TJA Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesi: Hedef Öcalan’ın özgürlüğü

  • kadın
  • 16:10 25 Eylül 2022
  • |

BATMAN - TJA 4. Olağan Kadın Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.  Bildirgede,“Tecride karşı mücadeleyi büyütme ve Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridi kırıp fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir” vurgusu yapıldı. 

Özgür Kadın Hareketi (TJA), "Em li dijî faşîzmê bi biryar û di azadiyê de bi israr in (Faşizme karşı kararlı, özgürlükte ısrarcıyız)" şiarıyla gerçekleştirdiği 4'üncü Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesini açıklıyor. TJA 4. Olağan Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi açıklandı. Bildirgenin Kürtçesini sanatçı Devrim Demir, Türkçesini ise Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülistan Koçyiğit okudu.

Bildirgede, “Konferansımız, İran’da Jîna Mahsa Amina’nın katledilmesini kınayıp İran kadın hareketi öncülüğünde açığa çıkan direnişi ve kadın isyanını selamlayarak dayanışma içerisinde olacağını vurgulamıştır. Aynı zamanda Konferansımız, mücadelemizin öncüleşen değerlerinden olan ve sürgünde hayatını kaybeden Aysel Doğan şahsında ülke sevdasıyla yaşamını yitirenlere adanmıştır” denildi.

 

Sonuç bildirgesinin tamamı ise şu şekilde:

“’Faşizme karşı örgütlülükte kararlı özgürlükte ısrarlıyız’ şiarıyla Dördüncü Olağan Konferansımızı; kadın dayanışmasından aldığımız güçle, yoğun bir katılım, büyük bir coşku, mücadele kararlılığı ve büyük bir umutla 24-25 Eylül tarihlerinde Batman’da gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Konferansımız, İran’da Jîna Mahsa Amini’nin katledilmesini kınayıp, İran kadın hareketi öncülüğünde açığa çıkan direnişi ve kadın isyanını selamlayarak dayanışma içerisinde olacağını vurgulamıştır.

Aynı zamanda konferansımız, mücadelemizin öncü değerlerinden olan ve sürgünde hayatını kaybeden Aysel Doğan şahsında ülke sevdasıyla yaşamını yitirenlere adanmıştır.

EGEMEN SİSTEME CEVABIMIZ ÖZGÜRLÜK

Varoluş hakikatinin bilinciyle, biz kadınların özgürlük mücadelesini her zamankinden daha fazla haykırdığı önemli bir süreçten geçmekteyiz. Dünya'da, Ortadoğu’da, Türkiye’de ve Kürdistan’da yükselerek esaret duvarlarını yerinden eden kadın özgürlük mücadelesi yeni bir direniş dönemi başlatmıştır. Bu süreç, varlığı inkârla tehdit edilen ve yok edilmeyle yüz yüze kalan her oluşumun mücadelesini de kendi bağrında taşımaktadır.

Uzun soluklu mücadelemiz her anda kendisini oluşturmaya devam etmektedir. Günlerdir İran faşist rejimine direnen kadınların ülkede ve dünyada açığa çıkardığı tablo bundan bağımsız değildir. Kapitalist modernitenin sacayağı olan ulus devlet dünya genelinde yükselen kadın mücadelesi karşısında bir yandan kazanımlarımızı gasp ederek diğer yandan da var olan kazanımlarımızı yeniden tartışmaya açarak hedef haline getirmektedir.

Erkek egemen sisteme cevabımız özgürlük mücadelemizi büyüterek, yeni bir yaşamı inşa etmek olacaktır.

YENİ BİR YAŞAMA ÖNCÜLÜK

Bugün kadınlar açısından açığa çıkan en önemli tespitlerden biri, devletli uygarlıkların kadın sömürüsü olmadan ayakta duramayacağı ve hayatta kalamayacağıdır. Devrimci kadın önderlerden Rosa Lüksemburg'un ‘Kapitalizmin var olması için kapitalist olmayan toplumu sömürmesi, sermaye etmesi gerekir’ belirlemesi bugün de geçerliliğini korumaktadır. Bu bağlamda, erkek egemen sistemin kendini sürdürebilmesi için kadını sömürmesi bugünün koşullarını tespit etmek açısından önemli bir veridir. Toplumu yeniden dizayn etmek isteyen kapitalist erkek egemen iktidarların öncelikli hedefi kadınlardır. Bu nedenle kadınlar olarak erkek egemen sisteme cevabımız özgürlük mücadelemizi büyüterek yeni bir yaşamı inşa etmek olacaktır.

Mücadeleyi beraber örgütleyip varoluş hakikatimizi birlikte inşa edeceğiz.

SONLARI UZAK DEĞİL

Kadınlar olarak verdiğimiz mücadele ortak olsa da yaşadığımız coğrafyanın stratejik ve de politik koşulları mücadelemizin niteliğini ve de biçimini de belirlemektedir. Erkek devlet zihniyeti beş bin yıldır sistematik olarak örgütlenmiş olsa da Kürdistan ve de Türkiye tarafında açığa çıkan uygulama farklılıkları Kürt kadınları olarak verdiğimiz mücadeleyi daha meşakkatli kılmaktadır. Bugün pratik olarak yüz yüze kaldığımız kadın düşmanı politikalar; kadınların psikolojik, ekonomik ve sosyal olarak şiddeti daha katmerli bir şekilde yaşamasına neden olmaktadır. Kadın olmanın ötekileştirilmiş gerçeğini değiştirmeye çalışırken yaşadığımız toprakların ötekileştirilmesi, kendisiyle beraber derin, kararlı ve de çoklu bir mücadele vermemizi gerektirmektedir. Ötekileştirilmenin yarattığı bir sonuç olarak verdiğimiz cins mücadelesi kendisiyle beraber ulus ve sınıf mücadelesini de dirilten bir gerçekliği açığa çıkarmıştır. Kürt kadınları olarak verdiğimiz tüm mücadeleler başta hak ve özgürlük iddiası üzerinden eşitlenmelidir. İçinden geçtiğimiz süreç, kadınların kazanımları açısından her türlü tehlikeyi kendinde taşısa da esasta yarattığı durum kadın özgürlüğünün erkek egemen iktidarların sonunu getireceğidir ve bu son, hiç de uzakta değildir.

Bugün bu konferansta bir arada olma nedenimiz; kadınlığımız üzerindeki kırılmaysa, amacımız da mücadeleyi beraber örgütleyip varoluş hakikatimizi yani özgürlüğümüzü beraber inşa etmektir. Hayatlarımız hep kavgayla akarken kendisiyle beraber özgürlüğü de yaratacağı ortadadır.

HEDEF ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ

Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridi kırıp fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Konferansımızın esas tartışmalarından biri de tecrit politikalarıdır. Bugün Türkiye ve Kürdistan’da içinde bulunduğumuz durum derinleştirilen tecrit politikasından bağımsız değildir. Kavramın kendisi salt sözlük anlamını ifade etmediği gibi bu tanım esasında, kapitalist sistemin özgürlük eğilimini ve mücadelesini geliştiren her varlığa karşı uyguladığı sistematik bir işkence halidir. Tecrit, tarihsel olarak devletli uygarlıkların yani erkek egemenlikle sistemin; muhalif olana, iktidara, baskıya ve sömürüye boyun eğmeyene uyguladığı bir politikadır. Amaç, yalnızlığı derinleştirip yaşam, toplum ve insan arasındaki bağı koparmak, teslim olmayı dayatmak ve kişiyi özgürlük iddiasından koparmaktır. Bugün siyaset yapan, muhalif basın faaliyeti yürüten, sendikal haklarını savunan, anayasal haklarını kullanan, doğa talanına karşı mücadele eden muhalif kesimlerin birçoğu soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarla yüz yüze kalmaktadır. Cezaevleri bir araç olmaktan çıkarılmış çağın ‘modern toplama kamplarına’ dönüştürülmüştür. Bunun yanında yüzlerce hasta tutsak adeta cesaretin bedelini esaretle ödemeye zorlanmaktadır. Tarihsel ve güncel olarak bakıldığında tecrit politikasının toplumda yöneldiği ilk kesim kadınlardır. Kadının tecrit ile esareti, erkekliğin de cesaretinin dayanağı olmuştur. Bugün Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin de amacı geliştirdiği ideoloji ve paradigmaya yöneliktir. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmanın inşasının toplumun özgürlüğünü yani hakikatini yaratacağı gün gibi ortadadır. Esasta geliştirilen tecridin amacı da bu paradigmayı geriletmek, kişiyi varoluş hakikatinden koparmaktır. Bu politika geliştikçe ve derinleştikçe ahlaki çöküntü büyüyerek, yayılmaya devam edecektir. Her güne kadın cinayetiyle ve erkeğin ‘cinnetiyle’ uyanmamızın temel nedeni budur. Bugün ekonomiden eğitime, bilimden sanata kadar tutarlı gerilikleri ve de çürümeyi ülke olarak yaşamamızın temel nedeni, tecrit çemberinin genişletilmesi ve bunun bir rejim olarak uygulanmasıdır. Konferansımız bütün bu tespitler ışığında tecride karşı mücadeleyi büyütme ve Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridi kırıp fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.

ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI

‘Özel Savaş’ da kirli bir devlet politikasıdır. 40 yılı aşkındır Kürdistan’da yürütülen savaş Kürt kadınlar olarak verdiğimiz mücadelenin boyutlarını da şekillendirmektedir. Uzun süren savaşların galibi olamayan devletler, kirli ve ölçüsüz politikalarını devreye koyarak uzun vadede toplumun iradesini teslim almayı hedeflerler. Bu açıdan devletin tüm imkanlarını kullanarak özelde kadınları, gençleri ve çocukları hedefleyip düşürmek isterler. Özellikle son 7 yıldır kesintisiz devam eden ve yoğunlaşan savaş gerçekliği Kürdistan’ın özel savaşın merkezine olduğunu daha net ortaya koymaktadır. Kayyımların özelde kadın kurumlarını hedef alıp kapatması, bunun yanında kolluk kuvvetlerinin tıpkı İpek Er olayında olduğu gibi genç kadınları hedef alması, yine gerici, tekçi, cinsiyetçi oluşumlar olan siyasal İslam’ın kurumlarının yoğun bir şekilde açılması ve toplumun ahlaki politik değerlerinin bunlar eliyle çürütülmesi özel savaşın Kürdistan'daki boyutunu gözler önüne sermektedir.

‘Özel alan’ nasıl ki politikse ‘özel savaş’ da kirli bir devlet politikasıdır.

MEZARLIKLARA SALDIRI

Aynı zamanda özel savaş politikaları sadece bunlarla sınırlı kalmamaktadır.  Mezarlıklara yönelik gerçekleştirilen saldırılar tam da bu savaş politikalarının bir parçasıdır. Savaşta hayatını kaybedenlerin cenazesine ve mezarlıklara yönelik geliştirilen saldırılar toplum vicdanını ve maneviyatını derinden sarsmıştır. Yaşama karşı saygınlığını yitiren her zihniyet ölüye karşı da insani yaklaşımını yitirmiştir. İnsan olma ve insan kalabilmenin mücadelesini kaybeden, kendi olabilme sürecini yitirmiş, en büyük ihaneti kendine karşı geliştirmiştir. Yıllardır süregelen bu savaş karşısında bir toplumu ölme biçimleriyle terbiye etmeye çalışan bu zihniyet, utanç müzesinde sergilenmekten kaçamayacaktır. Konferansımızda mezarlıklara yönelik saldırılar başta olmak üzere Kürdistan’da yürütülen tüm özel savaş politikalarına asla alışmayacağımız ve bunun karşısında mücadele edeceğimizin kararlığını vurgulamıştır.

EKONOMİK KRİZ VE YOKSULLUK

Derin yoksulluğun öznesi de kapitalist düzenin nesnesi de ‘kadın’la somutlaşmaktadır. Her gün yaşanan kadın cinayetlerinin ve kadına kapatılmaya çalışılan kamusal alanların, toplumdan ve de toplumsallıktan dışlanan kadını hedeflediği ortadadır. Kadın emeğini yok sayan, kadınları her türlü emek sömürüsüne maruz bırakan, işyerlerinde mobing ve şiddete uğratan erkek egemen sistem krize girdiğinde de ilk gözden çıkardığı kesimlerin başında kadınlar gelmektedir. Derin yoksulluğun öznesi de kapitalist düzenin nesnesi de ‘kadın’la somutlaşmaktadır. Bu haliyle kadın sömürgenin sömürgesi olma gerçekliğini ifade etmektedir. Literatürde ekonomik şiddet bir neden olsa da gerçeklikte açığa çıkan sonuç ekonomik tecrittir.  Konferansımızda kadın emeğinin sömürüsü karşısında kadın emek mücadelemizi de sermayenin tekelinde olan ekonomik alanı da özgürleştirme ve kadın ekonomisini oluşturmayı hedeflemiştir.

EKOLOJİK VE TOPLUMSAL YIKIM

Doğayı savunma insanlığı savunma mücadelesidir.

Kapitalist modernite; kanserleşen kentler, ırkçılık, kadına yönelik şiddet, yalnızlaşan insan toplulukları, gıdaya erişim zorluğu, değişen eko-sistemler, nesli tüketilen canlılar ve iklim krizinin de gösterdiği gibi derin ve çoklu bir krize neden olmaktadır.  Bu krizin temel nedeni erkek egemen hegemonyadır. Kendi varlığını inşa etmek isteyen erkek egemen hegemonyanın kendini sürdürebilir kılma aracı da savaştır. Kirli yöntemlerle sürdürülen savaşlar ciddi ekolojik ve toplumsal yıkımlara yol açmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Kürdistan’da da yaşanan ekolojik krizin, yürütülen kirli savaş politikalarının bir parçası olduğu unutulmamalıdır.

Ekolojik yıkımın evrende birlikte yaşadığımız tüm varlıklara karşı bir ‘soykırım’ olduğunu, bu yıkıma karşı mücadele öncülüğünün de kadınlarda olduğunu bilmek ve buna göre politika oluşturmak bizler için ivedi bir sorumluluktur. Doğanın insanlığın ortak yaşam alanı olması gerçeğinden hareketle ekoloji mücadelesinin ortak bir mücadele alanına dönüşmesi örgütlü kadın mücadelesi açısından temel bir ihtiyaçtır. Bu anlamda konferansımız doğayı savunmanın insanlığı savunma mücadelesi olduğunu vurgulayarak ekoloji mücadelesini yükseltme kararlığını göstermiştir.

ÇÖZÜM GÜCÜ OLACAK BİR ÖRGÜTLENME

Hedefimiz çözüm gücü olacak bir örgütlenme hamlesidir.

Konferansımız, örgütlenme sorunlarını ele alırken sistemsel krizin örgütlenme zeminlerini ve kadın özgürlük alanlarına vuran düzlemleri çözümlemeyi esas almıştır. Ulus-devlet sistemleri; toplumsal hakikati atomize eden, ayrıştıran, karşıtlaştıran ve buna göre yönetip eğitmeye çalışan anlayışa sahiptir. Bunun karşısında özeleştirel bir yaklaşımdan hareketle, kadının kendi toplumsallığı ile buluştuğu, temel zorlanma alanlarını eğitimden yoksulluğa, sosyal yaşam alanlarından kültürel sanatsal yaşam alanlarına kadar her zeminde çıkmazlarına çözüm gücü olacak bir örgütlenme hamlesini gündemine almıştır.

BİRLEŞİK KADIN CEPHESİ

İlk sömürge olan kadınların makûs tarihini değiştirecek olan da ortak irade ve ortak mücadele hattını beraber örmeleridir. Topyekûn bir kadın kırımına karşı topyekun bir örgütlülük ve mücadele, dönemin temel rengi ve şiarı olmalıdır. Kadın kırımına karşı öz savunma bilincimizin temeline ‘beraber güçlüyüzü’ koyarak, erkek-devlet cephesine karşı birleşik kadın cephesini geliştirmeliyiz. Bu temelde işgal edilen, kadınsızlaştırılan tüm alanlara yeniden dâhil olma zamanıdır diyoruz.

‘Kadınlar birlikte güçlü’ slogan olmanın ötesinde, ortak yaşam etrafında demokratik modernitenin paradigmasal ifadesini oluşturmayı hedeflemelidir. Bu anlamda nerede olursak olalım mücadeleyi ortaklaştırmanın yol ve yöntemlerini hep birlikte belirleyeceğiz. Nitekim kadın hasta tutsaklar, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, kadın siyasetçileri dönük baskı ve tutuklamalar, kadın yoksulluğuna ve kadın kırımına karşı ortak mücadele kararlılığının yol ve yöntemlerini çoğaltma kararlılığı açığa çıkmıştır.

YENİ DÖNEM MÜCADELENİN ANA HATLARI

Konferans delegasyonumuz yeni dönem mücadelemizin ana hatlarını belirleyip aşağıdaki kararları almıştır.

Tecrite Karşı Mücadele

Erkek-Devlet Anlayışı ve Şiddet Politikalarına Karşı Mücadele

Kayyım, İşgal ve Sömürgecilik Siyasetine Karşı Mücadele

Tutsak Kadınların Özgürlüğü

Kadına Yönelik Özel Savaş

Paradigmamız Çerçevesinde Ekoloji Mücadelesi

Demokratik, Ekolojik ve Komünal Kadın Ekonomisi

Kültür ve Anadil Çalışması

Kadın Özgürlük Akademisi

Enternasyonal Kadın Dayanışma Ağı ve Türkiye Kadın Hareketleri Hakkında

Genç Kadınlar.”

Diğer başlıklar

26/04/2024
23:55 Tutuklanan Aslan'dan mesaj: Yazmaya devam edeceğiz
23:28 3 gazeteci tutuklandı
23:23 CHP’li Tanal’den Enerji Bakanlığı önünde oturma eylemi
23:18 'Celadet Ali Bedir-Xan’a saygı' gecesine büyük ilgi
22:13 Katalonya Muzik Grubu ve Aryen Kom’dan konser
21:47 Hatay’da 27 mahalle karantinaya alındı
21:20 Gazetecilerin hakimlik ifadeleri başladı
20:56 ODTÜ'de ‘kayyım rektör'ün yasağına karşı nöbet eylemi
20:24 Doğan’dan Adalet Bakanı’na: Aba altından sopa göstermeyin, kayyım rejimi sandığa gömüldü
19:59 ‘İzmir'in Çernobil'inde nükleer tepkisi
19:24 Cizîr’de, Celadet Ali Bedirxan’ın doğum günü kutlandı
18:23 Emine Şenyaşar 87 gündür Adalet Bakanlığı önünde
18:16 Tecavüz failine ‘iyi hal’ indirimi
17:03 Serbest bırakılan gazeteciler: Hakikati gerçekle buluşturduğumuz sürece müthiş kazanacağız
16:20 Gümüşhane'de yaylada açılmak istenen maden ocağına onay
16:00 Başhekim SES üyelerini hastaneden çıkarttırdı!
15:45 Tutuklamaya sevk kararı avukatlara verilmedi
14:57 Hakları için eylem yapan işçiler gözaltına alındı
14:37 İşte Amed kayyımının devrettiği taşınmazlar
14:33 3 gazeteci hakkında tutuklama istemi
14:24 Agrobay işçilerinin davası ertelendi
14:13 Cizîr'de 19 kişi gözaltına alındı
13:35 'Kürt iş insanlarının infazının MGK kararıyla olduğu tescillendi'
13:32 Katledilen 9 yaşındaki Gina'nın davası görüldü
13:10 İstiklal Caddesi'ndeki bombalı saldırı davasında karar
12:43 Şakran Cezaevi'nde tutsaklara hücre cezası
12:32 TJA: 1 Mayıs’ta tecride karşı alanlarda olacağız
12:28 'MİT' yalanıyla okulda tecavüz davasında verilen cezalar onandı
11:49 Amed Büyükşehir Belediyesi'nin borcu belli oldu
11:33 Efrîn’de 2 yurttaş kaçırıldı
11:03 Ailelerden İmralı için görüşme başvurusu
10:54 Gazetecilere yaptıkları haberleri soruldu
10:47 Gözaltındaki gazeteciler adliyeye getirildi
10:14 Colemêrg'te madene karşı eylem 4'üncü gününde
09:24 Gever'de askeri operasyon
09:24 Riha’da ev baskınları
09:15 45 gündür yanıt arayan soru: Ali Veli nerede?
09:14 İnşaat işçileri 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda olacak
09:01 81 yaşındaki hasta tutsak ATK’ye kelepçeli sevk edildi
09:01 Gazeteci Altan: Tazelenme ve demokratikleşme için mutabakat lazım
09:00 Tutsaklar ‘özgürlük’ eyleminde
09:00 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 185 gündür haber yok
09:00 Mali müşavirler ekonomik krizle boğuşuyor
09:00 Çernobil 38'inci yılında: Sıra Sinop’ta!
09:00 YNK’li Herkî: Türkiye ile işbirliği Irak'a zarar verir
09:00 2 ilde bölgesel 1 Mayıs kutlamaları yapılacak
09:00 ATK raporları: Tecrit koşullarına 'tıbbi meşruluk' kazandırıyor
09:00 26 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
25/04/2024
23:08 Qoser'de gözaltına alınan 30 kişi serbest
22:17 CPT Başkanı bu sefer topu AİHM’e attı
21:24 Amed Tiyatro Festivali 8’inci gününde
20:47 Mêrdîn'de su şebekesi yine patladı
20:35 Belçika temsilciliğinde Özgür Basına yönelik baskınlara ilişkin görüşme
19:59 Özgür Basına yönelik saldırılar Ege'de protesto edildi
19:07 Colemêrg’te 4 genç tahliye edildi
18:45 Ankara’da bir fabrikada yangın
18:40 İstanbul’da bir kadın katledildi
18:24 DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı serbest bırakıldı
17:39 ODTÜ’lüler ‘Devrim Yürüyüşü’nde ısrarcı: Direnişi büyüteceğiz
17:18 Sarıyer’de öğretmene şiddet
17:01 DEM Parti’den Şenyaşar'a destek: Bu talep hepimizin vicdanına sesleniyor
16:54 Gazetecilerin emniyet ifadeleri tamamlandı: Basın toplantısına neden katıldın?
16:29 DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı gözaltına alındı
16:15 Savcı Emine Şenyaşar hakkında açılan davanın reddini talep etti
16:04 IFFCO işçileri için açıklama
15:46 İnşaat işçileri hakları için eylem başlattı
15:31 Tanık gazeteciler polis şiddetini anlattı
15:30 Polis tutanağına göre Kışanak'ın kitabı yasak!
15:25 Gazeteci Kartal’a ceza talebi
15:21 Qoser’de gözaltı sayısı 30’a yükseldi
15:19 Amed’de iş cinayeti
15:15 Mêrdîn'de 4 kişiye ‘üyelikten’ ceza
14:52 Merkez Bankası politika faizini açıkladı
14:34 Bradost bölgesi bombalandı
14:33 10 gazeteci hakkında ceza talebi
14:25 Gazetecilerin emniyet ifadelerine başlandı
14:18 Asrın Hukuk Bürosu’nun X hesabı erişime engellendi
14:05 Özgür Basın'a saldırılar Avrupa’da protesto edilecek
13:39 DEM Parti’den 1 Mayıs çağrısı
13:38 Kendini yerlere atan AKP'li 'beni dövüyorlar' diye bağırdı
13:31 DEM’den Bakan Tunç’a yanıt: Yargıya talimat vermekten vazgeçin
13:29 ÖHD ve Dev Yapı-İş: 29 işçinin ölümünden işveren ve yerel yönetim sorumlu
13:19 1 Mayıs'a çağrı: Jin Jiyan Azadî ile Taksim’e
12:44 64 isimden Taksim’deki 1 Mayıs yasağına dair açıklama
12:38 Gözaltılara tepki: Kadrajımız hakikati çekmeye devam edecek
12:27 Amed Baro Başkanı Eren'e dönük tehditleri ‘eleştiri’ diye savundu
12:19 'KCK Basın Davası' ertelendi
12:05 CPT'den İmralı sorusuna yanıt: Türkiye ile diyaloğumuz var
11:39 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:23 Çorlu tren kazasında kararlar açıklandı
11:12 AYM, Can Memiş başvurusunda ihlal kararı verdi
11:10 İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı istifa etti
10:49 AKP’nin ‘borçsuz’ dediği Mûş’ta 890 milyon borç!
10:42 Gazeteciler 3 gündür gözaltında
09:41 Qoser’de 2 kişi gözaltına alındı
09:40 Cûdî ve Gabar yeniden yasaklandı
09:14 Makbule Özer’in oğlu: Konu Kürt olunca hukuk ortadan kalkıyor
09:11 Eylemdeki tutsak: Dünyaya yayılmış bir direnişin halkasıyız
09:09 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 184 gündür haber yok
09:07 Tutsaklar 5 aydır ‘özgürlük’ eyleminde
09:06 32 yıllık tutsağın tahliyesi 6'ncı kez uzatıldı
09:02 Tutsak yakınları: Tecrit kaldırılmalı
09:00 AKP döneminde en az 33 bin işçi yaşamını yitirdi
09:00 İmralı'da mutlak tecrit 38’inci ayında
09:00 Hekimler göç ediyor, randevu krizi büyüyor
09:00 25 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
24/04/2024
22:51 İran’da Kürt sanatçıya idam cezası
21:46 Kadınlardan 'İstismar failini mahallede istemiyoruz' çağrısı
21:10 Mêrdîn’de kaza: Bir çiftçi ve çocuk hayatını kaybetti
21:04 CHP'li Tanrıkulu: Bu bir suç duyurusudur, kayyımlar araç motorlarını bile sökmüşler
20:35 DEM Parti'ye polis baskını protesto edildi
20:26 Madde bağımlılığı raporu: Polisler temin ediyor
19:58 Örkmez ve Uğur'un özgürlüğü için eylem
19:50 Polis baskınında katledilen kadınların fotoğrafları yere atıldı
19:42 ‘Kürt basınını susturma çabası Türkiye’ye kaybettirecek’
19:00 KHK eyleminde 1 Mayıs'a davet
18:38 Adana Emek ve Demokrasi Güçleri’nden 1 Mayıs'a çağrı
17:51 İstismar faili serbest, tepki gösteren muhtara gözaltı
17:40 ÖHD ve İHD'den gazetecilere dayanışma ziyareti
17:28 Cenevre eylemi: Saldırılara karşı topyekun mücadeleyi sürdüreceğiz
17:08 Danıştay Eğitim-Sen’e randevu vermedi
17:03 Polis barikatlarıyla çevrilen Şenyaşar: Bu zulmün altında kalın
16:56 Gazeteci Güleş'e 'haber' soruşturması
16:46 Avukatlar gazetecilerle görüştü: Başka evde yapılan aramada deliller gazeteciye yazıldı
16:02 Avukat ve ailelerden savcı mütalaasına tepki
16:00 Madımak Katliamı'nda çocuklarını kaybeden Sivri yaşamını yitirdi
15:33 Sendikalar Taksim’de: Valiliğin kararını tanımıyoruz
15:17 Danıştay başkanı değişmedi
15:14 İzmir'de cinsel saldırı faili öğretmen açığa alındı
15:11 Êlih'te DEM Parti binasına polis baskını
15:08 Bombacıları getiren kişinin telefonu dinleniyormuş
15:00 Ermeni Soykırımı 109’uncu yılında: Soykırımı tanıyın ve af dileyin
14:59 Televizyon stüdyolarına baskında Fransa detayı
14:49 Soylu’nun hedef gösterdiği 2 kişi hakkında müebbet hapis istemi
14:10 Kanser hastası sağlıkçıya riskli görevlendirme!
14:06 Makbule Özer’in tutuklanması protesto edildi
13:57 Aile Hekimliği çalışanları vergide adalet istiyor
13:56 Sağlık meslek örgütlerinden şiddete tepki
13:32 Gar Katliamı Davası: Mütalaada ‘insanlığa karşı suç’ yok sayıldı
13:19 Mali müşavirlerden 15 talep
13:07 Türkoğlu: Özgürlüğümüz için kadın dayanışmasını büyüteceğiz
13:03 Yargıtay'da seçim 23'üncü tura kaldı
12:57 ‘Gazeteciliklerine tanığız, meslektaşlarımızı serbest bırakın’
12:36 DİSK Genel Başkanı: Valiliğin görevi yer göstermek değil güvenliği sağlamaktır
12:28 Gazetecilere 'Kürt Gazeteciler Günü' suçlaması
12:28 MESEM'lerde 336 çocuk kaza geçirdi
12:13 Birçok kentte protesto: Gazeteciliğin engellenmesi suçtur
12:04 Colemêrg'te madenlere karşı 4 talepli eylem
12:02 Deştin'de imar planı davasına red
11:58 İskenderun'da poliklinik olarak kullanılan 3 konteynerde yangın