EMEP Genel Başkanı: Komisyon eşit ve özgür birlikten yana olmalı

img

İSTANBUL - Meclis’te kurulan komisyonu da bir mücadele alanı olarak tarifleyen EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, komisyonun eşit ve özgür birlikten yana gerçek bir çözüm komisyonu olması gerektiğini, bunun için mücadele edeceklerini söyledi. 

 
Kürt sorununun çözümü için başlatılan "Barış ve Demokratik Toplum Süreci" kapsamında Meclis'te temsil edilen partilerin temsil edildiği 51 üye ile kurulan komisyon, yarın (5 Ağustos) toplanarak çalışmalarına başlayacak. Komisyon'da İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ile temsil edilecek Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, komisyon hazırlıklarına, önemine ve çalışmalarına dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
*Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve sonrasında kimi gelişmeler yaşandı. Süreç sonrası PKK'de fesih kararı alıp silahları yakma töreni gerçekleştirdi. Ancak henüz iktidar tarafı bir adım atmış değil. Gelinen aşamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
EMEP başından beri Kürt sorununun eşit haklar temelinde çözülmesini savunmuş ve bunun için mücadele etmiştir. Devletin adım atması, sadece iç dinamiklerle değil; dış politikayla da ilgilidir. Türkiye'nin iç politikası dış politikasından kopuk olmadığı için başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu'daki gelişmelerin belirsizliği sürecin belirsizliğini de koşullayan etkenler arasına girmiş bulunuyor. Türkiye'nin emperyalist ABD'ye bağımlılığını da hatırda tutmak gerekiyor. Öyle ki Türkiye'nin ABD Büyükelçisi Thomas Barrack'ın Osmanlı millet sistemi adıyla ortaya attığı bir kavram bile iktidarda birtakım hayallere yol açtı. Türkiye bölgedeki paylaşım savaşından olabildiğince çok pay almak, nüfuz ve bina inşa etmek, Suriye'de zayıflamış ordunun eğitiminden, Colani'nin akıl hocalığına kadar bir dizi fonksiyona talip. 23 yıllık iktidarın sonunda ekonominin geldiği kritik düzey de onu buna mecbur ediyor. Türkiye'nin yeni pazarlara, sermaye birikim alanlarına ihtiyacı var. Ne var ki bunlar büyük güçlerin kapışmaları, rekabeti, onların arasındaki siyasal dolayımlardan, Suriye'deki Kürt varlığı ile ilgili stratejik anlaşma ve anlaşmazlık süreçlerinden geçmek zorunda. İktidar tam da bu sarmala bile isteye girdiği için somut adımlar atamaz. Diğer yandan türlü geriye dönüşü mümkün kılan türbülansa açık. Bölgede, Kürt tarafından devlette doğal olarak bir güvensizlik var. Devlet neredeyse tam teslimiyet bekliyor. Kürtler ise çözüm. Silahlar eğer bırakılacaksa ki bunun kararı alınmış durumda, o zaman silahların kullanılmasına yol açan siyasal ve toplumsal koşullarda bir değişime dair somut adımlar atılmalı, ancak iktidar buna yatkın olduğunu gösterecek işaretleri vermiyor. Kürtlerle anlaşmak istemesiyle iç ve dış dinamikleri yönetme tarzı arasındaki çelişki yerinde saymaya mecbur ediyor; sürekli beklenti halinde tutarak ve her şeyin kendi iç ve dış hedeflerine uygun olarak kolayca hallolmasını istiyor. Kürtlerin talepleri ayak bağı olmasın, DEM Parti Cumhur İttifakı'na entegre olsun, Kürt-Türk sermaye birliği dışarda ve içerde ortak yağmanın gücü olsun. Süreç de şirket gibi yönetilen bir devlete kâr getiren bir iş olsun. Tabii, bir de iktidarın bekası için Kürtler nöbete dursun istiyor. Bu bir saray temennisidir. Oysa Türkiye'de her milliyetten işçi sınıfı ve emekçiler demokrasi, özgürlük ve eşitlik istiyor. Bu da bir mücadelenin konusu. Bu mücadelenin koşullarından veya sonuçlarından biri Türkiye'nin ABD'ye bağımlılığının kopması ve demokratik bir sistemin kurulabilmesidir. İktidar başta atanan kayyumları geri alarak, seçilmiş belediye başkanlarının görevine dönmesini sağlamak, Öcalan ve tüm siyasi tutsakların tutsaklığına son vermeli, Kürtlerin ana dil başta olmak üzere ulusal haklarını tanıyarak, eşit özgür birliğin ile kalıcı barış için ülkenin demokratikleşmesi yönünde adımlar atmalı. Yargının Kürtler, tüm muhalifler ve işçi emekçiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmasından, tutuklu yargılamayı bir cezalandırma yöntemi olarak uygulamadan vazgeçmeli, operasyonlar durdurulmalı.
 
Uzun süredir tartışmaları devam eden komisyon kuruldu ve 5 Ağustos'ta ilk toplantısını gerçekleştirecek. Partiniz de komisyonda bir milletvekili ile temsil ediliyor. Komisyon önemi ve nasıl bir sorumluluk üstlenmesi gerektiği hakkında ne düşüyorsunuz?
Partimiz komisyondaki tek vekillik varlığını halktan izole edilmiş bir varoluş biçimi olarak tasarlamıyor. Partimiz işçi ve emekçilerle, halkın çeşitli kesimleriyle komisyon çalışmalarını bilgilendirmek üzere toplantılar yapmayı planlıyor.
 
İsmi iktidar partileri tarafından "Terörsüz Türkiye" olarak belirlenen, bu partilerin üye çoğunluğu sağladığı, kuruluş ve çalışma biçimi konusunda Meclis toplamının fikrinin alınmadığı ve yasayla oluşturulmasından kaçınıldığı bir komisyonun hiçbir öneminin olmaması gerekir. Ne var ki Türkiye'de her alanda en küçük bir hak bile büyük mücadeleleri gerektiriyor. Meclis için de geçerli bu. Dolayısıyla Cumhur İttifakı ve yanındaki partilerin Meclis'teki süreci kendi istedikleri biçimde yönlendirilmesine izin verilemez. Parlamentodaki süreç komisyonu en azından şimdiye dek kapalı kapılar ardında, bir istihbarat görüşmeleriyle başlatılan böyle bir sürecin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda önemli mücadelelere sahne olacak gibi görünüyor. Komisyon çalışması iktidarın "süreç" adı altında tıkadığı Kürt sorununun çözümünü nasıl gündeme almak gerektiği konusunda tartışmaya uzak tutulan, asıl yanlarının halka açık tartışılarak halkın gündemi şekillendirilebilir. MHP'li komisyon üyesinin açıklamalarına bakılınca iktidar, içerdeki tartışmaların dışarı sızmasını engelleyebilecek önlemler, örneğin basın yasağı gibi, kararlar alabilir. Ancak partimiz komisyondaki tek vekillik varlığını halktan izole edilmiş bir varoluş biçimi olarak tasarlamıyor. Partimiz işçi ve emekçilerle, halkın çeşitli kesimleriyle komisyon çalışmalarını bilgilendirmek üzere toplantılar yapmayı planlıyor.
 
Basına kapalı olacağını iktidar duyurdu, ama muhalefet olarak bu konuda ortak bir tutum var mı?
 
Zaten toplumun bütün örgütlü kesimlerinin, emek ve meslek örgütlerinin, aydınların, etkili kişilerin dahil olmadığı, Meclis'e sıkıştırılmış bir komisyon çalışmasının derde deva olmayacağını biliyoruz. Kürt sorununun çözümü dahil demokratikleşme sürecinin halkın inisiyatifi örgütlenmeden gerçekleşmesi söz konusu olmaz. Komisyonda DEM, CHP, EMEP ve TİP'in işbirliği yapması bu bakımdan önemli olacak. Partimiz bu komisyona bir şerhle dahil oldu.
 
Nedir o şerh?
 
Komisyona katılma gerekçemizi açıkladığımız basın bildirisinde şöyle demiştik: "İşçilerin, emekçilerin, gençlerin sürece katılımı, bilgilendirilmesi, taleplerinin ve çözüm önerilerinin komisyon gündemine getirilmesi için çalışacaktır. Bunun olanaklarının kalmadığını düşündüğü ve yetkili kurullarının gerekli gördüğü koşullarda da komisyondan çekilmek de dahil üzerine düşeni yapacaktır." Benzer açıklama CHP'den de geldi. Daha en başından bu şerhin konulduğu bir komisyonda herkes elinden geleni yapmaya hazır. Ama sabotajlara, yasaklara, engellere rağmen kimse kimsenin dostlar alışverişte görsün mizanseninin oyuncusu ya da yedeği olmaz.
 
Sizin komisyona dair önerileriniz neler?
 
Gerçek bir çözüm ve eşit özgür birlikten yana adım atılacaksa; komisyonun adının barış, demokrasi, eşitlik gibi kavramlar içererek bir çözüm komisyonu olması, kararların nitelikli çoğunlukla alınması Meclis dışında emek meslek örgütleri demokrasi güçlerinin katkı ve katılımına açık olması gibi öneriler kabul görmelidir. 
 
Bazı muhalefet kesimleri, sürece ve komisyon çalışmalarına destek vereceklerini, ancak Erdoğan'ın yeniden seçilme gibi hesaplarının olabileceğine dikkati çekerek, çekilebileceklerini açıkladı. Muhalefet her koşulda bu komisyonda olmalı mı, komisyonu Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından bir mücadele zemini olarak mı ele alınmalı?
Kürt sorununun çözümü artık halkın yükselteceği basınca, talepleri için vereceği demokratik ve siyasal mücadeleye bağlıdır.
 
Ulusal sorunun çözümünü her iktidar, hükümet kendi anlayışınca ele alabilir. Bizim reel durumumuz iktidar ortaklarının Kürt sorununu yıllarca "terör" sorunu olarak görmesidir. Aslına bakılırsa hala öyle görüyor. Kürt halkı bu anlayıştan çok acı çekti, baskı gördü. Silahlı mücadelenin bırakılması için savaşan taraflar; devletin mevcut aygıtları ve silahlı güçler arasındaki görüşmeler doğaldır. Ancak Kürt sorununun çözümü artık halkın yükselteceği basınca, talepleri için vereceği demokratik ve siyasal mücadeleye bağlıdır. Bu bakımdan evet, iktidarda kimin olduğu değil, hangi iktidar olursa olsun temel ve kolektif hakları tanımayan, yok sayan, telaffuz bile etmeyen hangi iktidar olursa olsun ona karşı verilecek mücadeledir. Söz konusu olan şu anda Cumhur İttifakı'dır ve onun eveleyip gevelemesine, süreci kendini güçlendirmek için bir manivela haline getirmesine sessiz kalınamaz. Kürt sorununun çözümü demokrasi mücadelesiyle iç içe geçmişse, bu mücadelenin hedefi hiçbir demokratik kurumu yaşatmamaya azmetmiş mevcut rejimin, tek adam sisteminden de kurtulmak gerektiği anlamına gelir. Biz, bu değişimin hedefinin emekçilerin, halkın her düzeyde inisiyatifini kullanabildiği halk demokrasisi halk egemenliği olarak tanımlıyoruz. Kürt siyasetinin de kendi önerileri var elbette. Sorun asıl olarak sahada konunun muhatapları arasındaki mücadele ve müzakereyle çözülebilir. Dolayısıyla Kürt sorununun çözümü halk egemenliği için iktidar mücadelesiyle iç içedir ve iktidar karşıtlığı bunun asgari koşuludur. İktidar yeniden seçilmeyi isteyebilir. Komisyonun nesnel varlığı iktidarı tekrar iktidar yapmak değil. İktidar partileri muhakkak buna yatırım yapıyordur. Ancak bu tür soruların Türkiye'de birikmiş deneyimlerden kaynaklandığı da anlaşılıyor. Birincisi AKP ne istediyse yapmış olan CHP'ye ilişkin geçmişe ait kaygılar, ikincisi DEM Parti ve Kürt kitlesinin Cumhur İttifakı'nı tamamlayıcı bir öğeye dönüşmesinden duyulan korku. Bazı sol kesimler de bu süreci donmuş bir süreç olarak görüyor.  Oysa Türkiye politik gelişmeler ve mücadele açısından dinamik bir ülke ve bu dinamizmi gözden uzak tutmak, mücadele alanlarında olmamak ya da etki gücünü kullanmamak baştan teslimiyet anlamına geliyor, bu görülmüyor.
 
Karşı çıkışların temel kaynağı nedir size göre? Yani iktidar karşıtlığı bunu mu gerektiriyor ya da sürece duyulan güvensizlik? Bu kaygılı kesim, değişim, dönüşüme dair bir etki gücü oluşturamazlar mı?
 Faşizmi püskürtebilecek yegane güç halkın mücadelesidir. Süreç faşizan bir zihniyetin kodlarına göre tahkim edildi, ancak şimdiye kadar olan gelişmeler bile bu kodların yer yer bozuma uğratılabileceğini gösteriyor.
 
Karşı çıkışların kaynağı kendine ve halka, değiştirme gücüne bir güvensizlikten ibaret. Sürecin olanakları ve kısıtları olabilir; önemli olan olanakları büyütmek, Erdoğan'ın DEM Parti’yi Cumhur İttifakına dahil etmek gibi provokatif ifadelerinin hayatta bir karşılığı olmayacağını anlamaktır. Türkiye'de bir yandan ultra milliyetçi partiler bir yandan da kimi ulusalcı sol fraksiyonlar; kimisi yüksek sesle kimisi daha düşük tonla iktidarın başlattığı süreç için tepki gösteriyorlar. Birinciler 50 yıldır süren silahlı mücadelenin devam etmesini, öldürerek çözmeyi mubah görüyor. Bunlar toplumun geri eğilimlerini, yüklenmiş fantezilerini kışkırtarak kendilerine iktidar yolu açmaya çalışıyorlar. Diğerleri için de bir apolitizm içinde olduklarını söylemek mümkün. Ve bunu aynı zamanda uzun yıllara dayanan ulusal hak mücadelesinin sonucu olarak da gündeme geldiğini görmüyorlar. Önümüze süreç diye bir şey çıktı ve Türkiye nüfusunun en az üçte birini oluşturan Kürt kitlesini ve örgütlerini bu durum taraf olarak ilgilendiriyor. Geri kalan nüfusun kaderini de belirleyecek bu gelişme tüm demokrasi güçlerini de ilgilendiriyor. Doğru politik tutum her verili koşulda mücadele edebilme yeteneğinin geliştirilmesi ve bu doğrultuda emekçileri örgütleyebilme, bilinç ilerlemesinin olanaklarına dönüştürülmesidir. Faşizmi püskürtebilecek yegane güç halkın mücadelesidir. Süreç faşizan bir zihniyetin kodlarına göre tahkim edildi, ancak şimdiye kadar olan gelişmeler bile bu kodların yer yer bozuma uğratılabileceğini gösteriyor. Bu durumda denebilir ki siyaset dışında kalmak, özgüvensizliktir.
 
Partiniz komisyon çalışmalarına dair nasıl bir hazırlık içinde? Komisyondaki temel hedefi nedir?
 
Açıkçası komisyon bir karar organından ziyade iktidar tarafından zevahiri kurtarmak, demokratik görünmek için kurulmuş bir yapı. Bileşeni özenle oluşturuldu. Doğrudur, asıl söz Cumhur İttifakı'na verildi ki kendileri söyleyip kendileri oynasınlar. Her gün biraz daha güç kaybına uğrayan Erdoğan iktidarı, bu komisyona ayrıca Anayasa Komisyonu gibi bir rol de yüklemek istiyor. O bakımdan komisyon çalışmalarında püskürtülmesi gereken bir dizi niyet olacak. Biz komisyondaki çalışmalarımızı sahip olduğumuz 1 oy ile iş birliği yapabileceğimiz partilerin oy oranı ile ölçmüyoruz. Temel önceliğimiz komisyondaki ve parlamentodaki toplam gücümüzle Türk ve Kürt emekçilerinin çıkarlarını savunmak, olan bitenden haberdar olmalarını sağlamak, iktidarın ayak oyunlarını teşhir etmek ve gerçek çözüm yolunun süreci bir mücadele alanına çevirecek dinamikleri geliştirmek olduğunu bir kez daha göstermektir. Erdoğan iktidarının miadı çoktan dolmuştur. Her konu gibi komisyon meselesi de iktidar için tek adam rejimini korumaktan ibarettir. Bu sadece iktidarın değil, onun yamacında nemalanan büyük sermayenin de niyetidir. Nasıl grev alanlarında, kampüslerde, tarlada, zeytinliklerde, belediyelerin ele geçirilmesine karşı sokaklarda ve hayatımızı kazanmak için mücadele ediyorsak; her türlü baskıya rağmen meydanlara çıkıyorsak komisyonda da mücadele edeceğiz. Faşizme karşı mücadelenin çok çeşitli alanları vardır; hiçbirine seyirci kalamayız.
 
MA / Ömer İbrahimoğlu

Diğer başlıklar

08/12/2025
23:14 Hesekê'de Orkêş Müzik Festivali başladı
22:49 Wan'da oteldeki yangın kontrol altına alındı
22:05 KESK’ten 30’uncu yıl etkinlikleri
22:03 Öğrencilerden Eskişehir Kurdî Topluluğu'na destek
22:00 Amed'de festival ikinci gününde: Hafızaya kazınan konular beyaz perdede
21:46 Wan'da otel yangını
20:59 DEM Parti'den Selvi'ye: Süreci sabote edenleri başka yerde ara
20:46 Özel'den 'Suriye Kürtleri' mesajı: Huzur içinde olmaları Türkiye’ye güvencedir
19:50 Bahis soruşturması: Kaptan ve futbolcular hakkında tutuklama talebi
19:13 Bahçeli'den eş genel başkanlara 'tebrik'
19:01 AB'den iltica başvurusu reddedilenler hakkında yeni kararlar
18:11 DEM Partililerden 'bütçe' çağrısı
17:56 Japonya’da 7.2 büyüklüğünde deprem: Tsunami uyarısı yapıldı
17:50 Bakırhan'dan 'yerel yönetim' çağrısı: Mahalledeki sorunu Ankara'da çözemezsiniz
17:20 Tülay Hatimoğulları: Suriye'nin tek çaresi adem-i merkeziyetçiliktir
17:20 Gazze'ye saldırılarda 5 kişi daha hayatını kaybetti
16:19 DEM Parti’den bütçeye şerh: Sürece duyarsız bir şekilde hazırlanmıştır
16:03 ‘Büyüyen sadece yoksulluk, sefalet ve açlıktır’
16:02 Tutsaklara 'Mahabad' ve 'Kürdistan' cezası
15:32 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:46 ‘Sağlık emekçileri yalnız değildir’
14:46 Elkê'de yol kiralanan iş makinesi ile açtırıldı
14:20 Pirsûs'ta şüpheli kadın ölümü
13:46 Antalya’da 5.2 büyüklüğünde deprem
13:42 Belediyeden On Gözlü Köprü açıklaması
13:18 Kurtulmuş'tan süreç açıklaması: Bu bir devlet projesidir
13:11 EMEP 'halktan yana bir bütçe' için 15 acil düzenleme önerdi
13:10 'Çözüm süreci'ni bitiren olayda polisin parmak izi dosyaya eklendi
11:51 Kağanarslan: Abdullah Öcalan'ın sosyalizm tartışmasındaki fikirleri ufuk açıcı
11:17 İzBB işçileri 'emekleri' için çıplak ayaklarla yürüdü
11:12 Prof. Norman Paech: Ulus-devlet geleceğin modeli değildir
11:05 Elkê'de heyelan: Karayolları kiralık iş makinesi arıyor!
11:02 Abdullah Öcalan’ın ışığı 11 bin kilometrelik yolları arşınlattı
10:55 Veysi Aktaş'tan eleştirilere yanıt: Türkiye solunun kendini yenilemesine ihtiyaç var
09:57 JINNEWS’in Kasım ayı şiddet çetelesi: 23 kadın ve 3 çocuk katledildi
09:23 ‘Uyuşturucu ve fuhuşa karşı birlikte çözüm bulabiliriz’
09:18 Sri Lanka’da afet: 627 ölü
09:15 Hasta tutsak raporu: Çelişki, eksik tanı, yer verilmeyen hastalıklar
09:14 Akademisyen Orhan: Pozitif barış inşası için entegrasyon yasaları yapılmalı
09:12 Mele Dunayserî: Müzakerede koşullar eşit olmalı
09:10 ‘MESEM’ler eğitim değil sömürü yerleri’
09:02 'Kapitalizm büyüme hırsıyla su kaynaklarını yok ediyor'
09:00 'DAİŞ emiri' Hemo'nun hikayesi
09:00 08 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:01 Çok sayıda kent için sağanak ve kuvvetli rüzgar uyarısı
07/12/2025
23:48 Muğla'da 11 mahalle karantinaya alındı
22:55 Wan'da 4.6 büyüklüğünde deprem
21:32 DEM Parti'den Kumluca’da şölen
20:53 Amed Film Festivali, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne adandı
20:02 Wan’da şüpheli ölüm
19:58 Colemêrg’te heyelan
19:40 Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali ödülleri sahiplerine verildi
19:24 Eskişehir’de Kürtçe'ye engel
19:08 Mazlum Ebdî: Şara’dan gerçek bir değişim görmemiz gerekiyor
18:17 PYD: Yeni Suriye’nin kurulması ademi merkeziyetçilikle mümkün
17:54 Konferans sona erdi: Öcalan’ın sözlerinin gücünü ülkemize götürmek için geldik
17:42 10 yaşındaki çocuk gömüldüğü topraktan yaralı çıkarıldı
17:40 İsrail'in saldırıları sürüyor: 70 bin 360 kişi katledildi
16:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
16:27 Anavarza Kültür ve Sanat Derneği açıldı
16:18 Haydar Ergül: O ışık Öcalan'ın kendisidir
16:07 Marksist John Hollaway: Abdullah Öcalan’ın yaktığı ışık beni buraya getirdi
15:47 İzmir'de asgari ücret ve bütçe tepkisi
15:15 Nobel Ödüllü Shirin Ebadi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sürecin temel koşuludur
15:12 Macaristan Başbakanı Orban yarın Türkiye'ye geliyor
14:59 Dil kurumlarından çocuklara alfabe öğretme etkinliği
14:26 PKK'liler için kurulan taziye ve verilen mevlide kitlesel ziyaret
14:08 Demirtaş: Süreç parçalanma değil, onurlu birliği sağlayacak bir süreç
Figen Yüksekdağ: Yeni bir dönemin kapıları açıldı
14:00 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın ikinci oturumu
13:57 Seferleri azaltan kayyım öğrencileri mağdur etti
13:30 Mêrdîn’de sağanak: Caddeler göle döndü
13:03 Prof. Paech: Kürtlerin ve azınlıkların varlığı kolektif haklarla korunmalı
12:17 Dubbins: 27 Şubat çağrısı Türkiye ve Ortadoğu için muazzam fırsat yarattı
10:30 DEM Parti'nin 'Uluslararası Konferansı' konuşmalarla sürdü
10:08 Hindistan’da gece kulübü yangını: En az 25 ölü
09:57 Jin dergi ‘Komün’ kapağıyla çıktı
09:53 Hintli eski Parlamenter: Öcalan'ın ilkeleri bütün dünyaya barış getirecektir
09:43 Konferansa katılanlar: Tarihi seyreden değil, yapan bir dönemdeyiz
09:24 Psikolog Hatice Göz: Güçlü bir çocuk hakları hareketi oluşturulmalı
09:21 Çok sayıda bölgede sağanak bekleniyor
09:19 Emekliler: 2026 yılını emeklilere düşman yılı kabul ediyoruz
09:12 Cezaevindeki yemek borcu gerekçesiyle kızının bursuna el konuldu
09:12 Wan kayyımı ‘Sit alanı’ olan yapıyı bakanlığa devretti
09:10 Licê’deki fuhuş ağına karşı komisyon kurulacak
09:08 Dêrsim’de fuhuşa tepki: Yapılanlar bilinçli bir politikanın devamıdır
09:06 Özgür sinemanın adresi
09:02 Anneler: Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz
09:00 07 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
06/12/2025
23:49 Yemeklerinde ölü fare çıktığını söyleyen öğrencilerden protesto
23:23 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli M.S. yaşamını yitirdi
23:13 Uluslararası konferansta yarın da önemli başlıklar tartışılacak
23:07 Metin ve Kemal Kahraman’ın konserine yoğun ilgi
22:54 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
22:51 Hatun Esen: Doğayı katledenler değil mücadele kazanacak
22:11 BMGK'den Lübnan'a destek açıklaması
22:01 Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi
21:14 'Hakikat ve adalet olmadan barış inşa edilemez'
20:49 Kaldırım çalışmaları esnafı da yurttaşı da mağdur etti
18:41 Halep’te Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
18:33 Fidan: Öcalan Suriye'de rol oynayabilir
18:08 BM: Suriye’de insan hakları ihlalleri devam ediyor
18:04 Azime Işık: Dönüşüm için ilkin adalet kıstası benimsenmeli
17:56 Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız
17:48 İsrail, 70 bin 354 Filistinliyi katletti
17:45 Afşin Belediyesi’nin işine son verdiği işçi intihar etti
17:01 Cizîr'de mağarada bir kişiye ait cenaze bulundu
16:32 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
16:31 İrlandalı milletvekili Kearney: Sivil toplum sürece dahil edilmeli
Katalonya eski Başbakanı Garcia: En önemlisi halkınızla yaptığınız sözleşmedir
16:20 Bahçeli: Barış kuşunun ikinci kanadı takılacak ve herkes uçuşunu görecektir
16:18 Wan’da Şiyar Be Platformu kitlesel yürüyüşle deklere edildi
16:01 Gazeteci Aykol’un tedavisi sürüyor
15:54 Suriye’de Alevilere dönük saldırılar Amed’de protesto edildi
15:52 Prof Köker: Nihai hedef barış ve demokratik toplumun inşasıdır
15:19 Neçirvan Barzani: Barışın inşa edilmesi tüm bölgeyi etkiler
15:18 Amed Sağlık Platformu çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
15:04 Üç kentte hasta tutsaklar için çağrı
15:03 CHP'de yeni MYK belli oldu
15:01 Güney Afrikalı Senatör Bhabha: Yasal kılındığımız an dönüm noktası yaşandı
14:49 Arzu Yılmaz: Abdullah Öcalan’ın söylediği entegrasyon, birlikte yaşamın formülüdür
Nobel Ödüllü Oleksandra Viacheslavivna Matviichuk: Kadınları sürece dahil etmeliyiz
14:19 DAİŞ saldırısı ihtimaline karşı kutlama yasağı
14:02 İstanbul’da Barış Çalıştayı: Süreçte aktif rol almak istiyoruz
13:59 Suriye’de savaş kalıntıları nedeniyle 665 kişi yaşamını yitirdi
13:44 İmralı Heyeti üyesi Erol: Abdullah Öcalan Kürtlerin hukuka dahil edilmesini istiyor
13:36 İmralı’ya giden komisyon üyesi Yıldız: Süreç ertelenmeyecek bir devlet meselesidir
13:27 Yiğit ve Turgut’un taziyelerine kitlesel ziyaret
13:19 'Esas duruş' dayatmasını reddeden tutsak, 10 gardiyan tarafından darp edildi
13:13 Mehmet Güler, Rojhat Özdel ve Faik Kevci için adalet istendi
13:11 Cumartesi Anneleri Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
12:28 İstinaf da 'yetki davası'nda DİSK Basın-İş'i haklı buldu
12:26 Barzani: Sürece her anlamda katkı sunmaya hazırım
Talabani: Barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz
12:01 Îlham Ehmed: Kendimizi Türkiye’de, Türkiye’yi burada görmek istiyoruz
11:26 15'inci İnsan Hakları Film Günleri başlıyor
11:18 Boşanmak isteyen kadın ve kız kardeşine saldırı
11:07 Abdullah Öcalan: Demokratik toplum sosyalizmi temelinde kurtuluşa yürüme zamanı
10:53 ‘Uluslararası konferasta’ barış deneyimleri tartışılacak
10:38 Uluslararası konferans: Abdullah Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür
10:30 Osmaniye'de kaza: Çok sayıda ölü ve yaralı var
09:41 Dilan Karaman’ın ölümüne dair açılan soruşturma ne aşamada?
09:31 DAİŞ Suriye'de yeniden varlık gösteriyor
09:13 Kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
09:12 ‘Katıldığı sınav bulunmadı’ iddiasıyla 30 yıllık tutsağın tahliyesi 9 ay ertelendi
09:11 1 ayda 4 kez hastane sevk edildi: Artık beni hastaneye götürmesinler
09:09 Her Yer Çocuk Derneği gönüllüsü: İktidarın politikalarıyla çocukluk kısalıyor
09:08 Wan-Bedlîs-Colemêrg Eczacılar Odası Başkanı: Fiyat belirsizliği ilaçları vurdu
09:07 'Savaş engelliliği artırıyor, barış için mücadele edeceğiz'
09:07 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti: Belediye iade edilmeli
09:06 Avukat Özdemir: 11'inci Yargı Paketi beklentileri karşılamadı
09:05 ÖHD'li Kantarci: Abdullah Öcalan'ın özgür yaşar ve çalışır koşulları sağlanmalı
09:04 Türkdoğan: Komisyon raporunun en önemli başlığı entegrasyon olacak
09:04 Licêlilerden 'fuhuş ağına' karşı birlik çağrısı