Kız Çocukları Günü: Geleceklerinin karartılmasına izin vermeyeceğiz

img
AMED - Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla açıklama yapan Amed Çocuk Hakları Ağı, kız çocuklarının yaşadığı başlıca sorunları sıralayarak, çocukların geleciğinin karartılmasına izin vermeyeceklerini belirtti.  
 
Amed Çocuk Hakları Ağı, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla Sümer Park’ta açıklama yaptı. Açıklamaya ağ bileşenleri katıldı. Açıklamayı yapan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD)  Amed Şubesi Çocuk Komisyonu üyesi Büşra Eylül Özgültekin, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 11 Ekim’in Dünya Kız Çocukları Günü olarak ilan edildiğini anımsattı. 
 
Büşra Eylül Özgültekin, “Bu önemli gün, kız çocuklarının uğradığı ayrımcılığa, eşitsizliğe ve hak ihlallerine dikkat çekmek amacı taşımaktadır. Ancak aradan geçen yıllara rağmen, kız çocuklarının yaşam koşulları iyileşmemiş, ihlaller artarak devam etmiştir. Bugün, kız çocuklarının maruz kaldığı hak ihlalleri; başta Devletin yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sıradanlaşmış, dahası adeta kanıksanır hale gelmiştir” dedi. Kız çocuklarının yaşamını doğrudan etkileyen ekonomik, sosyal ve siyasal koşulların son yıllarda vahametini koruduğunu söyleyen Büşra Eylül Özgültekin, “Eğitim hakkına erişim giderek zorlaşmakta, dil ve kimlik temelli ayrımcılık normalleşmekte, kız çocukları toplumsal yaşamın her alanında görünmez kılınmaktadır. Bu tablo, çocuk haklarına ilişkin iktidarın etkin bir politikasının olmamasının, mevcut politikaların ise yeterince işletilmemesinin kaçınılmaz bir sonucu olarak karşımızda durmaktadır” diye konuştu. 
 
BAŞLICA SORUNLAR
 
Büşra Eylül Özgültekin, kız çocuklarının karşı karşıya kaldığı başlıca sorunları şöyle sıraladı: 
 
“*Kayıp çocukların akıbetine dair etkili soruşturma yürütülmemesi, çocukların korunma hakkını zayıflatmaktadır. Özellikle kamu kurumlarının sivil toplum ile şeffaf ve yapıcı bir iletişim sağlamaması bu sorunun çözülememesinde temel engellerden biri olarak varlığını sürdürmektedir.
 
*Zorla evlendirilme vakalarının sürmesi, kız çocuklarının erken yaşta özgürlük ve eğitim haklarından mahrum kalmasına yol açmaktadır. Çocuk işçiliğinin artması, çocukların emeklerinin sömürülmesinin yanında eğitim ve oyun hakkını ortadan kaldırmaktadır.
 
*Ekonomik kriz nedeniyle yetersiz beslenme, kız çocuklarının fiziksel ve ruhsal gelişimini ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir. Taşımalı eğitimin kapsamı 50 kilometreyle sınırlıyken yapılan yeni düzenleme ile 30 kilometreye düşürülmesi kırsal mahallerde ve köylerde yaşayan öğrencilerin özellikle kız çocuklarının  okula erişimini engelleyerek eğitim hakkını fiilen ortadan kaldırmaktadır.
 
*Anadilde eğitim hakkının tanınmaması, çocukların kendi kimlikleriyle öğrenme hakkını ihlal etmektedir. Diyarbakır TED Koleji’nde düzenlenen “tek dil” temalı etkinlik, Başta Kürtçe olmak üzere farklı dillerin ve kimliklerin varlığını reddederek çocuklara ayrımcı bir anlayışı dayatmaktadır. Bu tür ırkçı ve ayrımcı yaklaşımların çocuklar üzerinden gerçekleştirilmesi ihlalin boyutunu artırmakta olup çocukların kimlik ve anadil haklarına saygı konusunda özel eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen ve yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmediklerini göstermektedir.
 
*Sağlık sistemindeki ağır sorunlar, ekonomideki kriz koşulları ile birleşerek çocukların temel sağlık hizmetlerine erişimini her geçen gün zorlaştırmaktadır. Çocuk adalet sisteminin işlevsizleşmesi, çocukların adil yargılanma ve korunma haklarını ortadan kaldırmaktadır. Özellikle son zamanlarda suça sürüklenen çocuklar nezdinde yürütülen tartışmalar sonucu infaz hukukunda çocuklar aleyhine yasa hazırlıkları endişe verici bir boyuta ulaşmıştır. Kent yaşamına ve sosyal haklara katılımın sınırlanması, çocukların toplumsal hayattan dışlanmasına neden olmaktadır.”
 
‘İZİN VERMEYECEĞİZ’
 
Büşra Eylül Özgültekin sözlerini şöyle noktaladı: “Bizler çocuk hakları savunucuları olarak; savaşın, yoksulluğun ve eşitsizliğin çocukların geleceğini karartmasına izin vermeyeceğimizi yineliyoruz. Son bir yıldır Kürt Meselesi bağlamında sürmekte olan barış ikliminin çocuklar nezdinde de hayat bulmasını umuyor; başta kız çocukları olmak üzere tüm çocukların özgür, eşit ve güvenli bir yaşam sürdüğü bir toplum için hak temelli çalışmalarımızın artarak devam edeceğini siz değerli kamuoyu ile paylaşıyoruz."