4 Kasım darbesi kayyım politikasıyla sürüyor

img

ANKARA - HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin tutuklanmasıyla sonuçlanan 4 Kasım siyasi darbesi, 8'inci yıl dönümünde 3 belediyeye atanan kayyımla devam ediyor. 

AKP iktidarı, 7 Haziran yenilgisinden sonra Kürt siyasi hareketine yönelik başlattığı saldırıları 4 Kasım 2016'da siyasi darbeyle yeni bir aşamaya taşıdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil olmak üzere birçok milletvekili gözaltına alındı ve tutuklandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ihlal kararına rağmen Yüksekdağ ve Demirtaş 8 yıldır cezaevinde tutuluyor. Yine bu süreçte Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) kazandığı 96 belediyeye kayyım atandı. Bir önceki dönemde de HDP'den seçilen 6 belediye başkanına mazbata verilmedi, 48 belediyeye kayyım atanarak devam ettirilen kayyım politikası, darbenin 8'nci yıl dönümünde de Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi, Êlih Belediyesi ve Xelfetî Belediyesi'ne kayyım atamasıyla devam ettiriliyor. 31 Mart 2014 yerel seçimlerinden hemen sonra Wan Büyükşehir Belediyesi'ne dönük girişimde kayyım politikasının devam edeceği mesajı veren AKP iktidarı, geçen 7 aylık süreçte Colemêrg, Esenyurt, Mêrdîn, Êlih ve Xelfetî belediyelerine kayyım atadı.
 
'ÇÖKTÜRME PLANI' DEVREDE 
 
AKP'nin "tek adam rejimini" inşa etmesinde önemli bir dönemeç olan 4 Kasım darbesi nasıl hazırlandı? AKP, Suriye'ye yönelik müdahalede, Kürtlerin olası kazanımlarının önüne geçmek amacıyla başlattığı ve "çözüm" olarak adlandırdığı tasfiye sürecini, istediği sonuçları alamayınca bozma sinyalleri verdi. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Düştü düşecek" dediği Kobanê'nin büyük direnişler sonucu düşmemesi üzerine 30 Ekim 2014 tarihinde MGK toplantısında alınan "Çöktürme Planı" kararıyla Kürt siyasetine ve halkına dönük yeni bir sürecin startı verildi. 
 
HDP'YE SEÇİM BASKISI 
 
Kürt siyasi hareketinin yüzde 10'luk seçim barajı nedeniyle seçimlere bağımsız adaylarla girmek zorunda olmasının önemli avantajlar sağladığı AKP iktidarı, 7 Haziran 2015 seçimlerinde bağımsız adaylarla değil, parti olarak girme kararı alan HDP üzerinde baskısını arttırdı. 7 Haziran seçimlerine giderken bombalar peş peşe patladı. Amed'de 5 Haziran'da düzenlenen HDP mitingine yönelik bombalı saldırı gerçekleştirildi; çok sayıda kişi yaşamını yitirdi ve yaralandı. HDP 7 Haziran seçimlerinde büyük bir başarı ederken, AKP kaybederek, tek başına hükümet kurma oranına ulaşamadı. Kürt siyasetine yönelik 7 Haziran'dan sonra artan saldırıların ardı arkası kesilmedi. 
 
İKTİDAR SAVAŞI TIRMANDIRDI 
 
AKP'nin tıkadığı koalisyon kurulamayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Kasım'da seçimleri yenileme kararı aldı. Seçime girilen süreçte, DAİŞ tarafından Suruç ve Gar Katliamı gerçekleştirildi, HDP'nin binaları hedef alındı, Kürt düğünlerine saldırılar gerçekleştirdi, AKP tarafından birçok yerde sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Yaratılan korku iklimiyle girilen 1 Kasım seçiminde, HDP yine seçim barajını aştı, AKP ise yüzde 49 oyla tek başına iktidar oldu. Tek başına iktidar olan AKP, çatışmaları kent merkezlerine taşıdı, kentlerde geniş çaplı sokağa çıkma yasakları ilan etti. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİVH) verilerine göre, bu süreçte 78'i çocuk, 71'i kadın, 322 sivil yaşamını yitirdi.
 
DOKUNULMAZLIKLAR KALDIRILDI 
 
Seçimlerden sonra AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından HDP milletvekillerinin dokunulmazlığı gündeme getirildi. 1 Ocak 2016’da muhtarlarla yaptığı toplantı Erdoğan, "Meclis’te 160'ı aşkın dosya var. Bunlar gözden geçirildiği zaman neyi kapsıyor, masaya yatırılacak ve ona göre adım atılacaktır" dedi. Benzer bir açıklamayı Şubat 2016’da yapan Erdoğan, "Meclis'e gönderilen fezlekeler karşılığını bulmalıdır, diye düşünüyorum" sözleriyle dokunulmazlıkların kaldırılması talimatını verdi. 
 
Dokunulmazlığın kaldırılması teklifine, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Anayasa'ya aykırı, ama evet diyeceğiz" demesiyle AKP'ye beklenen desteği verdi. 20 Mayıs 2016'da Meclis oylamasıyla HDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. Dokunulmazlığı kaldırılan 55 HDP milletvekilleri ilgili savcılıklarca ifadeye çağrıldı. İlk olarak 22 Haziran’da HDP milletvekilleri Ahmet Yıldırım ve Burcu Özkan ifadeye çağrıldı. 30 Haziran’da ise dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ifadeye çağrıldı.
 
DARBE GİRİŞİMİ VE 4 KASIM DARBESİ
 
AKP ülkeyi çatışma ve gerilime sürüklerken, çoğunluğu Kürdistan'da sürdürülen şehir çatışmalarında görev alan komutanların içinde yer aldığı şaibeli bir darbe teşebbüsü yaşandı. 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimini, Erdoğan "Allah'ın lütfuydu" sözleriyle ele aldı. Teşebbüsün ardından 21 Temmuz 2016'da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile Kürtler bir kez daha geniş çaplı saldırıların hedefi haline getirildi. İlk Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birlikte Demokratik Bölgeler Partisi'nden (DBP) 98 belediyeye kayyım atandı. 4 Kasım 2016'da HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ'ın aralarında olduğu 12 HDP milletvekili gözaltına alındı, 9'u tutuklandı. Sonrasında bu sayı 15'e çıktı. 17 Temmuz 2018'de sona eren OHAL sürecinde, 16 Nisan 2017'de AKP hükümet sistemini düzenleyen bir referanduma gitti. Referandumla "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" kabul edilerek tek adam rejimi inşa edildi. 
 
İKİNCİ KAYYIM SÜRECİ
 
Tek adam rejiminin inşasıyla OHAL döneminde uygulamaya konulan tüm politikalar kalıcı hale getirildi, bu süreçte 27 milletvekili 67 kez gözaltına alındı, bazıları tutuklandı. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP'nin kazandığı 65 belediyeden 6'sının başkanına mazbata verilmedi, 19 Ağustos 2019'da kayyım atanmaya başladı. Mêrdin, Amed ve Wan Büyükşehir belediyelerine atanmaya başlanan kayyımlar, toplamda HDP'li 48 belediyeye atandı. 
 
WAN DİRENİŞİ 
 
Kayyım atamadaki ısrarını sürdüren AKP, kapatma davasıyla karşı karşıya olan HDP geleneğinden gelen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Parti'nin (DEM Parti) 3'ü büyükşehir 10 il olmak üzere kazandığı 75 belediyeye kayyım atama girişimini seçimin hemen ardından devreye koydu. Seçime girme yeterliliğe sahip mahkeme kararına rağmen AKP'lilerin girişimiyle Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlığı'na seçilen Abdullah Zeydan'na "seçilme yeterliliğine haiz olmadığı" yönünde aynı mahkemeden karar çıkartıldı. Ancak Wan halkının irade gaspına karşı günlerce direnmeyi sürdürmesinin ardından AKP karardan vazgeçti, Zeydan'a mazbatasını vermek zorunda kaldı. 
 
HAKKARİ'DEN SONRA ESENYURT'A KAYYIM
 
Kayyım atama politikasından vazgeçmeyen AKP, 3 Haziran'da Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış, gözaltına alınması sonrası, belediyeye kayyım atadı. AKP, Kürt siyasi hareketinin kazandığı belediyelere kayyım atama uygulamasını CHP'li belediyelere yönelik de sürdürdü. 31 Mart seçimlerinde "Kent Uzlaşısı" ile CHP'den seçilen İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklandı, yerine kayyım atandı. 
 
DARBENİN YIL DÖNÜMÜNDE KAYYIM ATANDI
 
AKP'nin ortağı MHP'nin başlattığı "yeni süreç" tartışmaları devam ederken, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekillerine siyasi darbenin yapıldığı 4 Kasım'ın 8'inci yıl dönümünde, DEM Partili Mêrdîn büyükşehir, Êlih ve Xelfetî belediyelerine kayyım atandı.