Mersin’de 37 ayrı maden ruhsatı dağıtıldı

img

MERSİN - Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Meclis üyesi Abdurahman Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentin orman, tarım ve hayvancılık bölgelerini kapsayan 37 ayrı alan için maden ruhsatı verdiğini söyledi.

Mevcut maden ocakları ve HES'lerle eşsiz coğrafyasını tahrip emeyi sürdürdüğü Mersin, kurulmak istenen yeni maden ocaklarının tehdidi altında. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Meclis üyesi Abdurahman Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Mersin’de 10’u merkez Toroslar ilçesinde olmak üzere 37 farklı alan için maden ruhsatı verdiği bilgisini paylaştı. Maden ruhsatı alan şirketlerin yetkilileri, bakanlık yetkilileri ile birlikte Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu hazırlamak üzere toplantılar düzenlemeye başladı.
 
Bazı yerlerde toplantılar gerçekleştirilirken, bazı yerlerde ise halkın tepkisi üzerine toplantılar yapılmadı. Merkez Yenişehir ilçesine bağlı kırsal Çukurkeşlik Mahallesi’nde yapılmak istenen ÇED toplantısı, mahalle sakinleri tarafından davul, zurna, tencere ve tavayla engellendi. Protestolar nedeniyle toplantıyı gerçekleştiremeyen yetkililer, bölgeden ayrılmak zorunda kaldı.
 
TAŞ OCAĞI SALDIRISI 
 
Meclis üyesi Abdurahman Yıldız, dağıtılan maden ruhsatlarıyla iktidar eliyle kente yönelik ekolojik saldırıya girişildiğini söyledi. Toroslar ilçesinin sınırları içerisinde bulunan köylerde ve yaylalarda yapılmak üzere 10 maden ruhsatının verildiğini belirten Yıldız, bu bölgenin taş ocağı saldırısı altında olduğunu ifade etti. Ocak açılmak istenen yerlerin tarım ve ormanlık alanlar olduğunu söyleyen Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan imar değişikliğiyle bu bölgelerin maden sahasına dönüştürülerek, ruhsatlandırıldığını vurguladı.
 
'TURİZM TERÖRÜ'
 
Mersin’in uzun yıllardır ekolojik saldırı altında olduğunu kaydeden Yıldız, kentteki yaylalarının “turizm terörü” ile karşı karşıya olduğuna işaret etti. Yıldız, “Kentin sıcaklığından kaçmak isteyenler yaylalara gidip, düzensiz ve kuralsız bir şekilde konut yaptırıyor” dedi. Maden açılmak istenen tarım alanlarının kentin gıda ihtiyacını karşıladığına dikkati çeken Yıldız, “Ancak buraları taş ocağı marifetiyle elden çıkarırsak, bir müddet sonra taş ocağındaki taşları kemirmek zorunda kalacağız. Yaşam kalitemizin düşmesinin yanı sıra ciddi bir gıda sorunuyla da karşı karşıya kalacağız” diye konuştu.
 
30 YILA TOPRAK KALMAYACAK
 
Üretim alanlarının betonlaştırılması tehdidi üzerinde duran Yıldız, saldırıların böyle devam etmesi durumunda 30 yıl sonra Mersin’de ekilecek bir metrekare toprağın kalmayacağını söyledi. Özellikle Toroslar’da kurulacak taş ocaklarıyla bölgenin yaşanmaz hale geleceğini dile getiren Yıldız, şunları kaydetti: “Yerel dinamiklere sorulmadan Ankara’da oturup, bu bölgelerin geleceğine karar vermek, hükümetin bu köylere yapacağı en büyük kötülüktür. Bundan hızla vazgeçilmesi gerekir. 37 maden ruhsatı verildi. Bu ruhsatlar, kentin ekolojisine topyekün saldırıdır, bu bir felakettir. Bu insanlığını yok oluşu demektir. Hiç kimse taş ve beton kemirerek hayatını devam ettiremez. Bunu anlaması lazım hükümet. Artık merkezden karar vermeye son verilmesi lazım.” 
 
Kent nüfusunun yüzde 5’nin kırsalda, geriye kalan yüzde 95’nin ise il ve ilçe merkezlerinde yaşadığını belirten Yıldız, “Yüzde 5’in üretimiyle yüzde 95 besleniyor. Bunun tersi olması lazım. Bunun içinde taş ocaklarını değil, köylerdeki üretimi teşvik etmeliyiz” diye vurguladı.
 
‘HAFTADA 36 TON PATLAYICI
 
Yıldız, Toroslar ilçesine bağlı kırsal Kerimle Mahallesi’nde kurulmak istenen taş ocağına dair “ÇED olumlu” raporu çıkması durumunda bölgede haftada 36 ton patlayıcının patlatılacağını da söyledi. Yıldız, "Her hafta bu civar köylerin tepesine taş yağacak. Dolayısıyla bu insanlar bırakın burada tarım ve hayvancılığı yapmasını, buradan göç etmek zorunda kalacaklar. Bölgedeki yaban hayvanlar yok olacak. Bu bir vicdansızlıktır. Her bir taş ocağının istihdam edeceği kişi sayısı 10’u geçmez. Bunun da bu köylüye bir faydası yok. Akkuyu’da gördük. Ruslardan başka çalışan yok. Bunların tamamı uydurulmuştur. İstihdam yaratacağız diyerek burada istihdamı yok etmenin bir anlamı yok. Bu bir saldırıdır ve çökme hareketidir" diye belirtti.
 
MA / Mehmet Şah Oruç