Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı kırsal Çulî Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024 tarihinde kaybolan ve 8 Eylül’de cenazesi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne dair "suçluyu kayırma" suçlamasıyla 15 kişi hakkında açılan davanın 30 Mayıs’ta görülen duruşmasında karar çıktı. Diyarbakır 17'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, Birsen, Maşallah ile Fuat Güran hakkında 3 yıl 6 ay hapis cezası ile tutukluluğa devam kararı verildi. 

 

Mahkeme, Muhammed Kaya, Şevket Kaya ve Mehmet Selim Atasoy'a 3 buçuk yıl hapis cezası ile tahliyelerine karar verdi. Güran'ın kuzeni Şeyma Kaya, yengesi Hediye, amcaları İbrahim Halil, Barış, Kurtuluş ve Ömer Faruk Güran hakkında da 3 buçuk yıl hapis cezası veren mahkeme, yargılanan çocuk sanıklardan R.A. hakkında 1 yıl 3 ay, diğer 2 sanık çocuk hakkında ise 1 yıl 8 ay ceza vererek, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.

Davayı başından itibaren takip eden UCİM Türkiye Hukuk Koordinatörü avukat Mine Rana Kahramanoğlu, kararı değerlendirdi. 

 

‘ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI GÖZETİLMELİ’

 

 

Sanıkların çelişkili ifadelerinin mahkeme esnasında da devam ettiğini belirten Mine Rana Kahramanoğlu, “Her celse uzun süren saatler neticesinde suçun, suçluların kaydırıldığı olaylar silsilesinin, çelişkilerinin tespit edildiği bir yargılama oldu” dedi. Son duruşmanın da sanık ve avukatlarının tekrarlanan savunmalarıyla geçtiğini söyleyen Mine Rana Kahramanoğlu, şöyle devam etti: “Narin’in tüm topluma anlattığı ve kamu vicdanını yaralayan bu vahşi ölümünün bize anlatmak istediği sesi duymalıyız. Acilen sistemin çocuk lehine değişmesi için mücadele etmeliyiz. Sistemin hem önleme kısmı hem soruşturma, kolluk, kovuşturma aşamasında bütüncül bir şekilde yürütülmesi gerektiğini hep beraber görmüş olduk. Bütünün çocuk odağı olması gerektiğini artık herkes maalesef bu acı olayla biliyor. UCİM olarak hem önleme hem de sonrasında çocuklar için değişmesi gereken güçlü bir çocuk koruma zincirinin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Çocuklara yönelik ihmalle başlayan istismara doğru giden tüm olaylarda öncelikle farkındalığın toplumun tüm katmanlarında artması, çocuğa temas eden tüm kurumların çocuk odaklı bir bakış açısına sahip olması ve sistemin çocuğun üstün yararını gözetmesi gerekmektedir.”

 

Çocuk odaklı adalet ve farkındalığın artması için mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Mine Rana Kahramanoğlu, “Bundan sonra üst mahkemede de gördüğümüz hukuka aykırılıklara ilişkin gerekli itirazlarımızı yapacağız ve sürecin takipçisi olacağız. Başka Narin çocuklarımız olmaması için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.