Bir özsavunma hikayesi

img
İZMİR - Kendisini taciz eden ve tecavüz etmekle tehdit eden erkeğe karşı özsavunmada bulunduğu için tutuklanan Sevde Ünal, "Özsavunmayı bilmek bizi güçlü kılar. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz" dedi. 
 
Kadına yönelik şiddetin en ağır biçimlerinin yaşandığı ülkelerden biri olan Türkiye’de, erkek şiddetine karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma bilinçli bir politikayla “suçlu” ilan ediliyor. Kadınlar, yaşamlarına sahip çıktıkları için yıllara varan hapis cezalarıyla cezalandırılıyor. En son Kocaeli'de 2018 yılında kendisini taciz eden erkeğe karşı özsavunmada bulunan Mor Dayanışma üyesi Sevde Ünal, 1 Şubat’ta tutuklanırken, taciz faili hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayet ise “takipsizlik” kararıyla sonuçlandı. 
 
Avukatların itirazı üzerine denetimli serbestlikle 12 Şubat’ta tahliye olan Ünal, özsavunma ve yargının tutumuna dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Sevde Ünal'ı özsavunmada bulunduğu için tutuklanmasıyla tanıdık. Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? 
 
17 Şubat 1997 tarihinde Manisa’nın Salihli ilçesinde doğdum. Henüz 16 yaşında evlenmek zorunda bırakılmış bir kadın annem Ayşe Gül. Kardeşlerim Sahra ve Naz ile bu şehirde büyüdük. Milyonlarca kadın gibi erkek şiddetine, çocuk yaşlarda önce baba tarafından maruz kaldık. Bu şiddetten kaynaklı üç bel ameliyatı geçirdiğimi, sonrasında belime dört platinle mekanik bir kelepçe takıldığını belirtmeden geçmek istemem. Şiddetin içine doğdunuz bir evde, daha çocuk yaşlarda ‘Her gün bu yaşadığımı arkadaşlarım yaşamıyor, demek ki bu normal değil, kendimi savunmalıyım’ diyebiliyorsunuz. Daha o yaşta ilk karşı dikildiğim erkek şiddeti, baba şiddetiydi. Sonra babamızın ölümüyle derin bir ‘oh’ çektiğimi ve ‘kurtulduk’ diye hissettiğimi çok net hatırlıyorum. Fakat peşi sıra gelecek sorunlardan, dört kadın olarak atıldığımız hayat mücadelesi içerisinde yaşayacaklarımızdan, erkek-devlet şiddetinden bihaberdim.  Maddi zorluklarımızdan ötürü 14 yaşında ‘çocuk işçi’ sıfatımla göreceğim bir diğer şiddet sarmalı ise iş hayatında olacaktı. Bir çocuk olarak çalışma yaşamında maruz bırakıldığınız şiddet türleri, ağır çalışma koşulları, türlü türlü haksızlıklar. Üç kuruşa hiçbir can güvenliğiniz olmadan çalıştırılmanız da cabası.
 
Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü öğrencisiyim. Aynı zamanda Mor Dayanışma Kadın Derneği üyelerinden biriyim. Dört yıldır derneğimizde kadınlarla buluşuyor ve mahallelerde çalışmalar yapıyorum. Bir yandan flüt çalıyor, müzik alanında kendimi geliştirmek için çalışmalarıma devam ediyorum. Müziği seviyorum, onun emekçisi, dinleyicisi olmaktan da aşırı keyif alıyorum. Aslına özetleyecek olursam Sevde, çalışmaktan keyif aldığı her alanın öznesi diyebilirim.
 
Sözlü ve fiziki tacizin ardından küfür ve tecavüz tehditleriyle üzerime gelince özsavunma son şansımdı. Bu erkeğin önceden de bir kadını alıkoymaktan sabıkası varmış. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
1 Şubat’ta tutuklanmanıza gerekçe gösterilen özsavunma olayı nasıl gelişti, o gün neler yaşandı? Değinebilir misiniz? 
 
Olay, 2018 yılında yaz tatilinde arkadaşlarımı görmek için gittiğim İzmit’te yaşandı. Gece yarısı eve dönmek istediğimizde önce sözlü, sonrasında fiziki tacize maruz bırakıldım. 6-7 kişilik ve muhtemelen uyuşturucu içtiklerini düşündüğüm erkek grubu, bağırıp yardım istememizle gözü dönmüş bir şekilde önce arkadaşıma saldırdı. ‘Taciz var, yardım edin’ feryatlarımla iyice gözü dönen tacizci erkek, öldürme tehditleriyle üzerime doğru gelmeye başladı. Arkadaşımı, çoktan alaşağı etmiş, yerde 4-5 kişi tekmeliyordu. O anda üzerime öldürmek için geldiğini söyleyen ve uyuşturucu etkisinde olduğunu gözlerinden anladığım erkek ise, küfür ve tecavüz tehditlerini yağdırmaya başladı. Kendimi korumak için yanımda bulduğum bir cam şişeyi üzerine doğru atmak o anki son şansımdı. Bugün hala o camın varlığına şükrediyorum, diyebilirim. Daha sonra bu erkeğin önceden bir kadını alıkoyma sabıkası olduğunu öğrendim. Yapıca iri ve gözü dönmüş bu erkeğe fırlattığım camın bir parçası gözüne girmiş ve sol gözünde görme kaybına, yüzünde ise yara izine sebebiyet vermiş. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak olur. Tam da bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
Bunca dehşeti yaşatan şahıs hakkında yaptığınız şikayet ‘takipsizlik’ kararıyla sonuçlanırken, kendini savunmak zorunda bırakılan siz cezalandırıldınız. Buna dair neler söylemek istersiniz? 
 
Yaşadığım tacizle ilgili şikayetçi oldum fakat erkek-devlet şikayetime ‘takipsizlik’ kararı verdi. İtirazımızda kabul görmedi ve tacizci hakkında dava dahi açılmadı. Onun yerine ben ceza aldım ve tutuklandım. Son bel ameliyatımda yapılan hata sebebiyle olan engelli kimliğim infaz sürecinde dikkate alınmadı. Zaten üst sınırdan değerlendirilerek verilen 9 yıl 5 ay hapis cezası yapılan indirimlerle 5 yıl 7 ay 15 güne düşürüldü. Yargıtay da bunu onadı. Avukatım cezanın 2 yıl 8 ayını bulunduğum kurumda tamamlayabileceğimi teslim olmamdan önce bildirmişti ve bunu kabullenerek cezaevine girdim. Sorularınızı evimde cevaplayabiliyorsam dosyamı son değerlendiren infaz savcısı vesilesiyledir. Fakat yine de şunu unutmamak gerekir, beraat ile değil denetimli serbestlikle serbest bırakıldım. Hem karar, hem de 11 gün cezaevinde tutulmam hukuksuzdur. Erkek-devlet bilmelidir ki davamın sonuna kadar takipçisi olacağım. 'Geç gelen adalet, adalet değildir’, suçum yok, suçumuz yok. Özsavunma uygulayan bir kadın olarak şunu hepimiz adına söylemek istiyorum; istiyorlar ki zararı biz görelim. Şiddete, tacize, tecavüze maruz bırakılsak da susalım. ‘Erkektir, yapar’ diyelim. Ama bilinmelidir ki erkek yapamaz, kadın da susmaz, susturulamaz. 
 
Büyük resme baktığımızda asıl problem egemen erkeklik ideolojilerin hakimiyeti. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını  görmek gerekir. 
 
Türkiye'de daha önce de özsavunmada bulunmak zorunda bırakılan kadınlara müebbet hapis cezaları verildi. Hatta bu cezalar yüzünden ülkeyi terk edenler oldu. Yargının bu tutumu özsavunmanın önünü almaya dönük politik bir tutum mudur? Ne düşünüyorsunuz? 
 
Elbette, önünü almak olarak değerlendiriyorum. Az önce açtığım konuyu burada derinleştirmek istiyorum. Tamamen erkek egemenliği merkezine almış ve uygulayan yargı, bu konuyla ilgili bize türlü emsaller gösterdi. Evde, iş yerlerinde en yakınları veya benim gibi hiç tanımadığı erkekler tarafından şiddetin türlü türlü biçimlerine maruz bırakılmış ve özsavunma uygulamış kadınları en yüksek sınırdan yargıladı. Yargıya düşen görevin, kadına yönelik uygulanan her türlü şiddete karşı caydırıcı cezalar vermek olduğunu düşünüyorum. Büyük resme baktığımızda ise erkek egemen ideolojilerin hakimiyeti asıl problem. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını da görmek gerekir. Asıl problemin kendisini ortadan kaldırmadan onun doğurduğu problemlere çözüm bulmak gayri kafi bir bakış olacaktır. Bu da resmi bütünlüklü görmemizi engelleyecektir. Oysa büyük resimde görmemiz gereken; köklü tarihleri olan bazı sistemlerin, kapitalizm gibi çürümüş bir sömürü düzeninin kocaman ve en güçlü ayaklarından birinin kadınların ücretsiz ev içi emeklerinden beslendiği, bu emeklerle gün geçtikçe fakirleştiğimiz dünyada bir avuç zenginin her dakika servetlerine servet kattığıdır.
 
Şiddete karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma, ‘fiziki saldırı’ya büründürülerek,  topluma ‘suç’ olarak lanse ediliyor. Özsavumada bulunan bir kadın olarak sizden dinlemek isteriz; özsavunma nedir, kadınlar için neden hayati önem taşıyor?
 
Üyesi olduğum Mor Dayanışma Kadın Derneği’nde fiziki özsavunma için ‘savunma sanatları’ alanında uzman hocalar ders veriyor. Saldırı anında savunma materyalleri fikirlerini birlikte genişletiyor, saldırganı etkisiz hale getirmek için türlü teknikler öğreniyoruz. Duygusal özsavunma için ise ‘şiddet ve türleri’ konulu atölyeler düzenliyor, psikolog yoldaşlarımızla yaptığımız buluşmalarda hem psikolojik direncimizi güçlendiriyor hem de şiddet biçimlerini kapsamlı biçimle tanıyoruz. Yine bu atölyelerde şiddete vermemiz gereken tepkileri birlikte öğreniyor ve birlikte tartışıyoruz. ‘Ürkütücü’ olmadığı gibi şarttır, en net biçimiyle ise bilmek ve uygulamak hayatidir. Özsavunmayı bilmek bizi hem daha güçlü kılar hem de daha güçlü hissettirir. Artan erkek şiddetinin nerede ve ne şekilde karşımıza çıkacağını bilemiyoruz. Belki en çok karşılaştığımız biçimiyle en yakınlarımız tarafından maruz bırakılabiliriz, belki hiç tanımadığımız erkekler tarafından bir anda sokakta. Salt 'şiddet buradadır’’ diye bir kanı yok. Her an her yerde olabilir ve o an geldiğinde özsavunma hayati bir önem taşıyor. Keşke öğrenmek zorunda olmasak ve gereklilik hayati bir önem taşımasa fakat ne yazık ki yeri ve zamanı belli olmayan bir şiddet cenderesinin içine hapsolmamak, bu cenderenin doğuracağı sonuçlara maruz kalmamak için her kadın bu konuda kendini derinleştirmelidir. Şiddet bir türlü veya sadece fiziki değildir. Ekonomik, dijital, duygusal, cinsel şiddet biçimleri var. Okumalarımızla, konuyu kendi içinizde kavradıkça ‘bu da mı şiddetmiş?’ diyeceğimiz çok örnek oluyor. 
 
Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak, hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Birleşmeliyiz; bir arada olalım ki dikilebilelim şiddetin karşısına. Karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. 
 
Ülkede şiddetle baş başa olan binlerce kadın var, bu kadınlara özsavunma eksenli bir mesajınız var mı? 
 
Şiddetin her türlüsüne daha çocuk yaştan maruz bırakılmaya başlanmış bir kadın olarak söyleyebilirim ki; biz kadınlar hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak istenilen sıfatlara hiç ait değiliz. Bu sıfatlardan herhangi birini taşımak yalnız ve yalnızca bizim kararımız dahilinde olmalı ve buna sadece biz karar verebilmeliyiz. Benim hayat mücadelem bunun üzerinedir. Şiddetin biz kadınlar üzerinde bıraktığı fiziksel, ruhsal yıkıntının ne demek olduğunu ‘hikayemden de anlaşılacağı üzere’ iyi bilen bir kadın olarak çok net biçimde söyleyebilirim ki; atlatabilmek, tedavi edebilmek, ‘geçti’ diyebilmek, mümkün değil. Ruhumuzda açtığı yaraların pansumanı mümkün, tedavisi mümkün değil. Size verdiği hasarları, gülüşlerinize verdiği büyük değişimleri görmemek mümkün değil. Yaşama bakışınıza, onun içinde bulunan insanlara, hayata ve tabii mutluluk kavramına, hakka, haksızlığa, bakışınızı değiştirmemesi mümkün değil. Hep söylerim bir kadın başka bir kadının ruhunda açılan bu derin izleri gözlerinden tanır. Tam da bu nedenle ‘kadın, kadının yurdudur’. Biz kadınlar birleşmeliyiz, bir arada olmalıyız ki sayıca çok daha kalabalık dikilebilelim şiddetin karşısına. Birleşmeliyiz ki içimizde belki de sönümledikleri ya da bunun için çabaladıkları gücü tekrar ve tekrar alevlendirebilelim, görebilelim. Her yerden ve her biçimde gelen şiddetin karşısında etten bir duvar örebilelim, gücümüzü birlikte anımsayabilelim, karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz. Onlar gidecekler, biz kadınlar vardık, varız, var olacağız.
 
YARIN: Eril medyaya karşı mücadelede kadınların sesi
 
MA / Semra Turan

Diğer başlıklar

09/10/2025
22:27 Gever sokaklarında 9 Ekim pankartları
22:15 THY Silêmanî seferlerine başlayacağını açıkladı
21:59 İstanbul Altın Rafinerisi operasyonunda 20 tutuklama
21:47 Hamas: Kalıcı ateşkes başladı
21:31 ‘Sürecin başarısı için mücadele edeceğiz’
20:45 DEM Parti’den önerge: Kamu görevlilerinin sorumluluğu açığa çıkartılsın
20:24 Trump Ortadoğu turuna çıkıyor, Türkiye programda yok
20:04 Maxmûr’da komploya karşı yürüyüş
19:31 Amedspor‘un yeni Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu
19:30 Meclis Genel Kurulu'nda Gar Katliamı tartışması
19:06 QSD: Geçiş hükümeti güçleri Tişrîn çevresini bombaladı
18:32 'Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü vazgeçilmez bir gerekliliktir'
18:07 Amedspor’dan transfer yasağı iddialarına yalanlama
18:03 KESK’in Ankara yürüyüşüne çağrı
17:47 ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı komployu boşa çıkardı’
17:35 30 yıl 9 ay ardından İl Göç İdaresi’ne gönderildi
17:29 Amed’te 9 Ekim yürüyüşü: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanana kadar mücadele edeceğiz
17:25 Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde 'komplo' protestosu
17:18 Girê Spî’ye 'güvenli dönüş' çağrısı
17:09 Nobel Edebiyat Ödülü Krasznahorkai’ye verildi
17:06 Barzani-Erdoğan görüşmesi bitti
16:59 Komisyon Amed'e gidecek
15:45 9 Ekim protestoları: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü barış için en somut adım olacak GÜNCELLENİYOR
15:32 Gazeteci Rahime Karvar'a hapis cezası talebi
15:29 AB'den Eylül iklim raporu
15:09 Gemi söküm tesisine ÇED muafiyetine tepki çekti
15:00 Gazeteci Reyhan Hacıoğlu'nun duruşması ertelendi
14:56 QSD’den geçici hükümetin saldırılarına ilişkin açıklama
14:30 Neçirvan Barzani Fidan’la görüştü
14:22 Özel’den İmralı ziyareti açıklaması: Önce AKP tutumunu belirlesin
13:59 DFG: Gizli tanıklarla gazetecilik faaliyetleri kriminalize edilemez
13:54 30 yıl sonra tahliye olan Erden'e kitlesel ziyaret
12:59 78 yaşındaki ağır hasta tutsak Bese Ecer ölüme terk edildi
12:57 Gar Katliamı: 'Adalet Arayışında 10 Yıl' raporu açıklandı
11:35 Ayşegül Doğan: Süreç kritik bir aşamada
11:25 'Kitaptan propaganda' davası görüldü
11:13 '10 Ekim Gar Katliamı'nda adaletin nasıl gelmediğini teşhir edeceğiz'
11:07 'Demokratik Toplum Manifestosu komployu boşa düşürdü'
11:06 31 yılın ardından Efrîn'e dönmek için bekliyor
10:50 Gizli tanık açıkladı: Gök, Kurkut'un öldürülmesini fotoğraflayandır
10:35 İsrail ve Hamas planın ilk aşamasında anlaştı
10:34 Amed’te havai fişek kullanımı izne bağlandı
10:26 Gar Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçti: ‘İnsanlık suçu’ yargıya takıldı
09:20 Prof. Dr. Erdem: Somut atılabilecek adım çok, yeter ki irade ortaya çıksın
09:07 Dorşîn'de ağaç kıyımı devam ediyor
09:06 Cezaevinde 'bomba' ayrımcılık
09:05 'Kadınlar, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için alanlara akacak’
09:03 Komploya tanıklık eden Barış Anneleri: Kara bir gündü
09:02 Salih Müslim: Komplo bitmedi, Önder Apo hala rehin
09:00 09 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:03 Erden 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye oldu
08/10/2025
23:27 Trump: Gazze anlaşması için Ortadoğu'ya gidebilirim
23:18 Efrîn’de zeytin hırsızları bir kişiye işkence etti
22:52 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê'nin yolları hala kapalı: Türkiye engelliyor
22:42 Komisyon toplantısı bitti: Öcalan'la görüşme belirsizliği süreci zora sokacak
22:12 Hak İnisiyatifi Derneği: İnfaz düzenlemeleri bir an önce yapılmalı
22:02 Gurbetelli Ersöz Kadın Gazetecilik Ödülleri sahiplerine verildi
20:52 Mehmet Metiner: Kürt-Türk ittifakı için gerekli adımlardan kaçınmamalıyız
20:36 İşçilerin direnişi 70'inci gününde
20:01 Abdullah Öcalan’dan ödül törenine mesaj: Gurbetelli silinmez bir iz bıraktı
19:47 Êlih’teki 'özgürlük' mitingine çağrı
19:44 Riha’da komploya karşı yürüyüş çağrısı
19:40 MSD: 6 yıllık işgal sonlandırılsın, geri dönüş sağlansın
19:35 İzmir'de 10 Ekim Gar Katliamı anması
19:32 MEBYA-DER temsilcileri komisyonda: Ailelerimizin rızası için Öcalan ile görüşün
19:00 KHK eyleminde Gar Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı
18:56 Kaçırılan Kürt gencinden iki gündür haber alınmıyor
18:22 BM önünde 'Öcalan'a özgürlük' eylemi
17:45 Sekasur’daki çadır nöbetine kadınlardan destek
17:17 Korkmaz ve Demir’in taziyesine kitlesel ziyaret
17:07 Tülay Hatimoğulları Hewler’de: Öcalan’ın dört parça Kürdistan’da barış için çalışacağını biliyoruz
17:03 İdam kararı olan Kürt aktivist sınır dışı elilmek isteniyor
16:44 Yürüyüşten dönen kadınlar çiçeklerle karşılandı
16:21 'AİHM'in Demirtaş kararına itiraz çözümsüzlükte ısrardır'
15:54 32 yılın ardından tahliye olan Efrînli tutsak GGM'ye götürüldü
15:48 Nobel Kimya Ödülü'nü kazananlar açıklandı
15:14 'Cezaevlerindeki keyfi uygulamaları son verin'
14:49 Amed'de doğa talanına karşı kitlesel yürüyüş
14:43 İHD’den Dêrsim’deki ekolojik talana karşı ortak mücadele çağrısı
14:42 Komisyonun 14'üncü toplantısı başladı
14:38 Eğitim Sen Wan Şubesi’nden Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi açıklaması
14:31 Meclis’te AİHM kararına itiraz protestosu
14:23 Sanatçılardan 'barış istiyoruz' çağrısı
14:17 Doğa düşmanı yasa için AYM’ye itirazda bulunuldu
14:08 Adana’da fırtına çatılara zarar verdi
13:39 9 Ekim uluslararası komplo birçok kentte protesto edilecek
13:34 Katılımcı Bütçe oylamasında son 2 gün
13:31 DEM Parti Adalet Bakanlığı önünde: Ayak oyunlarıyla zaman kazanılmaya çalışılıyor
13:02 10 Ekim Gar Katliamı anma programı açıklandı
12:31 Trump görüşmesinin detayları
12:03 Erdoğan: DEM Parti ile neler yapılabileceğini konuştuk
11:59 Kurtulmuş, partilerin grup başkanvekilleriyle bir araya geldi
11:57 İSİG: Eylül ayında 206 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi
10:51 QSD Komutanı: Geçiş hükümeti güçleri ateşkesi ihlal ediyor
10:08 ‘Sürecin başarıya ulaşması komployu boşa çıkartacak’
09:47 MKG ve DFG Gurbetelli Ersöz'ü andı
09:37 Temelli: Öcalan'ın altını çizdiği gibi müzakere zemininin oluşması gerekir
09:19 Amed'de uluslararası komplo protesto edilecek
09:17 Ünlü isimlere 'uyuşturucu' gözaltısı
09:15 Hesendîn'deki talana karşı dava yarın: Hukuksuzluk son bulmalı
09:13 Êlih büyük 'özgürlük' mitingine hazırlanıyor
09:11 9 Ekim yürüyüşüne çağrı: Çözüm için Öcalan özgür olmalı
09:10 1 milyon nüfuslu kentte tek bir otopark yok!
09:06 Yaşa: Öcalan İmralı'da tutulduğu sürece tecrit devam ediyor demektir
09:03 İzmir'de bağımlılığa karşı mücadele tartışılacak
09:00 Mehmet Öcalan: Söylenenlerin gerekleri yerine getirilmeli
09:00 08 EKİM 2025 GÜNDEMİ
00:01 Kuzey ve Doğu Suriye ile Şam arasında 'acil ateşkes' kararı
07/10/2025
23:52 Türkiye'nin Demirtaş başvurusuna tepki yağdı
23:33 Rojava Futbol Federasyonu CONIFA'ya üye oldu
23:00 Tebqa’da Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê için yürüyüş
22:54 Meclis komisyonu vakıf ve dernekleri dinleyecek
22:50 DEM Parti Eş Genel Başkanlarından AİHM'e itiraza tepki
21:12 Avrupa’da Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’ye yönelik saldırılar protesto edildi
20:22 Eskişehir'de Rojin Kabaiş yazılamasına ırkçı saldırı
20:19 Şengal Özerk Yönetimi: Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê halkının yanındayız
20:15 İran'da bir yılda bin 695 kişi idam edildi
20:07 İşten atılan 223 işçi: Kayyım anlayışı süreci sabote ediyor
19:39 Êlih’te 'özgürlük mitingi' hazırlıkları sürüyor
19:37 Türkiye AİHM'in Demirtaş kararına itiraz için Avrupa'ya heyet yolladı
19:32 Geçiş Hükümeti cezaevinde bir genci katletti
19:19 Geçiş Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı yarın Türkiye'ye gelecek
19:13 'Türkiye, İsrail ile tüm ilişkilerini sonlandırsın'
18:33 Ankara'da su kesintileri sürüyor
17:09 DSÖ: Gazze'de 2 ayda 10 bin çocuğa akut yetersiz beslenme teşhisi konuldu
16:57 Tutuklu Abdülkadir Tatlı'nın cenazesi Farqîn'e uğurlandı
16:53 Af Örgütü Wan'da kadın örgütleriyle bir araya geldi
16:39 Yaşamını yitiren işçiler için taziye kuruldu
16:24 Meclis TV'den Kürtçe 'sansürü': Yayında ses kısıldı
16:19 Elkê ve Silopiya 'Barış istiyoruz çünkü' kampanyası için imza toplandı
16:12 Öğrencileri taciz eden İsmail Bayraktar’a beraat
15:58 30 yıllık tutsaklığın ardından halaylarla karşılandı
15:48 Wan'da şüpheli kadın ölümü
15:38 Özel'den Bahçeli'ye: Bir tek konuşmayan sensin
15:37 Danış ve Acar'ın taziyelerine kitlesel ziyaret
15:04 Meclis'te konuşan Yüksel Genç: Bu 26 yıllık bir yürüyüş
14:51 Tülay Hatimoğulları: Komisyonun Öcalan ile görüşmesi eşiğin aşılması için önemli
14:51 Ankara'ya yürüyen kadınlar, Meclis'te temaslarda bulunacak
14:40 Gazeteci Aslan'a soruşturma
13:52 İzmir'de Gar Katliamı anma programı açıklandı
13:49 Bahçeli hızını alamadı: Abdullah Öcalan’dan QSD için çağrı istedi
13:30 Komploya karşı Amed’de yapılacak yürüyüşe çağrı
12:56 DBP: HTŞ, Suriye’nin demokratik geleceği için tehdittir
12:39 Tülay Hatimoğulları: Barış Demokratik Cumhuriyet’in inşasını sağlar
12:38 Meclis'te 'Bijî Serok Apo' sloganı
12:03 Öktem cinayetinde gözaltı sayısı 13'e yükseldi
11:35 Hasta tutuklu ‘intihar etti’ iddiası
11:25 Fas'ta hükümet karşıtı protestolar 10'uncu gününde
11:19 Nimet Tanrıkulu’nun davası ertelendi
11:08 Nisêbîn Belediyesi 'Kültür ve Sanat Festivali' düzenleyecek