ŞIRNEX - Zırhlı araçla katledilen 7 yaşındaki Miraç Miroğlu davasında, polis hakkında verilen beraat kararı istinaf tarafından usulden bozuldu. İçişleri Bakanlığı, dosyanın yeniden görülmesi için aylardır “soruşturma izni” vermiyor.
Şirnex’in Hezex (İdil) ilçesine bağlı Turgut Özal Mahallesi'nde, 7 yaşındaki Miraç Miroğlu 3 Eylül 2021 tarihinde evinin bulunduğu sokakta bisiklet sürerken, zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Miroğlu'na çarpan polis Metin Kiraz hakkında “taksirle öldürme” suçundan açılan davanın 7’nci duruşmasında mahkemeye sunulan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunda, herhangi bir hız tespiti yapılmadan aracın yavaş gittiği ve Miroğlu’nun kusurlu olduğu öne sürüldü. İddia Makamı da bu yönde mütalaa vererek fail polis hakkında beraat talep etti. Mahkemeden de bu yönlü (beraat) karar verildi.
Karara itiraz eden Şirnex ve Amed barolarının başvurduğu İstinaf Mahkemesi, polis Kiraz hakkında verilen beraat kararını bozarak, dosyayı tekrardan İdil Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Duruşmanın yeniden görülmesi için İçişleri Bakanlığı’nın izni olması gerekiyor. Ancak aradan geçen iki ayı aşkın süreye rağmen bakanlıktan yanıt verilmedi.
Şirnex Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Sabri Çatıkkaş, davaya dair değerlendirmelerde bulundu.
‘BAKANLIK YARGILAMANIN ÖNÜNÜ TIKIYOR’
Bakanlığın tutumuyla yargı sürecinin önüne “bürokratik duvar” ördüğünü belirten Çatıkkaş, “Bu durum cezasızlık politikasının açık bir tezahürüdür. İlk derece mahkemesi, sanık polis hakkında Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporuna dayanarak ‘kusur yok’ gerekçesiyle beraat kararı vermişti. Aile avukatlarının istinaf başvurusunu değerlendiren Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 10. Ceza Dairesi, esasa ilişkin bir değerlendirme yapmaksızın, sanığın kamu görevlisi olması nedeniyle ‘özel yargılama usulüne tabi olduğunu’ belirterek, soruşturma izni alınmadan yargılama yapılamayacağı gerekçesiyle kararı usulden bozdu. İstinaf, 17 Ekim 2024’te kararı kaldırarak, dosyayı tekrar İdil Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, 2025/67 Esas sayısıyla yeniden kaydettiği dosyada 11 Şubat 2025’te ‘durma’ kararı vererek soruşturma izni alınmasını beklemeye başladı. Dosya iki ay sonra İdil Cumhuriyet Başsavcılığına iletildi. Başsavcılık 5 Mayıs 2025 tarihinde İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni talep etti. Ancak o tarihten bu yana henüz bir cevap verilmedi" diye belirtti.
Soruşturma izin süresinin 30 gün içinde tamamlanması gerektiğine dikkat çeken Çatıkkaş, bu sürenin zorunlu hallerde en fazla 15 gün daha uzatılabileceğini söyledi. Sürenin fazlasıyla dolduğunu dile getiren Çatıkkaş, “Normal şartlarda bu sürede izin verilmesi gerekirdi. Ancak İçişleri Bakanlığı hala sessiz. Bu da yargıda kronikleşmiş olan uzun yargılamaların ve bürokratik engellemelerin bir sonucu. Özellikle İdil gibi yerlerde yargı çok daha yavaş işliyor. Bu da insanların etkin soruşturma ve makul sürede yargılanma haklarını ihlal ediyor” dedi.
‘SİSTEMATİK CEZASIZLIK VAR'
İlk yargılamanın başından itibaren hukuka aykırı bir biçimde yürütüldüğünü ve mahkemenin delil toplama yükümlülüğünü yerine getirmediğini vurgulayan Çatıkkaş,“Dosyada sanığın kullandığı zırhlı aracın hızı tespit edilmemiştir. Mahkemeye defalarca bu yönde talepte bulunmamıza rağmen bu hayati delil toplanmamıştır. Sanığın kusurunu gösterecek başka deliller de araştırılmamış, buna rağmen Adli Tıp Kurumu’ndan alınan yetersiz ve kanaate dayalı bir raporla sanığın kusursuz olduğuna karar verilmiştir. ATK, zırhlı aracın hızını tespit etmeden, sadece varsayıma dayalı bir görüş sunmuştur. Nihat Kazanhan’ın failleri tutuksuz yargılandı, AYM’nin ihlal kararı sonrası failler ortadan kayboldu. Silopi’de evlerinde uyurken zırhlı araçla öldürülen Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşlerin failleri komik cezalarla kurtuldu. Yahya Menekşe’nin failleri ise hiç cezalandırılmadı. Miraç’ın dosyası da bu cezasızlık zincirinin bir halkası olma tehlikesiyle karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Dosyanın bundan sonraki sürecinde kamuoyunun ve hukuk çevrelerinin dayanışmasının hayati olduğunu belirten Çatıkkaş, şöyle devam etti: “Miraç’ın dosyası cezasızlık pratiğinin sürüp sürmeyeceğinin bir sınavıdır. İlk derece mahkemesinin yaklaşımı bu pratiğin sürdüğünü gösterdi. Şimdi süreci tersine çevirmek için kamuoyu desteği şart. Zırhlı aracın hızının tespit edilmesi ve failin bu aracı kullanma yeterliliğinin olup olmadığının araştırılması elzemdir. Mahkemeyi bu yönde zorlamak, etkili bir soruşturmanın önünü açmak için mücadele etmek gerekiyor.”
MA / Zeynep Durgut