Abbas Vali: Mahabad Cumhuriyeti’ni Kürtler arası çelişkiler yıktırdı

img

HABER MERKEZİ – Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kuruluşuna dair konuşan Prof. Abbas Vali, “Kürt güçleri arasında ortaya çıkan temel çelişkiler, Cumhuriyeti yıktıran en önemli sebepti” dedi.

Mahabad Kürt Cumhuriyeti, 22 Ocak 1946'da kuruldu. İlandan birkaç gün sonra 14 bakandan oluşan hükümet kabinesini açıklayan bu cumhuriyetle, Kürtlerin birliği sembolize eden renkler ilk kez bir oluşumun bayrağına yansıdı, Kürt şair Dildar'ın 1938 yılında kaleme aldığı "Ey Reqîp" şiiri, ulusal marş olarak kabul edildi. Merkezi Mahabad olan cumhuriyette Kürtçe eğitim verildi. Kızıl Ordu’nun aynı yılın 9 Mayıs'ında İran topraklarından çıkmasını takip eden 17 Aralık'ta Mahabad'a giren İran ordusu, cumhuriyetin önderlerini esir aldı. Cumhuriyetin kurulmasından tam bir yıl sonra ise İran askeri mahkemesi, 23 Ocak 1947'de Qazî Mihemed’e idam cezası verdi. 31 Mart 1947’de ise cumhuriyetin ilan edildiği meydanda Qazî ve 2 arkadaşı idam edildi.
 
Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin 76’ncı yıldönümü nedeniyle Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Prof. Abbas Vali, Kürdistan Cumhuriyeti’nin yıkılmasının arka planında, Sünni bir zihniyetle yönetilmesi ve aşiretlere bağlı olmasının yattığını belirterek, başarılı bir yapılanma için Kürt siyasetinin bağımsız olmasını ve Kürt güçlerinin dinamikleriyle şekillenmesi gerektiğini söyledi. Prof. Vali, Kürt halkına şu tavsiyede bulundu: “Kürt uluslaşması projesi modern ve çağdaş olmalı, Kürt kadın ve erkekleri çağa göre örgütlenmeli.”
 
Prof. Abbas Vali, konuya dair kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtladı. 
 
Kürdistan Cumhuriyeti’nin ilan edildiği günlere gidersek, Kürdistan ve bölge ülkeleri o günlerde nasıl bir süreçten geçiyordu? Bize o dönemin atmosferinden biraz söz edebilir misiniz?
 
 
 Birincisi, Kürtlerdeki ulus bilincinin gelişimi; ikincisi de, 2. Dünya Savaşı sonrası bölgede oluşan şartlar Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulmasını ortaya çıkardı.
 
1940’lar Doğu Kürdistan’da ulusalcılığın yükseldiği bir dönemdi. Özellikle 1941’de İran’da Rıza Şah iktidarının başa gelmesinin ardından 1942 yılında Mahabad’da Komeley Jiyannew Kurdistan (Kürdistan Diriliş Cephesi) kuruldu. 1945 ise bu cemiyet feshedildi ve İran Kürdistanı Demokrat Partisi’ne (İKDP) dönüştürüldü.
 
Kürtler cephesinde ulusallaşma yolunda böyle adımlar atılırken, 2. Dünya Savaşı sonrası uluslararası arenadaki güç dağılımı nedeniyle Kürdistan’ın bir bölümü Sovyetler Birliği’nin nüfuzu altına, diğer bölümü de Britanya’nın hakimiyeti altına girdi. Mahabad ve Bokan gibi bölgeler Sovyetler’in payına düşmüştü, Rusların amacı, İran ordusunu ve devletini bu bölgeden uzaklaştırmaktı. Tüm bu şartlar Mahabad’da Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulmasını kolaylaştırdı.
 
Burada şu noktanın da altını çizmek istiyorum; Kürdistan Cumhuriyeti’ni Ruslar/komünistlerin kurduğunu söyleyenler yanılıyor. İşin aslı böyle değil. Ruslar asla böyle bir cumhuriyetin kurulmasından yana değillerdi. Onlar Azerilerin egemenliği altında Azeri ve Kürtlerin ortak bir cumhuriyetinden yanaydılar, fakat bu fikir Kürtlerin hoşuna gitmemişti. Birincisi, Kürtlerdeki ulus bilincinin gelişimi; ikincisi de, 2. Dünya Savaşı sonrası bölgede oluşan şartlar Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulmasını ortaya çıkardı.
 
Bu anlattığınız tabloda Qazî Mihemed’in yeri neydi?
 
Qazî Mihemed’in bu süreçte belirleyici bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Bölgede tanınan bir isimdi ve manevi bir nüfuza sahipti. En önemlisi de Mukriyan bölgesinin önde gelen ailesindendi, güçlü bir yurtseverliğe sahipti ve İKDP’nin de başkanıydı. Tüm bu nedenler 22 Ocak 1946’da ilan edilen cumhuriyetin başkanı olmasına yol açtı. En önemli özelliği de cumhuriyeti oluşturan farklı yapılar ve oluşumları dengelemesiydi. Aynı biçimde başında olduğu İKDP’de de farklı görüşler, örneğin sağcılar ve solcular vardı. Buna karşın Qazî, tüm farklı kesimleri aynı çatı altında buluşturmayı başarmıştı.
 
Bilindiği kadarıyla Qazî Mihemed seçimle cumhuriyetin başına gelmedi. Peki 22 Ocak’ta onu bir kurul mu seçti?
 
Bildiğim kadarıyla cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmadı. Qazî Mihemed, İKDP’nin başkanıydı ve cumhuriyet de bu partinin örgütlülüğü, faaliyetleri kapsamında yer aldığı için o da ilan edilen cumhuriyetin başına geçti. Aynı şekilde onun hükümet kabinesinde yer alan isimler de İKDP içinde önemli rollere sahipti. Zaten İKDP’nin yönetimi, önceden onun cumhurbaşkanlığını onaylamıştı.
 
Bu cumhuriyet, Kürdistan’ın dört parçasında Kürt halkının uluslaşma sürecine ne gibi katkılar sundu?
 
Kürdistan Cumhuriyeti, Kürtlerin maneviyatı ve hafızasında önemli bir role sahiptir. Kürdistan’ın dört parçasındaki Kürtler, bu cumhuriyete büyük bir hassasiyet içinde yaklaşmaktadırlar. İdeoloji ve fikirlerden bağımsız olarak bütün parçalardaki Kürtler, modern tarihin en önemli gelişmesi biçiminde bu cumhuriyeti ele alıyorlar.
 
Peki bu cumhuriyet Kürtlere nasıl bir miras bıraktı? Kürtler, Mahabad’taki bu tecrübeden nasıl bir ders çıkartmalılar?
 
 
Mahabad Kürt Cumhuriyetinin yıkılmasının en önemli nedenlerinden birisi de cumhuriyetin Sünni bir zihniyetle yönetilmesi ve aşiretlere bağlı kalmasıydı.
 
Bana kalırsa bu cumhuriyet, Kürdistan’ın bütün parçalarındaki Kürtler açısından şu dersi çıkardı: Kürt kadın ve erkekleri çağa göre örgütlenmeli, Sünni bir yapılanma olmamalı.
 
Şunu da tecrübe edindik; Kürt ulusalcılığı moderndir, bu yüzden örgütlenmesi de modern olmalı ve bundan dolayı modern Kürt kadın ve erkeklere ihtiyaç vardır. Zaten cumhuriyetin yıkılmasının en önemli nedenlerinden birisi de cumhuriyetin Sünni bir zihniyetle yönetilmesi ve aşiretlere bağlı kalmasıydı.
 
Ayrıca şunu da gördük; Kürt siyaseti bağımsız olmalı ve Kürt güçlerinin dinamikleriyle şekillenmeli. Yeniden böyle bir şeye kalkışıldığında birçok cepheden Kürtler faaliyet içinde olmalı; diplomatik, siyasi ve askeri cepheler olmalı; bütün bunlar da iç içe yürütülmeli.
 
Kürt güçleri arasında ortaya çıkan temel çelişkiler, cumhuriyeti yıktıran en önemli sebepti. Kısacası Kürdistan Cumhuriyeti’nin tecrübesi bize şunları öğretti; Kürt siyaseti modern bir ideolojiye sahip olmalı ve Kürt kadınları ile erkekleri modern yöntemlerle bu işi örgütlemeli.
 
Sözünü ettiğiniz cumhuriyetin yıkılmasına neden olan çelişkiler konusunu biraz daha açabilir misiniz? Bu çelişkiler nerelerde ortaya çıktı?
 
En büyük çelişki, askeri ve siyasi örgütleme arasında yaşanıyordu. Kürdistan Cumhuriyeti’nin düzenli ordusu üç bin askerden oluşuyordu. Bu küçük ordunun askerleri yeni eğitilmişlerdi. Eğitmenleri de Irak ordusunu terk eden Kürt subaylardı.
 
Bu küçük düzenli ordu dışında diğer askerlerin aşiretlere bağlı olması, çelişkilere yol açan ikinci faktördü. Bu askerler, Kürdistan Cumhuriyeti yerine aşiret reislerinden talimat alıyordu, her biri de farklı aşiretlere bağlıydı. Kısacası ordu bir bütünlük içinde değildi. Ayrıca özellikle Mahabad ve Bokan çevresindeki Kürt burjuvazisini oluşturan ağa ve aşiret reisleri her ne kadar teoride cumhuriyetle hareket ediyor gibi görünüyor olsalar da, pratikleri farklıydı. Cumhuriyetin finansal anlamda yeteri kadar güçlü olmaması, çelişkileri oluşturan üçüncü faktördü. Halktan toplanılan vergiler cumhuriyetin tek geliriydi, vergilerin tahsil edilmesinde de ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. Çünkü bazı aşiret reisleri vergisini vermeye yanaşmıyordu. Kısacası askeri, siyasi ve ekonomik açıdan cumhuriyetin “yumuşak karınları” vardı. Her ne kadar cumhuriyetten yanaymış gibi görünseler de bu konularda söz sahibi olanlar pratikte cumhuriyetten yana değillerdi.
 
Kızıl Ordu 1946’ın Mayıs ayında çekildiğinde ise, cumhuriyette büyük bir siyasi kriz patlak verdi. Azerbaycan bölgesinde kurulan cumhuriyetin yetkilileri de o günlerde İran devletiyle müzakere halindeydi. İran devlet yetkilileri, “Müzakereleri sadece Kürtler ile yapmayız, ancak Azerilerle birleşmeleri halinde Kürtlerle müzakere masasına otururuz” diyorlardı. Tabii bu durumdan Kürtler hoşnut değildi. Zaten Kürtler de Azerilerle yürüttükleri müzakerelerden hiçbir sonuç elde edemedi. Şüphesiz Sünni mezhep zihniyetiyle kurulması ve askeri açıdan da aşiretlere bağlı olması, cumhuriyetin en büyük handikabıydı.
 
İç çelişkiler ve ulusal birliğin olmaması bir yana uluslararası güçler de son yüzyılda “Kendi kaderlerini tayin etmek” için harekete geçtiklerinde Kürtleri hep yüzüstü bırakıyor. 1946’da yaşanan da bu muydu?
 
1946’nın Mayıs ayında Sovyet Ordusu’nun bölgeden çekilmesiyle Kürdistan Cumhuriyeti’nin arkasında hiçbir güç kalmadı. Bu cumhuriyetin ABD, İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği batılı ülkeler ile komünist yönetimler arasında Soğuk Savaşı’nın başladığı dönemde kurulduğunu unutmamak gerekiyor. Batı bloku ülkeler, İran’ın Sovyetler ile sınırının olmasından dolayı hiçbir şekilde bu ülkenin parçalanmasını ve içinden başka yapıların çıkmasını istemiyordu. Özellikle ABD ve İngiltere İran’ın siyasi ve coğrafik birliğine zarar verecek her türlü oluşuma karşıydı. Sadece karşı da değillerdi, aynı zamanda böyle oluşumlara düşmanca bakıyorlardı. Bu anlamda uluslararası arenada cumhuriyetin hiçbir dostu yoktu; ne ABD, ne İngiltere, ne Fransa ne de Sovyetler cumhuriyete arka çıkıyordu.
 
Bu durum sadece İran için geçerli değildi, diğer ülkelerde de benzer bir durum vardı. Örneğin İngilizler, 1930’larda Irak’ın bağımsızlığını vermiş olmalarına rağmen 2. Dünya Savaşı’nın ardından Irak’ta çok güçlü hale geldiler. Türkiye’de de Kürtleri, hiçbir şekilde Kürtlerin haklarını tanımayan merkezi Kemalist yönetime bağlamışlardı. ABD ve İngiltere, İran’da da Sovyetleri çıkartıp, bu devletin daha güçlü olması gayesi içindeydiler, bu yüzden de Kürdistan Cumhuriyeti’ne destek vermediler. Kısacası Kürdistan Cumhuriyeti Ortadoğu ve uluslararası siyasetin çok özel bir sürecinde vuku bulan şartlarda kuruldu. Bu özel durum değiştiğinde de cumhuriyetin ömrü ancak 11 ayla sınırlı kaldı. Aslında doğrusunu söylersek; 11 ayı da zar zor tamamladı. Çünkü batılı güçler asla İran’ın siyasi, idari ve coğrafik birliğinin parçalanmasından yana değildi.
 
Son olarak Mahabad deneyimini göz önünde bulundurarak; Rojava Kürdistanı’nda son 10 yıldır ortaya çıkan tecrübeye baktığınızda karşınıza nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
 
 
 Rojava’da 2011 yılından bu yana yaşanan gelişmeler, asla 1946’nın Doğu Kürdistan’ında olamazdı. Çünkü o dönem Kürtlerin batıyla ilişkileri çok çok zayıftı. Hem Rojava hem de Mahabad’ın ortak noktası; ikisinin de Kürtlerin temel haklara sahip olmasını arzulamalarıdır.
 
Şüphesiz Rojava Kürdistanı’nda son yıllarda yaşanan gelişmeler de Kürtler açısından önemli tecrübelerle doludur. Rojava ile Kürdistan Cumhuriyeti kıyaslanamayacak kadar birbirlerinden farklıdır. Fakat Kürdistan Cumhuriyeti de ilk başlarda İran’ın toprak bütünlüğü içerisinde bir otonom bölge olarak düşünülmüştü. Kürtler, Mahabad’la aslında otonom haklar da elde etmişlerdi. Bu açıdan Rojava’yla benzerlikler taşır. Ancak bunun dışında ikisinin ideolojik, toplumsal ve siyasi alt yapıları çok farklıdır.
 
Dünya zaten eski dünya değildir; 1945-1946 da 2021 gibi değil. Kürtler bu süre zarfında büyük değişimler yaşadı, Kürdistan’da sınıfların siyasi taleplerinde değişimler oldu. Kürdistan’da siyasi bir örgütlenme nasıl olmalı, sorusunun yanıtı da bu süre zarfında değişti. Ancak şunu söyleyebilirim; Rojava’da 2011 yılından bu yana yaşanan gelişmeler, asla 1946’nın Doğu Kürdistan’ında olamazdı. Çünkü o dönem Kürtlerin batıyla ilişkileri çok çok zayıftı. Hem Rojava hem de Mahabad’ın ortak noktası; ikisinin de Kürtlerin temel haklara sahip olmasını arzulamalarıdır. Fakat Kürt meselesinin nasıl bir ideolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel çerçeve içinde çözüleceği konusunda ikisinin çok farklı yöntemleri, yaklaşımları vardır.
 
Kısacası şunu söyleyeyim; Rojava’nın 2021’e kadar elde ettiği tecrübe, 1946’nın Rojhilat’nda (Doğu) olamazdı, çünkü iki dönemin birçok açıdan çok farklı özellikleri vardır.
 
PROF. ABBAS VALİ KİMDİR?
 
1949 yılında Doğu Kürdistan’ın Mahabad kentinde dünyaya gelen Prof. Abbas Vali, ilk ve orta öğrenimini Tebriz’de yaptı. Tahran Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden mezun olduktan sonra master ve doktora çalışması için İngiltere'ye gitti. Londra Üniversitesi’nde 1977-1983 yılları arasında akademik kariyerini siyaset teorisi üzerine yaptı. Londra Üniversitesi'nde 4 yıl öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra 1997 yılında Wales Üniversitesi’ne geçti. Burada siyaset teorisi üzerine dersler verdi.
 
2005 yılında Federe Kürdistan Yönetimi'nin daveti üzerine Hewlêr'e yerleşti ve buradaki Kürdistan Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. Ancak üniversite yönetimiyle görüş ayrılıkları yaşadı ve Hewlêr'deki görevini 2008 yılında bıraktı. 2017 yılına kadar İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesi’nin Sosyoloji Bölümü’nde İran'ın Kürt siyaseti üzerine dersler verdi.
 
Şimdiye kadar yüzden fazla bilimsel makale yayınlayan Prof. Abbas Vali’nin “Kürdistan Cumhuriyeti- İran’da Kürt kimliğinin oluşumu”, “Kürt Milliyetçiliğinin Kökenleri” ve “İran’da Kürtler ve Devlet” isimli birçok kitabı bulunuyor. 
 

Diğer başlıklar

16/12/2025
23:36 İstanbul Valiliği’nin yasakları hukuka aykırı bulundu
22:53 Bismîl’de Barış ve Demokratik Toplum Buluşmalarına çağrı
22:48 Konya’da iş cinayeti
22:34 DEM Parti milletvekilleri: Yanlış politikaların dönüşü kaos oluyor
21:31 Koma Amed Ankara'da konser verecek
20:57 Humus ve Lazkiye’de Alevi yurttaşlar kaçırılıyor
20:22 İsrail cezaevlerinde 9 bin 300 Filistinli tutuluyor
19:59 Tülay Hatimoğulları: Demokratik seviyenin hukuki bir sürece kavuşmasını istiyoruz
19:41 Suriye Geçiş Hükümeti QSD’ye saldırdı
19:36 223 işçinin direnişi 140'ıncı gününde
18:52 ‘KCK Basın Davası’ ertelendi
18:49 İnsan Hakları Haftası etkinlikleri sürüyor
17:57 Suriye Geçiş Hükümeti, uluslararası hukuk uzmanını tutukladı
17:09 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:04 Arkaş : Her iki taraf da hakikatle yüzleşmeli
16:46 İran’da bir tutsak dudaklarını dikerek açlık grevine başladı
15:55 PFDK 224 futbolcu ve 24 hakeme daha bahis cezası verdi
15:33 Ahmet Özer’den DEM Parti’ye ziyaret: Süreç tarihidir
15:01 Agirî’de görkemli halk buluşması: Sürecin yol haritası manifestodur
14:45 HPG'li Hacı Başaran'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:43 Sağlıkçılar ısrarlı: Eziyet yönetmeliği geri çekilsin
14:37 İHD’den tutsaklara dayanışma kartı
14:36 Berfin Nûrhaq ve Sema Roza İzmir'de anıldı
14:14 ‘İnsan hakları savunucusu Suna Bilgin tahliye edilsin’
14:03 Cezaevi raporu: Kelepçeli muayene, ağız içi arama, ilaç verilmemesi, tehdit
14:02 Mali Müşavirlerden yetkilerinin devredilmesine tepki
13:45 Komünal çalışmanın ürünü Ronahî Halkevi açıldı
13:43 Bozan'dan kelepçeli tedaiye tepki: İşkence ve kötü muameledir
13:20 5 gazetecinin adli kontrol tedbiri kaldırıldı
12:47 DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP görüşmesinin tarihi belli oldu
12:40 ‘Umut ve özgürlük’ mitingi düzenlenecek
11:56 Sancar: Gündemimizde olan barış yasasıdır
Davutoğlu: Türkiye içindeki yasal düzenlemeler süratle yapılmalı
11:55 İşçilerin eylemleri 9'uncu gününde
11:54 İstanbul'da ev baskınlarında 12 kişi gözaltına alındı
11:32 Ayşe Şan Amed'de çeşitli etkinliklerle anılacak
11:01 DEM Parti ve AKP milletvekilleri Wan’ın sorunları için bir araya geldi
10:26 Bir mezar hasreti: Nazım ve Cihan'ın köşesi
10:19 İmralı Heyeti ile Gelecek Partisi görüşmesi başladı
09:41 Aykol tutsakların sesi olmaya devam ediyor: Hücre cezasından beraat etti ama tahliyesi engellendi
09:36 İlçeden geçen uluslararası yol tehlike saçıyor
09:35 Kayyımın bitmeyen 12 milyon TL'lik mezbahası!
09:26 Rojhilat Aksoy: Festivalde komün ruhu oluştu
09:25 Nazım'ın gülüşünde devrim gizliydi
09:25 Doğa talanına karşın palamut ekimi
09:19 Sait Yıldırım’ın tahliyesi ‘örgütsel’ konuştuğu iddiasıyla engellendi
09:17 Çilek üreticileri: İthalat durdurulmazsa üretici ayakta kalamaz
09:14 Şiddet uygulayan zabıtalar mağdur, kendisi şüpheli oldu
09:11 Kooperatifçilikle geçinen köyde 92 yıldır tiyatro sahnesi kuruluyor
09:08 Aydın'dan çağrı: Bütçe halka ayrılsın
09:04 Türkiye hangi ‘özerklik’ maddelerinde çekimser?
09:02 2025 Ekoloji Karnesi: Dünya yok oluşa gidiyor
09:00 16 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:17 Meteoroloji'den sağanak ve kar yağışı uyarısı
08:07 GAİN'e operasyon: Şirket yetkilileri gözaltında, TMSF kayyım olarak atandı
15/12/2025
23:41 BES-AR: Asgari ücretle insanca yaşam mümkün değil
23:36 Buğday silosunun altında kalan işçi hayatını kaybetti
21:52 Tom Barrack ile Netanyahu görüştü
21:07 Xarpêt’ta iş cinayeti
21:04 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli hayatını kaybetti
21:01 Wan’da engellilerle atölye çalışması
20:58 Erciyes Üniversitesi’nde bir kadın katledilmek istendi
20:34 ATK raporlarının kadın davalarındaki rolü: Asıl sorun sistemde
20:15 Gülderen Varlı: Kayyımların usulsüzlükleri Şam'a kadar yol olur
20:04 DEM Partili Uçar: Norm dışı devlet hala devrede
19:57 Sel sonrası Endonezya’dan 'orman ruhsatı' hamlesi
19:48 Rojava Kadın Platformu’ndan sel mağdurları için yardım çağrısı
19:43 DEM Parti milletvekilleri: Asker ve polisler çetelerle işbirliği yapıyor
19:33 Sevcan Demir'i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet istendi
19:25 Erdoğan: Ayrıştırıcı söylemlere izin vermeyeceğiz
18:15 İran'da 1’i çocuk 4 Kürt yurttaş gözaltına alındı
18:08 Suudi Arabistan’da 340 kişi idam edildi
18:04 Okul müdürü, öğrenciyi darp etti
18:00 Adana Kadın Platformu: Meclis’teki çocuk istismarının üstü örtülmesin
17:15 İsrail saldırılarında 70 bin 665 kişi hayatını kaybetti
17:09 Sincan Cezaevi'ndeki şüpheli ölüm için soruşturma talebi
17:06 Siyasi tutsaklara üzerinde ‘İtirafçı sol terör örgütü’ yazılı kimlik dayatması
17:04 Adalet Bakanlığı önünden seslendiler: Hakan Tosun’a ne oldu?
17:00 Arkaş: Demokratik cumhuriyete entegreye varız
16:44 Kayyım müdürünün ‘para’ dağıttığı görüntüler için Bakanlığa çağrı
16:28 KAYY-DER'den 'Gaxand Gecesi'
15:51 Gazeteci Aykol'a bir kez daha kan takviyesi yapıldı
15:49 Tülay Hatimoğulları: Yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalı
15:32 'Umut hakkı mutlaka güvenceye kavuşturulmalı'
15:12 Wan’daki halk buluşmasına binler katıldı: Mücadelemiz Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüyle sonuçlanacak
15:00 Berfîn Nûrhaq ve Sema Roza Mêrdîn ve Amed'de anıldı
14:12 Kazanhan'ı katleden polis 11 yıldır yakalanamıyor
14:00 5 No'lu'daki katliam ve işkencelerle yüzleşme çağrısı
12:37 Hatay'da 4.2 büyüklüğünde deprem
12:35 Aykol’a mektup: Bizim dünyamızda en çok sen varsın
12:20 'Silahların susması başlangıçtır, hedef pozitif barış'
11:52 İmralı Heyeti, Davutoğlu ile görüşecek
11:37 BİSAM Raporu: Yoksulluk sınırı 94 bin 393 lira
11:30 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşmesi ertelendi
11:25 İnşaat çalışanı artı, sanayininki düştü
11:00 Gazeteci Kurt'un tahliyesinin ertelenmesi kararına itiraz reddedildi
10:32 Nazım Daşdan ve Cihan Bilgin anılacak
10:27 Ekmek ve barış için yürüyenler: Savaşa değil, barışa yatırım yapılsın
09:32 Avustralya'daki silahlı saldırıda ölü sayısı 15'e yükseldi
09:07 Prof. Jorge Riechmann: Abdullah Öcalan’ın adımları yeni barış yolları açtı
09:05 Kirli havadan 230 kişi ölmüştü: Nedeni doğa talanıdır, dur denilmeli
09:04 Halkın süreçten ortak beklentisi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü
09:01 Barış Anneleri: Abdullah Öcalan halkıyla beraber olmalı
09:00 15 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:55 Serhat Bölgesi yağışlara teslim: Sıcaklıklar 4 derece düşüyor
08:36 Xwebûn Gazetesi’nin yeni sayısı ‘Licê’de özel savaş' manşetiyle çıktı
14/12/2025
23:56 İdlib'de Geçiş Hükümeti devriyesine saldırı: 4 ölü
23:18 Osmaniye’de kaza: 3 kişi hayatın kaybetti
21:31 3. Amed Uluslararası Film Festivali ödüllerle son buldu
21:02 Tom Barrack: Suriye'deki saldırı karşılıksız kalmayacak
20:55 Gazeteci Osman Çaklı serbest bırakıldı
20:46 Belediye Başkanı Gülşah Durbay hayatını kaybetti
20:22 Wan’da müzik festivalinde renkli görüntüler
20:08 Yaşamını yitiren Karabaş için anma
20:05 Kaldıraç'tan Eroğlu ve Akdoğdu için anma
18:23 'Demokrasiye sahip çıkıp, sürecin önemini bilmeliyiz'
18:12 Gazeteci Aykol iki aydır yoğun bakımda
17:44 Antalya’da 'Geçinemiyoruz' mitingi: Bu bütçe emeğin değil sermayenin
17:40 Polis, buluşma ardından posterlere el koydu
17:35 Asgari Ücret İnisiyatifi: Asgari ücret yılda dört kez güncellenmeli
17:03 ‘Mısır Koçanlarını Kızartan Koku’ kitabının imza etkinliği düzenlendi
16:46 DBP Eş Genel Başkanı Bayındır: Kürtlerin özgürlüğü çok yakındır
16:19 Mûş'ta halk buluşması: Süreci başarıya ulaştıracağız
16:03 Yanan bölgede 5 bin palamut ekildi
15:52 3’üncü Amed Film Festivali film gösterimleriyle sürüyor
15:51 Mersin’de bağımlılıkla mücadele atölyesi
14:56 'Ekmek ve Barış' yürüyüşçüleri Ankara’da: Savaşa değil halka, emekçiye bütçe
14:48 Sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitirenler anıldı
14:36 'Komün ve meclisler ekmek ve su kadar gereklidir'
14:08 Cizîr ve Êlih'te kurulan taziyelere kitlesel ziyaret
14:05 Ömer Öcalan: Önder Apo 'Her evde Kürtçe konuşulmalı' diyor
13:41 Avustralya’da silahlı saldırı: En az 10 ölü
13:36 Ailesinden 4 kişiyi kaybeden tutsak Rukiye Fidan taziyeye götürüldü
13:26 'Uyuşturucu ve fuhşa karşı birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız'
13:15 AB ve HRW’den İran’a Nergîs Muhammedi için çağrı
11:56 Pervin Buldan: Yasal düzenlemeleri yapma zamanı
11:42 Taliban eğitimcileri tutukladı
11:18 'Şam'la uzlaşı sağlamaya çalışıyoruz, Türkiye müdahale ediyor'
10:58 Roboskî'de şüpheli ölüm
10:54 Bayındır: AKP'nin raporu cesur ve kararlı adımlardan uzak
10:05 Jin dergi yeni sayısında ‘kadın mücadelesine’ odaklandı
09:40 Karadeniz ve Marmara için yağış uyarısı
09:36 İtalyan akademisyen: Kürtlerin barış isteğini büyük umutla destekliyorum
09:31 ABD’de üniversitede silahlı saldırı: En az 2 ölü
09:06 EPSU Temsilcisi Centellas: İşçi hareketi ve sendikalar süreçte rol üstlenmeli
09:05 Öğrencilerden Kürtçe eğitim komünü
09:04 ‘Cezaevleri sürecin samimiyet testidir’
09:03 7 kadın bir araya gelerek kapanma noktasına gelen kooperatifi yeniden üretime geçirdi
09:01 32 yıldır yasaklı köylerine yılda bir kez gidebiliyorlar: PKK gerekçeniz de kalmadı
09:00 'Türk'ün gücünü göreceksin' işkencesi: Tutsakları yıldırma politikasıdır
09:00 14 ARALIK 2025 GÜNDEMİ