DBP: Halkın mücadelesini selamlıyoruz

img
DİYARBAKIR - İran’da Mahsa Amini’nin katledilmesine karşı protesto eylemleri başlatan halkı selamlayan DBP, kadına dönük saldırılara en büyük cevabın, yürütülen kadın özgürlük mücadelesinin güçlenmesiyle olacağını kaydetti. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi  (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), İran rejin güçlerince saçının bir kısmı göründüğü gerekçesiyle Mahsa Amini’nin katledilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. “İran rejiminin kadına yönelik şiddetini Mahsa Amini şahsında bir kez daha kınıyoruz” başlığı ile yapılan açıklamada, “Kadın düşmanı İran devletinin kadına karşı kırım politikalarının yaşamın her alanında normalleştirildiği, sistematik işkencenin günlük hayatın bir parçası haline geldiği gerçeğinin son örneği olan Mahsa Amini’nin tüm dünyanın gözleri önünde Ahlak polisi tarafından işkenceyle katledilmesini büyük bir öfke ile kınıyoruz” denildi. 
 
‘ŞERİAAT KANUNU ADI ALTINDA…’
 
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Şeriat kanunu adı altında kadına yönelik bu yasakçı zihniyetin pratiklerini Şirin Elemhuli’den, yine geçtiğimiz günlerde idam sırasını beklerken kalp krizi geçiren tutsak Zahra Esmaili’nin boynuna idam ipinin geçirilerek asılmasından biliyoruz. Şeriatın genel hükmünün korunmasının yolunu kadın üzerindeki kırım politikaları ile sürdüren İran Molla Rejiminin tutumu, protesto gösterilerine karşı acımasızca yaklaşımında da ortaya çıkmaktadır.
 
İRAN SALDIRILARINA KARŞI SESSİZ KALINMAMALI
 
Mahsa Amini’nin katledilmesi karşısında duyulan öfkenin İran genelinde büyük bir isyana, direnişe dönüşmesi Seqiz, Sinê, Shino, Bokan, Kirmanşah ve Mako kentlerinde dalga dalga yayılan protesto gösterilerinde 4 kişinin yaşamını yitirmesi, onlarca kişinin yaralanmasına karşı sessiz kalınmamalı. Bu saldırılara karşı sessiz kalmak daha fazla katliamın yaşanmasına neden olacaktır.
 
EN BÜYÜK CEVAP KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ MÜCADELE 
 
Rojhilatê Kürdistan’da yaşanan bu vahşetin bir benzeri olan Ermeni kadın savaşçı Anush Abetyan’ın da Azerbaycan askerleri tarafından vahşice işkence edilerek katledilmesini de kınıyoruz. Bu temelde kadın düşmanı olan erk aklın, binlerce yıllık kadın kırım politikalarının uygulayıcısı olan iktidarların zoru, baskısı sonucu hayatını kaybeden tüm kadınları anarak; kadınların ve halkların iradesini yok sayan; mezhepçi, cinsiyetçi, militarist faşist egemen zihniyetin dayattığı ölüm politikalarına karşı en büyük cevap, bu politikaların panzehiri olarak yürütülen kadın özgürlük mücadelesinin güçlenmesi ve büyümesi olacaktır.
 
MÜCADELEYİ SELAMLIYORUZ 
 
İran rejiminin bu katliamları karşısında sessiz kalmayıp öfkesini isyana çeviren kadınları ve tüm Rojhilat halkını selamlıyoruz. Dünyanın her yerinde ve özellikle savaşın merkezi olan Ortadoğu ve Kürdistan’da kadınlara yönelik katliamlar belli gerekçeler gösterilerek yapılsa da tüm saldırı ve katliamlar ideolojik ve politiktir. İdeolojik politik erkek devlet şiddetine karşı en insani, doğal hak olan öz savunma hakkı kullanılmalıdır. DAİŞ zihniyetinin paraleli olan İran rejimine şunu belirtmek isteriz; Rojava’da Kürt kadınları DAİŞ’e karşı nasıl direndiyse, paralel yapı olan İran rejimine karşı da aynı kararlılıkla direnecek ve kazanacaktır. Bizler Bakûrê Kürdistan'da mücadele yürüten Demokratik Bölgeler Partisi olarak kadın kırımına karşı İran rejimini ve protestolara karşı şiddetini kınıyor, Rojhilatê Kürdistan’daki mücadeleyi selamlıyoruz.”