İZMİR - Tutsak kaldığı 30 yıllık süre boyunca kendisini, mücadele arkadaşlarını resim ve kitaplarıyla anlatmaya adayan Gürsel Karaaslan, son anı kitabı “Adressiz Mektuplar”ın muhatabının okuyucular ve barış olduğunu söyledi.
Farklı cezaevlerinde geçirdiği 30 yıllık tutsaklığın ardından 2023'te tahliye edilen Gürsel Karaaslan'ın (63) "Adressiz Mektuplar" isimli anı kitabını Ağustos ayında çıktı. Aryen Yayınevi tarafından basılan kitap, Karaaslan'ın yakalanmadan önce yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren PKK'lilerin çantasında bulduğu mektuplardan oluşuyor. Karaaslan, Mersin'de 1993’te tutuklandıktan sonra Erzirom, Tekirdağ, Çankırı ve Ankara'da cezaevinde kaldı. 2016'da istemi dışında sevk edildiği Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden 2023'te tahliye oldu. Bu süreçte kalp ameliyatı da olan Karaaslan'ın vertigonun yanı sıra birçok kronik hastalığı da bulunuyordu. 30 yıllık tutsaklığı boyunca direnişini, edebiyat ve sanatla birleştiren Karaaslan, ilk olarak mücadele arkadaşlarını anlatan "Gidenler Dönmediler" kitabını kaleme aldı.
Son kitabına ilişkin konuşan Karaaslan, "Adressiz Mektuplar'ın" adresinin aslında Kürdistan olduğunu söyledi. Cezaevinde yazıp okuyarak dünyayı, kimliğini anlamaya çalıştığını söyleyen Karaaslan, "Zorluklarına rağmen, orayı bir nevi okul gibi gördüm. Bir gerilla süreci yaşadım. O süreci yazmasaydım hem kendim eksik kalırdım hem de arkadaşlarıma olan bağım eksik kalırdı. Kısacası yaşamım eksik kalırdı. Çünkü orayı anlatmam gerekiyordu. O gerillayı anlatmak gerekiyordu. Beni, buna iten oradaki yoldaşlığı, orada ki zorluğu unutmamak. Kürt'ün yaşam biçimini ne kadar zor olduğunu, Kürt'ün dağlarının da zor olduğunu, kimliği elde etmenin ne kadar büyük bedellerle oluştuğunu tamamlamak istedim. Özcesi eğer o kitapları yazmasaydım arkadaşlığımda yarım kalacaktı" diye konuştu.
'GİDENLER DÖNMEDİLER VE ADRESSİZ MEKTUPLAR'
Yayınlanan 2 kitabı; "Gidenler Dönmedi" ve "Adressiz Mektuplar" kaleme alma motivasyonunu anlatan Karaaslan, "Gidenler Dönmedi, şunun üzerine; Kürdistan dağlarına giden birçok insan geri dönmedi. Bekleyen insanlar var ama insanlar dönmedi. Adressiz Mektuplar da beraber kaldığımız arkadaşlarımızın mektuplarından geriye kalmış anıların bir bütünü. Ne yazık ki öyle demek gerekiyor. Acı bir şekilde yaşadığımız bir operasyon sonucu arkadaşları kaybettik. Arkadaşların çantasına bakarız doğal olarak ne var ne yok diye. Çantaların içinden çıkan mektuplar. Yarım kalmış mektuplar. Bu arkadaşların anılarına bağlı kalmayı da ben bu yolla buldum. Adresi yok mektupların. Kime yazdıkları kesin olarak belli değil. Bence Kürdistan’a yazmak istediler. Kendi vatanlarına, ülkelerine mektup yazmışlar. O mektupları derleyip, toparlayıp anılar şeklinde yazmaya çalıştım. Adressiz Mektuplar bunun üzerine şekillendi. O arkadaşları unutturmamak için yazdığım bir kitap" diye belirtti.
'DÊRSIM VE ZÎLAN'IN KADINLARI'
“Adressiz Mektuplar”daki iki kadın gerilla karakterine değinen Karaaslan, onların zulmün çok yoğun olduğu Dêrsim ve Zîlan'ın evlatları olduğunu belirtti. Karaaslan, "Gülizar arkadaş Dêrsim'e benziyordu gerçekten. Dêrsim'in coğrafik güzelliği vardı yüzünde. Dağ gibiydi. Munzur'un suyuna benziyordu. Böyle bir kadın arkadaştı ve o isyanın onda yaratmış olduğu bir itimle gelmişti. Dêrsim gibi bakardı insana. Onunla ilk tanıştığımda hem isyanın hem de umudun kendisini gördüm. Sonra ilişkilerimiz o bağlamda iç içe geçti. Çok konuştuk, çok sohbet ettik. Zahide arkadaş da Zîlan Deresi'nin, Zîlan Katliamı'nın kızıydı. Katliamdan sonra Nevşehir'e göç ettirilmiş. Daha sonra neredeyse kimliği bile yok ettirilmiş bir Kürt ailenin çocuğuydu. O da kendi yurduna bir şekilde dönmüş. Katledildiği yer Tendûrek, Zîlan'a çok yakın. Bu iki arkadaş, iki isyan temsilcisiyle birlikte kaderimiz birleşti aslında o operasyonda. Bir yanım Zîlan bir yanım Dêrsim desem yeridir" ifadelerini kullandı.
'MEKTUPLARIN ADRESİ KÜRDİSTAN VE BARIŞ'
“Adressiz Mektuplar”ın adresinin Kürdistan'ın, halkın ve barışın kendisi olduğunu kaydeden Karaaslan, bu kitabın, mektupların adrese ulaşması için yazıldığını vurguladı. Her okuyucunun bir adres olacağını söyleyen Karaaslan, “Amacım bir yazar, ressam olmak değil. Ama bir yazardan, bir ressamdan daha iyi resim ve edebiyat yapmak gerekiyor. Temel amacım iyi yazmak, iyi çizmek. Çünkü arkadaşlarımı, yoldaşlarımı, ülkemi iyi ifade etmek istedim. İlk insandan günümüze kadar bu bir ifade yolu olarak günümüze gelmiş. Kısacası ikisini de bir ifade yolu olarak görüyorum. Umarım ben yoldaşlarımı bu ifade yoluyla kendi adreslerine, olması gereken yerlere ulaştırırım” şeklinde konuştu.