Doç. Dr. Özgün: Aysel’i özgürleştirene kadar mücadele devam edecek

  • kadın
  • 09:14 20 Mayıs 2022
  • |
img
ANKARA - Aysel Tuğluk’un, kadın gücünü siyasette gösteren Kürt kimliğinden dolayı tahliye edilmediğini belirten Doç. Dr. Yasemin Özgün, “Aysel’i özgürleştirene kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
 
Hasta tutuklu Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk için kadınların başlattığı mücadele sürüyor. Bin kadına ulaşmak amacıyla başlatılan “Aysel Tuğluk’a Özgürlük İçin 1000 Kadın” kampanya grubu mücadelesine 54 ülkeden 6 bini aşkın kadın dahil oldu.  
 
Kampanya grubu, bugüne kadar Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Komiserliği, Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi Başkanlığı, BM Sağlıktan Sorumlu Raportör, BM İşkenceden Sorumlu Raportör, Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezayı Önleme Komitesi gibi birçok uluslararası kurum ve kuruluşa mektup gönderdi. Kampanya kapsamında  feminist yazar, filozof ve akademisyen Silvia Federici ile feminist yazar, aktivist ve akademisyen Angela Davis gibi isimlerden de destek geldi.
 
Aysel Tuğluk’a Özgürlük İçin 1000 Kadın kampanya grubuna Ankara Kadın Platformu adına katılan Barış Akademisyeni Doç. Dr. Yasemin Özgün ile kadınların yürüttüğü mücadele ve hasta tutuklulara uygulanan politikanın yanı sıra var olan baskı ortamına dair konuştuk.  
 
Aysel Tuğluk’a özgürlük için ortak ses çıkaran, 54 ülkeden 6 bini aşkın kadının imzacı olduğu “Aysel Tuğluk’a Özgürlük İçin 1000 Kadın” kampanya grubunun çalışmalarından bahseder misiniz?
 
Kampanya aylar önce başladı. Aysel Tuğluk’a demans teşhisi konulmasına rağmen 434 gündür tahliye edilmiyor. Bu teşhise, birçok doktor ve kurum tarafından verilen raporlara rağmen Aysel Tuğluk’un tahliye edilmemesi üzerine 'Aysel Tuğluk’a Özgürlük için 1000 Kadın' çağrısını 8 ayrı dilde yaparak yola çıktık. Küçük bir grup olarak başladık, giderek büyüdük. 1000 kadına ulaşmak için başladık ama binleri de aşan bir sayıya ulaştık. Dünyanın her köşesinden 54 ülkeden çok sayıda kadın imza verdi. Aysel’in yanında olduklarını duyurdular ve bu zulmün son bulmasını istediklerini bildirdiler. Mücadelemiz bununla da kalmadı, pek çok demokratik kitle örgütü, barolar, Türk Tabipleri Birliği (TTB) gibi kurumlara da ulaştık.
 
Tuğluk için ulaştığınız baro ve kurumların yaklaşımı nasıl oldu?
 
Kurumlar zaten ellerinden geleni yapıyorlardı. Durumun aciliyetinin altını bir kez daha çizmek için mücadele verdik. Kampanya grubunda pek çok kadın platformundan temsilcilerin yanı sıra bireysel katılımlar da var. Dolayısıyla çok yere ulaşabilme şansımız oldu. Bir yandan da kadın dayanışmasının, örgütlülüğünün gücünü de göstermiş olduk. Özellikle Türkiye Tabipler Birliği’nden doktor arkadaşlarımız kamuoyunun gerçekleri bilmesi için harekete geçtiler; hastalığın seyrini, Aysel’in yaşadığı durumu tıbbi açıdan irdelediler, anlattılar. Aysel’in durumunun ne kadar ağır olduğunu ve giderek daha ağırlaştığını, cezaevi koşullarında kalmasının mümkün olmadığının, bu yapılanın hasta haklarına aykırı olduğunun altını çizdiler. Ancak 81 ilden sadece 20 baro maalesef imza verdi. Aysel hukukçu ve İstanbul Barosu’na kayıtlı bir avukat. Aynı zamanda kadın mücadelesi yürüten ve yıllardır siyaset içinde barış mücadelesi yürüten bir kadın. Tüm dünyadan pek çok kurum, sivil toplum kuruluşları, kadın platformu, yazar, akademisyen Aysel’in çığlını duyurmak için yanında olurken 81 ilden sadece 20 baronun imza vermesi çok üzücü.
 
Aysel Tuğluk'un durumu şu an nasıl? Bilgi alabiliyor musunuz?
 
 
 Aysel’in durumu giderek ağırlaşıyor. O koşullarda bakımı giderek zorlaşıyor. Bu hastalığın tamamen tedavi olması zaten mümkün değil. Ama ev koşullarında biraz daha süreci yavaşlatmak mümkün
 
Durumu giderek ağırlaşıyor ve çok endişeliyiz. Cezaevlerindeki hasta tutsakların sayısı çok fazla ve cezaevlerinden sürekli cenazeler çıkıyor. Biz, bir cenaze daha çıksın istemiyoruz. Aysel’i kaybetmek istemiyoruz. O koşullarda bakımı giderek zorlaşıyor. Bu hastalığın tamamen tedavi olması zaten mümkün değil. Ama ev koşullarında biraz daha süreci yavaşlatmak mümkün. Ayrıca Edibe Şahin ve Gültan Kışanak’la birlikte kalıyor. Onların yanında kalması hem çok iyi ama bir yandan tutsak oldukları bir ortamda yoldaşlarına destek olmaya çabalamak onlar için de çok zor ve ağır bir durum. Sonuçta Aysel tıbbi bakım gerektiren bir hasta.
 
Aysel Tuğluk’un birçok kimliğinden bahsettiniz. Devletin Aysel Tuğluk’u tahliye etmemesindeki ısrarında bu kimliklerin etkisi nedir?
 
Tüm kimliklerinin bunda rolü olabilir ama özellikle mücadele eden bir Kürt kadın kimliğinin, siyasette sözünü söyleyen bir kadın oluşunun, eşbaşkanlık sistemini hayata geçiren, kadının gücünü siyasette de gösteren, toplumun pek çok ezilen kesimi için de hak mücadelesi yürüten bir kadın olmasıyla ilgili. Kadın düşmanı bir bakış açısına sahip bir iktidar var. Sürekli güçlü kadını ezmeye çalışan, sözünü sesini duyuran kadını susturmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız maalesef.
 
Bu anlayış karşısında nasıl bir adalet mücadelesi veriliyor? Kadınların bu mücadeledeki öncülüğünü nasıl tariflersiniz?
 
Koşullar çok zor. Gerçekten çok ağır dönemlerden geçtik ve geçiyoruz. Hasta tutsaklar, sadece bunun bir parçası. Cezaevlerinde çok sayıda siyasi tutuklu var. Neredeyse siyasi bir partinin HDP’nin yarısı cezaevinde. Çocuklardan tutun da, yaşlı hasta tutuklulara kadar varan bir kitle var cezaevlerinde. Çok kötü koşullarda tutuluyorlar. Havasız koşullarda, ring araçlarıyla nakilleri yapılıyor. En temel insan haklarından mahrum kalmak ve bir yandan da bu neoliberal koşullarda cezaevinin de özelleşmesi, her şeyin paraya tahvil edilmesi çok daha sıkıntılı bir hale sokuyor. Sadece tutsaklar için değil, dışarıdakiler için de adaletsizlik hüküm sürüyor. Ülke kocaman bir hapishane gibi. Ama umudumuzu da korumak, mücadele etmek zorundayız. Özellikle kadınlar bunu hiçbir zaman bırakmadılar. Kadınlar; en kötü koşullarda, en sıkı, otoriter ve faşizme varan pratiklerin yükseldiği dönemlerde bile sokağa çıkmaktan, seslerini sözlerini söylemekten vazgeçmedi. Toplumun pek çok kesimi için de bunu söyleyebiliriz. Mücadele etmekten ve adaletin peşinde olmaktan başka çare yok. Daha fazla mücadele, daha fazla adalet arayışı olmalı. Son derece otoriter, anti-demokratik bir yönetim anlayışının olduğu, baskının, şiddetin olağan üstü olduğu bir dönemden geçiyoruz. Demokrasi bu topraklara hiçbir zaman tam anlamıyla yerleşmedi, hep bunun mücadelesini verdik. Ama hiçbir zaman bu kadar uzağına düştüğümüzü de hatırlamıyorum.  Baskı koşulları, giderek ağırlaşan hayat pahalılığı, işsizlik… Tüm bunlara isyan ettiğinde başı ezilen, sesi kesilen bir toplumsal durumdan söz ediyoruz. İşçiler seslerini çıkardıklarında, kadınlar sokağa döküldüklerinde tutuklulukla tehdit ediliyorlar. Gezi Davası’nda verilen kararlar, Canan Kaftancıoğlu tutuklanmanın eşiğinde. Dolayısıyla pek çok olumsuz duruma, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı ses çıkaran bir toplumsal muhalefet var ve her şeye rağmen mücadelede sürüyor.
 
Bahsettiğiniz baskıcı süreç birden gelişmedi. Sizin gibi Barış Akademisyenleri’ne uygulanan hukuksuzluk karşısındaki sessizlik de aslında gelinen süreci ören taşlardan oldu. Ülkenin bu duruma gelmesinde elbette ki iktidar sorumlu ama demokratik kitle örgütleri ve muhalefetin bu noktada nasıl bir eksikliği oldu?
 
 
 
 Bu duruma gelinmesinde maalesef muhalefet partilerinin çok fazla rolü var. Özelikle 1 Haziran 2015 seçimlerinin iptal edilmesinden sonra, bir yandan savaş politikalarının uygulanması, ardı ardına tezkerelerin geçmesi ve bu tezkerelere ‘evet’ diyen başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin payını sorgulamadan geçemeyiz.  
 
Evet, bu duruma birden gelinmedi. Bu duruma gelinmesinde maalesef muhalefet partilerinin çok fazla rolü var. Özelikle 1 Haziran 2015 seçimlerinin iptal edilmesinden sonra, bir yandan savaş politikalarının uygulanması, ardı ardına tezkerelerin geçmesi ve bu tezkerelere ‘evet’ diyen muhalefet partileri başta CHP olmak üzere. Bunların payını sorgulamadan geçemeyiz. Bunların, çok kritik dönemlerde, yerlerde bir şekilde iktidarla mutabakatlara varıp, ‘devletin milletin birliği bütünlüğü’ söylemleri altında bugüne varan uygulamaların adım adım örülmesini sağladıklarını düşünüyorum. Umarım bundan sonra hükümetin ekmeğine yağ sürecek ya da varlığını onaylayacak, devamlılığını sağlayacak pratiklerden uzak dururlar. Bugüne kadar gerçekten kötü bir sınav verdiler. Şu anki güvensizliğimizin arkasında yatan da bugüne kadar yaşadıklarımız. Tek tek teslim edilen küçük küçük mevziler, alanlar bunların birleşip bu hale gelmesinden söz ediyoruz.
 
Dünyanın pek çok yerine ulaştınız ama Türkiye’de hasta tutukluların durumunu görmezden gelen bir anlayış var. Burada medyanın rolünü nasıl okumak gerekiyor?
 
Ses çıkaran, muhalefet eden pek çok medya kuruluşu da kapatıldı, kayyım atandı. Ülkede, gerçek anlamıyla halkın haber alma hakkına saygı duyup bunun peşinde görevini sürdüren çok az sayıda basın kuruluşu, gazeteci kaldı. Diğer var olan kuruluşlar ise bir şekilde iktidarla ortaklıkları sayesinde varlar ve bunun gereğini de yerine getirmekten hiçbir zaman kaçınmıyorlar. Aysel Tuğluk’ta da bunu gördük.  Artık siyaset yapamayacak, hasta bir kadın arkadaşımızdan söz ediyoruz. Temel insan haklarından yararlanması gereken bir insanı, zulüm olsun, diğerlerine gözdağı olsun diye esir tutuyorsunuz. Dünyanın her yerinden pek çok insana ulaşıyoruz ama bir yandan da bunu Türkiye’de çok az insan biliyor. Bu en başta halkın haber alma hakkına bir saldırıdır.
 
Tekrar Aysel Tuğluk için kadınların ortaklaşarak başlattığı mücadeleye dönecek olursak, bu tür hak ihlalleri karşısında kadınların ortak tavırlarını ortaya koymasının etkisi nedir, bundan sonraki süreçte neler yapacaksınız?
 
Kadınların ortak bir şekilde buna tepki göstermesi mücadele başlatması gerçekten çok gurur verici. Bir toplantı çağrısıyla bu gruba dahil oldum. Bu kadar güçlü bir mücadele ağı örebileceğimizi gerçekten o zaman düşünememiştim. ‘Birkaç şey yaparız ama elimizden de çok fazla bir şey gelmez’ diye düşünüyordum. Ama çok şey yaptık. Çok ses çıkardık. Toplumun pek çok kesiminden farklı siyasi duruşlara, tutumlara sahip kadınlarla bu dayanışma mücadelesinde ortaklaşmayı başardık. Yurt dışından pek çok isme ulaşmak, binlerin imzasını almak, her il ve ilçede basın açıklaması yapmak tamamen dayanışmayla, herkesin elinden ne geliyorsa ortaya koymasıyla oldu. Ben Ankara Kadın Platformu adına katılıyorum. Türkiye’nin pek çok ilinden ilçesindeki kadın platformlarından kadınlar da var. Kadın dayanışmasından aldığımız güçle pek çok yere ulaştık. Sesimizi sözümüzü duyurduk.  Kadın dayanışması gerçekten çok önemli. Hele ki böyle baskıların, faşizmin olduğu topraklarda çok değerli. Başka bir seçeneğimiz yok, onu kaybetme lüksümüz de yok.
 
Türkiye’nin her yerinden kadınlar ses oldu. Bir şekilde Aysel’in sesi olmaya devam ediyoruz. Basın açıklamalarımız, çalışmalarımız devam edecek. Mücadele sürüyor. Aysel’i özgürleştirene kadar, Aysel’i oradan çıkarana kadar, hak ettiği tıbbi bakım ve şefkati alabileceği bir ortama ulaştırana kadar mücadelemiz devam edecek.
 
MA / Zemo Ağgöz
 

Diğer başlıklar

21:08 İnsan hakları haftasının son eylemine polis ablukası
21:01 Mereş Katliamı 47'nci yılında: Kayıplarımızın mezar yerleri bulunsun
20:53 Afgan mülteciler zorla ülkelerine gönderiliyor
20:37 Gazze’de 17 kişi soğuktan yaşamını yitirdi
20:33 Başkurdistan’daki Marksist grup üyelerine ağır ceza
20:27 Amed'de Ayşe Şan için anma
20:20 Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi: Savaş bütçesiyle militarizm kuşatılıyor
20:11 Ahmet Özer: Süreç için herkese düşen sorumluluklar var
19:52 Ankara'da kadın cinayeti
19:38 KHK eylemi: Hukuksuzluklar son bulana kadar mücadelemiz sürecek
19:31 'Leyla Zana'ya yönelik ırkçı sloganlar kabul edilemez' YENİLENDİ
19:27 Okulda çocuklara silahlı araçlar tanıtıldı
18:48 Komisyondan rapor için ‘yazım ekibi’ kararı
18:40 Cenevre’den çağrı: 'Umut hakkı' derhal uygulanmalı
18:14 Arkaş: Artık Kürtlerin varlığı inkar edilemez
18:07 Görüşme sona erdi: Kanun teklifinin çerçeve metni Meclis'e sunulacak
17:52 Kızını ve torununu katleden Keskin’e ağırlaştırılmış müebbet
17:49 Veysi Aktaş: Mücadelemiz norm dışı devlete karşıdır
17:43 Avukat Suna Bilgin’e 6 yıl 3 ay hapis cezası
17:12 Arhavi’deki çevreciler: Mücadelemiz devam edecek
16:34 Kurtulmuş ve siyasi parti koordinatörlerin görüşmesi başladı
16:31 Dilan Karaman İnceleme Komisyonu: Bilgiler titizlikle derleniyor
16:28 Diba Keskin: Dilimize sahip çıkmazsak yok olacağız
16:21 DEM Parti Meclis Kadın Grubu’ndan ‘istismar’ açıklaması
16:10 'Hakime rüşvet' haberinin erişim engeli haberine de erişim engeli
16:06 25 yıl hapis cezası verilen taciz faili tutuklanmadı
16:04 Gazeteci Aykol’un tedavisi antibiyotiklerle sürüyor
15:56 Oluç: Cumhurbaşkanlığının kimi merkezi yetkileri yerellere devredilmeli
15:32 Arkaş: Önder Apo dışında kimse Türk-Kürt barışını sağlayamaz
15:22 Diyanet’in bütçesi beş bakanlığa ayrılan paydan fazla
15:20 ‘Dayanışmayı büyüterek barışı inşa etmek mümkün’
15:17 DEM Parti, Meclis'te çocuk istismarı için araştırma komisyonu istedi
14:31 İHD: KHK'liler görevlerine iade edilsin
14:10 AYM, Tayfun Kahraman'ın tedbiren tahliyesini reddetti
13:57 Meclis kreşinde Yerli Malı Haftası konusu: SİHA ve savaş
13:56 Kayyım önce koli dağıttı sonra ihale imzaladı
13:32 Gazeteci Diren Yurtsever'e ceza istemine ret
13:21 İmralı Heyeti üyesi Sancar: Şimdi, barış hukukunu kurmanın zamanıdır
12:14 Kurtulmuş ve komisyondaki partilerin koordinatörleri bir araya gelecek
12:07 Miting deklarasyonu: Hukukun anahtarı ‘umut hakkı’nın uygulanmasındadır
11:58 10 Ekim Katliamı davasında 3 polis için soruşturma izni
11:23 31 yıllık tutsaklığın ardından memleketine döndü
11:17 'Siyaset konuştun' denilerek işten çıkarıldı
10:57 Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin İstanbul'da anılacak
09:25 Çiftyürek: Devletin bir beyanda bulunması lazım ki süreç hukuki olarak ilerlesin
09:19 Alman Sosyolog: Abdullah Öcalan'ın çağrısı nadir umut anlarından biridir
09:16 Buluşmaya katılanlar: Meclis Komisyonu tutanakları açıklamalı
09:13 Anneler: İmralı'ya gitmemiz kabul edilsin, Abdullah Öcalan'ı alıp gelelim
09:11 Şiyar Be! Platformu Licê'de temsilcilik açacak
09:09 'Sinemanın dil ve kültür üzerindeki etkisi büyük'
09:07 MAF-DAD Eşbaşkanı Geisweid: 'Umut hakkı'nı uygulamayan Türkiye Konseyden ihraç edilmeli
09:06 Garzan Mezarlığı’nın yok edilip 267 cenazenin çalınmasının üzerinden 8 yıl geçti
09:05 'Nazım ve Cihan'ın tek amacı halkın yaşadıklarını dünyaya duyurmaktı'
09:01 Kültür rüzgarının estiği bir yılda Kürtçe için statü çağrısı büyüdü
09:00 Almanya: Güç de yetki de belediyelerde
09:00 17 ARALIK GÜNDEMİ
16/12/2025
23:36 İstanbul Valiliği’nin yasakları hukuka aykırı bulundu
22:53 Bismîl’de Barış ve Demokratik Toplum Buluşmalarına çağrı
22:48 Konya’da iş cinayeti
22:34 DEM Parti milletvekilleri: Yanlış politikaların dönüşü kaos oluyor
21:31 Koma Amed Ankara'da konser verecek
20:57 Humus ve Lazkiye’de Alevi yurttaşlar kaçırılıyor
20:22 İsrail cezaevlerinde 9 bin 300 Filistinli tutuluyor
19:59 Tülay Hatimoğulları: Demokratik seviyenin hukuki bir sürece kavuşmasını istiyoruz
19:41 Suriye Geçiş Hükümeti QSD’ye saldırdı
19:36 223 işçinin direnişi 140'ıncı gününde
18:52 ‘KCK Basın Davası’ ertelendi
18:49 İnsan Hakları Haftası etkinlikleri sürüyor
17:57 Suriye Geçiş Hükümeti, uluslararası hukuk uzmanını tutukladı
17:09 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:04 Arkaş : Her iki taraf da hakikatle yüzleşmeli
16:46 İran’da bir tutsak dudaklarını dikerek açlık grevine başladı
15:55 PFDK 224 futbolcu ve 24 hakeme daha bahis cezası verdi
15:33 Ahmet Özer’den DEM Parti’ye ziyaret: Süreç tarihidir
15:01 Agirî’de görkemli halk buluşması: Sürecin yol haritası manifestodur
14:45 HPG'li Hacı Başaran'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:43 Sağlıkçılar ısrarlı: Eziyet yönetmeliği geri çekilsin
14:37 İHD’den tutsaklara dayanışma kartı
14:36 Berfin Nûrhaq ve Sema Roza İzmir'de anıldı
14:14 ‘İnsan hakları savunucusu Suna Bilgin tahliye edilsin’
14:03 Cezaevi raporu: Kelepçeli muayene, ağız içi arama, ilaç verilmemesi, tehdit
14:02 Mali Müşavirlerden yetkilerinin devredilmesine tepki
13:45 Komünal çalışmanın ürünü Ronahî Halkevi açıldı
13:43 Bozan'dan kelepçeli tedaiye tepki: İşkence ve kötü muameledir
13:20 5 gazetecinin adli kontrol tedbiri kaldırıldı
12:47 DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP görüşmesinin tarihi belli oldu
12:40 ‘Umut ve özgürlük’ mitingi düzenlenecek
11:56 Sancar: Gündemimizde olan barış yasasıdır
Davutoğlu: Türkiye içindeki yasal düzenlemeler süratle yapılmalı
11:55 İşçilerin eylemleri 9'uncu gününde
11:54 İstanbul'da ev baskınlarında 12 kişi gözaltına alındı
11:32 Ayşe Şan Amed'de çeşitli etkinliklerle anılacak
11:01 DEM Parti ve AKP milletvekilleri Wan’ın sorunları için bir araya geldi
10:26 Bir mezar hasreti: Nazım ve Cihan'ın köşesi
10:19 İmralı Heyeti ile Gelecek Partisi görüşmesi başladı
09:41 Aykol tutsakların sesi olmaya devam ediyor: Hücre cezasından beraat etti ama tahliyesi engellendi
09:36 İlçeden geçen uluslararası yol tehlike saçıyor
09:35 Kayyımın bitmeyen 12 milyon TL'lik mezbahası!
09:26 Rojhilat Aksoy: Festivalde komün ruhu oluştu
09:25 Nazım'ın gülüşünde devrim gizliydi
09:25 Doğa talanına karşın palamut ekimi
09:19 Sait Yıldırım’ın tahliyesi ‘örgütsel’ konuştuğu iddiasıyla engellendi
09:17 Çilek üreticileri: İthalat durdurulmazsa üretici ayakta kalamaz
09:14 Şiddet uygulayan zabıtalar mağdur, kendisi şüpheli oldu
09:11 Kooperatifçilikle geçinen köyde 92 yıldır tiyatro sahnesi kuruluyor
09:08 Aydın'dan çağrı: Bütçe halka ayrılsın
09:04 Türkiye hangi ‘özerklik’ maddelerinde çekimser?
09:02 2025 Ekoloji Karnesi: Dünya yok oluşa gidiyor
09:00 16 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:17 Meteoroloji'den sağanak ve kar yağışı uyarısı
08:07 GAİN'e operasyon: Şirket yetkilileri gözaltında, TMSF kayyım olarak atandı
15/12/2025
23:41 BES-AR: Asgari ücretle insanca yaşam mümkün değil
23:36 Buğday silosunun altında kalan işçi hayatını kaybetti
21:52 Tom Barrack ile Netanyahu görüştü
21:07 Xarpêt’ta iş cinayeti
21:04 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli hayatını kaybetti
21:01 Wan’da engellilerle atölye çalışması
20:58 Erciyes Üniversitesi’nde bir kadın katledilmek istendi
20:34 ATK raporlarının kadın davalarındaki rolü: Asıl sorun sistemde
20:15 Gülderen Varlı: Kayyımların usulsüzlükleri Şam'a kadar yol olur
20:04 DEM Partili Uçar: Norm dışı devlet hala devrede
19:57 Sel sonrası Endonezya’dan 'orman ruhsatı' hamlesi
19:48 Rojava Kadın Platformu’ndan sel mağdurları için yardım çağrısı
19:43 DEM Parti milletvekilleri: Asker ve polisler çetelerle işbirliği yapıyor
19:33 Sevcan Demir'i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet istendi
19:25 Erdoğan: Ayrıştırıcı söylemlere izin vermeyeceğiz
18:15 İran'da 1’i çocuk 4 Kürt yurttaş gözaltına alındı
18:08 Suudi Arabistan’da 340 kişi idam edildi
18:04 Okul müdürü, öğrenciyi darp etti
18:00 Adana Kadın Platformu: Meclis’teki çocuk istismarının üstü örtülmesin
17:15 İsrail saldırılarında 70 bin 665 kişi hayatını kaybetti
17:09 Sincan Cezaevi'ndeki şüpheli ölüm için soruşturma talebi
17:06 Siyasi tutsaklara üzerinde ‘İtirafçı sol terör örgütü’ yazılı kimlik dayatması
17:04 Adalet Bakanlığı önünden seslendiler: Hakan Tosun’a ne oldu?
17:00 Arkaş: Demokratik cumhuriyete entegreye varız
16:44 Kayyım müdürünün ‘para’ dağıttığı görüntüler için Bakanlığa çağrı
16:28 KAYY-DER'den 'Gaxand Gecesi'
15:51 Gazeteci Aykol'a bir kez daha kan takviyesi yapıldı
15:49 Tülay Hatimoğulları: Yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalı
15:32 'Umut hakkı mutlaka güvenceye kavuşturulmalı'
15:12 Wan’daki halk buluşmasına binler katıldı: Mücadelemiz Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüyle sonuçlanacak
15:00 Berfîn Nûrhaq ve Sema Roza Mêrdîn ve Amed'de anıldı
14:12 Kazanhan'ı katleden polis 11 yıldır yakalanamıyor
14:00 5 No'lu'daki katliam ve işkencelerle yüzleşme çağrısı
12:37 Hatay'da 4.2 büyüklüğünde deprem
12:35 Aykol’a mektup: Bizim dünyamızda en çok sen varsın
12:20 'Silahların susması başlangıçtır, hedef pozitif barış'
11:52 İmralı Heyeti, Davutoğlu ile görüşecek
11:37 BİSAM Raporu: Yoksulluk sınırı 94 bin 393 lira
11:30 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşmesi ertelendi
11:25 İnşaat çalışanı artı, sanayininki düştü