Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Timoq (Gömüşörgü) köyünde 31 Mart günü Gümüşörgü Jandarma Karakolu'na bağlı askerler, baskın yaptıkları köyde başlarına çuval geçirilerek gözaltına aldıkları yurttaşlara 4 gün boyunca karakolda işkence yaptı. Yoğun işkenceden sonra köylüler, serbest kaldıktan sonra maruz kaldıkları işkenceye dair darp raporu almak isterken, bu sefer askeri yetkililer tarafından "köyünüzü de sizi de yakarız" şeklinde tehditlere maruz kaldı. Köy için 5 Nisan’dan bu yana 7 günlük giriş-çıkış yasağı getirilirken, olayı incelemek isteyen heyetlere de yasak gerekçe gösterilerek köye girişlerine izin verilmiyor. 

 

İŞKENCEYE SUÇ DUYURUSU

 

İşkence gören Yahya Karabaş, Av. Bahar Demir ile birlikte Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda olay günü yaşadıklarını ayrıntılı anlatan Karabaş, “Sabaha karşı saatlerde evlerimizin basılması sonucu arama işlemi ve akabinde yakalama ve gözaltı işlemleri yaptılar. Bizleri gözaltına alındıktan sonra köydeki evlerine yakın bir ormanlık alana götürüldük ve yüzlerini görmediğimiz 4-5 kişi tarafından başımız çuvalla kapatıldı ve o kişilerce  gözlerimize, kafamıza ve vücudumun çeşitli yerlerine vurdular. Saldırıda bulunan kişiler ‘Dua et seni öldürmedik, seni şuan öldürsek kimsenin ruhu duymaz seni öldürüp buradaki hayvanlara atacağız’ şeklinde tehdit ediyorlardı. Daha sonra beni evime yarım saat uzaklıkta ormanlık ve çamurlu bir alana götürdüler. Çamurun içinde de bana fiziksel şiddet uygulayarak işkence yaptılar. Kolluk görevlileri beni eve getirdikten sonra da darp etmeye devam ettiler. Orada kolumu sert bir şekilde çevirerek ‘senin kolunu kırıp sakat bırakırız’ dediler. Bu olaya eşim ve komşularım şahittir. Gerekli görülmesi durumunda tanık sıfatıyla ifadesi alınabilir. Bunun üzerine yaklaşık 8-10 saat sonra Batman İl Jandarma Komutanlığına bizi getirdiler” dedi. 

 

HASTANE SÜRECİ

 

Hastaneye getirilmesi esnasında kolluğun darp raporuna müdahalesine ilişkin de Karabaş, “Batman Bölge Devlet Hastanesine götürdüler. Acil hekimi tarafından bize muayene yaptılar. Vücudumuzda darp izleri olduğu için doktor darp raporu olduğuna dair rapor tanzim etti. Fakat kolluk görevlileri raporu görünce doktora ‘Darp izleri olmadığına dair rapor düzenle’ dediler. Bunun üzerine doktor kolluk görevlilerini odadan çıkardı. Bunun üzerine avukatım 01.04.2022 tarihinde 10.20 saatlerinde görüşmeye geldi ve kendisi tekrar bir hastaneye götürülmesi için talepte bulundu ve fakat bu talep hem ilgili dosya savcısı hem de kolluk tarafından reddedildi. 02.04.2022 günü hastaneye götürüldüğüm esnada Jandarma personelleri bana gözlerini soran olursa onlara ‘Doktora ilaç aldığım için gözlerim böyle olduğunu söyle’ dediler. Bu şekilde bana baskı yaptılar” diye belirtti.

 

‘İŞKENCECİYİ TEŞHİS EDEBİLİRİM’

 

Karabaş dilekçede, 2 Nisan günü kendisine işkence eden kişinin parmak izini aldığını hatırlatarak, “Orada ismini bilmediğim, fakat resimlerde görünce teşhis edebileceğim sivil giyimli kolluk görevlisi; ‘Bana örgüt üyelerinin yerini söyle yoksa seni öldüreceğim' dedi.’ Bunu söylediği esnada kafama silah dayamıştı. Daha sonrasında bana ‘kelime-i şehadetini getir’ dedi. Ve tekrardan bana ‘Dua et seni öldürmedim, köyde sana bunu yapanlardan biri bendim, seni o esnada öldürebilirdim ama öldürmedim seni hukuk devletine bıraktım’ şeklinde tehdit edip benim vücudumun çeşitli yerlerine darp etmeye devam ettiler. Ben darp edildiğim esnada kafama çuval geçirildiği için beni darp eden şahısların yüzünü görmedim. Görsem teşhis edemem. Fakat beni darp eden tek şahsı teşhis edebilirim. Bu şahıs uzun boylu, esmer, bıyıksız, sakalsız olan bir şahıstı” ifadelerini kullandı.

 

'DAVACI VE ŞİKAYETÇİYİM'

 

Son olarak kendisine bir şey olması durumunda olayı gerçekleştirenlerin sorumlu olacağını belirten Karabaş, “Onlar beni sürekli tehdit ettiler ve bu olayı gizlememi istediler. Şu an şikayetçi olduğumu öğrenmeleri durumunda bana zarar verebilirler. Beni bu şekilde ölümle tehdit eden, kafama silah dayayıp beni korkutan, beni darp eden kolluk görevlilerinden ve ayrıca beni muayene etmelerine rağmen tedavim için herhangi bir ilaç yazmayan sağlık çalışanlarından da davacı ve şikayetçiyim” dedi.

 

CAN GÜVENLİĞİ YOK

 

Suç duyurusunda avukat Bahar Demir ise, müvekkilinin yaşanan işkenceden kaynaklı hem psikolojik hem de sağlık açısından sorun yaşadığını belirterek, Karabaş’ın can güvenliğinin bulunmadığını söyledi. Karabaş’ın gözaltı kararı olmadan saatlerce alıkonulduğunu kaydeden Demir, “Yakalamanın yapıldığı Gömüşörgü Köyü ve getirileceği Batman Jandarma Karakolu arasındaki mesafe yaklaşık 40 kilometre, yarım saat olmasına rağmen 8-10 saat kadar ormanlık alan ve jandarmada bekletilmiştir. Bu sırada bekletildiği sürece haksız bir şekilde özgürlüğünden mahrum bırakılmıştır. Vatandaşın güvenliğinden sorumlu olan kamu hizmeti yapması gereken kolluk, kişinin güvenliğini sağlamak yerine görevini kötüye kullanarak alıkoymak suretiyle hürriyetinden yoksun bırakılmıştır. Psikolojik ve fiziksel şiddet gösterilerek kötü muamele edilmiştir. Yapılan kötü muamele ve işkence ilk günden beri tarafımızca tespit edilmiş. Ve bu durum 4 günlük gözaltı süresince yapılan görüşmeler sonrası fotoğraflanmıştır” ifadelerini kullandı.

 

MA / Fethi Balaman