Türkiye'nin 'kimyasal' yüzü

img
İSTANBUL - Kullanımı yasak olan kimyasal silahlar can almaya devam ederken, uluslarası kuruluşların bu silahların Kürt coğrafyasında kullanılıyor olması karşısında üç maymunu oynaması dikkati çekiyor.  
 
Türkiye'de kaynağını Kürt sorununun çözümsüzlüğünden alan ve 40 yılı aşkın bir süredir devam eden çatışmalı süreçte birçok insan hakkı ihlali yaşandı. "Düşük yoğunluklu savaş" olarak nitelendirilen bu süreçte, 17 bini aşkın insan faili meçhul cinayete kurban gitti, binlerce köy yakılıp yıkıldı, milyonlarca insan yerinden göç ettirildi, kimi zaman cenazeler zırhlı araçlar arkasında sürüklendi kimi zaman ise köylülere dışkı yedirmeye varan ağır işkenceler yaşandı. 
 
Söz konusu ihlallerin yanı sıra bu süreçte, birçok ülke tarafından "insanlık suçu" olarak kabul edilen kimyasal silah kullanımına dair iddialar çokça tartışıldı. Türkiye'nin Federe Kürdistan Bölgesi'ne yönelik 23 Nisan'da başlattığı askeri operasyonlarda da bu iddia bir kez daha gündeme geldi. Bölgeden geçen haberler, 6 ay içerisinde yüzlerce kez kimyasal silah kullanıldığı yönünde.  
 
KİMYASAL SİLAH VE ETKİLERİ
 
Kimyasal silah, kimya alanında kullanılan zehirli maddelerle yapılan ve tüm canlılar üzerinde öldürücü etkileri bulunan bir silah türü olarak tanımlanıyor. Kimyasal silahlar, katı, sıvı ve gaz şeklinde; yüzlerce farklı türde üretilebiliyor. Diğer silahlara oranla üretimi daha kolay ve ucuz. Ancak çevrede uzun bir süre etkili ve tahmin edilemeyen değişikliklere neden oluyor. Birden fazla yoldan (cilt, göz, solunum, ağız...) alınabiliyor ve temas yüzeylerinde ciddi hasarlar bırakabiliyor. VX sinir gazı, sarin, hardal, fosfor ve klor en tehlikeli ve en bilinen kimyasal silahların başında geliyor.  
 
'YOK ETME' AMACI
 
Tarihte pek çok savaş ve çatışmada "düşmanı yok etme" amacıyla kullanılan bu silahlar, günümüze kadar milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine ve bir o kadar kişinin yaralanmasına neden oldu. İnsanların yanı sıra kullanıldığı yerlerdeki tüm canlıların ölümüne neden olarak, ekolojiye ciddi zarar verdi. Halen kimi yerlerde bu etkileri görmek mümkün. Vietnam, Japonya, Suriye, Belçika, Tokyo, Halepçe, Federe Kürdistan Bölgesi... Tarihten günümüze kimyasal silahların kullanıldığı yerlerden sadece birkaçı.  
 
ALMANYA ÖNCÜ OLDU
 
Kimi araştırmalara göre ilk kimyasal silah milattan önce antik Yunan döneminde Atina ordusu tarafından Kirra şehri kuşatmasında kullanıldı. Sonrasında en gelişmiş kimyasal silahlar, I. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın öncülüğünde kullanılmaya başlandı. Almanya, 1915 yılının başında, ürettiği yeni zehirli silahları Polonya’daki Bolimow bölgesi yakınlarında Rus kuvvetlerine karşı kullandı. Almanya, sonrasında ise Fransızlara karşı zehirli klor gazı kullandı. Her iki saldırıda da binlerce asker daha ne olduğunu anlamadan yaşamını yitirdi.  
 
1 MİLYON ÖLÜM
 
Almanya'nın bu hamlesine karşı cepheden de yanıt gecikmedi. İngiltere ve Fransa da sonrasında kimyasal silah geliştirmeye başladı. ABD de 1917 yılında kendi geliştirdiği kimyasal silahları batı cephesinde Alman kuvvetlere karşı yoğun bir şekilde kullandı. Birinci Dünya Savaşı boyunca kimi verilere göre, Almanya, Fransa ve İngiltere tarafından kullanılan zehirli gazlar nedeniyle 1 milyondan fazla insan yaşamını yitirdi. 
 
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) istatistiklerine göre, savaş sırasında yaklaşık 100 bin ton kimyasal silah kullandı ve en az 100 bin kişi hayatını kaybetti. Bir milyondan fazla kişi de yaralandı.  
 
 
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI 
 
1939-1945 yılları arasında süren İkinci Dünya Savaşı'nda da kimyasal silahlar nedeniyle benzer bir katliam tablosu ortaya çıktı. Bazı kaynaklara göre yaklaşık 3 milyon, bazı kaynaklara göre 6 milyona yakın Yahudi bu savaş sırasında Naziler tarafından Auschwitsz ve Chelmno gibi toplama kamplarında zehirli gazlarla katledildi. Savaş boyunca diğer devletler de benzer zehirli gazlar kullandı. 
 
VİETNAM'DA NAPALM KULLANIMI
 
ABD, 1955 yılında başlayan ve 20 yılı aşkın bir süre devam eden Vietnam savaşında napalm ve portakal gazı bombaları kullandı. "Bitki öldürücü" olarak bilenen gazlar hem can kaybına neden oldu hem de bölge ekolojisine ciddi zarar verdi. Vietnam hükümetine göre bu kimyasal silahlar 400 bine yakın ölüme ve 1,5 milyon doğum kusuruna neden oldu.
 
 
HALEPÇE KATLİAMI 
 
I. ve II. dünya savaşları sonrası kimyasal silahlardan en çok nasibini alan coğrafya Orta Doğu oldu. Emperyal devletlerin suni sınırlarla böldüğü Orta Doğu coğrafyasında, bugüne kadar kimyasal silahlarla çok sayıda katliam gerçekleştirildi. Halepçe'de Kürtlere yönelik gerçekleşen kimyasal saldırı ilk akla gelen katliamlardan. 
 
Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin İran sınırı yakınlarında bulunan Halepçe'de, 16 Mart 1988 tarihinde insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınan bir katliam yaşandı. İran-Irak arasında yaşanan savaşın sonlarına doğru Saddam Hüseyin, Kürtlere karşı Enfal Harekatı başlattı. Saddam Hüseyin, “Kimyasal Ali” ismiyle tanınan Korgeneral Ali Hasan al-Majid al-Tikriti'ye kimyasal bombaları kullanma talimatı verdi ve Irak ordusuna bağlı uçaklar Halepçe’yi 3 gün boyunca zehirli gazlarla bombardıman altına aldı. 
 
ELMA KOKUSU 
 
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) rakamlarına göre, elma kokusunu andıran kimyasal gazlar sonucu 5 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi ve 7 binden fazla kişi yaralandı. 61 bin 200 kişi ise sakat kaldı. Katliamdan geriye, yanı başlarında patlayan bombalar arasında annesine koşan bir çocuğun dilinden dökülen “Dayê bêhna sêva tê. (Anne elma kokusu geliyor)” sözü kaldı. 
 
 
KÜRT SOYKIRIMI 
 
Halepçe'de katliam gerçekleştirilen "Kimyasal Ali" daha sonra Enfal katliamından yargılandı ve "İnsanlığa karşı suç işlemek ve soykırım" suçlarından 24 Haziran 2007'de ölüm cezasına çarptırıldı. Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006'da idam edildi. Halepçe Katliamı, 1 Mart 2010 yılında Irak Yüksek Ceza Mahkemesi tarafından "katliam-soykırım" olarak kabul edildi. Sonraki süreçte Irak Meclisi ve Federe Kürdistan Bölgesi Meclisi Halepçe'yi soykırım olarak tanıdı. Halepçe'nin içinde yer aldığı Enfal Katliamı halen birçok ülke tarafından "Kürt soykırımı" olarak kabul ediliyor. 
 
SURİYE'DEKİ SALDIRILAR 
 
Halepçe sonrası da Orta Doğu coğrafyasında benzer saldırılar yaşandı. 2011'den bu yana iç savaşın sürdüğü Suriye, kimyasal silahların kullanıldığı ülkelerin başında geldi. Suriye'deki ilk kimyasal silah kullanımı iddiası 2013'te gündeme geldi. Beşar Esad yönetiminin kimyasal silah kullandığı yönündeki haberleri üzerine Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Araştırma Komisyonu uzmanları ülkede araştırma yaptı. Komisyon tarafından hazırlanan ve Eylül 2013’te yayımlanan raporda, sarin gazı kullanıldığına dair bulgulara rastlandığı ancak hangi güçler tarafından kullanıldığının tespit edilemediği belirtildi. 
 
2016, 2017 ve 2018 yıllarında da kimyasal silah kullanıldığına dair görüntüler ve haberler ortaya çıktı. BM ve OPCW'nin yaptığı araştırmalarda, Suriye hükümetinin bölgede kimyasal silah kullandığına yönelik bulgulara rastlandı. 14 Nisan 2018'de ABD, İngiltere ve Fransa, kimyasal silah saldırısından sorumlu tuttukları Suriye rejimine "mesaj vermek" amacıyla Şam ve Humus'taki üç hedefe füze saldırısı yaptı.
 
KAZAN VADİSİ 
 
Türkiye'nin de kimyasal silahların kullanımı noktasında sicili kabarık. Türkiye'de ilk kimyasal silah kullanımı iddiası, 1994 yılında PKK'lilerle yaşanan bir çatışmada gündeme geldi. Hakkari'nin Çukurca ilçesinde bulunan Kazan Vadisi'nde, 22-24 Ekim 2011 tarihleri arasında yapılan bombardımanda 36 HPG'li yaşamını yitirdi. Olay yerine giden ulusal ve uluslararası heyetler, yanmış ve paramparça cenazelerle karşılaştı. Bulgular ve tespitlerin tümü HPG'lilerin kimyasal silah saldırısı sonucu öldürüldüğü yönündeydi. Buna rağmen buradaki bulgular bağımsız kurullarca ele alınamadı ve başlatılan soruşturmanın akıbeti halen bilinmiyor.  
 
KUZEY-DOĞU SURİYE
 
Türkiye ve bağlı paramiliter grupların, Kuzey-Doğu Suriye kentlerine yönelik operasyonlarda da yasaklanmış silahlar kullandığına dair iddialar bugüne kadar gündemden düşmedi. Türkiye'nin 2018'de paramiliter gruplarla operasyon düzenlediği Efrin'de bir köyde kimyasal silah kulandığı ve 6 kişinin bu saldırı nedeniyle hayatını kaybettiği ileri sürüldü. 
 
Yine 9 Ekim 2019 tarihinde Kuzey-Doğu Suriye kentlerinden Serêkaniyê'ye yönelik operasyonda da kimyasal silah kullandığına dair görüntüler ortaya çıktı. Özerk Yönetim tarafından duyurulan konu, uluslararası kamuoyunun da gündemine girdi. Serêkaniyê'de Mihemed Hemide isimli 13 yaşındaki çocuğunun bütün vücudunun fosfor bombası nedeniyle yanması tüm dünya basında geniş yer buldu.  
 
FEDERE KÜRDİSTAN BÖLGESİ 
 
Türkiye'nin kimyasal silah kullandığına dair haberler, son olarak Federe Kürdistan Bölgesi'nde 23 Nisan'dan başlatılan operasyonun 3'üncü ayından sonra gündeme gelmeye başladı. Fırat Haber Ajansı'nın (ANF) HPG açıklamalarına dayandırarak geçtiği haberlere göre, Türkiye son 6 ayda 323 kez kimyasal silah kullandı. Bundan kaynaklı bölgede 548 kişinin çeşitli şikayetlerle hastanelere başvurdu. 
 
Bu haberler üzerine birçok kuruluş, aydın, yazar, akademisyen ve politikacı, kimyasal silah kullanıldığı belirtilen alanlarda incelemeler yapılması için ilgili kurumlara çağrı yaptı. Avrupa’da bulunan 51 örgüt ve parti, OPCW'ye mektup gönderdi.
 
 
TÜRKİYE'NİN TAVRI
 
Türkiye, bugüne kadar kimyasal silahların kullanımına dair tavrını hiç değiştirmedi. Türkiye, Kazan Vadisi ve Kuzey-Doğu Suriye'de yaşanan saldırıları görüntülere rağmen yalanlamakla yetindi. Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki kimyasal silah iddaları karşısında ise henüz bir açıklama yapılmış değil.
 
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER
 
Bugüne kadar dünyada kimyasal silahların kullanımına dair atılan adımlar ise sonuç vermedi. Çünkü bu adımların neredeyse hepsi, kimyasal silahları üreten ve aynı zamanda kullanan devletler taraıfndan atıldı. Kimyasal silahların kontrolü ile ilgili ilk adım 1899 Lahey Sözleşmesi ile atıldı. Lahey Sözleşmesi'nin ardından I. Dünya Savaşı patlak verdi. Daha sonra 1925 tarihinde Cenevre Protokolü imzalandı. Bu protokol ile savaşta kimyasal harp maddelerinin kullanılması yasaklandı. Ancak sözleşmenin ihlal edilmesi durumunda nasıl bir yol izleneceği belirsizdi.  
 
Cenevre Sözleşmesi'nin ardından kimyasal silahların kullanımının devam etmesi ülkeleri yeni protokol ve anlaşmaları imzalamaya itti. 1968 Nükleer Silahsızlanma Anlaşması, 1972 Biyolojik Silahlar Konvansiyonu ve 1987 Füze Teknolojileri Kontrol Rejimi bunlardan bazıları.
 
OPCW SESSİZ 
 
1993 yılına gelindiğinde, dünyanın ilk çok taraflı silahsızlanma anlaşması olan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC), BM tarafından imzaya açıldı. Son sözleşme 29 Nisan 1997'e kadar imzaya açık kaldı. 1997'de OPCW kuruldu. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 180'ni aşkın ülkenin üyesi olduğu OPCW, senede bir sözleşmeye taraf olan ülkelerin toplandığı konferans için toplanıp, sözleşme gereği ülkelerin faaliyetlerine yönelik bulgu, iddia ve araştırmaları görüşüyor. 
 
OPCW, ayrıca "dünyayı kimyasal savaş tehdidinden güvenli hale getirmeyi" amaçlıyor. Ancak OPCW, bugüne kadar özellikle Kürt coğrafyasında kimyasal silah kullanımına dair ortaya çıkan görüntü ve belgelere rağmen sessizliğini korudu. İddialar karşısında adım atmayan OPCW'nin bu durumu varlığının daha da sorgulanmasına neden oluyor.  
 
MA / Gökhan Altay 

Diğer başlıklar

15:53 PTT emekçileri taleplerini açıkladı
15:34 Hayati Kaytan: Bu onurlu yolculuğu özgürlükle taçlandıracağız
15:26 Öcalan PKK kongresini selamladı, Kaytan ve Altun'u andı SON DAKİKA
15:17 BM'den kongre açıklaması: Sürece yardımcı olmaya hazırız
14:58 Kaytan ve Altun Tuzluçayır’da anılıyor
14:50 Bakırhan: Toplumun bu sürece inanması için iktidar adım atabilir
14:47 Adana’da Kaytan ve Altun anması: Mücadelelerini barışla taçlandıracağız
14:38 İstanbul Barosu: Cinsiyetçi politikalar kurumsallaştırılıyor
14:21 İran 13 günde 96 kişiyi idam etti
14:19 Hatem Özdemir'in yeniden yargılanma talebine ret
14:00 Qubat Talabani: PKK sorumluluğunu yerine getirdi
13:46 Bir hareketin şekillendiği yer: Tuzluçayır
13:08 Sanatçı Pınar Aydınlar hakkında tahliye kararı
13:01 Demokratik Modernite’nin 51’inci sayısı çıktı
12:45 Bakırhan: Büyük bedellerle yürütülen mücadele yerini demokratik toplum inşaasına bırakıyor
12:42 Yangında eşi ve çocukları ölen itfaiyeci gözaltına alındı
12:39 Failin asker olduğu davada savcılık 'hata' diyerek ceza istemedi!
12:11 Tuzluçayır’da Kaytan ve Altun anması
12:03 Sozdar Avesta: Sonuç almak sosyalist bir yaşamla mümkün
11:47 Çağrı Merkezi Kurmanci hizmet vermeye başladı
11:44 Rezan’da esnafa sürecin önemi anlatıldı
11:07 13 yılda sadece 148 Kürtçe öğretmeni atandı
10:43 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
10:28 Trump'ın Ortadoğu turu başladı
10:15 Amedliler: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü olmazsa olmaz
10:14 78'liler Federasyonu Başkanı Esentürk: Sürecin yasal alt yapısı oluşturulmalı
10:10 Besê Hozat: Sürecin öncüleri olacağız
10:09 Kaytan ve Altun için İstanbul'da 4 günlük anma
10:08 Dörtler'in koğuş arkadaşı Dündar: Hepsi bu sürecin mayasıydı
10:04 Eşber Yağmurdereli: PKK çok büyük bir adım attı, sıra devlette
10:00 Doğu Ergil: Artık devletin sığındığı mazeret ortadan kalkıyor
09:58 Karayılan: Yasal değişiklikler olmalı
09:48 Bey Dağları’ndan Akdeniz’e zehir akıyor
09:47 ÖHD’li Azad: Adalet Bakanlığı sürece dair inisiyatif almalı
09:29 Barış Anneleri: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
09:25 Kartal: Demokratik toplum sosyalizmi yeni sürecin perspektifidir
09:12 Ebeveynler ve çocukları aynı sıralarda dillerini öğreniyor
09:10 Öcalan'ın 'Kürdistan sömürgedir' tezinden PKK'nin kuruluşuna...
09:07 Şivişki Yaylası’nda pancar mesaisi: Hem şifa hem geçim kaynağı
09:06 Kürt yazarlar: Tek amacımız dili korumaktır
09:05 Bayramoğlu: Süreç yeni başlıyor, devlet adım atmalı
09:04 Dünya Özbilge’yi işkenceyle katleden failin karar duruşmasına çağrı
09:00 13 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:47 Marmara Denizi'nde deprem
12/05/2025
23:26 Kurtulmuş: Süreç Meclis’imizin iradesinde yeşerecektir
23:16 Kaytan ve Altun’un aileleri: Mücadeleleri daha da büyüyecek
22:54 Zagros Hîwa: Bundan sonrası devletin atacağı adımlara bağlıdır
22:44 Hasta tutsak Soydan Akay tahliye edildi
22:39 Davutoğlu’ndan Bakırhan ve Bahçeli’ye telefon
21:15 Irak: PKK’nin kararını destekliyoruz
21:12 ABD’den PKK açıklaması: Kararı bir dönüm noktası niteliğinde
21:02 ÖHD’den ağaç kesimine karşı Orman İşletme Müdürlüğüne başvuru
20:49 İsviçre'de Kaytan ve Altun için taziye kuruldu
20:28 Kıbrıs Cumhuriyeti ile Suriye arasında 'geri kabul anlaşması' imzalandı
20:24 Kadınlar iktidarın baskı ve hak ihlallerini protesto etti
20:12 İmamoğlu: Meclis zemininin güçlendirilmesine ihtiyacımız var
20:05 Erdoğan’dan PKK kararı sonrası açıklama: Kritik bir eşiği daha aştık
19:55 Birçok kentte Erol Eğrek protestosu: Saray bu cinayetin sorumlusudur
19:48 Öğrencilerden 'Tutuklu arkadaşlarımıza özgürlük’ forumu
19:42 KCDP: İktidarın aile odaklı politikaları kadınları öldürüyor
19:32 Mazlum Abdî: Yeni adımın barışçıl sürecin kapılarını aralayacağına inanıyoruz
19:13 Trump’tan İstanbul’daki Rusya-Ukrayna görüşmelerine destek
19:09 Bafil Talabani: Tarihi adım için elimizden geleni yapmaya hazırız
18:53 Özel: Sorunların çözümü hukuk devleti, adalet ve demokrasiden geçer
18:44 Tülay Hatimoğulları: Demokratik Cumhuriyetin yolu açılmıştır
18:40 CHP’nin boykot sitesi üçüncü kez erişime engellendi
18:26 Şerzan Kurt mezarı başında anıldı
18:11 RTÜK: Provokasyonlara değil hakikate kulak verin
17:45 DBP: Siyasal ve demokratik zeminin güçlendirilmesi tarihi sorumluluktur
17:19 Barış Annesi Zekiye Ayhan beyin kanaması geçirdi
17:15 Tekik’in taziyesine gün boyu ziyaret
16:51 Mesud Barzani: Sürecin başarısı için her türlü desteği sunacağız
16:42 Bahçeli’den ilk açıklama: Abdullah Öcalan’a ve DEM Parti’ye şükranlarımı sunuyorum
16:33 Sağlıkçılar eylemde: Sistem can çekişiyor
16:31 Pınar Aydınlar’ın duruşmasına katılım çağrısı
16:02 Adliyede ifadesi alınacak kişi ve ailesi darp edildi
15:53 Selahattin Demirtaş: El birliğiyle, samimiyetle çalışma zamanı
15:39 AB’den ilk açıklama: Bu tarihi fırsat değerlendirilmeli
15:16 CHP’li Alp: Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği
15:05 Ayşegül Doğan: Sadece bir fesih kararı değil, yeni bir inşa süreci
15:02 Adalet Bakanı Tunç: Demokrasi yolunda emin adımlarla yürümeye devam
14:46 Hakan Fidan: PKK'nin kararı tarihi ve önemlidir
14:25 Narenciye bahçelerinin yok edilmesine karşı eylem
14:24 Ayşegül Devecioğlu: İktidarı adım atmaya zorlamalıyız
14:10 Ali Duran Topuz: Artık devlete bakmalıyız
14:04 Amed'de fırtına
13:38 Eliaçık: PKK’nin tarihi adımından sonra devlet hukuki statü sağlamalı
13:27 YNK Sözcüsü: Olumlu bir adım
13:22 Bakırhan: Sorunu çözmek için gerekçe kalmadı
13:08 Riha’da hasta tutsaklar tahliyesi talebiyle eylem
13:06 Kaytan ve Altun'u anlattı: Hiçbir kazanım kolay olmadı
13:01 Amed Baro Başkanı Güleç: Demokratik zemini oluşturacak yasal adımlar atılmalı
12:37 PKK kararını değerlendiren Pervin Buldan: Meclis devreye girmeli
12:36 Neçirvan Barzani: Yeni dönemin kapılarını aralayacak tarihi karar
12:21 SOLDEP: Toplumsal barış için mücadeleyi büyütelim
12:19 PKK açıklaması sonrası ASELSAN hisseleri çakıldı
12:00 Gazeteciler davasında bir beraat, 3 ceza istemi
12:00 Erxevanlılar Önder’in adının yaşatılması için kampanya başlattı
11:55 Bir selam verdi, bir ömür yürüdü: Ali Haydar Kaytan
11:14 PKK’nin tarihi kararı dünya gündeminde
10:58 Cumhurbaşkanı Başdanışmanı: Kapsamlı reformlar yapılacak
10:48 Efkan Ala: Mekanizmalar gerektiği biçimde işletilecektir
10:44 Kaytan ve Altun birçok kentte anılacak
10:43 Abdullah Öcalan’ın Özgürlük Yoldaşı: Rıza Altun
10:33 AKP'den ilk açıklama: Her olumlu aşama yeni bir olumlu aşamanın davetiyesi olacaktır
10:13 PKK kongresinin detayları: Son değil, yeni bir başlangıç!
10:12 'İnisiyatif Kürt ulusal birliğinin zemini olacak'
10:07 DEM Parti MYK'si toplanıyor
09:50 PKK, Sırrı Süreyya Önder’i andı: Hayallerini gerçekleştireceğiz
09:33 PKK kongresi Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun'a atfedildi
09:18 Ercüment Akdeniz: Mesele hakikatin nefes almasıdır
09:08 'Kuyu Tipi' cezaevlerine karşı açlık grevi: Dışarıdan ses yükseltilmeli
09:07 ‘Sürecin en önemli ayağı Kürtçeye statü tanınmasıdır’
09:06 Mahkeme sürerken evleri gece yarısı kedilerin üzerine yıktırıldı
09:06 Tutsak öğrencilerin iddianameleri 2 aydır hazırlanmadı
09:02 12 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
09:00 PKK'den tarihi karar: Çalışmaları sonlandırdık
11/05/2025
21:39 Mêrdîn’de Kürt Dil Bayramı etkinliği
21:30 ABD, Çin ile ticaret anlaşmasına vardı
20:56 Zelenski’den Putin’e Türkiye yanıtı
20:08 Hozan Mizgîn anıldı: Yol gösteren bir ışık oldu
20:01 İstanbul'daki açlık grevi sonlandı
19:41 Binler Tekik’i son yolculuğuna uğurladı
19:17 Katledilen Eğrek için eylem: Katil Çalık Holding
18:05 Adana'da 'Mayıs ayı şehitleri' anıldı
17:39 Şiddet faili erkek serbest bırakıldı
17:34 ABD Dışişleri Bakanı 14-16 Mayıs’ta Türkiye’de
17:24 İran ile ABD arasındaki dördüncü tur görüşmeleri sona erdi
16:45 CPT: Türkiye'nin saldırıları önceki aya oranla yüzde 78 arttı
16:36 Yaşamını yitiren TEV-DEM üyesi İke için taziye kuruldu
16:12 Riha ve İstanbul'da anadil etkinlikleri
15:58 Zeynel Bayram için kurulan taziyeye kitlesel ziyaret
15:39 ÖHD’den ‘Toplu Mezarlar’ söyleşisi: Gerçeklerle yüzleşmeliyiz
15:32 ‘Anneler tülbent ve zılgıtlarıyla güçlü bir mücadele geleneği oluşturdu’
15:20 Hozan Mizgîn ölümünün 33’üncü yılında anıldı
14:52 Yüksekten düştüğü iddia edilen çocuk yaşamını yitirdi
14:44 ‘Engelliler için eşitlik lütuf değil haktır'
14:40 ‘Gırona manifestosu’ konferansı sona erdi
14:18 Önder için Semsûr'da kurulan taziye sona erdi
14:13 Wan’daki ‘dil çadırı’nda etkinlikler yapıldı
14:10 Sakine Cansız’ın annesi hastaneye kaldırıldı
13:47 Ağaç kesiminin sürdüğü bölgelere girişler yasaklandı
12:49 Pexşan Ezîzî için uluslararası imza kampanyası
11:52 Aysel Doğan mezarı başında anıldı
11:11 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Demokratik çözüme katkı için yola çıktık
10:14 1 yıldır kayıp olan kadının katledildiği ortaya çıktı
09:54 Kırkazak: Sürecin ilerleyebilmesi için Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı
09:41 Putin'den Ukrayna'ya ön koşulsuz 'barış müzakeresi' daveti
09:29 Jin dergi ‘Kürtçe: Yasak, Hak, Gelecek’ kapağıyla çıktı
09:19 Colemêrg Barosu Başkanı: PKK üzerine düşeni yaptı, sıra devlette