WAN - Katledilen Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi Nagihan Akarsel’in 15 makalesi, İspanyolca ve Katalanca’ya çevrilerek kitaplaştırıldı. Katalanca çeviriyi yapan Fanny Arambilet, “Nagihan’ın düşüncesi bizim için bir davettir" dedi.
Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silêmaniye kentinde 4 Ekim 2022 tarihinde evinden çıktığı esnada uğradığı silahlı suikast sonucu yaşamını yitiren Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve gazeteci Nagihan Akarsel'in çalışmaları ve mücadelesi kadınlar tarafından sürdürülüyor. Nagihan Akarsel’in “Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi” projesi 25 Haziran 2023’de tamamlanırken, Jineolojî Dergisi'nde yayınlanan 15 makalesi de üç kadın aktivist tarafından İspanyolca ve Katalanca’ya çevrilerek kitaplaştırıldı. İspanyolca “Voz Arcaica” adıyla okuyucuyla buluşan kitap, Katalanca ise “Veu Arcaica (Senin yokluğun yaşamak içindir)" adıyla yayımlandı.
Çalışmada yer alan ve Katalanca çeviriyi yapan “Kürt Kadınları Araştırma Merkezi, Arşivi ve Kütüphanesi”nin üyesi Fanny Arambilet, Nagihan Akarsel’in fikirlerinin dünya kadınlarına ulaştırılmasının önemli olduğunu, çalışmanın yalnızca bir anma değil, aynı zamanda kadınlar arası enternasyonal dayanışmanın bir adımı olduğunu belirtti.
‘NAGİHAN TEMEL BİR SESTİ’
Katalonya’da yaşayan Fanny Arambilet, çeviri kararını iki kadın arkadaşıyla birlikte aldıklarını söyledi. “Nagihan’ın fikirlerini yaşatmak ve şehadetine anlam kazandırmak istedik” diyen Fanny Arambilet, çalışmanın bir çeviriden ziyade farklı coğrafyalarda yaşayan kadınların Jineolojî’yle tanışması ve ortak bir bilinç etrafında buluşulmasına vesile olduğunu dile getirdi. Fanny Arambilet, “Nagihan Akarsel’i duydum ve onu tanımak istedim. Ben de Jineoloji üyesiyim. Nagihan temel bir sesti. Jineoloji ve kadın çalışmaları için önemli bir kişilikti. Nagihan’ın üzerimdeki etkisi çok büyük. Onu çok bilgili ve örgütlü bir kadın olarak görüyorum. Nagihan’ı okumadan önce kendimi bereketsiz ve sert bir toprak gibi hissediyordum ama yazdıklarını okumaya başladığımda tüm sözleri içime işledi, varlığımı yeşertti ve bereketli bir toprak gibi canlandırdı" ifadelerini kullandı.
MAKALELERİ İSPANYOLCA VE KATALANCA'YA ÇEVİRİLDİ
Çalışmanın başlangıç sürecine değinen Fanny Arambilet, "Süleymaniye Kadın Kütüphanesi’ni destekleyen bir grup olarak böyle bir çalışmaya başlamaya karar verdik. Amacımız Nagihan’ın anısını yaşatmak ve onun şehadetine bir anlam kazandırmaktı. Bir diğer önemli nokta da onun sözlerini başka kadınlara ulaştırmaktı. Bu nedenle makalelerini çevirme ihtiyacımız oldu. Biz de makalelerini İspanyolca ve Katalanca’ya çevirdik. Bu süreç anlamlıydı. Çünkü bu çalışma biz kadınların birbirine temas etmesine vesile oldu” dedi.
'DÜŞÜNCELERİ KADINLARA BİR DAVETTİR’
Özellikle Katalanca çevirinin zorlu bir süreç olduğunu belirten Fanny Arambilet, “Dilsel yapılar oldukça farklıydı ve bizim yaşadığımız gerçeklikten çok uzak bir bağlam vardı. Ancak Nagihan’ın dili çok şiirseldi. Şiiri, yaşamın dili ve hakikatin dili olarak tanımlıyordu. Bir sözünün arkasında mutlaka bir anlamın yattığını anlıyorsun. Bunu sadece akılla değil, tüm varlığınla anlaman gerekiyor. Bana göre dünya kadınları olarak Nagihan’ın anlayışını öz anlayışımız yapmalıyız. Bu anlayışla onurlu bir yaşam inşa edebiliriz. Kadınlar bin yıllardır yaşamdan koparıldı ve kendini tanımadı. Bu nedenle Nagihan’ın düşüncesi bizim için bir davettir. Onun fikirlerine katılmalı ve içselleştirmeliyiz. Ancak bu şekilde özgür bir yaşamın parçası olabiliriz. Onun fikirlerini esas alırsak, pozitivist yaşamı kökten sarsabiliriz. Bunun için de onu doğru anlamalıyız” diye belirtti.
‘LATİN AMERİKA'YA DA ULAŞMASI MÜMKÜN OLACAK’
Makalelerin İspanyolca çevirisinin başka dillere de rahatlıkla çevrilebileceğini söyleyen Fanny Arambilet, "İspanya uzun süredir Kürdistan kadın hareketine ve Jineolojî’ye ilgi duyuyor. Birçok kadın örgütü, Jineolojî perspektifinden faydalanıyor. Makalelerin İspanyolca çeviri sayesinde Latin Amerika’ya da ulaşması mümkün olacak. Çünkü orada da güçlü bir kadın hareketi var ve Kürt kadınlarıyla derin ilişkiler kuruluyor. İspanyolca çeviri bu nedenle çok değerli. Çünkü Latin Amerika dilleriyle ortaklık kurabiliyor. İspanya’nın çeşitli şehirlerinde bu kitabı tanıtacağız. Bu çalışmanın yaygınlaşacağına inanıyorum. Nagihan gibi bir kadının sesini dünyaya duyurmak kolay değil. Onu yüz yüze göremediğim için çok üzgünüm. Çünkü özgür yaşam hakkındaki değerlendirmelerinde kadın ve erkeğin birlikte özgürce yaşamayı gerekli ve mümkün kılıyor. Umarım Nagihan’ın fikirleri güçlü bir etki yaratır. Bu yalnızca kadınlar için değil, aynı zamanda erkekler için de gereklidir” ifadelerini kullandı.
‘FEMİNİSTLER ÖZGÜRLÜĞÜ NASIL TANIMLIYOR?’
Dünya kadın hareketlerinin Kürt kadın hareketinden etkilendiğine dikkat çeken Fanny Arambilet, şunları belirtti: “Yaşadığım bölgede kapitalist devletin etkisi çok ağır. Hatta bulunduğum yerin bir tarafı faşizme doğru ilerliyor. Eğer biz bu faşist eğilimleri durduramazsak sonuç daha vahim olabilir. Yaşadığım bölgede bir kadın özgürlük süreci var ama sorun şu; feminist kadınlar özgürlüğü nasıl tanımlıyor? Çoğu zaman liberalizm ve kapitalizmin etkisinde kalıyoruz. Fakat Rojava’daki kadın devrimini ve Kürdistan kadın hareketini gördüğümde çok etkilendim. Latin Amerika’da da toplumun güçlü dinamikleri var, Kürdistan’da da öyle. Ama dünyanın batısında insanlık ağır saldırılara maruz kalıyor. Bizler doğru bir yolda yani Nagihan'ın yolunda ilerlersek mutlaka yolumuzu buluruz. Nagihan’dan en çok etkilendiğim şey onun gücü ve samimiyetiydi. O, kadın kütüphanesinin kurucusu ve ruhuydu. Beni etkileyen onun büyük gücü oldu. Süleymaniye’de bir araştırma merkezi,bir kadın kütüphanesi kurdu. Onun politik kadın kimliği ve bilimsel yönü beni etkiledi. Bu cesareti ve sevgisinin sonucuydu. En etkilendiğim bir şey doğaya olan sevgisiydi. Tüm evrene olan sevgisiydi. Havanın, doğanın, taşların ruhunu anlatıyordu. Canlı olan her şeyden bahsediyordu. Nagihan’ın dünyası çok güzel bir dünyaydı. O hep bizimle olacak. Kitabın adı 'yokluğun yaşam içindir' oldu. Ama aslında Nagihan’ın yokluğu bizim hayatımız. Bu yüzden o asla yok olmayacak, daima birimizin içinde yaşayacak.”
'JINEOLOJÎ YOL BELİRLEYİCİ’
Jineolojî'nin kadınlar için yol belirleyici olduğunu belirten Fanny Arambilet, “Jineolojî, radikal değişimlerden ziyade bir yön belirleyici. Artık netim; doğru yol bu. İnsan doğru yolu bulmalı. Bu yolda yürürken Nagihan’ın kitapları bana ışık oldu. Bu ışık, evrenin karşısında insanın gözünü, kalbini ve aklını açıyor. Doğrunun ve güzelliğin ne olduğunu anlıyorsun daha önce görmediğin bir güzelliktir bu” dedi.
'GENÇLER BU MİRASI SAHİPLENMELİ'
Nagihan Akarsel'in fikirlerini ve kitaplarını en fazla genç kadınların sahiplenmesi gerektiğini söyleyen Fanny Arambilet, şöyle devam etti: “Genç kadınlarda enerji var. İnanıyorum ki genç kadınlar ve yaşlı kadınlar bu deneyimi birlikte paylaşacak. Çünkü bu kitabı hem yaşlı kadınlar hem de genç kadınlar okumalı. Özellikle de genç kadınlar bu mirasa sahip çıkmalı. Biz de tıpkı Nagihan’ın yaptığı gibi evrene seslenmeliyiz. Genç kadınlar kitabı okumalı ve kendilerini tanımalı. Nagihan’ın bize sunduklarıyla zincirlerimizi kırabiliriz. Onun sesi hepimizin arkaik sesi olsun. Kolektif bir şekilde okuyalım ve paylaşalım.”
MA / Zeynep Durgut