AMED - Amed’de bir ayda 4 kadının şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesi ve artan katliamlara dikkat çeken avukat Feyza Nur Işık, "Cezasızlık politikası kadın şiddetlerinin artmasındaki en temel ve en tehlikeli şeydir" dedi. 

 

Amed'de son bir ayda 4 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. En son 28 Temmuz'da Meliha Kaya isimli kadın, evinde ölü bulundu. Meliha Kaya'nın son bir yıldır eşinden sistematik şiddet gördüğü öğrenilirken çocuklarının da annelerinin ölümünden babalarını sorumlu tuttuğu aktarıldı. Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Feyza Nur Işık, kadın katliamlarındaki artışın nedenlerine ve bu katliamların önüne nasıl geçilebileceğine dair değerlendirmelerde bulundu.

 

Fehza Nur Işık, kadına yönelik şiddet ve katliamın artışın temel sebebinin derinleşen toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve erkek egemen zihniyet olduğunu söyledi. Amed'deki artışa dikkat çeken Feyza Nur Işık, "Toplumumuzda hala ataerkil erkek egemen bir zihniyet söz konusu. Bunu kırabilmek hepimizi zorlayan bir durumdur. Yine kadının toplumda ikinci planda olduğunu düşündüren, kadını değersizleştiren kültürel kodlar gibi birçok şey kadın katliamındaki artışın bir nedeni olarak görülüyor" ifadelerini kullandı. 

 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı çocuk yaştan itibaren eğitimlerin verilmesi gerektiğini dile getiren Feyza Nur Işık, "Çocukken ya da belirli bir yaşa gelene kadar kişilerin bu eğitim almamaları, bu bilince sahip olmamaları toplumdaki bu zihniyetin kırılmasını bizler için daha da zorlaştırıyor" diye belirtti. 

 

'İNFAZ YASASI YETERSİZ'

 

Kadın lehine olan mevzuat hükümlerinin yeterli olduğunu dile getiren Feyza Nur Işık, "Türkiye'de buna dair 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi'ne dair bir yasamız söz konusu. Yine Türk Ceza Kanunu, kadın erkek ayrımı yapmadan buna dair ağır yaptırımlar öngörüyor. Ama sorun şu: Bu yasa ne kadar uygulanabiliyor? İcra edilebiliyor mu?" diye sordu. 

 

Uygulamadaki yetersizlikten kaynaklı cezasızlık politikasının mevcut olduğunu gördüklerini söyleyen Feyza Nur Işık, "İnfaz yasası bir kere çok yetersiz. Bugün insanlar bize rahatlıkla 3-4 sene cezası olan bir suç için, 'Yatarım var mı?' diye sorabiliyor. 'Ne kadar kapalı ceza infaz kurumunda yatacağım' diye soruyor. İnfaz Yasası bu anlamda çok yetersiz" dedi. 

 

CEZASIZLIK POLİTİKASI 

 

"Cezasızlık politikası kadın şiddetlerinin artmasındaki en temel ve en tehlikeli şeydir" diyen Feyza Nur Işık, cezasızlık politikasının bu nedenle kadın katliamlarındaki artışa neden olduğunu söyleyerek, "Bu eylemlerin 6284 sayılı yasa da, yine TCK'de karşılığı var. Kesinlikle yeterli olmadığını düşünmüyorum, ama sorun uygulanabilirliği" diye konuştu. 

 

Kadına yönelik şiddetlerde alınan uzaklaştırma kararlarına işaret eden Feyza Nur Işık, uzaklaştırma tedbirlerinin kontrolünün sağlanmadığını dile getirdi.

 

MEDYANIN ROLÜ

 

Toplumun bilinçlenmesinin önemine işaret eden Feyza Nur Işık, bu bilincin hem kadınların hem de erkeklerin çoğunda oluşmadığını belirtti. Medyaya bu konuda çok büyük bir sorumluluk düştüğünü söyleyen Feyza Nur Işık, medyanın şiddeti ve katliamı meşrulaştırdığı örneklerini verdi. Feyza Nur Işık, "Medyada şiddetin romantize edilmemesi, normalleştirilmemesi gerekiyor. Şiddetin basında, medyada karşılığının olmaması gerekiyor" diye ifade etti.  

 

'DEVLETİN SORUMLULUK ALMASI GEREKİYOR'

 

Çözüm noktasında devlet kurumlarınca erkekleri rehabilite edebilecek eğitimlerin verilmesi gerektiğinin altını çizen Feyza Nur Işık, şunları dile getirdi: "Toplumumuzun buna çok ihtiyacı var. Emin olabilirsiniz ki, onların içinden tek bir kişinin o bilince erişebiliyor olması bile birçok şeyi değiştirebilir. Sık sık bu eğitimlerin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışında uzaklaştırma ve koruma kararlarının aldırılması, uygulanması noktasında ısrarcı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Buradaki sorumluluk sadece kadın örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin, baroların değil; polise, savcıya, hakime de çok ciddi sorumluluklar düşüyor."

 

MA / Rukiye Payiz Adıgüzel