DEM Parti’den 10’uncu Yargı Paketi’ne şerh

img
ANKARA - DEM Parti, toplumun taleplerini karşılamayan 10’uncu Yargı Paketi’ne muhalefet şerhi düştü. Şerhte, barış arayışlarındaki başarısızlığın siyasi tutsaklara yönelik ayrımcılıktan kaynaklandığı belirtilerek çözüm için ayrımcılığın aşılması gerektiği vurgulandı. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adalet Komisyonu üyeleri Dilan Kunt Ayan, Zülküf Uçar ve Onur Düşünmez, 10’uncu Yargı Paketi’ne dair muhalefet şerhi düştü.
 
Kürt sorunun çözümü bağlamında devam eden tartışma ve gelişmelere dikkat çekilen şerhte, “Bu hem ortak geleceğe olan inancın toplumsallaştırılması hem barış adımlarının amacına ulaşmasının ön koşuludur. Sürecin zemini de bu esaslar üzerinden oluşmalıdır. Ancak eldeki kanun teklifinin bu gerekleri karşılamaktan uzak olduğu açıktır” denildi.
 
Şerhte, siyasi tutsakların tahliyesinin, “Barış için güçlü ve ikna edici adım” olarak nitelendirildi. Şerhte, “En temel beklenti olmasına rağmen karşılıksız bırakılmıştır. Sorunu tanımak ve çözüm için sorumluluk almak, barış arayışının kilometre taşıdır. İnfaz alanında bu tanımanın öncelikli muhatabı da siyasi mahpuslardır. Nitekim barış arayışlarının başarısız olmasında bugüne dek siyasi mahpuslara uygulanan ayrımcı norm ve uygulamalar başlıca sebeplerden biri olmuştur. Sorunun kaynağı bu gerçekliktir; çözüm ise bu ayrımcılığı aşmaktan geçmektedir” ifadelerine yer verildi.
 
‘BARIŞA ZARAR VERİR’
 
Şerhte, şu ifadelere yer verildi; “Barış arayışlarında kanuni düzenlemeler, barış iradesinin somutlaşması olmak zorundadır. Bu iradenin gücü, meşru tabanı ve garantisi de toplumsal katılım ve konsensüstür. Kanuni düzenlemelerin ayrımcı kuralları içermesi ölçüsünde barış iradesinin zarar göreceği her an akılda tutulması gereken bir gerçekliktir. Aylarca toplumda yaratılan adil ve eşitlikçi infaz düzenlemesi umuduna karşılık meclise sunulan paketin toplumsal barış iradesini destekleyen bir yetenekte olmadığı ifade edilmelidir. Eldeki teklif siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı yaklaşımın yanında toplumsal umut ve barış ilişkisini de göz ardı eden bir muhtevaya sahiptir.
 
TOPLUMSAL İRADEYE DAYANMALI
 
Kanunların en geniş toplumsal katılıma dayanması, demokrasinin genel bir ilkesidir. Barış süreçlerinde bu ilke alternatifsiz bir öneme ulaşmaktadır. Unutulmamalıdır ki barışı sağlayan siyasi özneler olsa dahi sürdürecek olan toplumdur. Bu sebeple toplumsal onay ve katılım, istikrarlı barış sürecinin gereği ve meşruiyet ölçütüdür. Kanun tekliflerinin hazırlanması da bu doğrultuda, toplumsal iradeye dayanmalı ve toplumsal beklentileri yansıtmalıdır.
 
İVME KAZANDIRIR
 
Siyasi mahpusların tahliyesi, demokratik toplum ve barış sürecinin ivme kazanması ile özdeştir. Bu, retorik bir ifade olmanın ötesinde olgusal bir gerçekliğe işaret etmektedir. Nitekim siyasi mahpusların, demokrasinin ve onurlu barış stratejisinin uygulanma ve toplumda kök salma yöntemlerine dair güçlü bir yoğunlaşmaları söz konusudur. Özetle, demokrasinin teori ve pratiğine dair derin yoğunlaşmaları sayesinde siyasi mahpusların demokratik toplum inşasında merkezi bir katkısı olacaktır. Tahliyelerinin önemli bir gerekçesi de bu şekilde anlaşılmalıdır.
 
CESUR ADIMLARA İHTİYAÇ VAR
 
Barışın inşası cesur adımlara bağlıdır. Hükümet bu cesaret ve sorumluluğun öznesi olarak davranmak zorundadır. Eldeki teklif bu sorumluluğu yansıtmaktan uzaktır. İnfaz rejimine hakim olan ayrımcı anlayışın değişmesine dair bir öngörü taşımayan teklif, ceza hukukunda çözüm olarak ceza miktarını artırmayı önermektedir. Bu yönüyle cezalandırma yaklaşımına yaslanan asırlık refleksi sürdürmenin izlerini taşımaktadır. Çözüm ceza ile terbiye etmek değil, suç sebeplerini ortadan kaldırmak, ahlaki ve politik dönüşümü geliştirmektir.
 
 BEKLENTİYİ KARŞILAMADI
 
Türkiye'de her infaz düzenlemesi kamuoyunda yoğun ilgiyle karşılanmakta; mahpuslar, aileleri ve geniş halk kesimleri bu tür yasal değişiklikleri adaletin yeniden tesisi yönünde bir fırsat olarak görmektedir. Bunun temelinde, Türkiye’de adalet sistemine yönelik derin bir güven bunalımı ve ceza adaletinde yaşanan yapısal kriz yatmaktadır. Toplumsal adaletin en fazla sorgulandığı yerlerden biri olan cezaevleri, toplum vicdanındaki adalet duygusunun aynası haline gelmiştir. İşte bu sebeple 10. yargı paketinin özellikle de ceza infaz sistemini etkileyen maddeleri büyük bir umutla beklenmiş ancak paket bu beklentiyi karşılamamıştır.
 
EŞİTLİK İLKESİ VURGUSU
 
Kovid-19 salgını döneminde çıkarılan geçici infaz düzenlemeleriyle, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce cezası kesinleşmiş mahpuslara yönelik 3 yıl erken tahliye imkânı getirilmiştir. Ancak aynı tarihte dosyası henüz kesinleşmemiş olan mahpuslar, aynı suçu işlemiş olsalar dahi bu düzenlemeden yararlandırılmamıştır. Bu durum, hem hukuk devleti ilkesine hem de eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Anayasa'nın 10. maddesi uyarınca, kanun önünde eşitlik temel bir ilkedir. Aynı suçtan yargılananlar arasında yalnızca yargılamanın tamamlanma zamanına göre bir ayrıma gidilmesi, nesnel ve makul bir nedene dayanmamakta; benzer durumda olanlar arasında keyfi bir farklılık yaratmaktadır. Örneğin, aynı dosyada yargılanan sanıklardan biri cezası erken kesinleştiği için tahliye edilirken, diğerinin davası uzun sürdüğü için bu haktan mahrum kalması, eşitlik ilkesini zedeleyen açık bir ayrımcılıktır.
 
10. yargı paketiyle bu eşitsizliğin giderilmesi ve İnfaz Kanunu Geçici 10. maddenin 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen tüm suçları kapsaması beklenirken iktidar bu konuda bir adım atmamıştır.
 
EVRENSEL İLKELERE AYKIRI
 
Maalesef Türkiye’de çıkarılan hemen her infaz düzenlemesinde sistematik bir biçimde adli mahpuslar lehine genişletici hükümler getirilirken, siyasi mahpuslar bu düzenlemelerin dışında bırakılmaktadır. Bu durum yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasal bir tercihin ve zihniyetin sonucudur. Adli mahpuslar için erken tahliye, ceza indirimi ya da alternatif infaz yöntemleri tanınırken; düşüncelerinden, siyasal faaliyetlerinden veya kimliklerinden dolayı cezaevinde bulunan devrimciler, siyasetçiler, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve öğrenciler bu kapsamın dışında tutulmaktadır. Bu bilinçli ayrım, hukukun evrensel eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.
 
DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR
 
İktidar, siyasi mahpuslara karşı açık bir düşman ceza hukuku anlayışı benimsemekte; onları toplumun dışına iten, hak ve özgürlüklerini sistematik biçimde reddeden bir “istisna rejimi” uygulamaktadır. Bu rejim, hukuk devleti ilkesini aşındırmakta; cezanın sadece suçla değil, kimlikle, muhalefetle ve eleştiriyle bağlantılı hale geldiği bir adalet krizine yol açmaktadır. Bu nedenle Türkiye'de çıkarılan infaz yasaları, adaletin değil, siyasi önceliklerin bir yansıması haline gelmiştir. Gerçek bir ceza adaleti reformu için, adli mahpuslara yönelik eşitliğe aykırı, siyasi mahpuslara yönelik de istisnacı ve dışlayıcı yaklaşımın terk edilmesi, hukukun kapsayıcı ve eşit uygulandığı bir rejimin inşa edilmesi zorunludur.
 
İNFAZDA ADALET YOK
 
Teklifin 19. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun 108. maddesinde değişiklik yapılarak, ikinci defa tekerrür halinde koşullu salıverme yasağı kaldırılarak ¾ koşullu salıverme imkanı getirilmektedir. Koşullu salıverme yasağının kaldırılması, cezanın tümünü içeride çektirme yönündeki katı infaz mantığını yumuşatmakta, hükümlünün yeniden topluma kazandırılması ilkesini esas almaktadır. Ancak bu düzenleme yine sadece adli mahpuslara yönelik olup Terörle Mücadele Kanunu’ndaki tekerrür halinde koşullu salıverme yasağı düzenlemesi olduğu gibi durmaktadır. Hükmünün kaldırılmaması ve bu Kanun kapsamındaki suçlarda koşullu salıverme yasağının devam etmesi ikili bir hukuk işletildiğini göstermekte ve siyasi mahpusları infazda adaletin ve eşitliğin dışında bırakmaktadır.
 
VİCDANA AYKIRI
 
Teklifin 20. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun 110. maddesindeki özel infaz usullerinden konutta infazın uygulama alanı genişletilmiş fakat yine Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar dışlanmıştır. Çünkü 110. maddenin 9. fıkrasında bu madde hükümlerinin, ‘Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar’ hakkında uygulanmayacağı yazıldı ve bu fıkrada herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu ayrım, açıkça hukuka, insan haklarına ve vicdana aykırıdır. Bu eksik düzenleme, aynı yaş grubunda olan mahpuslar arasında yalnızca isnat edilen suçun ‘siyasiliğine’ göre farklı bir infaz rejimi öngörerek, yaşlı siyasi mahpusları insanlık dışı bir ayrıma tabi tutmaktadır.
 
SİYASİ MAHPUSLAR YAŞLANMIYOR MU? 
 
Yaşlı mahpuslar için konutta infazın uygulama alanının genişletilmesi başta sağlık hakkına erişim olmak üzere temel insan haklarına uygun ve her zaman dile getirdiğimiz bir değişikliktir. Fakat bu değişiklik yapılırken siyasi mahpusların dışlanması, akıllara şu soruları getirmektedir: Siyasi mahpuslar yaşlanmıyor mu? Aynı yaş grubundaki adli mahpus için insani olan, siyasi mahpus için neden uygulanamaz? Bu soruların hiçbirinin hukuki ve ahlaki bir cevabı yoktur. Bu nedenle bu düzenleme, insan onurunu esas alan ceza hukukuyla bağdaşmamaktadır.
 
ALARM VERİCİ TABLO VAR
 
Cezaevlerinde hasta ve yaşlı mahpusların uygun tedaviye erişememesi, yaşam hakkını tehdit eden bir durumdur. Son yıllarda artan cezaevi ölümleri, özellikle yaşlı ve hasta siyasi mahpusların durumu, bu konuda alarm verici bir tabloyu gözler önüne sermektedir. Partimizin Şırnak milletvekili Newroz Uysal Aslan’ın Adalet Bakanlığı’na verdiği soru önergesine aldığı cevapta, 515 günde 1.026 mahpusun cezaevinde yaşamını yitirdiği öğrenilmiştir. Bu cevap, her gün en az iki mahpusun cezaevinde yaşamını yitirdiğine dair korkunç gerçeği bizlere göstermiştir.
 
Bir cezanın vicdaniliği, onu veren toplumun ahlaki eşiğiyle doğrudan bağlantılıdır. Hiçbir vicdan, 80 yaşını geçmiş bir insanın, sırf siyasi kimliği veya inancı nedeniyle cezaevinde tutulmasını haklı bulamaz. Bu noktada devletin ahlaki sorumluluğu, cezalandırma pratiği ve güvenlik bahanelerini geçerek, insan onurunu ve yaşamı koruma yükümlülüğü haline gelmelidir.
 
İNSAN ONURUNA AYKIRI
 
Türkiye ceza adalet sisteminde siyasilere uygulanan ve ölünceye dek infaz edilen ağırlaştırılmış müebbet hapis, yalnızca bir ceza türü değil, hukukun içinden doğmuş bir istisna rejimi, bir tür yaşarken çürütme sistemi haline gelmiştir. Bu cezanın infaz biçimi, idamın zamana yayılmış hali olarak görülebilir ve insan onuruna tamamen aykırıdır.
 
Alman hukukçu Günther Jakobs'un kavramsallaştırdığı düşman ceza hukuku, hukukun belirli kişilere ‘vatandaş’ gibi değil, ‘düşman’ gibi davranması anlamına gelir. Bu anlayışta kişi artık hak süjesi değil, sadece tehlike kaynağıdır. Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet cezası infaz edilen ve ölünceye dek cezaevinde kalması istenen siyasi mahpuslar, bu düşman hukukunun nesneleri haline getirilmiştir. Devlet, bu kişileri hukuki muameleye layık bireyler olarak değil, sistemin bekasına tehdit oluşturan özneler olarak tanımlar. Bu nedenle onlara uygulanacak infaz rejimi de hukuki değil, siyasi ve cezalandırma amacıyladır. Türkiye’de de siyasi ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüleri, devletin tecrit altında tutarak yok etmeye çalıştığı birer beka tehdididir.
 
CEZA ÜST SINIRI KALKTI
 
Teklifin 20. maddesiyle maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilenler için, daha önce var olan 5 yıllık ceza üst sınırı kaldırılmış ancak bu sefer de ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüleri bu düzenlemenin kapsamı dışında bırakılmıştır.
 
MÜEBBET ALANLAR DIŞINDA TUTULDU
 
Yani ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü, hastalığı hangi derecede ve ne olursa olsun, cezaevinden çıkamayacak, ölümün kıyısında dahi olsa sevdikleriyle vedalaşamayacak ve cenazesi cezaevinden çıkacak demektir. Bu düzenleme, tüm hasta mahpuslar için cezanın üst sınırının kaldırılması nedeniyle lehe olsa da istisna tutulan ağırlaştırılmış müebbetler açısından büyük bir ahlaki sorun taşımaktadır.  Cezaevinde kalamayacak derecede hasta mahpusların tahliye edilmemesi, ölünceye dek cezaevinde tutulması yaşam hakkının dolaylı ihlali anlamına gelir.
 
KÜRTLERE UYGULANIYOR
 
Teklifin 20. maddesiyle yukarıda değinildiği üzere maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilen hasta mahpuslar için konutta infaz usulü getirilirken, bu hak ‘toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama’ şartına bağlanmıştır. Uygulamada özellikle Kürtler ve siyasi mahpuslar bakımından keyfi bir uygulama aracıdır. Bu kavram, ideolojik bir süzgeç işlevi görerek, hasta mahpusların tedavi ve yaşam haklarına yönelik sistematik ihlallerin meşrulaştırılmasında temel dayanak haline gelmektedir.
 
BİNLERCE TUTSAK VAR
 
Teklifin 20. maddesiyle getirilmek istenen düzenleme İnfaz Kanunu’nun 16. maddesine atıfla aynı usulün izleneceğini belirtmektedir. Hasta mahpusların cezasının konutta infazı için hastalığın mahpusun hayatı için ‘kesin’ bir tehlike oluşturması gerekliliği yerine yalnızca “tehlike oluşturması” yeterli görülmelidir. ‘Kesinlik’ ibaresi sebebi ile Adli Tıp Kurumu’nun mahpus hakkında ‘Cezaevinde Kalabilir’ şeklinde raporlar düzenlemesi nedeniyle tahliye olamayan binlerce hasta mahpus vardır.
 
ÇOCUKLARIN ALEYHİNDE
 
Daha önce doğrudan çocuk eğitim evinde barındırılan hükümlü çocuklar artık doğrudan kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecek, kapalı ceza infaz kurumundan çocuk eğitim evine geçmek için çocuk mahpusların iyi halli olması aranacaktır.  Mevcut düzenlemede hükümlü çocuklar, kapalı cezaevine göre dış dünya ile iletişim, kişisel alan, sosyal ve kültürel etkinlikler, eğitime erişim gibi imkanların daha mümkün olduğu çocuk eğitim evlerinde tutulurken teklifle kapalı cezaevlerinde tutulmanın öncelenmesi, çocuk hakları açısından açıkça bir geriye gidiştir. Öte yandan çocuk hükümlülerin çocuk eğitimevlerine geçebilmeleri, idare ve gözlem kurulunun vereceği ‘iyi hal’ raporuna bağlanmıştır.”

Diğer başlıklar

07/12/2025
23:48 Muğla'da 11 mahalle karantinaya alındı
22:55 Wan'da 4.6 büyüklüğünde deprem
21:32 DEM Parti'den Kumluca’da şölen
20:53 Amed Film Festivali, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne adandı
20:02 Wan’da şüpheli ölüm
19:58 Colemêrg’te heyelan
19:40 Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali ödülleri sahiplerine verildi
19:24 Eskişehir’de Kürtçe'ye engel
19:08 Mazlum Ebdî: Şara’dan gerçek bir değişim görmemiz gerekiyor
18:17 PYD: Yeni Suriye’nin kurulması ademi merkeziyetçilikle mümkün
17:54 Konferans sona erdi: Öcalan’ın sözlerinin gücünü ülkemize götürmek için geldik
17:42 10 yaşındaki çocuk gömüldüğü topraktan yaralı çıkarıldı
17:40 İsrail'in saldırıları sürüyor: 70 bin 360 kişi katledildi
16:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
16:27 Anavarza Kültür ve Sanat Derneği açıldı
16:18 Haydar Ergül: O ışık Öcalan'ın kendisidir
16:07 Marksist John Hollaway: Abdullah Öcalan’ın yaktığı ışık beni buraya getirdi
15:47 İzmir'de asgari ücret ve bütçe tepkisi
15:15 Nobel Ödüllü Shirin Ebadi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sürecin temel koşuludur
15:12 Macaristan Başbakanı Orban yarın Türkiye'ye geliyor
14:59 Dil kurumlarından çocuklara alfabe öğretme etkinliği
14:26 PKK'liler için kurulan taziye ve verilen mevlide kitlesel ziyaret
14:08 Demirtaş: Süreç parçalanma değil, onurlu birliği sağlayacak bir süreç
Figen Yüksekdağ: Yeni bir dönemin kapıları açıldı
14:00 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın ikinci oturumu
13:57 Seferleri azaltan kayyım öğrencileri mağdur etti
13:30 Mêrdîn’de sağanak: Caddeler göle döndü
13:03 Prof. Paech: Kürtlerin ve azınlıkların varlığı kolektif haklarla korunmalı
12:17 Dubbins: 27 Şubat çağrısı Türkiye ve Ortadoğu için muazzam fırsat yarattı
10:30 DEM Parti'nin 'Uluslararası Konferansı' konuşmalarla sürdü
10:08 Hindistan’da gece kulübü yangını: En az 25 ölü
09:57 Jin dergi ‘Komün’ kapağıyla çıktı
09:53 Hintli eski Parlamenter: Öcalan'ın ilkeleri bütün dünyaya barış getirecektir
09:43 Konferansa katılanlar: Tarihi seyreden değil, yapan bir dönemdeyiz
09:24 Psikolog Hatice Göz: Güçlü bir çocuk hakları hareketi oluşturulmalı
09:21 Çok sayıda bölgede sağanak bekleniyor
09:19 Emekliler: 2026 yılını emeklilere düşman yılı kabul ediyoruz
09:12 Cezaevindeki yemek borcu gerekçesiyle kızının bursuna el konuldu
09:12 Wan kayyımı ‘Sit alanı’ olan yapıyı bakanlığa devretti
09:10 Licê’deki fuhuş ağına karşı komisyon kurulacak
09:08 Dêrsim’de fuhuşa tepki: Yapılanlar bilinçli bir politikanın devamıdır
09:06 Özgür sinemanın adresi
09:02 Anneler: Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz
09:00 07 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
06/12/2025
23:49 Yemeklerinde ölü fare çıktığını söyleyen öğrencilerden protesto
23:23 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli M.S. yaşamını yitirdi
23:13 Uluslararası konferansta yarın da önemli başlıklar tartışılacak
23:07 Metin ve Kemal Kahraman’ın konserine yoğun ilgi
22:54 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
22:51 Hatun Esen: Doğayı katledenler değil mücadele kazanacak
22:11 BMGK'den Lübnan'a destek açıklaması
22:01 Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi
21:14 'Hakikat ve adalet olmadan barış inşa edilemez'
20:49 Kaldırım çalışmaları esnafı da yurttaşı da mağdur etti
18:41 Halep’te Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
18:33 Fidan: Öcalan Suriye'de rol oynayabilir
18:08 BM: Suriye’de insan hakları ihlalleri devam ediyor
18:04 Azime Işık: Dönüşüm için ilkin adalet kıstası benimsenmeli
17:56 Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız
17:48 İsrail, 70 bin 354 Filistinliyi katletti
17:45 Afşin Belediyesi’nin işine son verdiği işçi intihar etti
17:01 Cizîr'de mağarada bir kişiye ait cenaze bulundu
16:32 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
16:31 İrlandalı milletvekili Kearney: Sivil toplum sürece dahil edilmeli
Katalonya eski Başbakanı Garcia: En önemlisi halkınızla yaptığınız sözleşmedir
16:20 Bahçeli: Barış kuşunun ikinci kanadı takılacak ve herkes uçuşunu görecektir
16:18 Wan’da Şiyar Be Platformu kitlesel yürüyüşle deklere edildi
16:01 Gazeteci Aykol’un tedavisi sürüyor
15:54 Suriye’de Alevilere dönük saldırılar Amed’de protesto edildi
15:52 Prof Köker: Nihai hedef barış ve demokratik toplumun inşasıdır
15:19 Neçirvan Barzani: Barışın inşa edilmesi tüm bölgeyi etkiler
15:18 Amed Sağlık Platformu çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
15:04 Üç kentte hasta tutsaklar için çağrı
15:03 CHP'de yeni MYK belli oldu
15:01 Güney Afrikalı Senatör Bhabha: Yasal kılındığımız an dönüm noktası yaşandı
14:49 Arzu Yılmaz: Abdullah Öcalan’ın söylediği entegrasyon, birlikte yaşamın formülüdür
Nobel Ödüllü Oleksandra Viacheslavivna Matviichuk: Kadınları sürece dahil etmeliyiz
14:19 DAİŞ saldırısı ihtimaline karşı kutlama yasağı
14:02 İstanbul’da Barış Çalıştayı: Süreçte aktif rol almak istiyoruz
13:59 Suriye’de savaş kalıntıları nedeniyle 665 kişi yaşamını yitirdi
13:44 İmralı Heyeti üyesi Erol: Abdullah Öcalan Kürtlerin hukuka dahil edilmesini istiyor
13:36 İmralı’ya giden komisyon üyesi Yıldız: Süreç ertelenmeyecek bir devlet meselesidir
13:27 Yiğit ve Turgut’un taziyelerine kitlesel ziyaret
13:19 'Esas duruş' dayatmasını reddeden tutsak, 10 gardiyan tarafından darp edildi
13:13 Mehmet Güler, Rojhat Özdel ve Faik Kevci için adalet istendi
13:11 Cumartesi Anneleri Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
12:28 İstinaf da 'yetki davası'nda DİSK Basın-İş'i haklı buldu
12:26 Barzani: Sürece her anlamda katkı sunmaya hazırım
Talabani: Barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz
12:01 Îlham Ehmed: Kendimizi Türkiye’de, Türkiye’yi burada görmek istiyoruz
11:26 15'inci İnsan Hakları Film Günleri başlıyor
11:18 Boşanmak isteyen kadın ve kız kardeşine saldırı
11:07 Abdullah Öcalan: Demokratik toplum sosyalizmi temelinde kurtuluşa yürüme zamanı
10:53 ‘Uluslararası konferasta’ barış deneyimleri tartışılacak
10:38 Uluslararası konferans: Abdullah Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür
10:30 Osmaniye'de kaza: Çok sayıda ölü ve yaralı var
09:41 Dilan Karaman’ın ölümüne dair açılan soruşturma ne aşamada?
09:31 DAİŞ Suriye'de yeniden varlık gösteriyor
09:13 Kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
09:12 ‘Katıldığı sınav bulunmadı’ iddiasıyla 30 yıllık tutsağın tahliyesi 9 ay ertelendi
09:11 1 ayda 4 kez hastane sevk edildi: Artık beni hastaneye götürmesinler
09:09 Her Yer Çocuk Derneği gönüllüsü: İktidarın politikalarıyla çocukluk kısalıyor
09:08 Wan-Bedlîs-Colemêrg Eczacılar Odası Başkanı: Fiyat belirsizliği ilaçları vurdu
09:07 'Savaş engelliliği artırıyor, barış için mücadele edeceğiz'
09:07 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti: Belediye iade edilmeli
09:06 Avukat Özdemir: 11'inci Yargı Paketi beklentileri karşılamadı
09:05 ÖHD'li Kantarci: Abdullah Öcalan'ın özgür yaşar ve çalışır koşulları sağlanmalı
09:04 Türkdoğan: Komisyon raporunun en önemli başlığı entegrasyon olacak
09:04 Licêlilerden 'fuhuş ağına' karşı birlik çağrısı
09:03 31 yıllık tutsağı arkadaşı anlattı:Yaşamını halkının mücadelesine adadı
09:02 Kırmızı halısız festival
09:00 06 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
05/12/2025
23:34 Rojin Kabaiş’in telefonu 10 gün içinde İspanya’ya gönderilecek
22:56 BM: Gazze'de insani kriz kritik seviyede
22:38 Suriye Geçiş Hükümeti’ne bağlı silahı grup, Alevi türbelerini yaktı
22:06 Abdullah Öcalan'dan komisyona: Görüşme tarihidir
21:37 Provokatör polis açığa alındı
21:27 Barış paneli: Daha somut uygulamaların tartışılması gerekiyor
21:06 Licê’de fuhuşa karşı çalışmalar 5’inci gününde
20:52 Tetwan’da Zîn Kadın Dinlenme Merkezi açıldı
19:35 SAMER araştırması: Katılımcıların yüzde 70'i boykotu etkili buluyor
19:25 Alevi katliamına karşı birlik olma çağrısı
19:17 30 yıldan sonra tahliye edildi: Artık Kürt halkının özgürlüğünün zamanı
19:08 Erxenî'de kavga: İki kişi hayatını kaybetti
19:01 İşçilerin hak arayışı 129'uncu gününde
18:15 Ferdi Zeyrek davasında tahliye
18:08 İstanbul’da yapılacak konferansın hazırlıkları tamamlandı
17:34 Son bir yılda 85 çocuk işçi yaşamını yitirdi
16:40 Gazeteci Aykol’un tedavisi antibiyotiklerle sürüyor
16:30 Cizîr’de Kezi Dayanışma Mağazası açıldı
16:29 ÇHD: İdare ve Gözlem Kurulları lağvedilmeli
16:20 Kadri Bağdu'nun anısına 'Yara' belgeseli yayımlandı
16:05 Kadınlardan uyuşturucu ve fuhuşa karşı ortak mücadele çağrısı
15:30 İzBB işçileri, eylem takvimini açıkladı
15:29 Rapçı Barody madde bağımlılığına karşı şarkı besteledi
15:26 'Hasta tutsak Yıldırım tahliye edilmeli'
14:42 Şerzan Kurt öykü ödülü sahiplerini buldu
14:41 Sosyolog Holloway’den Asrın Hukuk Bürosu’na ziyaret
14:39 BM ve AK'ye Suriye'deki katliamlara karşı sorumluluk alma çağrısı
14:11 Neslihan Şedal hakkında beraat kararı
13:49 Îlham Ehmed de İstanbul’daki konferansta konuşacak
13:44 BES'ten 'adil ücret' çağrısı
12:56 HPG'li Ali Kaya'nın taziyesine kitlesel ziyaret
12:34 Ajanlaştırma baskısı ve takip tacizine suç duyurusu yapılacak
11:54 Filozof Bourg: Kürtlerin siyasete aktif katılımı demokratikleşme için zorunlu
11:41 Eğitim Sen: MESEM iktidarın eğitimi piyasalaştırma politikasıdır
11:36 İmralı görüşmesini anlattı: Bir güç orduya katılacak, diğer güç asayişi sağlayacak
11:22 Abdullah Öcalan’dan Mexmûr Kadın Meclisi Konferansı’na mesaj
11:12 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'na kimler katılacak, neler tartışılacak?
10:39 Kayyım atama davasında beraat
10:34 Bahis soruşturmasında 46 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
10:02 Ebru Günay: Kürt sorunu uluslararası zeminde tartışılacak
10:00 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu'nda kabul edildi
09:22 Siyaset bilimci İnsel: Bütüncül hukuk ikili hukuk yapısına son vermektir