, Mazlum’lar 12 Eylül faşizmine karşı direndiler ve onların mirasını taşıdığını söyleyen bizler, Pir Sultan aşkıyla, Hacı Bektaş-ı Veli aşkıyla rengi dili dini ne olursa olsun iyiler iyidir mantığıyla bir arada olmalıyız." dedi.
ÇOCUKKEN KATLİAMA TANIK OLDU
PSAKD Mamak Şube Yönetim Kurulu Üyesi Önder Ayten, katliama çocukluk döneminde tanıklık ettiğini ifade ederek, "O dönemde Mursal'da Divriği köyünde evimizin yaylasındaydım bu acı haber kervan yoluyla ulaşmıştı bir çaresizlik içerisinde kaldık orada büyüklerimiz, ailelerimiz hepsi ağlamaya başladı ve çocuktuk o dönemde tam ne olduğunu anlayamamıştık ve şu an çok iyi anlıyorum 33 yıldır bu acı hala yüreklerimizde." sözlerine yer verdi.
‘BERABER SESLENMELİYİZ’
PSAKD Mamak Şube Başkanı Rukiye Kara, “Bugün Türkiye’nin dört ir yanında bu isyan bağırılıyor. Bu yüzden biz diz çökmeyenlerin devrimcilerin boyun eğmeyenler olarak bir arada durursak eğer yan yana durursak bunların karanlık dünyasına bu ülkeyi terk etmemiş oluruz” ifadelerini kullandı.
PSAKD İlk Kadın Sekreteri Emel Sungur, Alevilerin Kürtlerle ve kadınlarla da beraber mücadele etmesine değinerek “Ne yazık ki tek tipli bir toplum yaratılmış. Bugüne ait değil bizim adalet arayışımız, eşit yurttaşlık arayışımız bir yüzyılın da hikayesi aynı zamanda. Cumhuriyet döneminden sonra da hala eşit yurttaş olamadık. Bizim gibi ötekileştirilmiş toplumun farklı kesimleri de aynı arayış içindeler. Biz birlikte olmak zorundayız diğer ötekileştirilmiş kesimlerle. Kürtlerle, haksızlığa uğrayan diğer kesimlerle, kadınlarla yollarda alanlarda caddelerde beraber seslenmeliyiz” dedi.