TJA’dan 25 Kasım deklarasyonu: Şiddetsiz yaşamı demokratik toplumla örüyoruz

  • kadın
  • 11:57 3 Kasım 2025
  • |
img
AMED - TJA, 25 Kasım deklarasyonunu açıkladı. Katledilen kadınların öfkesini kuşanarak alanlarda olunacağı belirtilen deklarasyonda, “Mirabal’lerden bugüne uzanan mirasla, şiddetsiz ve özgür bir yaşamı demokratik toplumla birlikte örüyoruz” denildi. 
 
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla “Bi civaka demokratîk ber bi jiyana azad a bê tundî ve (Demokratik Toplumla Şiddetsiz Özgür Yaşama)” şiarıyla gerçekleştirecekleri etkinliklerin deklarasyonunu açıkladı. Amed’de bulunan Sümerpark’taki Diyarbakır Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİKASUM) önünde yapılan açıklamanın Kürtçesini TJA’dan Hatice Öncü, Türkçesini Rosa Kadın Derneği Yöneticisi Hazal Kaydu okudu.  
 
MİRABAL KARDEŞLERDEN GÜNÜMÜZE 
 
Okunan deklarasyon metnin tamamı şöyle: “1960’ta Dominik’te diktatörlüğe karşı direnirken katledilen Mirabal Kardeşlerin anısı ve mücadelesiyle simgeleşen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü bugün katledilen kadınların öfkesini ve direnişini kuşanarak karşılıyoruz. Kadın kırımına karşı amasız, fakatsız mücadelemizi büyütüyor; Mirabal’lerden bugüne uzanan mirasla, şiddetsiz ve özgür bir yaşamı demokratik toplumla birlikte örüyoruz.
 
Kadın kimliği bin yıllardır şiddetle evlere kapatıldı, sömürüldü ve katledildi. Yarattığı toplumsal değerler yok olsun ve unutulsun diye her türlü şiddete maruz bırakıldı. Kadınların tarihi yok sayıldı. Varlıkları yok sayıldı. Kültürleri, inançları yok sayıldı. Bunun yerine erkek egemenliğinin örgütlediği hegemonik ilişkiler ve bu ilişkilerin kurumsallaştırıldığı yeni yapılar inşa edildi ve bu yapılar ayakta kalabilsin diye şiddet her gün yeniden üretilmeye ve kadınlar kapatılmaya devam edildi. Bugün bütün dünyada gözlerimizin önünde gerçekleşen kadın ve toplum kırımı binlerce yıllık şiddet tekelinin devamıdır. Kapitalist modernite sistemi, temel dayanağı olan erkek egemenliğini dünyanın farklı coğrafyalarında farklı politikalarla ayakta tutmak için her zamankinden çok daha fazla saldırmaktadır. Her yıl dünya genelinde en az 80 bin kadın erkek şiddeti ile katledilmekte, kadınlara karşı açık bir savaş yürütülmektedir. Statüsüz fakat bütün yapıların ortaklaşarak yürüttüğü bu savaş her gün yüzlerce kadını öldürmekte, yaşamdan koparmakta, psikolojik-fizyolojik geri dönülmez yaralara neden olmaktadır.
 
ÖRGÜTLÜ MÜCADELE 
 
Kadın direnişinin son 100 yıllık örgütlü mücadelesi bu durumu ifşa etmiş, dünya genelinde büyük bir mücadele örgütleyerek erkek egemenliğine karşı sürekli direnişini sergilemiştir. Gelinen aşamada dünya genelinde kadın mücadelesinin sirayet etmediği bir coğrafya kalmamıştır. Fakat bunu bir tehlike olarak gören küresel dünya sistemi son on yılda her yerde kadınların kazanımlarına saldırmış, bu kazanımlara hem yasal hem pratik olarak el konulmuştur.
 
SİSTEMATİK ŞİDDET VE KATLİAM 
 
Maalesef ki durum Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyası için de aynıdır. Tanrıçaların yurdu olan bu topraklarda her gün kadınlar sistematik olarak katlediliyor, şiddete maruz kalıyor, intihara sürükleniyor ve adını burada sayamayacağımız kadar çok fazla baskı ve şiddet cenderesine alınarak varlığı adeta parçalanmak isteniyor. Duygusu, düşüncesi küçük görülüyor, kadın olmak şiddet görmek için yeterli bir gerekçe sayılıyor. Resmi makamların açıkladığı verilerin gerçekleri yansıtmadığı aşikardır. Son yıllarda artan intihar olarak not düşülen ‘şüpheli kadın ölümleri’nin arkasında erkek faillerin olduğunu biliyoruz.
 
‘KUTSAL AİLE’ 
 
Son 20 yıllık süreçte hükümetin kadın düşmanı politikaları bu sistemi pekiştirmiş, daha fazla kadını hayattan koparmıştır. Bütün bilimsel ve sosyolojik veriler kadınların en çok evlerde, aile içinde şiddete maruz kaldığını gösterse de ısrarla kadına yönelik şiddeti ailenin zayıflaması olarak ele almasını kabul etmedik, etmeyeceğiz. İlan edilen ‘Aile Yılı’ ve bu kapsamda uygulanan politikalar kadınları daha çok eve kapatmakta erkek şiddetini görünmez kılmaktadır. Kadına yönelik şiddet bir aile meselesi değil erkek egemen sistem sorunudur. Mevcut iktidar aile içinde yaşanan sorunları ‘kutsal aile’ söylemiyle görünmez kılmakta, özel alana sıkıştırılan kadın iradesinin özgürleşmesini engellemektedir. Her gün kadınlar, evlerinde en yakınları tarafından cinsel, ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalıyor. Bu şiddetin üstüne görünmez bir perde çekiliyor; ev içi şiddet hala çoğu zaman şiddetten bile sayılmıyor.
 
YASALAR KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR
 
Mevcut yasalar kadını koruduğunu iddia etse de, uygulamada bu koruma yalnızca kağıt üzerinde kalıyor. Kadınları korumakla yükümlü kurumlar çoğu zaman ‘aile birliğini koruma’ adı altında kadını yeniden şiddet ortamına itiyor. Güvenli alanlar yetersiz, koruma kararları ise etkisiz; çoğu kadın, tehdit altında olmasına rağmen faille aynı mahallede, hatta aynı evde yaşamaya mecbur bırakılıyor. Erkek şiddeti sistematik biçimde ‘bireysel öfke’, ‘kıskançlık’, ‘tahrik’ gibi gerekçelerle hafifletiliyor; erkek failler iyi hal indirimleriyle serbest bırakılıyor. Yine Meclis’e sunulmak üzere hazırlanan 11. Yargı Paketi taslağı bireyin özgür yaşama hakkını tehdit eden, Türkiye’nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerini hiçe sayan ağır ayırımcı düzenleme önerileri içeriyor. Hukukun, toplumun yaşama ve eşitlik hakkını güvence altına alması gerekirken bu tür yasalarla ayrımcı ve antidemokratik uygulamalar meşrulaştırılıyor. Böylece yasa metinlerinde yer alan ‘eşitlik’ ve ‘koruma’ ilkeleri, erkek egemen zihniyetin duvarlarına çarpıp işlevsiz hale geliyor. Kadınlar için adalet arayışı, devlet kurumları içinde yeniden travmatize edildikleri bir sürece dönüşüyor. Bunun en çarpıcı örneği, koruma kararına rağmen katledilen kadınların sayısının her geçen gün artmasıdır. Kadınlar yaşam haklarını savunmak için meşru müdafaa hakkını kullandığında ise, en ağır cezalarla karşılaşıyorlar. Bu tablo, yürürlükteki politikaların kimden yana olduğunu açıkça gösteriyor.
 
ŞİDDETSİZ BİR DÜNYA İÇİN MÜCADELE 
 
Kadına yönelik şiddetin kökeninde binyıllardır süregelen erkek egemen ideolojiler yatıyor. Bu sistem yapısal olarak doğaya, topluma, kadına ve çocuklara karşı her türlü saldırıyı süreklileştiriyor. Eko kırım politikalarıyla kendine, toprağına, hafızasına yabancılaşan bireyler yaratarak yaşam anlamından uzaklaştırılıyor. Kadınlar yaşam alanlarından kopartılarak yoksulluğa mahkum ediliyor. Böylece muhtaç, bağımlı ve çaresiz kılınarak nice yaşamlar azami kar politikalarına kurban ediliyor. Ancak biz biliyoruz ki, kadın direnişi bu ideolojilere karşı bir an bile geri adım atmadı ve atmayacak. Şiddetsiz, sömürüsüz, eşit bir dünya kurulana dek kadın mücadelesi büyümeye devam edecek.
 
27 ŞUBAT ÇAĞRISI 
 
Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısıyla başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni, erkek egemen sisteme karşı verdiğimiz kadın özgürlük mücadelesinden ayrı görmüyoruz. Çünkü biliyoruz ki savaş, bu coğrafyada en çok kadınların ve çocukların yaşamını yıktı. Binlerce Kürt kadın katledildi, işkenceye uğradı, zorla yerinden edildi; körüklenen militarizm kadın bedenini, emeğini ve kimliğini hedef aldı. Özel savaş politikalarıyla kadınlar kimliğinden, inancından, yaşamından koparılmak istendi. Kolluk güçlerinin işlediği suçlar cezasız bırakıldı; karanlık dönemlerin faili meçhul cinayetleri ise bugün kadın kimliği üzerinden güncelleniyor. Hala Gülistan Doku’nun akıbetini soruyor, ‘Rojin Kabaiş’e ne oldu’ diye haykırıyor, Narin Güran cinayetinin karanlıkta bırakılmasını kabul etmiyoruz. Narin, çocukların yaşam hakkının nasıl sistematik biçimde ihlal edildiğinin, yoksulluğun, şiddetin ve cezasızlığın birleştiği bu düzenin sembolü haline gelmiş durumdadır. Onun ardından sorulan her ‘neden’ sorusu, bu coğrafyada çocuk olmanın, kadın olmanın, yoksul olmanın bedelini hatırlatıyor. Gerici ve karanlık ilişkiler ağında katledilen, özgür dünyalarından kopartılıp çalışmaya mahkum bırakılan, eğitimsiz kılınarak geleceksizliğe sürüklenen çocuklar da bu savaşın en büyük mağdurları haline getirilmiş durumdadır. 
 
EN GÜÇLÜ SAVUNMA KADIN MÜCADELESİ  
 
Savaşın yaşamı yok ettiğini, savaş ortamında erkekliğin nasıl kutsandığını, militarizmin şiddeti nasıl meşrulaştırdığını yaşayarak gördük. İşte tam da bu yüzden TJA olarak, barışı yalnızca silahların susması değil, şiddetin tüm biçimlerinin sona ermesi olarak görüyoruz. Barış demek, kadınların öldürülmediği, kimliklerinin inkar edilmediği, bedenlerinin savaş alanı yapılmadığı bir yaşam demektir. Barış aynı zamanda çocukların açlıktan ölmediği, okula aç gitmediği, nefes aldığı havanın, içtiği suyun kirletilmediği bir yaşam demektir. Çünkü savaş sadece insanı değil, doğayı da öldürür; ormanları, nehirleri, kuşları, toprağın bereketini yok eder. Ekolojik kırım da erkek şiddetinin başka bir biçimidir.Kürt halkının büyük bedeller ödeyerek bugüne taşıdığı mücadeleyle filizlenen Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin kadınların öncülüğünde başarıya ulaşacağına inanıyoruz. Çünkü barış, kadınların sesiyle, emeğiyle, adalet arayışıyla mümkündür. Barış sürecinin kendiliğinden ya da tek taraflı yürümeyeceğini bilerek, her yerde örgütleniyor, barışı toplumsallaştırıyoruz. Biliyoruz ki kadınlar barış süreçlerinin öznesi olduğunda, sadece savaşlar değil, şiddetin bütün biçimleri de son bulur. Bu yüzden bir kez daha haykırıyoruz;
 
Savaşa hayır, barış, hemen şimdi!
 
Komün en temel öz savunmadır!
 
Bu toprakların mayası komün örgütlenmesi ve özgürlükçü yaşam felsefesiyle tuttu. Toplum bu bilinçle kendini var etti, eşit ve özgür bir yaşamın ölçülerini yarattı. Bugün tüm bu değerlere yapılan saldırılar karşısında kendini savunma ve özgürleştirmenin yolunun yine komün örgütlenmesi olduğunu biliyoruz. Komünal özgürlük değerleriyle cinsiyetçilik, dincilik, milliyetçilik ve bilimciliğin yarattığı tüm tahribatların aşılmasının mümkün olduğu bilinciyle daha fazla örgütlenecek, savunmamızı ve yaşam hakkımızı komün etrafında inşa edeceğiz. Barışın yolu da özgür yaşamın tohumu da bu değerler birleşkesinde var olacaktır. Bu 25 Kasımı sadece şiddete karşı duruşun değil, yaşamın tüm alanlarını kadın rengiyle inşa etmenin dinamiğini oluşturan ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimimizin ruhu ve etkisiyle karşılıyoruz. En etkili eylemin örgütlenmek olduğu bilinciyle, yaşamı savunmanın yolu ortak kadın mücadelesidir diyoruz.
 
Umutluyuz!
 
Yarım asırdan fazladır devam eden kadın özgürlük mücadelemiz büyük bedeller ödeyerek bugünlere geldi. Fakat vazgeçmedik, geri adım atmadık. Çünkü mücadele ile nelerin başarılabileceğini en iyi biz kadınlar biliyoruz. Erkek egemen sistemin bizi yok etmek isteyen politikalarına karşı bin yıllardır klamlarla, ninnilerle, öfkeyle, umutla, inançla direnerek bugünlere geldik. Bugün kadın yoksulluğu, kapitalist sömürünün en çıplak haliyle görünür olduğu alanlardan biridir. Kadınlar yoksulluğun yükünü taşırken, çocuklarını doyuramadığı için suçlanıyor; üretimden dışlanırken dayanışma ağlarıyla yaşamı yeniden kuruyor. Bu nedenle kadın mücadelesi, sadece şiddete değil, aynı zamanda yoksulluğa, açlığa, güvencesizliğe ve doğanın tahribine karşı da bir direniştir.
 
EKOLOJİK KIRIM, KADIN YOKSULLUĞU 
 
Ekolojik kırım, kadın yoksulluğunun ve savaşın ayrılmaz bir parçasıdır. Sular kururken, topraklar madenlerle oyulurken, ormanlar bombalanırken en çok kadınların emeği, geçimi ve yaşam alanı yok ediliyor. Bu nedenle özgürlük mücadelesi aynı zamanda toprağın, suyun, yaşamın savunusudur. Yoksulluğa, tacize, tecavüze, şiddete, katliamlara karşı sesimiz, sözümüz büyüyerek bugünlere ulaştı. Toplumsal değerlerimizi bağrımızda taşıyarak yürüdük. Bugün ise ‘Umut İlkesi’ne her zamankinden daha fazla tutunarak özgür yaşam kararımızı büyütüyoruz. Bu değerler bugün yeniden komünleşmeyi, toplumsal birlikteliği, beraber üretmeyi ve çoğaltmayı bekliyor. Kadın Rönesans’ını gerçekleştirmek için daha fazla gerekçemiz, mücadele imkanlarımız ve kadim bir tarihimizden edindiğimiz deneyimlerimiz var.
 
Şiddetsiz bir yaşam için demokratik değerler etrafında yeniden birlikte olmak, toplumsal komün değerlerini açığa çıkartmak, sözünün ve iradenin sahibi olmak her zamankinden daha elzem. Bu 25 Kasım’ı da bir yandan katledilen kadınların öfkesi bir yandan coğrafyamızda hakim olan barış inşasının umudu ile karşılıyoruz. Yürünecek yolumuz, verilecek mücadelemiz var. Bütün kadınları özgürlüğe yürümeye, sözü büyütmeye ve kadın Rönesans’ını yaşamsallaştırmaya çağırıyoruz.  Yaşasın Kadın Mücadelesi. Jin, jiyan, azadî.”
 

Diğer başlıklar

19:51 Yargı paketine tepki: Kimliğimiz devletin denetiminde olamaz
19:45 Amed’de polis aracı bir yurttaşa çarptı
19:01 Erdoğan'dan 'süreç' açıklaması: Kazanan 86 milyonun tamamı olacak
18:33 'Tarım destekleri artırılsın, köylünün hakkı verilsin'
18:29 İsrail ordusu Refah’ta 2 Filistinliyi öldürdü
18:11 Wan’daki işçilerin eylemi 96’ncı gününde
17:53 Minguzzi davası gerekçeli kararı açıklandı
17:45 MHP'li belediye hakkında inceleme başlatıldı
17:41 CMB rezervlerinde azalma
17:37 Bursa'da bir kadın katledildi
17:32 Trump: Maduro'nun sayılı günleri var
17:27 Barrack: İsrail ve Türkiye yakında anlaşma imzalayacak
17:09 Agit Akgün için memleketinde taziye kuruldu
17:05 Semra Güzel tahliye edildi
17:05 DEM Parti Heyeti İmralı’dan döndü
16:50 Gazeteci Aykol enfeksiyon nedeniyle uyandırılamıyor
16:39 Karakaya Köyü'nde maden ocağı protestosu
16:18 Yanardağ’ın ‘tecrit’ açıklamasından tutuklanmasına ihlal
15:57 Balıkesir'de 5.1 büyüklüğünde deprem
15:42 DEM Parti'den 4 Kasım çağrısı: Kayyımlar geri çekilmeli
15:37 Polis engellemesine rağmen taziyeye kitlesel ziyaret
15:02 Abdulsamet Sakık katledilişinin 33'üncü yılında anıldı
14:48 Evrensel’e silahlı saldırı davası: Azmettiriciler için ek soruşturma kararı
14:33 Kurtulmuş: Silahlar susacak, kardeşlik hâkim olacak
13:41 Gardiyanlar eşarbın bağlanışını beğenmedi görüşü engelledi
13:39 Valilikten taziye katılımına engel, polisten saldırı
13:19 Gazeteci Ruvanas'ın 'orman kesimi eleştirisine' takipsizlik
12:55 8 aylık hamile kadın GGM'ye gönderiliyor
12:51 10 yaşındaki E.T.’nin kolunu kıran uzman çavuş hakkında iddianame
12:41 Kürt müzisyen Akay serbest bırakıldı
12:40 DFG Ekim ayı hak ihlalleri raporunu paylaştı
12:19 Gazeteci Kanbal'a açılan 'sansür' davası görüldü
12:16 DEM Parti Heyeti İmralı'da
12:15 HDP eski Milletvekili Hüda Kaya cezaevine girdi
12:07 Kadın istihdamı için Amed'in 5 ilçesinde mandıra kurulacak
11:58 Temelli’den iktidara: Neden hala silaha bu kadar kaynak ayırıyorsunuz?
11:57 TJA’dan 25 Kasım deklarasyonu: Şiddetsiz yaşamı demokratik toplumla örüyoruz
11:46 Ahmet Özer’e ‘Kent Uzlaşısı’ndan ceza talebi
11:46 Harç, vergi ve cezalara zam
11:27 Cezaevinde 8’inci yılını dolduran Kavala’dan açıklama
11:25 Cumhurbaşkanlığı kabinesi toplanıyor
11:06 Terlik dayatmasını reddeden tutsağın hastane sevki 1 yıldır yapılmıyor
10:25 Gerekçeler çöktü ama kayyım uygulaması devam ediyor
10:22 ENAG: Yıllık enflasyon yüzde 60
TÜİK: Yıllık enflasyon yüzde 37.15
10:16 ‘Ateşkese’ rağmen İsrail’in saldırılar sürüyor
09:53 'İyileşti' denilip gönderilen tutsak, cezaevinde fenalaştı
09:52 12 kişiye 159 yıl ceza: İstanbul Adliyesi sürece direniyor
09:50 Rezan'daki yapıların yüzde 90'ı riskli, yerinde dönüşüm şart
09:47 Engellenen Abdullah Öcalan röportajının 3’üncü bölümü yayınlandı
09:05 32 yıl tutsak edildi: Demokratik siyasetin önünü açacak adımlar atılmalı
09:03 PYD Eşbaşkanı: Silahsızlanmanın gündemden kalkmasıyla görüşmeler hareketlendi
09:01 DBP’li Birlik: Komisyon Abdullah Öcalan’la görüşmedikçe çözüm nasıl olsun?
09:00 03 KASIM 2025 GÜNDEMİ
00:20 Kürt müzisyen Hakan Akay'a havaalanında gözaltı
00:13 Riha'da iş cinayeti: 1 çocuk hayatını kaybetti
02/11/2025
22:19 Edirne'de zincirleme kaza
21:43 Marsilya’da binler 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' için yürüdü
21:02 Şara ABD'ye gidiyor: 70 yıldan sonra ilk resmi ziyaret
20:55 Sındırgı’da deprem sonrası 42 yapı yıkıldı
19:42 Kobanê için sınıra gidenler anlattı: İnsanlık için direndiler
19:20 Avrupa Forumu’nda Kürdistan’daki katliamlar kınandı
18:26 Keskin Bayındır engellenen Fesih Vural’ın taziyesini ziyaret etti
18:22 İran, mahkeme kararı olmaksızın 4 Kürt yurttaşı gözaltına aldı
17:56 Barış ve Demokrasi Çalıştayı'nın sonuç bildigesi açıklandı
17:51 İstanbul'da Yerel Demokrasi Konferansı: Kentini yönetmek demokrasinin özüdür
17:29 Demokrasi ve Barış Çalıştayı: Aktör olarak sürece katılmalıyız
17:10 İzmir'de sendikalar, sol ve işçi sınıfı tartışıldı
17:01 Êzidî buluşması: Abdullah Öcalan bütün dünya için barış istiyor
16:50 Sûr’da kadınların yaşadığı eve cüppeli ve sarıklı şahıslardan saldırı
16:25 Sosyalist örgütler: Tıkanıklıktan çıkmalı, birlikte mücadele etmeliyiz
16:23 Balıkesir'de 4,3 büyüklüğünde deprem
16:18 Çiğdem Kılıç Gün Uçar: Dayanışma yetmiyor, sorumluluk almak gerekir
15:46 ‘Kadına yönelik şiddet’ paneli: Çözüm toplumsal dayanışma
15:39 Werîşe Muradî: Kobanê ruhu kadınların direnişinde yaşıyor
15:11 Wêranşar Belediyesi Gastronomi Merkezi açtı
14:55 'Kürtlerin kaybedecek bir yüzyılı daha yok'
14:36 Muğla'da orman yangını
14:32 Vietnam’da selin bilançosu ağırlaştı: 35 ölü, 5 kişi kayıp
13:56 Abdullah Öcalan'dan DEM Partili Öcalan'a: Toplumu örgütlemeniz gerek
13:42 Temel: CHP'ye saldırılar sürecin toplumsallaşmasını engelliyor
12:36 Besta'da asker gözetiminde ağaç kıyımı sürüyor
11:18 Bakırhan: Bu sürecin menzili demokrasi, pusulası da adalettir
10:27 Evrensel gazetesine saldırının davası yarın: Herkesi adliyeye bekliyoruz
09:56 Jin derginin 140’ncı sayısı yayında
09:26 Meksika’da yangın: Çocuklar dahil 23 kişi yaşamını yitirdi
09:20 Sarısözen: Türkiye’nin çıkış yolu demokratik entegrasyon
09:10 ‘Müzakereyi sürdürebilecek tek aktör Abdullah Öcalan’dır’
09:08 İzmir’deki yurttaşlardan ‘asgari ücret’ yorumu
09:06 Feride Eralp: Barış kadınların meselesi, tartışmak zorundayız
09:04 Her taşında komünal emek: ZIWAN-KURD
09:00 02 KASIM 2025 GÜNDEMİ
01/11/2025
23:32 1 Kasım kutlamalarında enternasyonal dayanışma mesajı
23:10 İsrail Kuneytra'da yol devriyesi kurmaya çalıştı
20:55 Maxmur’da Kobanê Günü kutlaması
20:30 Demokrasi ve Barış İçin Buluşuyoruz Çalıştayı: Abdullah Öcalan’ın koşulları kritik önemde
19:58 Polislerin engellediği Fesih Vural'ın taziyesi sokağa taşındı
19:41 Qers’te, ‘Demokratik Cumhuriyet’ tartışıldı
19:14 Eskişehirde 'maden' protestosu: Siyanür Sakarya Nehri’ni kirletecek
19:01 Tülay Hatimoğulları: Komisyon acilen İmralı’ya gitmeli
18:43 'Toplum sağlığı için mücadeleyi sürdüreceğiz'
17:52 Şirnex ve Mêrdîn'de 1 Kasım kutlaması: Kobanê umut olmaya devam ediyor
17:43 Bayındır: Öcalan’ın hayallerini gerçekleştirmek için mücadele edeceğiz
17:36 Dr. Günderci: Madde bağımlılığı bir halk sağlığı sorunudur
17:18 Siracettin Kondu’nun taziyesine kitlesel ziyaret
17:13 Cezaevlerinden Gazeteci Aykol’a mektup: Sen binlerce tutsağın sesisin
17:02 6 Şubat’ın 1000’inci günü: Kamu görevlileri yargılansın
16:41 Palamutlar ekim için toplandı
16:17 1 Kasım eylemleri: Kobanê direnişi halkların yolunu aydınlatıyor
15:41 MSD: Kobanê Savaşı, insani değerlerin korunması mücadelesiydi
15:27 Abdullah Öcalan: Yerel örgütlülük güçlendirilmeli
15:16 Arîn Serhed’in taziyesine kitlesel ziyaret
15:15 Maraton nedeniyle tramvay seferlerinde değişiklik
15:13 Hasta tutsaklar Öztel ve Avcı'nın tahliyesi istendi
14:05 Cizîr 'Adalet Nöbeti'nde birlikte mücadele çağrısı
13:57 ‘Barışın yolu Galatasaray ve Koşuyolu’ndan geçer’
13:53 7 gazeteciye verilen cezaya tepki: Basın özgürlüğüne saldırıdır
13:27 Güler'in taziyesinde süreci başarıya ulaştırma sözü
13:24 Cumartesi Anneleri Kerboran'da kaybedilenler için adalet istedi
12:30 DEM Parti süreç kapsamında muhtarlarla bir araya geldi
11:15 ‘Kontrollü yıkım’ yan binanın duvarını da aldı!
11:07 DEM Parti’den 25 Kasım programı: Eşitlik ve özgürlük için bir aradayız
10:34 1 Kasım: Kobanê direnişi halklar için yeni bir yaşam yarattı
10:21 QSD’den Reqa’da güvenlik operasyonu
10:13 DFG’den 7 gazeteciye verilen cezaya tepki
09:54 McLaren: Marx'ın dili Kürdistan dağlarında yeni bir umut grameri buldu
09:18 İş cinayetleri artıyor: Derinleşen yoksulluk Wan'a göç ve ölüm getiriyor
09:11 DEM Parti heyeti 3 Kasım’da İmralı’ya gidecek
09:03 Köln yürüyüş ve mitingine çağrı: Seferberlik ruhuyla katılalım
09:02 İstinaf 7 gazetecinin cezasını onadı
09:02 'Qers bir arada yaşamanın prototipidir'
09:00 01 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:37 Tahliye edilen eşbaşkanlar: Mücadelemiz sürecek
31/10/2025
23:59 Bakırhan: Kurtulmuş'a yönelik ifadeler kabul edilemez
23:08 Temel: Yasal çerçeve için Kasım ayı kritik
22:54 Yeşil Sol Parti’den ‘Sol Odak’ ve ‘Demokrasi Koalisyonu’ önerisi
22:50 Türkiye'deki 30 yıllık tutsaklıktan sonra Halep'te zılgıtlarla karşılandı
22:41 Tutuklanan lise öğrencisi tahliye edildi
22:08 Akdeniz belediye eşbaşkanları tahliye edildi
21:22 Kurtulmuş’un okuduğu Kürtçe şiir tutanaklara 'bilinmeyen dil' olarak geçti
21:12 Amed’de Rojhilatlı şair Celal Melekşa anması
20:21 Aynur Epli 30 yılın ardından tahliye edildi
20:17 Mêrdîn’de şüpheli çocuk ölümü
20:14 223 işçi 93 gündür direnişte
19:24 Mêrdîn’deki kazalarda 4 kişi hayatını kaybetti
19:09 Fransa’da 2024’te 107 kadın katledildi
18:53 KHK'liler İzmir'de bir araya geldi: Barış sadece partilere emanet edilemez
18:49 Ayşe Tokyaz'ın otopsi raporu tamamlandı
18:47 İstanbul’da 12 kişi tutuklandı
18:01 Komisyon üyeleri IRA deneyimini incelemek üzere İrlanda’ya gitti
17:45 5 HPG'linin taziyesine kitlesel ziyaret