QERS - Partisinin Qers kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kendi adaylarıyla seçime gideceklerini belirterek yakın zamanda cumhurbaşkanı adaylarını açıklayacaklarını ifade etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Qers İl Örgütü’nün 4’üncü Olağan Kongresi, kentteki bir düğün salonunda gerçekleşti. Kongrenin gerçekleştiği salona; “Umut ve cesaret ile örgütlenelim faşizmi yenelim” ve “Halkımıza sözümüz var çözüm bizde” pankartları asıldı. Kongreye, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, parti milletvekilleri, PM üyeleri, Yeşil Sol Parti, EMEP, Saadet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye İşçi Partisi, 78’liler Derneği’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Saygı duruşu ve raporların okunmasının ardından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AYM’nin partilerinin hesaplarına bloke koyma kararını ve güncel gelişmeleri değerlendirdi.
‘TEK DERTLERİ HDP’Yİ ENGELLEMEK’
Kongrelerinin çok güçlü geçtiğini söyleyen Buldan, “Gittiğimiz her yerde aynı teveccühü aynı alakayı halkımızdan görüyoruz. Bugün Türkiye’nin her yerinde HDP var. Siyasette HDP var, meydanlarda HDP var, sokaklarda HDP var, mücadelede HDP var, ezilenlerin yanında HDP var, mazlumların yanında, kadınların yanında gençlerin yanında HDP var. Ama bir yandan da bazılarının korkulu rüyası haline gelen bir HDP var. AKP-MHP’nin korkulu rüyası olan ve her gece rüyasına giren, bütün planlarını, bütün çalışmalarını ‘HDP’yi nasıl engellerim, nasıl siyasetten uzaklaştırırım’ hesabı üzerine yapıyor. Bunun hesabını yapan bir zihniyetin sahibi olan AKP-MHP ittifakı var. Ama korkmaya devam etsinler korkulu rüyalar görmeye devam etsinler çünkü HDP gümbür gümbür geliyor. Biz biliyoruz ki AKP ve MHP’nin derdi bu ülkenin sorunları değil. AKP ve MHP’nin derdi ülkede yaşanan ekonomik kriz değil, ülkede sefalete, açlığa, yoksulluğa sürüklenmesi değil. AKP ve MHP’nin derdi sadece ve sadece HDP’nin nasıl engelleneceği üzerinedir” dedi.
Buldan’ın konuşmasından başlıklar şöyle: “Son olarak; AYM’nin verdiği kararla HDP’nin yani Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin, 6 milyondan fazla insanın oy verdiği bir partinin hazine yardımının aktarıldığı hesaba bloke konularak hazine yardımından yoksun bırakılması ve yardımın gasp edilmesi meselesi var. Elbette ki bu kararın hukuki bir karar olmadığını biliyoruz. Bu kararın Saray’ın talimatıyla alındığını da biliyoruz. AYM’nin bu hukuksuzluğun altına imza atarak kendisini sarayın aracı haline getirdiğini üzüntüyle belirtmek istiyorum. Onlar hazine yardımımızı bloke edebilirler ama asla halkın iradesini bloke edecek olan hiçbir güç yoktur. Biz bu hukuksuzluğun aynı zamanda AKP-MHP’nin seçim çalışması olduğunu biliyoruz. Çünkü olanlar seçim çalışmaları haksızlık ve hukuksuzluklar üzerine kurdular ve bunu devam ettiriyorlar. Kobanê kumpas davası buna bir örnektir, HDP’nin kapatılma davası buna bir örnektir, belediyelerimize atanan kayyımlar buna bir örnektir, milletvekillerimizin fezlekelerle vekilliklerinin düşürülmesi buna bir örnektir. DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın tutuklanması buna bir örnektir.
KÜRT DÜŞMANLIĞI ÜZERİNDEN SİYASET
Bütün seçim çalışmalarını hukuksuzluklar üzerine gerçekleştiren ve bu zihniyeti hayata geçirmeye çalışan AKP-MHP iktidarı işte seçimlere bu saiklerle hazırlanıyor. Bu seçim çalışmalarını yaparken hem Türkiye’nin içinde hem de Türkiye dışında Ortadoğu’da dünyanın her yerinde Kürt düşmanlığı gerçekleştiren ve Kürt düşmanlığı üzerinden siyaset yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. AKP ve MHP ittifakı kısacası bir zulüm ittifakıdır. AKP ve MHP ittifakı bir siyasi gasp ittifakı; bir hukuksuzluk ittifakıdır. Bu çalışmalarıyla bu zihniyetleriyle bu Kürt düşmanlıklarıyla, savaş politikalarıyla tecrit politikalarıyla seçime hazırlanan bir siyasi partinin alacağı sonuç şimdiden ortadadır. Çünkü Türkiye halkları ve Kürt halkı bu zulmü hak etmiyor. Türkiye halkları savaş politikalarından dolayı ekmeğinin, sofrasının ve ekonomisinin küçülmesine tahammül edemiyor. Türkiye halkları aynı zamanda bütün bu haksızlıklar ve hukuksuzlukların kendilerine farklı bir kriz olarak döndüğünün farkında. Dolayısıyla Türkiye yapılacak olan bir seçimde farklı tarihlerin ifade edilmesine rağmen çok kısa bir süre sonra Türkiye’nin seçime gideceğini hepimiz bildiğimiz için, hangi tarihte olursa olsun, Nisan’da da olsa Mayıs’ta da olsa Haziran’da da olsa yapılacak olan ilk seçimde AKP ve MHP’yi tarihin çöp sepetine göndermek boynumuzun borcudur.
AKP-MHP SEÇİMDE HÜSRAN YAŞAYACAK
Bütün bu kumpaslarla bütün bu haksızlıklarla hukuksuzluklarla Türkiye’yi bir seçime götürecek olan AKP-MHP ittifakı seçim sonuçlarını gördüğü zaman elbette ki bir hüsran yaşayacaktır. Bunu şimdiden ifade etmekte fayda var. Biz de HDP olarak bütün bu bize yapılan zulme haksızlığa kötülüğe zora karşı hummalı bir çalışma yürüterek ittifaklarımızı kurarak, kadın ittifakımızı, Kürt ittifakımızı, Emek ve Özgürlük İttifakımızı kurarak bu seçimlerde üstün bir başarı elde etmeyi hedefliyoruz. Onların amacının HDP’siz bir siyaset, parlamento yaratmaya çalıştıklarını bildiğimiz için bu çalışmalarımızı çok daha görkemli çok daha güçlü bir şekilde yapmanın zamanı gelmiştir.
TECRİT VE SAVAŞ
Buradan elbette ki AKP’ye oy veren Kürt halkına kısa da olsa seslenmek isterim. HDP’ye bu kadar zulüm yapılırken, Kürtlere bu kadar zulüm yapılırken, HDP’nin her türlü siyasi hakkı elinden alınmaya çalışılırken milletvekillerinin ve belediye eş başkanlarının cezaevinde olduğu bir süreçte iradelerine kayyım atandığı bir dönemde hala AKP’ye oy vermeyi düşünen Kürtlerin şapkalarını çıkarıp bir kez daha düşünmelerinin vakti gelmiştir. Vicdanı olan her bir Kürdün kendisine insanım diyen her bir demokratın bu ülkede barış isteyen demokrasiden yana olan savaşların bitmesini isteyen, ülkenin bütün kaynaklarının savaşa aktarıldığı zihniyetten kurtulmak isteyen tecrit politikasını sadece İmralı’da Sayın Öcalan’a değil Türkiye’nin her yanına yaymaya çalışan ve tecridi bir yaşam biçimi haline getiren, hakkı ve hukuku İmralı’da bulunan Sayın Öcalan’ın elinden alan en doğal hakkı olan aile ve avukat görüşlerini engelleyen ve bunu da sistematik bir hale getiren AKP ve MHP zihniyetine karşı bu seçimlerde el ele omuz omuza hareket etmek zorundayız. Bizler öyle bir gelenekten geliyoruz geçmişte yaşadığımız acıların, ödediğimiz bedellerin bir kez daha yaşanmasını istemiyoruz.
‘HALKLAR SENDEN KURTULACAK’
Bu ülkenin artık annelerinin gözyaşı dökmediği bir ülke haline gelmesinin zorunlu olduğunu belirtmek istiyorum. Bu ülkede artık gençlerin canların çocuklarımızın toprağın altına düşmediği bir sürecin mutlaka yaşanması gerektiğini ifade etmek istiyorum. İşte bunun için yapmamız gereken şey AKP-MHP bloğunu son seçimlerde bu iktidardan göndermek ve indirmektir. Cumhurbaşkanın son yaptığı açıklama var. Cumhurbaşkanı açıklamasında ‘Bana son bir kez oy verin, son bir kez yetki verin bundan sonra sizden yetki istemeyeceğim’ diyor. Son bir kez yetki istemesinin anlamı ‘bir dahaki seçimlerde benden kurtulacaksınız’ demektir. Türkiye halklarının bir seçim daha beklemeye tahammülü yoktur. Biz senden bu seçimlerde kurtulacağız. Türkiye halkları senden bu seçimlerde kurtulacak. Seni göndereceğiz, Türkiye halkları seni gönderecek. Ülkeyi getirdiği hali soktuğun durumu, yaşattığın zulmü, bütün bunların seçimlerde sandıkta hesabını vererek gideceksin. Ve sandıklar açıklandığı zaman geçen dönem o demişti bu dönem biz ‘atı alan Üsküdar’ı geçti’ diyeceğiz. Atımızı alacağız Üsküdar’ı geçeceğiz ve AKP MHP iktidarını iktidardan düşüreceğiz, başka alternatifimiz başka şansımız yok.
‘KENDİ ADAYIMIZLA SEÇİME GİRECEĞİZ’
Şimdi herkesin dört gözle beklediği cumhurbaşkanı adayının kim olacağı meselesi. Biz HDP olarak en kısa zamanda kendi cumhurbaşkanı adayımızı Türkiye halklarıyla paylaşacağız. HDP kendi adayını çıkaracak kendi adayını gösterecek ve seçimlere kendi adayıyla gidecek. Bizim Cumhur İttifakıyla ne millet ittifakıyla herhangi bir ortaklığımız yok. Ancak ilkesel yaklaşımlarımız var bunları zamanı geldiğinde oturup konuşabiliriz müzakere edebiliriz, diyalog içinde olabiliriz. Ama HDP’nin şuan ki kararı kendi adayıyla seçimlere girmektir. Türkiye’nin tüm demokrasi güçleriyle birlikte emek ve özgürlük ittifakıyla birlikte kadınların, gençlerin onayıyla bu ülkede bütün kesimlerin önerilerini, görüşlerini alarak kendi adayını en kısa zamanda açıklamanın hazırlıklarını yaptığımızı belirtmek istiyorum. Hiç kimse HDP’yi A ya da B partisine bağlamasın. HDP, Türkiye’de bir iradedir, büyük bir güçtür ve bu irade de güce bağlı olarak seçimlerde büyük bir oy oranıyla çıkmayı hedefleyen bir siyasi partidir.
‘HDP HERKESİN PARTİSİDİR’
Parlamento seçimlerinde de yine Türkiye’nin en geniş seçim ittifakı ile demokrasi güçleriyle Emek ve Özgürlük İttifakı’nı daha da büyüterek Kurdi ittifaklarımıza, kadın ittifaklarımıza ve Türkiye’nin farklı kesimlerini, farkı inançlarını farklı mezheplerini parlamentoya taşımanın ve çok sayıda milletvekiliyle parlamentoya girmenin çalışmalarını yaptığımızı halkımızın bilmesini istiyorum. HDP sadece Kürtlerden değil bugün Ermenilerin de Süryanilerin de Alevilerin de Azerilerin de Terekemelerin de ve bu ülkede ezilen, yok sayılan, ötekileştirilen tüm kesimlerin partisidir. O yüzden sadece Kürtlerin değil diğer inançların ve kimliklerin de parlamentoya taşınması için HDP büyük bir çatıdır. Şunu da unutmamak gerekiyor ki bu ülkede en büyük zulmü en büyük ayrımcılığı en fazla ötekileştirilen halklar Kürtlerdir. Bugüne kadar yaşadığı acılar ortadadır. HDP içerisinde yoğunlukta Kürtler var bu da doğaldır ama aynı zamanda bu ülkenin farklı kimliklerinin de HDP içerisinde siyaset yapması bizim fikriyatımızın gereğidir.
YENİ YÖNETİM SEÇİLDİ
Konuşmaların ardından tek liste ile gidilen seçimlerde HDP Qers il eşbaşkanlığına Hacer Karataş ve Cengiz Anlı getirildi.