ANKARA - Kürt Özgürlük Hareketi'nin Türkiye sınırları içerisindeki güçlerini "Medya Savunma Alanları"na çekme kararının, süreç için yeni bir aşamaya işaret ettiğini ifade eden akademisyen Hamit Ekinci, bu adımı "çatışmasızlığı güçlendiren stratejik bir yönelim" olarak niteledi.
Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne ilişkin Qendîl'de önemli bir açıklama yaptı. Açıklamada, PKK'nin 12'nci Kongre kararları doğrultusunda ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın onayıyla Hêzên Parastina Gel (HPG) ile Yekîneyên Jinên Azad-Star (YJA-Star) gerillalarının "Medya Savunma Alanları"na doğru geri çekilme sürecine başladığı ifade edildi. Açıklamada geri çekilen 25 HPG ve YJA-Star gerillası da hazır bulundu.
Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendiren akademisyen Hamit Ekinci, silahlı güçleri geri çekme kararının "Kürt meselesini silahsızlandırarak açık tartışmaya açmayı hedefleyen uzun vadeli stratejik yönelimin bir sonucu" olarak yorumladı. Ekinci, "Dünyadaki çatışma çözümü süreçlerinde, gerek sahadaki koşullar gerekse yapısal yetersizlikler nedeniyle devlet dışı aktörlerin ateşkes süreçlerine tam uyum göstermesi her zaman mümkün olmamıştır. Bu da çözüm istemeyen odakların provokatif eylemlerine zemin hazırlamaktadır" dedi.
'TARİHİ BİR FIRSAT'
PKK'nin 12'nci Kongresi'nde aldığı ve uygulamaya koyduğu kararların çatışma zeminini ortadan kaldırma açısından tarihi bir adım olduğunu ifade eden Ekinci, "Bu gelişmeler, Türkiye'de demokratik dönüşüm ve Kürt sorununun demokratik entegrasyonu bakımından ciddi bir imkân yaratmaktadır" dedi.
Ekinci, devletin de bu sürece "benzer bir ciddiyet ve samimiyetle yaklaşması gerektiğini" belirtti.
'SÜRECİN GÜVENLİKLEŞTİRİLMESİ BARIŞA HİZMET ETMEZ'
Ekinci, sürecin "Terörsüz Türkiye" gibi güvenlik merkezli bir paradigmayla sınırlandırılmasının toplumsal barışa zarar vereceğini vurgulayarak, "Yüzyılı aşan bir sorunun çözümü için silahtan uzaklaşma iradesini defalarca ortaya koymuş bir aktör karşısında hâlâ gerekli yasal ve siyasal düzenlemelerin yapılmamış olması hayati bir eksikliktir. Kürt siyaseti açısından silah artık geri dönülmez biçimde denklem dışı kalmıştır; ancak devletin bu tutumu, çözüm iradesinin zayıflığı olarak algılanmaktadır" diye belirtti.
'ÖCALAN'IN KOŞULLARI BELİRLEYİCİ OLACAK'
Ekinci, sürecin kalıcı barışa dönüşebilmesi için yalnızca silahların susmasının yeterli olmadığını, eşzamanlı yapısal reformların zorunlu olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: "Toplumsal rızanın oluşturulması ve sürecin sağlıklı ilerlemesi için Sayın Abdullah Öcalan'ın çalışma koşullarının iyileştirilmesi büyük önem taşıyor. Aynı zamanda anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim ve yerel yönetim reformu gibi başlıklarda açık ve kapsayıcı bir tartışma yürütülmelidir. Bu, hem Kürt toplumunun temel taleplerine yanıt verir hem de Türkiye'nin iç barış sürecine güçlü bir ivme kazandırır."
Ekinci, sivil siyaset kurumunun bu süreçteki öncülüğünün belirleyici olacağını vurgulayarak, “Artık zaman kaybedilmemeli; sürecin yasal ve siyasal gereklilikleri ivedilikle yerine getirilmelidir” çağrısında bulundu.
MA / Fırat Can Arslan
