Abbas Vali: Mahabad Cumhuriyeti’ni Kürtler arası çelişkiler yıktırdı

img

HABER MERKEZİ – Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluşuna dair konuşan Prof. Abbas Vali, “Kürt güçleri arasında ortaya çıkan temel çelişkiler, Cumhuriyeti yıktıran en önemli sebepti” dedi.

Mahabad Kürt Cumhuriyeti, 22 Ocak 1946'da kuruldu. İlandan birkaç gün sonra 14 bakandan oluşan hükümet kabinesini açıklayan bu cumhuriyetle, Kürtlerin birliği sembolize eden renkler ilk kez bir oluşumun bayrağına yansıdı, Kürt şair Dildar'ın 1938 yılında kaleme aldığı "Ey Reqîp" şiiri, ulusal marş olarak kabul edildi. Merkezi Mahabad olan cumhuriyette Kürtçe eğitim verildi. Kızıl Ordu’nun aynı yılın 9 Mayıs'ında İran topraklarından çıkmasını takip eden 17 Aralık'ta Mahabad'a giren İran ordusu, cumhuriyetin önderlerini esir aldı. Cumhuriyetin kurulmasından tam bir yıl sonra ise İran askeri mahkemesi, 23 Ocak 1947'de Qazî Mihemed’e idam cezası verdi. 31 Mart 1947’de ise cumhuriyetin ilan edildiği meydanda Qazî ve 2 arkadaşı idam edildi.
 
Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin 76’ncı yıldönümü nedeniyle Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Prof. Abbas Vali, Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılmasının arka planında, Sünni bir zihniyetle yönetilmesi ve aşiretlere bağlı olmasının yattığını belirterek, başarılı bir yapılanma için Kürt siyasetinin bağımsız olmasını ve Kürt güçlerinin dinamikleriyle şekillenmesi gerektiğini söyledi. Prof. Vali, Kürt halkına şu tavsiyede bulundu: “Kürt uluslaşması projesi modern ve çağdaş olmalı, Kürt kadın ve erkekleri çağa göre örgütlenmeli.”
 
Prof. Abbas Vali, konuya dair kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtladı. 
 
Kürdistan Cumhuriyeti’nin ilan edildiği günlere gidersek, Kürdistan ve bölge ülkeleri o günlerde nasıl bir süreçten geçiyordu? Bize o dönemin atmosferinden biraz söz edebilir misiniz?
 
 
 Birincisi, Kürtlerdeki ulus bilincinin gelişimi; ikincisi de, 2. Dünya Savaşı sonrası bölgede oluşan şartlar Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulmasını ortaya çıkardı.
 
1940’lar Doğu Kürdistan’da ulusalcılığın yükseldiği bir dönemdi. Özellikle 1941’de İran’da Rıza Şah iktidarının başa gelmesinin ardından 1942 yılında Mahabad’da Komeley Jiyannew Kurdistan (Kürdistan Diriliş Cephesi) kuruldu. 1945 ise bu cemiyet feshedildi ve İran Kürdistanı Demokrat Partisi’ne (İKDP) dönüştürüldü.
 
Kürtler cephesinde ulusallaşma yolunda böyle adımlar atılırken, 2. Dünya Savaşı sonrası uluslararası arenadaki güç dağılımı nedeniyle Kürdistan’ın bir bölümü Sovyetler Birliği’nin nüfuzu altına, diğer bölümü de Britanya’nın hakimiyeti altına girdi. Mahabad ve Bokan gibi bölgeler Sovyetler’in payına düşmüştü, Rusların amacı, İran ordusunu ve devletini bu bölgeden uzaklaştırmaktı. Tüm bu şartlar Mahabad’da Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulmasını kolaylaştırdı.
 
Burada şu noktanın da altını çizmek istiyorum; Kürdistan Cumhuriyeti’ni Ruslar/komünistlerin kurduğunu söyleyenler yanılıyor. İşin aslı böyle değil. Ruslar asla böyle bir cumhuriyetin kurulmasından yana değillerdi. Onlar Azerilerin egemenliği altında Azeri ve Kürtlerin ortak bir cumhuriyetinden yanaydılar, fakat bu fikir Kürtlerin hoşuna gitmemişti. Birincisi, Kürtlerdeki ulus bilincinin gelişimi; ikincisi de, 2. Dünya Savaşı sonrası bölgede oluşan şartlar Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulmasını ortaya çıkardı.
 
Bu anlattığınız tabloda Qazî Mihemed’in yeri neydi?
 
Qazî Mihemed’in bu süreçte belirleyici bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Bölgede tanınan bir isimdi ve manevi bir nüfuza sahipti. En önemlisi de Mukriyan bölgesinin önde gelen ailesindendi, güçlü bir yurtseverliğe sahipti ve İKDP’nin de başkanıydı. Tüm bu nedenler 22 Ocak 1946’da ilan edilen cumhuriyetin başkanı olmasına yol açtı. En önemli özelliği de cumhuriyeti oluşturan farklı yapılar ve oluşumları dengelemesiydi. Aynı biçimde başında olduğu İKDP’de de farklı görüşler, örneğin sağcılar ve solcular vardı. Buna karşın Qazî, tüm farklı kesimleri aynı çatı altında buluşturmayı başarmıştı.
 
Bilindiği kadarıyla Qazî Mihemed seçimle cumhuriyetin başına gelmedi. Peki 22 Ocak’ta onu bir kurul mu seçti?
 
Bildiğim kadarıyla cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmadı. Qazî Mihemed, İKDP’nin başkanıydı ve cumhuriyet de bu partinin örgütlülüğü, faaliyetleri kapsamında yer aldığı için o da ilan edilen cumhuriyetin başına geçti. Aynı şekilde onun hükümet kabinesinde yer alan isimler de İKDP içinde önemli rollere sahipti. Zaten İKDP’nin yönetimi, önceden onun cumhurbaşkanlığını onaylamıştı.
 
Bu cumhuriyet, Kürdistan’ın dört parçasında Kürt halkının uluslaşma sürecine ne gibi katkılar sundu?
 
Kürdistan Cumhuriyeti, Kürtlerin maneviyatı ve hafızasında önemli bir role sahiptir. Kürdistan’ın dört parçasındaki Kürtler, bu cumhuriyete büyük bir hassasiyet içinde yaklaşmaktadırlar. İdeoloji ve fikirlerden bağımsız olarak bütün parçalardaki Kürtler, modern tarihin en önemli gelişmesi biçiminde bu cumhuriyeti ele alıyorlar.
 
Peki bu cumhuriyet Kürtlere nasıl bir miras bıraktı? Kürtler, Mahabad’taki bu tecrübeden nasıl bir ders çıkartmalılar?
 
 
Mahabad Kürt Cumhuriyetinin yıkılmasının en önemli nedenlerinden birisi de cumhuriyetin Sünni bir zihniyetle yönetilmesi ve aşiretlere bağlı kalmasıydı.
 
Bana kalırsa bu cumhuriyet, Kürdistan’ın bütün parçalarındaki Kürtler açısından şu dersi çıkardı: Kürt kadın ve erkekleri çağa göre örgütlenmeli, Sünni bir yapılanma olmamalı.
 
Şunu da tecrübe edindik; Kürt ulusalcılığı moderndir, bu yüzden örgütlenmesi de modern olmalı ve bundan dolayı modern Kürt kadın ve erkeklere ihtiyaç vardır. Zaten cumhuriyetin yıkılmasının en önemli nedenlerinden birisi de cumhuriyetin Sünni bir zihniyetle yönetilmesi ve aşiretlere bağlı kalmasıydı.
 
Ayrıca şunu da gördük; Kürt siyaseti bağımsız olmalı ve Kürt güçlerinin dinamikleriyle şekillenmeli. Yeniden böyle bir şeye kalkışıldığında birçok cepheden Kürtler faaliyet içinde olmalı; diplomatik, siyasi ve askeri cepheler olmalı; bütün bunlar da iç içe yürütülmeli.
 
Kürt güçleri arasında ortaya çıkan temel çelişkiler, cumhuriyeti yıktıran en önemli sebepti. Kısacası Kürdistan Cumhuriyeti’nin tecrübesi bize şunları öğretti; Kürt siyaseti modern bir ideolojiye sahip olmalı ve Kürt kadınları ile erkekleri modern yöntemlerle bu işi örgütlemeli.
 
Sözünü ettiğiniz cumhuriyetin yıkılmasına neden olan çelişkiler konusunu biraz daha açabilir misiniz? Bu çelişkiler nerelerde ortaya çıktı?
 
En büyük çelişki, askeri ve siyasi örgütleme arasında yaşanıyordu. Kürdistan Cumhuriyeti’nin düzenli ordusu üç bin askerden oluşuyordu. Bu küçük ordunun askerleri yeni eğitilmişlerdi. Eğitmenleri de Irak ordusunu terk eden Kürt subaylardı.
 
Bu küçük düzenli ordu dışında diğer askerlerin aşiretlere bağlı olması, çelişkilere yol açan ikinci faktördü. Bu askerler, Kürdistan Cumhuriyeti yerine aşiret reislerinden talimat alıyordu, her biri de farklı aşiretlere bağlıydı. Kısacası ordu bir bütünlük içinde değildi. Ayrıca özellikle Mahabad ve Bokan çevresindeki Kürt burjuvazisini oluşturan ağa ve aşiret reisleri her ne kadar teoride cumhuriyetle hareket ediyor gibi görünüyor olsalar da, pratikleri farklıydı. Cumhuriyetin finansal anlamda yeteri kadar güçlü olmaması, çelişkileri oluşturan üçüncü faktördü. Halktan toplanılan vergiler cumhuriyetin tek geliriydi, vergilerin tahsil edilmesinde de ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Çünkü bazı aşiret reisleri vergisini vermeye yanaşmıyordu. Kısacası askeri, siyasi ve ekonomik açıdan cumhuriyetin “yumuşak karınları” vardı. Her ne kadar cumhuriyetten yanaymış gibi görünseler de bu konularda söz sahibi olanlar pratikte cumhuriyetten yana değillerdi.
 
Kızıl Ordu 1946’ın Mayıs ayında çekildiğinde ise, cumhuriyette büyük bir siyasi kriz patlak verdi. Azerbaycan bölgesinde kurulan cumhuriyetin yetkilileri de o günlerde İran devletiyle müzakere halindeydi. İran devlet yetkilileri, “Müzakereleri sadece Kürtler ile yapmayız, ancak Azerilerle birleşmeleri halinde Kürtlerle müzakere masasına otururuz” diyorlardı. Tabii bu durumdan Kürtler hoşnut değildi. Zaten Kürtler de Azerilerle yürüttükleri müzakerelerden hiçbir sonuç elde edemedi. Şüphesiz Sünni mezhep zihniyetiyle kurulması ve askeri açıdan da aşiretlere bağlı olması, cumhuriyetin en büyük handikabıydı.
 
İç çelişkiler ve ulusal birliğin olmaması bir yana uluslararası güçler de son yüzyılda “Kendi kaderlerini tayin etmek” için harekete geçtiklerinde Kürtleri hep yüzüstü bırakıyor. 1946’da yaşanan da bu muydu?
 
1946’nın Mayıs ayında Sovyet Ordusu’nun bölgeden çekilmesiyle Kürdistan Cumhuriyeti’nin arkasında hiçbir güç kalmadı. Bu cumhuriyetin ABD, İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği batılı ülkeler ile komünist yönetimler arasında Soğuk Savaşı’nın başladığı dönemde kurulduğunu unutmamak gerekiyor. Batı bloku ülkeler, İran’ın Sovyetler ile sınırının olmasından dolayı hiçbir şekilde bu ülkenin parçalanmasını ve içinden başka yapıların çıkmasını istemiyordu. Özellikle ABD ve İngiltere İran’ın siyasi ve coğrafik birliğine zarar verecek her türlü oluşuma karşıydı. Sadece karşı da değillerdi, aynı zamanda böyle oluşumlara düşmanca bakıyorlardı. Bu anlamda uluslararası arenada cumhuriyetin hiçbir dostu yoktu; ne ABD, ne İngiltere, ne Fransa ne de Sovyetler cumhuriyete arka çıkıyordu.
 
Bu durum sadece İran için geçerli değildi, diğer ülkelerde de benzer bir durum vardı. Örneğin İngilizler, 1930’larda Irak’ın bağımsızlığını vermiş olmalarına rağmen 2. Dünya Savaşı’nın ardından Irak’ta çok güçlü hale geldiler. Türkiye’de de Kürtleri, hiçbir şekilde Kürtlerin haklarını tanımayan merkezi Kemalist yönetime bağlamışlardı. ABD ve İngiltere, İran’da da Sovyetleri çıkartıp, bu devletin daha güçlü olması gayesi içindeydiler, bu yüzden de Kürdistan Cumhuriyeti’ne destek vermediler. Kısacası Kürdistan Cumhuriyeti Ortadoğu ve uluslararası siyasetin çok özel bir sürecinde vuku bulan şartlarda kuruldu. Bu özel durum değiştiğinde de cumhuriyetin ömrü ancak 11 ayla sınırlı kaldı. Aslında doğrusunu söylersek; 11 ayı da zar zor tamamladı. Çünkü batılı güçler asla İran’ın siyasi, idari ve coğrafik birliğinin parçalanmasından yana değildi.
 
Son olarak Mahabad deneyimini göz önünde bulundurarak; Rojava Kürdistanı’nda son 10 yıldır ortaya çıkan tecrübeye baktığınızda karşınıza nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
 
 
 Rojava’da 2011 yılından bu yana yaşanan gelişmeler, asla 1946’nın Doğu Kürdistan’ında olamazdı. Çünkü o dönem Kürtlerin batıyla ilişkileri çok çok zayıftı. Hem Rojava hem de Mahabad’ın ortak noktası; ikisinin de Kürtlerin temel haklara sahip olmasını arzulamalarıdır.
 
Şüphesiz Rojava Kürdistanı’nda son yıllarda yaşanan gelişmeler de Kürtler açısından önemli tecrübelerle doludur. Rojava ile Kürdistan Cumhuriyeti kıyaslanamayacak kadar birbirlerinden farklıdır. Fakat Kürdistan Cumhuriyeti de ilk başlarda İran’ın toprak bütünlüğü içerisinde bir otonom bölge olarak düşünülmüştü. Kürtler, Mahabad’la aslında otonom haklar da elde etmişlerdi. Bu açıdan Rojava’yla benzerlikler taşır. Ancak bunun dışında ikisinin ideolojik, toplumsal ve siyasi alt yapıları çok farklıdır.
 
Dünya zaten eski dünya değildir; 1945-1946 da 2021 gibi değil. Kürtler bu süre zarfında büyük değişimler yaşadı, Kürdistan’da sınıfların siyasi taleplerinde değişimler oldu. Kürdistan’da siyasi bir örgütlenme nasıl olmalı, sorusunun yanıtı da bu süre zarfında değişti. Ancak şunu söyleyebilirim; Rojava’da 2011 yılından bu yana yaşanan gelişmeler, asla 1946’nın Doğu Kürdistan’ında olamazdı. Çünkü o dönem Kürtlerin batıyla ilişkileri çok çok zayıftı. Hem Rojava hem de Mahabad’ın ortak noktası; ikisinin de Kürtlerin temel haklara sahip olmasını arzulamalarıdır. Fakat Kürt meselesinin nasıl bir ideolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel çerçeve içinde çözüleceği konusunda ikisinin çok farklı yöntemleri, yaklaşımları vardır.
 
Kısacası şunu söyleyeyim; Rojava’nın 2021’e kadar elde ettiği tecrübe, 1946’nın Rojhilat’nda (Doğu) olamazdı, çünkü iki dönemin birçok açıdan çok farklı özellikleri vardır.
 
PROF. ABBAS VALİ KİMDİR?
 
1949 yılında Doğu Kürdistan’ın Mahabad kentinde dünyaya gelen Prof. Abbas Vali, ilk ve orta öğrenimini Tebriz’de yaptı. Tahran Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden mezun olduktan sonra master ve doktora çalışması için İngiltere'ye gitti. Londra Üniversitesi’nde 1977-1983 yılları arasında akademik kariyerini siyaset teorisi üzerine yaptı. Londra Üniversitesi'nde 4 yıl öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra 1997 yılında Wales Üniversitesi’ne geçti. Burada siyaset teorisi üzerine dersler verdi.
 
2005 yılında Federe Kürdistan Yönetimi'nin daveti üzerine Hewlêr'e yerleşti ve buradaki Kürdistan Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. Ancak üniversite yönetimiyle görüş ayrılıkları yaşadı ve Hewlêr'deki görevini 2008 yılında bıraktı. 2017 yılına kadar İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesi’nin Sosyoloji Bölümü’nde İran'ın Kürt siyaseti üzerine dersler verdi.
 
Şimdiye kadar yüzden fazla bilimsel makale yayınlayan Prof. Abbas Vali’nin “Kürdistan Cumhuriyeti- İran’da Kürt kimliğinin oluşumu”, “Kürt Milliyetçiliğinin Kökenleri” ve “İran’da Kürtler ve Devlet” isimli birçok kitabı bulunuyor. 
 

Diğer başlıklar

15:32 Amed’de taziyelere kitlesel ziyaret
15:32 İhlalleri anlatan tutsağa 'panik yaratma' iddiasından soruşturma
15:12 Amed’de ‘Edebiyat ve Toplum’ paneli
15:01 Roboskî anmaları: Sorumlular yargı önüne çıkarılsın GÜNCELLENİYOR
13:49 Tülay Hatimoğulları: Barışın yolu Roboskî’den geçer
Keskin Bayındır: Roboskî defteri kapanmayacak
13:22 Abdullah Öcalan: Gençliğin öncülük rolünü oynayacağına inanıyorum
13:03 Serhat'ta kar yağışı: 3 bin 46 yerleşim yeri ulaşıma kapandı
13:00 AKKAY-DER yeni yönetimini belirledi
12:48 İzmir'de tutsaklar Toprak ve Taş tahliye oldu
12:32 Roboskî'de 14'üncü yıl anması: Adalet çığlığımızı duyun YENİLENDİ
12:06 Rojhilat’ta iki kolber çığ altında kalarak yaşamını yitirdi
11:32 Esenyurt’taki kazada yaşamını yitirenlerin sayısı 5 oldu
10:04 Meteoroloji’den kuvvetli kar yağışı uyarısı
09:50 Kadınların 2025'teki mücadelesi Jin dergi kapağında
09:19 Onlarca çocuğun istismar edildiği Ensar Vakfı, ahlak dersi verecek
09:16 Pirsûs’ta belediye sokakları onarıyor DEDAŞ bozuyor
09:14 51 kilometrelik tarihi kanalın sadece 3 kilometresi sulamada kullanılabiliyor
09:09 4 Ocak mitingi için çağrı: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için alanda olalım
09:09 11’inci Yargı Paketi’ne tepki: Demokratik bir zihniyetin ürünü mü?
09:04 Elkê'de kar kalınlığı bir metreyi geçti
09:02 HDK Eşsözcüsü Kenanoğlu: Abdullah Öcalan’a yaklaşım Kürtlere yaklaşımı belirler
09:01 Suriye’de petrol ve doğalgaz savaşı
09:01 Boyun eğmediler, direnişlere öncü oldular
09:00 28 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
00:04 Qers’te 41 köy yolu ulaşıma kapandı
27/12/2025
23:12 Halep’te 2 üniversite öğrencisi kaçırıldı
22:56 İran sinemasının usta ismi Behram Beyzayi yaşamını yitirdi
22:32 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de abluka arttı
21:25 Hacı Özkal okurları ile buluştu
21:09 İzmir'de Gaxan etkinliği: Barışa vesile olsun
20:16 Bağımlılığa karşı örgütlü mücadele çağrısı
19:52 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Umut hakkı barış, eşitlik, özgürlüktür
19:38 Alman aktivist Anna Liedtke için eylem
19:29 İstanbul’da kaza: 4 kadın işçi yaşamını yitirdi
19:26 Mûş beyaza büründü
18:12 Gazze’de 71 bin 219 insan katledildi
17:39 Silêmanî’ye çalışmaya giden genç ölü bulundu
17:20 Rusya’dan başkent Kiev’e saldırı
17:14 Arkaş'tan panele katılım çağrısı: Sorunları masaya yatıralım
17:02 Bayındır: Kürt halkı Önder Öcalan'dan ayrı olamaz
16:55 Gazeteci Aykol'un akciğerlerinden sıvı örneği alındı
16:51 Mêrdîn'de 4 Ocak çağrısı
16:47 Şêxmeqsûd ve Eşrefiye'de kuşatma ve saldırılar sürüyor
16:29 Türköne: Devlet Abdullah Öcalan’ın ‘Ortak yaşam’ vizyonuna geldi
16:13 Bismil’de Arjen Kültür ve Sanat Merkezi açıldı
16:06 Dêrsim’de ilk kar
15:59 4 Ocak mitinge çağrı:‘Umut hakkı’ sağlanmalı
15:34 Üç ilde erkek şiddeti: Bir kadın katledildi
15:15 Ertürk ve Kavak’ın tahliyesi talep edildi
15:01 Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği raporu: Kadınlar şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor
14:48 ‘Doğu Raporu’nun 30. Yılında: Dünden Bugüne Paneli
14:43 Dêrsim'de Gaxan etkinliği
13:42 Kayıp yakınları beş kentte adalet talep etti
13:34 Mêrdîn'de görüş mesafesi 5 metrenin altına düştü
13:23 HPG'li Lokman Gazyak anıldı
13:10 Emek ve Demokrasi Platformu: ‘Umut hakkı’ barışın toplumsallaşmasını sağlar
12:58 Cumartesi Anneleri Mehmet Özdemir’in akıbetini sordu
12:42 Sokağa çıkma yasaklarında katledilen sağlık emekçileri anıldı
12:40 Mersin’de 2 çocuk yangında yaşamını yitirdi
11:49 İBB’ye yeni operasyon: 4 gözaltı
10:34 Eşbaşkanlardan ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine davet
09:32 Libya uçak kazasını incelemek için heyet gönderdi
09:07 3’ü kadın 4 öğrenciyi yaralayan kişi tutuksuz yargılanıyor
09:06 4 Ocak mitingine çağrı: 'Umut hakkı' bir halkın umudunun ilkesidir
09:06 Şaqayiq Nowruzi: İran’da kadın hareketi akan bir nehir
09:05 Kürdistan'da 300’ü aşkın arkeolojik alan baraj suları altında bırakıldı
09:04 Kadifekale'de özel savaş politikasına karşı yürüyüş
09:03 Erdoğan ‘kesinlikle bulacağız’ demişti: İnal’dan 20 yıldır haber yok
09:03 2026’da kadın mücadelesi ve örgütlülüğü daha da güçlenecek
09:02 Roboskî 14 yıldır kanıyor: Acımızı barış dindirir
09:01 Sistematik tacize uğrayan çocuğa polisten soru: Annen iftira mı atıyor?
09:00 Zam, enflasyon, yoksulluk: Türkiye 2026’ya ekonomik çöküşle giriyor
09:00 27 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:09 Şêx Meqsûd ve Eşrefiye'ye saldırı
07:57 38 il için yağış uyarısı
00:05 Demokratik Suriye Meclisi: 10 Mart Mutabakatı’nın başarısı acil bir ulusal öneme sahiptir
26/12/2025
23:50 Artuklu’da meşe ve çam fidanları toprakla buluştu
23:43 Gözaltına alınan gazeteci Mezarcı serbest bırakıldı
22:56 Amed’de bir kadını katleden Siraç Kartal tutuklandı
22:52 DEM Parti: Saldırılara karşı ortak mücadele hayati önemdedir
22:25 DAİŞ gümrük devriyesine saldırdı: 3 yaralı
22:03 Alevi Yüksek Meclisi: Cami saldırısının sorumlusu Şam’dır
21:36 Bakan Tunç’tan 11’inci Yargı Paketi savunması: Ceza adaletini sağlamaya yönelik bir düzenleme
21:25 Ankara'da Şeva Yelda kutlaması
20:40 Gazze’de can kaybı 70 bin 945’e yükseldi
20:28 Amed’de iş cinayeti
20:11 Süveydalı tutuklular açlık grevine başladı
20:05 Antalya'da polis şiddetine tepki: Sorumlular cezalandırılsın
19:23 Humus’taki cami saldırısını HTŞ’nin ‘eski’ kolu üstlendi
19:05 Alevi örgütlerinden katliamlara karşı mücadele çağrısı
18:28 Wan’da 223 işçinin eylemi sürüyor: Ne zaman dur diyeceksiniz?
18:18 HDK’deki çalışmaları nedeniyle sosyolog Berfin Azdal’a hapis cezası
18:12 'Yomra’da doğa talanına izin vermeyeceğiz'
17:24 MESEM protestosunda tutuklanan öğrencilere tahliye
17:22 Yeniden Refah Partisi’nden 102 kişi istifa etti
17:09 Mêrdîn’de 3 kişinin öldürülmesine dair hukukçular ve aileden açıklama
17:08 Katliam Yasası'nın durdurulması için BM'ye başvuru yapılacak
16:21 Humus’ta Alevilere ait camiye saldırı: Çok sayıda ölü ve yaralı var
16:20 Bayram ve Yıldeniz aileleri yaşamını yitiren yakınlarını andı
15:56 Keskin Bayındır: 7'den 70'e herkes mitinge katılmalı
15:49 Ankara'daki barınaklarda 10 ayda 17 bin köpek ölümü
15:42 Selma Kara'yı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet cezası istemi
15:41 Şirnex’te ağaç kıyımının üstü brandayla örtülüyor
15:15 ABD'den Nijerya'ya DAİŞ operasyonu
15:12 Katliamın üzerinden 14 yıl geçti: Roboskî süreç açısından turnusol kağıdıdır
14:39 Adana'da 4 Ocak mitinginin çalışmaları için start verildi
14:34 Leyla Zana'ya saldırı ve hakaretlere suç duyurusu
14:13 Emeklilerden asgari ücret protestosu
13:54 Katliamların aydınlatılması için hukuki düzenleme ve komisyon talebi
13:53 Tutsaklara yeni yıl kartı
13:52 Humus’ta camide patlama: 3 ölü, 5 yaralı
13:28 ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep edildi
12:43 Yolda önlem alınmamasına tepki: Hakkari’de ölüm var!
12:32 4 Ocak mitingine çağrı: ‘Umut hakkı’nı savunmak, barışı savunmaktır
12:30 DTSO Meclisi’nden çağrı: Barış ve ekonomi için somut adım şart
12:27 Nihal Ay’ın taziyesine kitlesel ziyaret
11:25 Enflasyonun düşeceğini bekleyenlerin oranı düştü
10:50 AİHM İmamoğlu dosyasını ‘öncelikli’ inceleyecek
10:16 Buca Belediyesi işçileri yeniden iş bıraktı
09:59 Süreç anketi: 'Umut hakkı' talebi yüzde 71 oranında
09:43 Karasu: Kürt halkının iradesinin dikkate alınması gerekiyor
09:20 Mazlum Ebdî Şam’a gidecek
09:17 Doğum izni düzenlemesi: Kadınların hayatını zorlaştıracak
09:17 Edebiyat, folklor, bilim ve direnişin sesi: Sehîdê Îbo
09:15 Kadınların talepleri 'yetersiz elektronik kelepçe' gerekçesiyle reddediliyor
09:14 Wan Barosu Cezaevi Komisyonu'ndan Kaya: Süreci sabote etmek isteyen hapishane ve yönetimleri var
09:13 Yazar Tunç: Mereş'te yaşananlar soykırımdı, devlet yüzleşmeli
09:13 Sanatçılar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için miting alanını dolduralım
09:07 Gaxan'ın bu yılki gündemi: Demokratik toplum ve barış
09:06 Dumlu'da tutsaklara sistematik şiddet
09:01 İnsan hakları ve yargı açısından garabet bir yıl geride kaldı
09:00 Avrupa yıl boyunca Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı
09:00 26 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:49 Çok sayıda kent için kar ve sağanak uyarısı
08:40 Futbolda bahis soruşturması sürüyor: 29 kişi hakkında gözaltı kararı
08:32 Colemêrg'de bir araç Zap Suyu'na yuvarlandı
08:30 Asgari ücret artışı Resmi Gazete'de yayımlandı
25/12/2025
23:55 Selim Sadak’ın hayati riski sürüyor
23:17 Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı
23:13 Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti
21:34 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de abluka sürüyor
21:25 Asgari ücrete tepki: Geçim artık imkansız
20:56 Boş dairede bir kadın hayatını yitirmiş halde bulundu
20:17 Pulur’da Gaxan kutlandı
20:12 Aralık ayı katliamları yürüyüşle protesto edildi
19:37 Minbic’te 1 çocuk katledildi
19:35 İsrail Lübnan’da aracı hedef aldı: 2 ölü
18:54 DEM Parti İzmir Kadın Meclisi: Leyla Zana onurumuzdur
18:41 Geçiş hükümetine bağlı gruplar bir çocuğu katletti
17:35 Mazlum Alas'ın taziyesine kitlesel ziyaret