AMED - CPT’nin tecridin sürdüğü İmralı Cezaevi'ni ziyaret etmemesini "politik tutum" olarak nitelendiren ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, "Bu tutumun değişmesi için tecrit rejimine karşı mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), 7-11 Nisan tarihleri arasında Türkiye’de bazı cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde incelemelerde bulundu. Ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tecrit altında tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ni ziyaret etmedi.
CPT'nin İmralı Cezaevi'ni ziyaret etmemesi ve tecridi değerlendiren Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, Abdullah Öcalan'ın avukat ve aile görüşlerinin uzun yıllardır çeşitli gerekçelerle engellendiğini anımsattı. İmralı Adası’nın temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığını dikkati çeken Ekin Yeter, avukat ve aile görüşlerine getirilen yasakların ise gizli tutuluğuna işaret etti. Avukatların mesleklerini icra etmesinin de engellendiğini kaydeden Ekin Yeter, İmralı'nın "olağanüstü rejimle yönetilen bir mekan durumunda" olduğunu söyledi.
AİHM'İN İHLAL KARARI
Ekin Yeter, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014'te Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı"na dair verdiği ihlal kararında, tecrit uygulamalarının işkence yasağının ihlali olduğunu belirttiği ve ihlalin giderilmesini tavsiye ettiğini dile getirdi. Karara rağmen tecrit koşullarının ortadan kaldırılmadığını ve daha da ağırlaştırıldığını ifade eden Ekin Yeter, "CPT, 5 Ağustos 2020 tarihli raporunda, bu durumu 'mutlak iletişimsizlik (Incommunicado)' olarak tanımlamış, bunun hukuka ve uluslararası standartlara aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca aile ziyaretlerini engellemeye gerekçe yapılan disiplin cezalarının da inandırıcı olmadığını tespit etti.
'POLİTİK GEREKÇELERLE ENGELLENİYOR'
İmralı'da görüşmelerin politik gerekçelerle engellendiğini belirten Ekin Yeter, "Bunu, sürecin gidişatına bağlı olarak heyet ziyaretleri yapılabilmesinden görmekteyiz. Hiçbir hukukiliği olmayan 'incommunicado' hali, siyasi sürece bağlı olan yaklaşımlarla meşrulaştırılamaz" dedi.
İmralı'da tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın da benzer hak ihlallerine maruz kaldığını dile getiren Ekin Yeter, ihlallere dair 12 Ocak 2024 tarihinde CPT’ye bir mektup gönderdiklerini anımsattı. Ekin Yeter, "CPT, en son 2022 yılında İmralı Cezaevi’ni ziyaret etmişti ancak bu ziyarete dair raporu kamuoyu ile paylaşmamıştı. Yine 7-11 Nisan tarihleri arasında Türkiye’yi ziyaret etti, ancak tecride rağmen İmralı Cezaevi’ni programına dahil etmediğini öğrendik. Tecridin yoğun bir biçimde sürdüğü İmralı Ada Hapishanesi’nin ziyaret edilmemesinin uluslararası mekanizmaların temel çalışma prensiplerine, evrensel hukuk değerlerine ve toplum vicdanına uygun olmadığını düşünüyoruz. Bu tutumu politik tutum olarak kabul ediyoruz. Bu tutumun değişmesi için tecrit rejimine karşı mücadeleyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
MA / Müjdat Can