HABER MERKEZİ - Sürecin ilerlemesi için yasal adımlar ve siyasi tedbirlerin alınmasının şart olduğunu belirten Prof. Kariane Westrheim, "Her şeyden önce Öcalan'ın özgür olması gerekiyor. Onsuz bir süreç olamaz" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta açıklanan "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın üzerinden bir ay geçerken, iktidar henüz ne herhangi iyi niyet adımı ne de sürecin ilerlemesine katkı sağlayacak somut bir adım atmış değil. Birçok kesim devletin adım atmasını, sürecin ilerlemesinin ön koşulu kabul ederken "Barış Çabalarına Destek Çağrısı"nın imzacılarından Avrupa Birliği Türkiye Sivil Komisyonu (EUTCC) Başkanı Prof. Kariane Westrheim, her şeyin Türkiye'nin çağrıya vereceği cevaba bağlı olduğunu söyledi. Aralarında Nobel Ödüllü 200 kişinin "Barış Çabalarına Destek Çağrısı"nın imzacılarından Prof. Kariane Westrheim, 20 yıldır Kürt Hareketini yakından takip ettiğini belirtti.
Mezopotamya Ajansı'na (MA) çağrıyı değerlendiren Kariane Westrheim, Kürtlerin geçmişten günümüze çok fazla gelişme kat ettiğini belirterek, "Bence Kürtlerin bilinç düzeyi, 20 yıl öncesine göre çok arttı. Sadece hareketle çalışmak bile bana çok büyük bir enerji ve güç veriyor. Çünkü orada tüm hayatlarını feda eden o kadar çok insan var ki bu tür bir çalışmaya kelimelerle hayranlığımı ifade etmem mümkün değil. İş söz konusu olduğunda gerçekten çok disiplinliler. Aynı zamanda saygınlıklarını da koruyorlar. Dolayısıyla Kürtlerle birlikte geçirdiğim bu 20 yıl, bana ne kadar çok şey kazandırdı anlatamam" ifadelerini kullandı.
'ÇAĞRI PEK ÇOK OLASILIĞIN ÖNÜNÜ AÇIYOR'
Abdullah Öcalan'ın çağrısını ilk duyduklarını anlamaya çalıştıklarını, biraz da endişeli olduklarını kaydeden Kariane Westrheim "Daha sonra, hareketin kendisi ve tüm sözcüler çağrıyı değerlendirdiğinde, aslında ne anlama geldiği daha açık hale geldi. Bu, çok güçlü bir çağrı ve pek çok olasılığın önünü açıyor. Ama tabii ki her şey, Türkiye'nin bu çağrıya vereceği cevaba bağlı. Şimdiye kadar pek bir şey olmadı. Ama yine de bu çağrının yapılmış olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir süreç başladı, bu süreçten hemen pek bir şey çıkmasa bile. Bence zamana ve sürece biraz güvenmeliyiz. Bu yüzden benim için çok umut verici" diye konuştu.
'ABDULLAH ÖCALAN'SIZ BİR SÜREÇ OLAMAZ'
Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün sürecin en önemli koşulu olduğunu ifade eden Kariane Westrheim, "Öcalan özgür olmadan bir süreç olamaz; çünkü o, bir lider. Her siyasi lider, partisinin üyeleriyle, hareketiyle görüşmek ve iletişim kurmak zorundadır" dedi.
Türkiye'nin çağrıya somut karşılık vermesi ve sürecin ilerlemesi sağlanırsa yasal düzenleme ve siyasi tedbirlerin bir zorunluluk halini alacağını kaydeden Kariane Westrheim, "Bu da kesinlikle gerekli bir ön koşuldur. Ama her şeyden önce Öcalan'ın özgür olması gerekiyor. Onsuz bir süreç olamaz" diye belirtti.
'KÜRTLERE KARŞI SESSİZLİK SUÇU İŞLENİYOR'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Abdullah Öcalan'a yönelik verdiği ve Türkiye tarafından uygulanmayan "umut hakkı" ihlali kararına işaret eden Kariane Westrheim, "Herkesin 'umut hakkı' vardır. Şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir kararı var ve Bakanlar Komitesi de bu konuya değindi. Ama sorun şu ki, açıklamalar yapıyorlar, ama fiili bir eylem yok. Bir yıl beklemek istiyorlar. Eğer Türkiye bir yıl içinde bir şey yapmazsa o zaman başka önlemlerle gelecekler. Ama bunun bir faydası yok. Birilerinin öne çıkması ve 'Tamam, yeter artık' demesi gerekiyor. Tüm bu kurumların gücü var. Bunu yapabilirler, ama yapmıyorlar. Aslında kimse Türkiye'ye karşı, Kürtler için konuşmuyor ya da ayağa kalkmıyor. Ve bu sessizlik suçudur. Ve sessizlik suçu, suçu işlemek kadar ciddi bir suçtur. Çünkü neyin doğru olduğunu biliyorsanız ve sesinizi çıkarmıyorsanız, bu bir suçtur" ifadelerinde bulundu.
İmzacısı olduğu çağrı ile "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm" gibi uluslararası kampanyalarının sürdürülmesine devam edilmesi gerektiğini ifade eden Kariane Westrheim, PKK'nin "AB terör örgütleri listesinde" bulunmasının sürecin ilerlemesi önünde bir engel teşkil ettiğini belirtti. Bu durumun ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Kariane Westrheim, sözlerini şöyle tamamladı:"PKK terörist değil, barış istiyorlar, AB de PKK'nin terörist olmadığını, terör listesinde olmaması gerektiğini bildikleri halde bu uygulamayı sürdürüyor. Ancak bence PKK'nin bu listeden çıkarılması için herhangi bir engel olmamalı. Onların orada olması çok saçma. Belki bu süreç sonunda buna yol açacaktır."
Türkiye'nin süreçte üçüncü bir tarafın yer almasını istemediğini hatırlatan Kariane Westrheim, "Bence üçüncü bir taraf olması gerekiyor. Türkiye bunu istemiyor, bunu tek başlarına yapmak istiyorlar. 'Silahlarınızı bırakın. Oyun bitti' diyorlar. Ama müzakereler bu şekilde gerçekleşmez" dedi.
'BARIŞ VE DEMOKRASİYİ DESTEKLEME ÇAĞRISI'
Abdullah Öcalan'ın çağrısının sadece PKK'ye yönelik olmadığını söyleyen Kariane Westrheim şunları dile getirdi: "Bu çağrı, dünyaya barış ve demokrasiyi destekleme çağrısıdır. Dolayısıyla bu barış sürecini destekleme ve ilerletme sorumluluğunun bana, size, harekete ve hepimize ait olduğunu düşünüyorum. Herkes kendi ülkesinde bir şeyler yapabilir, herkesin tanıdığı, yaklaşabileceği birileri var. Bence bu zamanı, tanıdığımız ve ulaşabileceğimiz, bizi dinleyecek ve anlayacak herkese baskı yapmak için kullanmalıyız."
MA / Hîvda Çelebi