Demirtaş: Biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz!

img

ANKARA - Cizre bodrumlarındaki katliamın ardından kolluk kuvvetlerinin yazılamalarını hatırlatan Selahattin Demirtaş, duvarlarda “Türk isen öğün, değilsen itaat et “diye yazıyor. Bunu bir Kürt yapsa lanetleriz, Yüzyılın özeti budur. Siz Türk olarak övünüyor musunuz bilmiyorum ama biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz” dedi.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın esasa dair savunmasıyla devam etti. 
 
Duruşmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri ve Emek Partisi (EMEP) Dîlok Milletvekili Sevda Karaca ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
 
‘KÜRDİSTAN’IN İLK BÖLÜNMESİ’
 
Verilen aranın ardından savunmasını sürdüren Demirtaş, Kürt ve Türk halklarının tarihsel ilişkilerine değinerek, “Türkiye’de Kürt varlığı tanınmıyor. İki ayrı halkın tarihi, iki ayrı halkın sosyolojisinden bahsediyoruz. Neden tarihlerimiz birbiriyle çatışıyor bugün nasıl bunları çatıştırmadan düzenleyebiliriz onları anlatacağım. Kürtlerin tarihi anlatılmıyor. Kürtlerin tarihi yaşadığı acılar bilinmez. Bir Kürtler bir de onları yakından takip eden dostları bilir. İnkılap tarihi kitaplarında birkaç yerde Kürtlerden bahsedilir o da zararlı cemiyetler olarak bahsedilir. Kürtlerden hiçbir yerde iyi bir şekilde bahsedilmez. 1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Savaşı ile Kürtlerin coğrafyası ikiye bölündü. Kürt tarihinde de tartışmalı bir kişilik olan İdrisi Bitlisi hem Yavuz Selime danışmanlık yapar hem de savaşın akıl hocalığını yapar. Çaldıran Savaşı Osmanlı’nın zaferi ile sonuçlanır ve Kürdistan coğrafyası defakto olarak ikiye bölünür. Daha sonra bunun resmileşmesini 1639’da Kasrı Şirin anlaşmasıyla görürüz. Ama aşağı yukarı 1514 yılından beri Kürdistan coğrafyasının 3’te biri İran Safevi Devleti’nin sınırlarındadır” diye konuştu. 
 
 ‘KÜRTLER OSMANLI’DA ÖZERK OTONOM YAPILARA SAHİPTİ’
 
Osmanlı döneminde gerçekleşen Kürt isyanlarına dikkati çeken Demirtaş, Abdülhamit döneminde Kürdistan madalyası bastırıldığını ve Kürtlerin özerk ve otonom örgütlenmelere sahip olduğu bilgisini hatırlattı. Demirtaş, şöyle devam etti: “Kürtler bütün yaşadıklarını yazılı tarihle değil ama sözlü tarih ve dengbêjler yoluyla bugüne taşımıştır. Kürtlerin hafızalarında o dönemlerde dahil her şey canlıdır. Mir Bedirxan ihanete uğrayarak yenilgiye uğrar. Bedirxan dönemi Kürt, Kürdistan tarihi açısından önemlidir ve kimi fezlekelerde geçtiği için değineceğim. Bedirxan beyliği ortadan kaldırılırken Kürtçe ve Kürdistan yasaklanmıyor. Kürdistan emirliği Osmanlı tarafından kabul ediliyor. Hamidiye alayları ile Kürtler kendi örgütlenmelerini korur ama verdikleri zararlar daha büyüktür. Bugünkü koruculuk sistemine benzer. Kürt aşiretleri Hamidiye Alayları eliyle birbirlerine zulmederler. Hamidiye Alayları, Kürdistan tarihinde olumsuz bir role sahiptir ama bunu olumlu bulan Kürt İslamcılar da vardır. Ben olumlu bulmuyorum” dedi.
 
‘KÜRT SORUNU EMPERYALİSTLERİN BİZE ARMAĞANIDIR’
 
Kürdistan tarihine dair anlatımlarını sürdüren ve Skyes-Picot Anlaşması’na da değinen Demirtaş, günümüzdeki sınırların büyük oranda Skyes-Picot anlaşmasıyla belirlendiğini söyledi. Kurdistan’ın 1514 tarihinde fiilen ikiye, 1916’daki anlaşma ile 4’e bölündüğünü kaydeden Demirtaş, “Kürdistan’ın bölünmesiyle emperyalistlerin bize armağanıdır ki daha sonra kendi hatalarımızla bu sorunu büyüttük.  24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması’nın imzalanmasında da Kürtlere yönelik hükümler yer almaz. Kürtlere dair herhangi bir hüküm yoktur. Çünkü İsmet İnönü, ‘ben Kürt ve Türk halkının temsilcisiyim’ der. Kürt mebuslar da bunu teyit eder. Lozan Antlaşması bir başarı olarak görülür” diye konuştu.
 
‘ŞEYH SAİT İSYANI VE DERSİM KATLİAMI’
 
Demirtaş, 1925’te gerçekleşen Şeyh Sait isyanına işaret ederek, Şeyh Sait’in kafasında büyük bir isyan fikri olmadığını ancak Azadî Örgütü’nün teşvikiyle ve yanlış anlaşılma sonucu isyanın patlak verdiğini belirtti. Demirtaş, şunları anlattı: “Kürtler Türklerle birlikte hareket etmemiş olsaydı kaderimiz nasıl olurdu bilemiyorum. Birlikte hareket etmeyi seçtiğimiz için bugün trajedi yaşanıyor. 1925 çok önemlidir Türk Kürt ilişkilerinin önemli bir kırılma noktasıdır. Yeni tarih yazımında Kürtler arkadan vurdu yazımına kadar giderler. Burada kandırılan Ankara değil Şeyh Sait ve arkadaşlarıdır. Hepsi halifeliğin devamı için savaştılar hepsine özerklik sözü verildi. Bunlar tarihi gerçekler. İki ayrı anlatı ve iki ayrı duygu kırılması var. Biri için vatana ihanetle suçlanan öteki için kahramandır. Sabah anlattığım tehlike kodları Kürtler için başka Türkler için başkadır. Ağrı isyanı da kanlı bir şekilde bastırıldı. Zilan Deresi’nde Kürtler katledilir ve orası uzun süre yerleşime kapatılır. 1930’da Ağrı İsyan başlatılırken Barzani öncülüğünde Irak’a karşı isyan başlar. Dersim Katliamı da Alevi Kürtler açısından kırılma noktasıdır. Dersim bir isyan değildir. Şeyh Sait isyanı Sünni Kürtler için, Dersim Katliamı da Alevi Kürtler için kırılmadır. Dersim’de bir isyan hazırlığı da yoktu. Dersim Kürt Aleviliğin yaygın olduğu bir bölgedir. Dersim bölgesi özerktir ve oradaki katliamın nedeni de bu özerkliği dağıtmaktır. İsmet İnönü’nün hazırladığı raporlar nedeniyle Dersim katliamı kararı alınır ve ‘çıban’ olarak görülür. Seyid Rıza vatan haini olarak nitelendirilir, İsmet İnönü raporunda Şeyhlik düzeninin kaldırılmasını söyler ama Dersim’de şeyhlik yoktur. Eylül’de Seyit Rıza yakalanır ve 6 kişi ile kendi oğluyla birlikte katledilir. Seyit Rıza Aleviler ve Kürtler için önemli bir simgedir. Bunu Kürtler bilir, Aleviler bilir. İstendiği kadar yasaklanmış olsun, gerçekler kendi içerisinde anlatılmaya devam edilir. 
 
TÜRKİYE KÜRTLERİ İMZASI ANKARA’NIN TÜYLERİNİ DİKEN DİKEN ETMİŞTİR
 
Bu katliamların ardından 49’lar vakasına kadar Kürtlerde yaprak kımıldamaz. Musul’da içinde Kürtlerin de olduğu bir grup tarafından Türklerin katledilmesi duyulunca Ankara’da siyasetin havası gerilir ve orada öldürülen Türkmen kadar Kürdün öldürülmesi CHP’li bir milletvekili tarafından teklif edilir. O dönemde ‘Türkiye Kürtleri’ olarak imza toplanır. Bu bütün o sessizlikten sonra Kürtler adına atılan ilk imzadır. Dersim ve Ağrı katliamların ardından Kürtlerin asimile edildiğine inanılır. Ankara’da tartışmalara sebep olan bu dilekçe sonrasında aralarında Ape Musa’nın da olduğu 50 Kürt ileri geleni, öğrenci, aydın tutuklanır. Yargılamalar uzun sürer. En son zaman aşımından dava düşer. Bu dava Kürtlerin hafızasında önemli yer bırakır. Onların tek suçu imzaladıkları dilekçeye Türkiye Kürtleri yazmalarıdır. Bu tabir, Ankara’nın tüylerini diken diken etmiştir. 
 
Cumhuriyet döneminde yaşanan diğer katliamlara ve PKK’nin kuruluşuna değinen Demirtaş, 1990 yılında HEP’in kurulmasıyla Kürtlerin demokratik siyasete attığı ilk adıma dikkat çekti ve sonrasında yaşanan faili meçhul cinayetleri, parti kapatmaları Türkiye ve PKK arasındaki müzakere süreçlerini, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış çağrılarını ve gelişen siyasal süreci kronolojik şekilde anlattı.
 
‘BUGÜNKÜ KEMALİZMİ MUSTAFA KEMAL BİLE TANIMLAYAMAZDI’
 
Yakın Türk tarihinin birçok düşünce biçiminden etkilendiğini dile getiren Demirtaş, “Jön Türkler faşizmden, sosyalizme, komünizmden siyasal islama kadar her düşünce akımını takip etti. Bütün bunları karışınca ortaya çorba çıktı. Kemalizm de bütün bu akımlar arasında bocaladı. Yaşasaydı bugünkü Kemalizmi herhalde Mustafa Kemal’in kendisi bile tanımlayamazdı. Cumhuriyet’in kuruluş döneminde faşizm ve komünizm revaçtaydı. Türklük de o mertebeye çıkarılmak istendi. O yüzden her İtalya ve Sovyet Rusya’ya ziyaretler yapılır. Kadro diye bir doktriner dergi çıkarılır ve o dergide faşizm övülür” dedi. Türklük tanımının dönemsel olarak değiştiğine dikkat çeken Demirtaş, “Bazen herkes Türk’tür, bazen sadece Türkler Türk’tür. Bazen Kürtler Kürt’tür, bazen Türk. Bazen de Kürtler yoktur. Bazen bütün dünya Türk’tür. Bazen Kıbrıs ve Azerbaycan Türk’tür. Duruma göre, ihtiyaçlara göre değişen pragmatist bir Türklük tanımından bahsediyoruz” şeklinde ifadeler kullandı. 
 
‘80 DARBESİ BÜTÜN KURUM VE KURULUŞLARIYLA BUGÜN DEVAM EDİYOR’
 
Türkiye’de sol-sosyalistlerin “vatan haini” olarak yansıtılmaya çalışıldığını aktaran Demirtaş, “Bu büyük bir yalandır. Solun hataları vardır ama hiçbir zaman vatan haini değildir, bu halk için her zaman en büyük bedeli ödemiştir. 80 darbesinin asıl hedefi soldur. Kemalist devrim yaptığını iddia eden Kenan Evren Alevi köylerine camiler inşa ederek ve pek çok benzer uygulamalarla solun yerine İslamcı bir anlayış yerleştirmiştir. Bu darbe Kemalist bir darbe değil yeşil İslamcı bir anlayışın sonucudur. 80 darbesi henüz bitmiş değildir, 80 darbesi bütün kurum kuruluşları ve zihniyeti ile devam ediyor” dedi.
 
‘20’Lİ YAŞLARINDAKİ GENÇLER DÜNYAYI SARSACAK TEORİLER YAZDILAR’
 
Demirtaş, şöyle devam etti: “1968’lerde öğrenci hareketleri başlayana kadar Kürtler sindirilir, aleviler sindirilir, solcular sindirilir, Cumhuriyetin 3 temel tehdidi sindirilir. CHP’nin kafası Cumhuriyetin başından beri karışıktır halen de böyledir. Ortanın solundan ortanın sağına kadar savrulur durur. Deniz Gezmiş ve arkadaşları Hüseyin, Yusuf mesela Mahir Çayan vardır, Kürt hareketinde Mazlum Doğan 24 yaşındadır, İbrahim Kaypakkaya 24 yaşındadır. Bunların hepsi büyük teoriler yazarlar. O yıllarda Türkiye’nin 20’li yaşlarındaki gençleri dünyayı sarsacak teoriler yazdılar ve bunları hayata geçirmek için pratiğe geçtiler. Sonrasında sol kendi içerisinde fraksiyonlara ayrıldı, paramparça oldu ancak o döneme damgasını vuran gençler bugün halen Türkiye sol sosyalist hareketinin öncülüğünü yapıyorlar. TİP’in varlığı Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, bunların Kürt hareketiyle ilişkileri kendi içlerinde kıpır kıpır bir tartışma yürütürler. Belki iktidara gelemiyorlar da Türkiye’deki ana vicdanı bozulan erdem sözleşmesini yeniden kurmaya çalışan en önemli düşünce akımlarıydı bunlar. Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli yeniden sol ve sosyalist tartışmalarını topluma taşımaya çalışmalarının yanı sıra Cumhuriyetin hatalarıyla yüzleşmeye çalıştılar. Bu Türkler için ilkti.
 
ONLARIN EMEĞİNE VE TARİHSEL MİRASINA SAYGILIYIZ
 
Mahir Çayan Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını en net ifade eden öncülerden biridir. İbrahim Kaypakkaya aynı şekilde. Bunlar Türk halkının değerleridir. Bunları bugün terör örgütleri diye anıyorlar asıl bunlara kıymet vermelidirler ki. ‘Topal Osman’ı anacağınıza bunları anın’ diyecem ama nerden anlayacaklar. Bunlar anti emperyalistilerdi. Kürt halkının dostlarıydılar. Biz Kürt halkı olarak geri dönüp baktığımızda o dönemin anlaşılmayan şeyin ne olduğunu çok iyi anlıyoruz. Kaypakkaya 24 yaşında Kürtlerin tarihini Kürtlerden daha cesur sahiplenebiliyordu. Deniz Gezmişler idam sehpasına giderken yaşasın Kürt ve Türk halkının kardeşliği diye slogan atabiliyorlardı. Onların takipçileri bugün bizimle HDP’de siyaset yürütüyorlar. Maalesef sol 80 darbesinden sonra uzun yıllar kendisine gelemedi. Nasıl ki Kürtler demokratik siyaset yapmaya çalıştıysa sosyalistler de bu yollar çok sayıda parti kurdu. Örneğin ESP İslamcılardan çok daha sert ve net bir şekilde 28 Şubat darbesine karşı tavır sergiledi demokrasiyi savunmak adına. Bütün bu onurlu insanlar bu mahkemelerde yargılandılar. İşkencelerde katledildiler geri adım atmadılar. Bugün bizimle hareket ediyorlar çünkü ortak ve onurlu yaşamın ancak böyle mümkün olduğuna inanıyorlar. Bu bizim için büyük bir onur ve gururdur. Onlar bizi gururlandırdılar biz de ortak mücadeleden vazgeçmeyerek onların emeğine ve tarihsel mirasına saygılıyız.”
 
‘BUNLARIN HEPSİ İFTİRA’ 
 
Demirtaş, devamında hakkında hazırlanan ve iddianamede yer alan sekiz adet fezlekeye dair savunma yaptı. 10 No’lu fezlekede, “Kandil’de örgüt yöneticileriyle fotoğraf çekme” suçlamasıyla karşı karşıya kaldığını belirten Demirtaş, “Propaganda amaçlı değil, barış sürecinin ciddiyetini, olabilirliğini göstermek amacıyla yapılan sosyo-psikolojik bir çalışmaydı. Türkiye’de artık silahların susacağını göstermek için çekilmiş bir fotoğraftı” diye ifade etti. 17 nolu fezlekede oturma eylemi sonrası izin alınmadan toplantı-yürüyüş gerçekleştirdiği iddiasının olduğunu belirten Demirtaş, “Örgütün çağrısıyla yaptığım iddia edilmiş, partinin eş genel başkanı olarak partinin programı yetmiyor mu ki örgütten talimat alacağız. Bunların hepsi iftira” dedi.
 
‘KÜRTLERİN KENDİ ŞEHİRLERİNDE OTURMASI DAHİ TERÖR EYLEMİ…’
 
Demirtaş, 2011 tarihinde Amed’de gerçekleşen yürüyüşü konu alan 18 No’lu fezlekeye dair “Bize yönelik şiddet suçlaması yok ama partimize dönük saldırılara karşı gösterilen müsamaha bize gösterilmemiş, dava açılmış. 2911 ya da örgüt propagandası gerçekleşmemiş” sözlerini kullandı. Demirtaş, 19 No’lu fezlekede ise Dağkapı’da Kürt sorunundaki çözümsüzlüğe karşı yapılan oturma eyleminin kriminalize edildiğini belirterek, “Kürtlerin kendi şehirlerinde oturma eylemi yapması dahi terör eylemi olarak nitelendirilmiş. İfade özgürlüğüne aykırıdır. Bir diğer fezleke demokratik çözüm çadırıdır. Bir halk çözüm istiyorum diye nasıl suçlama konusu olur. Bu sabahtan beri anlattığım trajedinin bir başka örneğidir. Ortada bir suç yok hakkı ihlal edilenler Kürtler” dedi. 2011 yılındaki Lice Kültür Sanat Festivali’nde yaptığı bir konuşmanın konu olduğu fezlekeye dair ise Demirtaş şunları söyledi: “Savcılar nerede ‘direniş’ sözcüğü varsa altını çizmiş. Cımbızlayıp alınmış cümlelerim. Sanki biz silahlı direnişi selamlamışız gibi o şekilde ele alınmış. Direniş eşittir terör. Bizim jargonumuz farklı, tarih bilincimiz farklı, kullandığımız kavramlar farklı” diye belirtti. 
 
‘BARIŞ İÇİN DİRENİYORUZ’
 
Demirtaş, “Barış için direniyoruz bu savaşı bitireceğiz bunun için direneceğiz demişiz’ bunun altını çizmişler. Biz direniyoruz, hapiste direniyoruz, parlamentoda direniyoruz. Zulme karşı direniş haklıdır meşrudur. Gece gündüz Gazze için direniş çağrısı yapıyorsun. Hilafet çağrısı yapıyorsun o niye suç değil, biz özerklik isteyince niye suç. Onlarınki barışçıl e bizimki de barış. Türklerin ve Kürtlerin hafızası başka aktı. Yüz yılda iki ayrı korku ve travmaya sahip halk aynı ülkenin çatısı altında mecburlar, mahkumlar ve aynı zamanlarda cezalılar. Bizim için ceza gibi Türkler için de ceza gibi. Başka bir çaremiz de yok. Türk devletinin Kürtlere bakışı şöyle ya benimsin ya kara topraksın. Slogan yasak, pankart yasak siyaset yasak sivil toplum örgütü yasak dağ gidince terörist. En çok barış isteyenler en çok baskıya maruz kalıyor. En çok korkulan şey HDP’nin barış çizgisidir. Resmî ideolojinin kodlaması ve gerçek tarih başka bir şey. Türkiye’nin yüzde 80’i bu çelişkinin farkında. İnsanların çoğu devletin resmî ideolojisi ile çelişir, öyleymiş gibi görünür. İşini kaybetmemek için. Herkeste kişilik bölünmesi var. Devletle iyi geçin kendi düşünceni kendi içinde yaşa, özel yaşamında yaşa. Burjuvazi ve aydınlanmadan nemalanmış ulusalcıların oluşturduğu yüzde 10’luk kesim hariç” diye belirtti. 
 
 ‘EY SAVCI SEN KİMSİN; BEN KÜRDİSTAN'IN KALBİNDE KONUŞMUŞUM!’
 
Parlamento’da Kürtçe konuşmaların engellenmesine de tepki gösteren Demirtaş, “Yahu Süryanice bile konuşturmadılar. 2023 yılından söz ediyoruz utanç verici bir şey. Özür dilenip el üstünde tutulması gereken inançlar halklar bunlar ama utanmadan hakaret ediyorlar. Yahu bunu alkışlamanız gerekiyor. Bunu yapması gereken adam ırkçı faşist hezeyanlarla Süryanice konuşanı kovmaya çalışıyor. Anlattığım şey 1800’lerden değil. 1800’lerden anlatmaya başladım. Bitmiyor aynı zihniyet devam ediyor. Bunu yapan kim en zengin milletvekili. Kürtçeye Süryaniceye iki kelime tahammül edememenin adı faşizmdir ırkçılıktır. Bu fezlekeler işte bu zihniyetle hazırlanmış. Savcının bu fezlekeyi fırlatıp atması lazım. Ama ne yapıyor kabul ediyor, Ey savcı sen kimsin ya? Ben anavatanımda Kürdistan'ın kalbinde Amed’te bunları konuşmuşum sen fezleke hazırlıyorsun” şeklinde konuştu.
 
ÇÖZÜM: KÜRDÜN OLDUĞU GİBİ KABUL EDİLMESİ 
 
 “Hepimiz Erdoğan’ın hayranı mı olacağız, O zaman biz biz olmayız onurumuzu kaybederiz” diye devam eden Demirtaş,  “Kürt sorunun bir tek çözüm yolu var Kürdün olduğu gibi kabul edilmesi. Türk neyse o, biz Türkçe şekil vermeye çalışıyor muyuz? Bunu yapma hakkımız da yok. Zihniyet olarak böyle bir düşüncemiz yok. Türk, Fatih Sultan’ı anmasın, anarsa savcı soruşturma açar. İstanbul Fethi’ni anmayın. Biz kendi tarihteki büyüklerimizi andık diye yargılanıyoruz. Qazi Muhammed’i andık diye suçlama yapılmış, Kürtler kutuplarda hak elde etse bile ona karşı çıkarlar. Bir iblo yapsa deseler ve Kürtlerin evidir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kutuplara nota verir. Bahçeli derki derhal tuzla buz edilmeli. Omuz üstünde baş konulmamalı, Türkün gücü gösterilmelidir diyecek., Yapılmadı mı” şeklinde ifadeler kullandı. 
 
‘BİRLİKTE YAŞAMAYA VARIZ AMA…’
 
Kürdistan’da yapılan katliamlardan sonra kolluk güçlerinin yaptığı yazılamaları ve paylaştığı fotoğrafları gösteren Demirtaş, “Bunları ben yazmadım. Bunu bir Kürt yapsa lanetleriz” dedi. Bir yazılamadaki “Türksen övün değilsen itaat et” ibaresini okuyan Demirtaş, “Yüzyılın özeti budur. Siz Türk olarak övünüyor musunuz bilmiyorum ama biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz. Birlikte yaşamaya varız ama bu zihniyete karşı sonuna kadar direneceğiz” dedi.
 
Duruşma yarın saat 10.00’da Demirtaş’ın savunmasıyla devam edecek.
 
 

Diğer başlıklar

10:43 Amedspor’a bir kez daha ceza kesildi
10:00 Yönetmen Alper: 'Silah bırakın' deniliyorsa siyaset kanalları açılmalı
09:53 Federe Kürdistan'da 'hükümet' krizi: KDP iktidarını paylaşmak istemiyor
09:41 Peköz: Gazze meselesi Erdoğan için kapandı
09:29 Dorşîn'deki ağaç kıyımının görüntüleri
09:24 Yüksel Genç: Araştırmalarda Meclis’e birincil sorumluluk yükleniyor
09:14 Yargıtay'ın suç saymadığı 'Sayın Öcalan' ifadesinden infazı yakıldı
09:14 ÖHD’li Özgökçe: Demokratik entegrasyon için anayasal düzenleme şart
09:12 Sumud Filosu'nda yer alan Akılotu: Türkiye'yi de görmek istiyoruz
09:12 KESK 6 ilde KHK'liler için yürüyecek
09:11 Erziromlu yurttaşlar: Haklarımız tanınmalı
09:08 Dil kurumları tepkili: Sorunu böyle mi çözeceksiniz?
09:07 Siyasetçilerden komisyona çağrı: Başaktör ile görüşün
09:03 Bakırhan: Adım atılması gereken bir eşikteyiz, bu eşik samimiyetin fotoğrafı olacak
09:00 1 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:05 Adana'da Abdullah Öcalan graffitileri duvarlara işlendi
00:03 AK’ye çağrı: Öcalan’ın özgürlüğü için Türkiye’ye baskı yap
30/09/2025
23:08 Yurttaşlar barış için imza verdi
21:45 FilmAmed Festivali ödül töreniyle son buldu
21:37 ŞanoWan'ın 'Xulamê du Xudanan' oyununa yoğun ilgi
21:32 Amed'de kuyu temizleyen 4 kişi hayatını kaybetti
21:17 MGK’den 8 maddelik bildiri
21:13 Karasu: Önder Apo’ya yaklaşım sürecin ölçüsüdür
21:02 Riha'da şüpheli kadın ölümü
21:00 Bahai sanatçı Parya Merendiz’e hapis cezası
20:24 Can Holding soruşturması: 18 şirkete kayyım atandı
20:16 Gazze'de 66 bin 97 kişi katledildi
20:13 İzmir’de barış yürüyüşü: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz
20:09 Kayyımın kapattığı Nûjin Kadın Yaşam Merkezi yeniden açıldı
19:53 Mexmur Halk Meclisi Eşbaşkanı serbest bırakıldı
19:51 Suriye Geçiş Hükümeti askeri noktalarını artırıyor
19:12 Direnişteki işçilerden bordro yakma eylemi
19:10 ‘Rojin’in dosyası karanlığa terk edilemez’
19:08 İsrail Dera'nın batı kırsalında askeri kontrol noktası kurdu
18:53 Filipinler'de 6.9 büyüklüğünde deprem
18:47 Kameralara yakalanan NTV Washington temsilcisi: İçeride çok büyük kavga var
18:31 Kayıp olan büyükelçi ölü bulundu
17:54 Trump: Hamas'ın yanıt için üç, dört günü var
17:13 Taliban internet ve cep telefonu şebekelerini kesti
16:55 HABER-SEN: PTT mahkeme kararını yok sayıyor
16:39 Abdullah Öcalan’dan Êzidîlere mesaj: Yeni fermanlar yaşamayacaksınız
16:29 KYK yurdunda şüpheli kadın ölümü
16:23 Celile Türk ve Rıdvan Çelenk’in taziyelerine kitlesel yürüyüş
15:24 Meral Danış Beştaş’tan Kobanê Davası paylaşımı: 8 Ekim’i işaret etti
15:05 ‘Özgürlük yürüyüşü’ için Amed’e doğru yola çıktılar
14:28 Katledilen gazeteciler için 'Şehîd' sloganını atan yurttaşa hapis cezası
13:45 'Ölüm orucundaki Yılmaz'ın durumu kötüleşiyor'
13:42 Şirnex'teki doğa talanına TOKİ de dahil oldu
13:41 İktidara Amedspor çağrısı: Ayrımcı politikayı önlemek için adım attın
12:32 Hak ve hukuk örgütlerinden 3 aylık cezaevi raporu: İhlaller saymakla bitmiyor
12:23 Beşikçi’nin durumu iyiye gidiyor
12:18 Yoksulluk sınırı asgari ücretin dört katını aştı
12:17 Gazze’de ‘barış’ planına rağmen İsrail saldırıları devam ediyor
11:28 Geniş işsizlik oranı yüzde 30'a yaklaştı
11:18 Ekinci dosyasında fail polislerin tutuklanması talebine ret
11:06 Abdullah Öcalan: Kürtler seçeneksiz değil
10:53 Antalyaspor Derneği’ne baskın: 16 gözaltı
10:49 Amed’den Ankara’ya yapılacak yürüyüşe çağrı: Özgürlük için yürüyeceğiz
10:32 Temelli: Öcalan'la bir an önce müzakere zemini yaratılmalıdır
10:16 Dêrazor’da DAIŞ yöneticisi yakalandı
09:17 Sıcaklar düşüyor, yağışlar geliyor
09:16 Kadınlar: Bahçeli'nin Öcalan'a yönelik Meclis'te konuşma çağrısı yerine getirilsin
09:14 Amed’den Ankara’ya yürüyüşte hedef net: Öcalan’ın özgürlüğü
09:13 İsrail saldırıları sonrası İran’daki durum
09:02 'Kürtçe için yasal adımlar atılmalıdır'
09:02 Wan'daki madencilik faaliyetleri göl havzasındaki eko sistemi tehdit ediyor
09:01 Acar’ın yeni dolandırıcılık belgeleri: 19 milyon 700 bin liralık borç
09:01 Salih Muslim: BM’de Şara'ya meşruiyet vermek istediler
09:01 Helikopter işkencesi: 5 yıl geçti, failler ortaya çıkarılmadı
09:01 Gimgim'in ilk kadın esnafı: Çok baskı gördük ama başardık
09:00 Öcalan 1 yılda hangi çevrelere ne mesaj verdi?
09:00 30 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:40 Akdeniz'de deprem
29/09/2025
23:52 Lazkiye'de patlama
23:47 Hamas'tan Trump'ın Gazze planına ilk açıklama
23:15 Öğrenciler KYK yurdunda su olmamasını protesto etti
22:25 İTÜ yurdunda balkondan düşen kadın öğrenci hayatını kaybetti
22:14 Beyaz Saray'daki görüşme bitti: Netanyahu 'barış planını' onayladı
22:07 'Barış istiyoruz çünkü' imza kampanyası sürüyor
21:53 Beyaz Saray, Gazze'de barış planını resmen açıkladı
21:25 FilmAmed Belgesel Film Festivali 3'üncü gününde
21:17 Saha araştırması: Mêrdîn’de her 10 kadından biri çocuk yaşta doğuma zorlanıyor
20:30 Erdoğan'dan 'kiralık konut' açıklaması
20:22 Halep’te 2 asker ve 3 yurttaş öldürüldü
19:32 CHP'li Özcan'a yurt dışı çıkış yasağı
19:29 Türk ve Çelenk için taziye kuruldu
19:26 Vanspor-Amedspor maçına kardeşlik damga vurdu
19:22 Büyük işçi yürüyüşüne çağrı
19:18 Trump'tan film tarifesi
19:16 Maaşlarını alamayan işçilerden vinçli eylem
19:10 Trump ve Netanyahu görüşecek
19:07 Kamyon ve işçi servisi çarpıştı: 3 ölü 9 yaralı
18:05 Gözaltılara karşı eylem: Provokatif tutumdan vazgeçin
17:47 TED Koleji ve TFF protesto edildi: Kürtçe kırmızı çizgimizdir
17:40 İstismar failinin yargılandığı davada taleplere reddedildi
16:34 QSD’li Mahsum Taner'in taziyesine kitlesel ziyaret
16:32 Tülay Hatimoğulları: Komisyon acilen Öcalan ile görüşmeli
16:22 BM toplantısı: Irak’ta hala binlerce kişinin akıbeti bilinmiyor
16:10 TED'den 'tek dil' açıklaması: Derin üzüntü duyuyoruz
16:02 Efrîn’de Ezidî yurttaş kaçırıldı
15:48 Özel: Artık hızlı şekilde yasal düzenlemeler yapılmalı
15:43 Meclis komisyonu hukuk örgütlerini dinleyecek
15:14 Barodan TED'e 'tek dil' tepkisi: Anadilin korunması vazgeçilmezdir
14:21 Beşikçi’nin hayati riski devam ediyor
14:16 Dilara Günana’nın failinin yargılandığı dava ertelendi
13:21 3 gazeteciye yönelik soruşturmada takipsizlik
13:12 Hezex'te kaza: Bir kadın hayatını kaybetti
12:57 Amed'de TED Koleji'nden 'Tek dil Türkçe' fermanı
12:23 Tekirdağ Cezaevi’nde hak ihlalleri: İHİK’e başvuru yapıldı
11:57 Prof. Enzo Traverso: Kürt meselesi tarihsel bir dönemece girdi
11:40 Bagok’ta askeri hareketlilik
11:39 Moldova’da seçimleri Avrupa yanlısı parti kazandı
11:34 1 Ekim yürüyüşüne çağrı: Özgürlük için sesimizi yükseltelim
11:27 11 gazetecinin dosyası eksik evrak nedeniyle geri gönderildi
11:15 MSD heyeti Liveerpol’da
10:59 Ciner Grup’a operasyon: 12 yönetici gözaltına alındı
09:50 Gabar'daki yıkım havadan görüntülendi
09:24 Pasûr'da bağbozumu mevsimi başladı
09:01 Esenyurt'ta gençler ve kadınlar kayyımın hedefinde
09:00 Nizamettin Toğuç: Komisyon bir an önce Öcalan'ı dinlemeli
09:00 'Barış kuşu' halen tek kanatlı
09:00 29 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:42 Kuzey ve Doğu Suriye kadın heyetinin Avrupa temasları sürüyor
28/09/2025
23:37 Amedspor’a verilen cezaya tepki: Kürt halkından özür dilenmeli
21:23 Bîra Sûrê'ye yoğun ilgi: Kürdistan’ın hafızasıdır
21:03 Binler Muğla’dan seslendi: Toprağımızı vermiyoruz
20:56 Riha'da barış için imza kuyruğu
20:48 'Komisyon ertelemeden İmralı’ya gitmeli'
20:41 ABD'de bir kiliseye saldırı
20:34 Adana’da gençler darp edilerek gözaltına alındı
20:05 Eş genel başkanlardan Beşikçi’ye ziyaret
18:46 Amed'de barış buluşmaları: Abdullah Öcalan özgür olmalı
18:28 Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can tutuklandı
18:19 Kadınlar Rojin Kabaiş için yürüdü
18:03 Foza Yûsif: Biz hazırız ancak Geçiş Hükümeti çağrımıza yanıt vermiyor
17:57 KDP, Kuzey ve Doğu Suriye sınırına duvar örüyor
17:47 Zonguldak ve Dîlok'ta kadın katliamı
17:19 Dorşin’de ağaç kıyımı: Günde 5 kamyon taşıyorlar
15:55 Kütahya'da 5.4 büyüklüğünde deprem
14:45 'Öcalan'ın öncülüğünde süreç başarıya ulaşacak'
14:26 Roboskî çağrısı: Hakikat ve Adalet Yasası çıkarılsın
14:04 'Öcalan'la görüşme için Kurtulmuş üzerine düşeni yapmalı'
13:11 İsmail Beşikçi'nin hayati riski sürüyor
13:02 Prof Mezzedra: Bahçeli’nin de belirttiği ‘umut hakkı’ hayata geçirilmeli
12:56 Fırat Kuşak’ın taziyesine kitlesel ziyaret
12:11 Bakırhan: Bahçeli'nin söylediği umut hakkı için adımlar atılmalı
10:31 Amedspor Başkanı: Anadilimize tahammülsüzlüğü kabul etmeyeceğiz
10:20 Dilara Günana’nın davası yarın: Kızıma yapılanların hesabı sorulsun
10:12 Jin dergi ‘Besta’dan Yükselen Ekolojik Söz’ kapağıyla çıktı
09:08 Meral Danış Beştaş: Komisyon 1 Ekim’den önce İmralı’ya gitmelidir