Urfa’da STÖ buluşması: Sorunların temel çözümü halktır

img
URFA - Urfa'da STÖ’lerle gelen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, Üçüncü Yol siyasetini yürüttüklerini belirterek, “10 yıllardır öğrenmiş olduğumuz temel şey, sorunların temel çözümü halktır” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Urfa'daki düzenlediği etkinlikle Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) ile bir araya geldi. Urfa Barosu Tahir Elçi Kongre Salonu'nda düzenlenen buluşmaya, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca, HDP Urfa milletvekilleri Ayşe Sürücü, Ömer Öcalan ve Nusrettin Maçin, Urfa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, HDP Urfa Gençlik Meclisi üyeleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Urfa İl Örgütü temsilcileri, Urfa Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Bozova Ziraat Odası Başkanı Fuat Almas, Urfa Mali Müşavirler Odası ve çok sayıda STÖ temsilcisi katıldı. 
 
‘MERKEZDEN SİYASET YÜRÜTMÜYORUZ’
 
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Bakırhan, partisinin uzun süredir yerelde halkla bir araya geldiğini ifade etti. Parti olarak siyaseti yerelden yürütmeye önem verdiklerini belirten Bakırhan, “Bu bizim parti olarak en temel özelliklerimizdendir. Diğer siyasi partiler gibi merkezden siyaset yürütmüyoruz. Merkezden siyaset yürütenlerin ülkeyi getirdiği durum ortada. Yerelin olmadığı, yerelin kendi sorunlarını dile getiremediği hiç bir rejim ne daha demokratik ne de daha kapsayıcıdır” vurgusunda bulundu.
 
‘HALK ÖĞRETİCİDİR’
 
Türkiye’de yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerin göz önünde olduğunu dile getiren Bakırhan, bu sorunların çözümünde demokratik kitle örgütlerinin karar almaları gerektiğinin önemi üzerinde durdu. Bakırhan, “Biz buranın düşüncelerini esas alırız, çünkü halk öğreticidir. HDP’nin bugüne kadar ayakta kalmasının temel sebeplerinden biri budur. Ne zaman başımız sıkışsa ve ne yapacağımızı öğrenmemiz gerekse halka gidiyoruz. 10 yıllardır öğrenmiş olduğumuz temel şey budur. Dertlerin, sorunların temel çözümü halktır” diye konuştu. 
 
Türkiye'de faaliyet gösteren demokratik kitle örgütlerinin zayıflatılmaya çalışıldığını ifade eden Bakırhan, “Demokratik kitle örgütleri sistem dışına itildi, ‘terörize’ edilmeye çalışıldı ya da bizzat kapatıldı. AKP-MHP iktidarının ilk yöneldiği alanın demokratik kitle örgütleri olması, bize ne olduğunu açıklıyor zaten” diye belirtti. 
 
İktidarın söylemleriyle halkın yaşadıkları arasında bağlantılar olmadığını ifade eden Bakırhan, “Toplumun ve halkın yaşadıkları sizin dediğiniz gibi değil” dedi. 
 
‘TÜRKİYE’NİN AYNASI CEZAEVLERİDİR’
 
Türkiye'de Alevilerin hala inançlarını yaşayamadıklarını, Kürtlerin kendi kimliklerini dile getiremediklerini ve Êzidîlerin ötekileştirildiğini söyleyen Bakırhan, “35 yılda bir siyasi iradeleri hapsediliyor. Türkiye'nin asıl tablosu şu an cezaevindedir. Bu toplumun sesi soluğu cezaevlerindedir. Türkiye'nin aynası Soylu ve Erdoğan’ın anlattıkları değil, HDP'ye, kadınlara, Kürtlere, Alevilere demokratik kitlelere yapılan baskı, pazarlarda marketlerde halkın yaşadıklarıdır” diye konuştu. 
 
ÜÇÜNCÜ YOL VURGUSU
 
Türkiye siyasetinde Üçüncü Yol’u örmeye çalıştıklarını ifade eden Bakırhan, şunları söyledi: “Millet ve Cumhur İttifakının dışında halkın kendisi, işçinin kendisi ve Kürdün kendisi olabileceği bir ittifak örmeye çalışıyoruz. Biz sadece kendi tabanımız ile yetinmeyeceğiz. Emek ve Özgürlük İttifakı’nı Türkiye'nin bir kurtuluşu olarak gören herkesi bir şemsiye altına toplamak gibi bir politikamız var. Türkiye, cezaevlerindeki insan sayısında, faili belli olan cinayetlerde ve baskıda dünya ülkeleri arasında en yüksek sıralarda. Türkiye'de her 269 kişiden biri şuan cezaevinde. Cezaevi'nde bulunan insan sayısı bakımından yapılan araştırmalarda, Avrupa’da 2, dünyada ise 4’üncü sırada. Biz ne millet ittifakıyız, ne cumhur ittifakıyız, biz halkın ittifakıyız. Birileri batırdı bitirdi, diğeri ise onlara muhalif olacağız diyor ama baktığımızda bir politikaları yok. Helalleşeceğiz diyorlar, ama biz helalleşmeyeceğiz hesaplaşacağız. Çünkü hesaplaşma olmadan bu halkın alın terini çarçur edenlerle helalleşmeyeceğiz. Biz bugün demokratik bir ülke kuramamanın cezasını çekiyoruz. Ezilen sömürülen insanlar için, çocuklarımız için, Apê Musa’lar için, ömrünü halkına verenler için, kadınlar için, gençler için gücümüz olduğuna inanıyoruz. Partimizin ve yaptığımız ittifakın Türkiye'nin demokratikleşmesi için elinde anahtar olduğunu söylüyoruz.” 
 
JÎNA AMİNİ HATIRLATMASI
 
İran rejimi tarafından katledilen Jîna Masha Amini ve onun ölümünü protesto ederken katledilen kadınları anan Bakırhan, İran rejimine karşı kadınların Rojava’da olduğu gibi özgürlük mücadelesinde meşale olduklarını ifade etti. 
 
UCA: İMRALI TECRİDİNİN ÖRNEĞİ YOK
 
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Milletvekili Feleknas Uca, tarihi günlerden geçildiğini belirterek, "Sayın Öcalan'a tecrit uygulanıyor. Sadece Sayın Öcalan'a değil, bütün topluma tecrit uygulanıyor. AKP savaş siyaseti ile iktidarını sürdürmek istiyor. Savaş politikaları ve tecrit ile varlığını sürdürmek istiyor. Bu karanlık dağılacak, çünkü bir özgürlük rüzgarı esiyor. Emek ve Özgürlük İttifakı hep birlikte umut oluyor. İktidarlarının bitmesi yaklaştığı için saldırılarını artırıyorlar. Bunun için kadınlara, cezaevlerine saldırıyorlar. Cezaevlerinde her gün cenazeler çıkıyor. Hukuksuzluk her geçen gün artıyor. Bunun dünyada bir örneği yok. Hiç bir dönem insan haklarına bu denli bir saldırı olmamıştı. Uluslararası güçlerde Türkiye'de yaşananları izliyor. Erdoğan uluslararası sorunlarda 'Barış rolü' oynamaya çalışıyor, ancak içerde bir savaş politikası sürdürüyor. Bunun herkes farkında" diye konuştu. 
 
‘JIN JIYAN AZADÎ ÇIĞLIK OLDU’
 
HDP'nin büyüyerek yoluna devam ettiğini dile getiren Uca, "Üçüncü Yol siyasetini yürütüyoruz. Bunu kime anlatsak, herkes geleceğin bu yolda olduğunu söylüyor. Demokratik ulus projesi kendisi ile birlikte bütün halklara özgürlük getirecek. Herkes şimdi Sayın Öcalan'a özgürlük zamanı diyor. Avrupa'da binlerce kurum, kuruluş bunu dile getiriyor. Herkes kilidin Sayın Öcalan'ın elinde olduğunu biliyor. İki gün önce TJA konferansı yaptık. Orada herkes kadınları köleleştirmek isteyenlere cevap verdi. Konferansa katılan herkes 'Kürt kadınlarından cesaret alıyoruz' dedi. Kadınların özgürlük talebi bütün dayatmalardan güçlüdür. ‘Jin, jiyan, azadî’ söylemi, sadece Kürtler için değil, bütün dünya için bir çığlık olmuş durumda. Bir özgürlük çığlığı her yeri sardı" ifadelerini kullandı.