WAN - Rojin Kabaiş’in otopsi raporuna dair açıklama yapan Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatlarından Mariye Bildirici, “Raporun tespit bölümünde Rojin’in ölüm sebebi olarak suda boğulma tespit edilmiştir. Boğulmanın hangi yolla olduğu bilgisi yer almamaktadır” dedi.
Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne dair İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) gönderdiği otopsi raporu Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştı. Rojin Kabaiş dosyasını takip eden avukatlara iletilen otopsi raporuna ilişkin Wan Barosu Başkanlığı ile Kadın Hakları Merkezi basın açıklaması yaptı.
Baronun Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda açıklamayı Mariye Bildirici yaptı. 27 Eylül’de kaybolan ancak ailesine bir gün sonra haber verilmesi üzerine Rojin Kabaiş’i arama çalışmalarına başlandığını hatırlatan Bildirici, Kabaiş’in kaybolduğu gün ile cenazenin bulunduğu gün arasında geçen 19 günlük sürede yaşananları anlattı.
‘ROJİNİN ÖLÜMÜ ŞÜPHELİ’
Rojin'in ölümünün şüpheli olduğunu söyleyen Bildirici, “Bu süreçten sonra Nizamettin Kabaiş tarafından Wan Barosu başkanlığı adına Avukat Sinan Özaraz’a vekaletname çıkarılmıştır. Alınan vekaletnamede verilen yetki üzerine Kadın Hakları Merkezi’nde görev alan 5 kadın meslektaşımız yetki belgesiyle dosyaya dahil olmuştur. Muhtelif sosyal medya hesaplarından dosyanın takip edilmediğine ve ailenin avukatlar ile vekaletname ilişkisi kuramadığına ilişkin yapılan paylaşımlar gerçeği yansıtmamaktadır. Rojin Kabaiş dosyası halihazırda 6 avukat tarafından titizlikle takip edilmektedir.Tarafımızca Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı başvuru yapılarak kısıtlılık kararı ile karar dışında kalan evrakın tarafımıza incelettirilmesi talebinde bulunulmuştur. Aynı gün dosyada kısıtlılık kararı bulunduğundan dosya tarafımıza incelettirilmemiştir. Bu durum üzerine vekaletname ilişkisi kurularak tarafımıza verilen ret kararına itiraz edilmiş ve itiraz olumlu sonuçlanarak otopsi tutanağının bir örneği tarafımıza teslim edilmiştir” diye konuştu.
BİLGİLERİN BASINA SERVİS EDİLMESİNE SUÇ DUYURUSU
Dosya hakkında verilen gizlilik kararına yasal süresi içinde savcılığa itiraz edildiğini ifade eden Bildirici, “Ancak itirazımızın üzerinden 20 günden uzun süre geçmiş olmasına rağmen dosya, karar verilmek üzere ilgili merciiye gönderilmemiştir. Dosyada kısıtlılık kararı olmasına rağmen muhtelif sosyal medya hesaplarından dosya içeriğine ilişkin paylaşılan bilgilere ilişkin tarafımızca gizliliği ihlale ilişkin suç duyurusunda bulunulmuştur. Sırasıyla telefon inceleme raporunun hazırlanması ve tarafımıza teslimine, HTS raporlarının incelenmesi ve tarafımıza teslimine, Van Gölü’nün dip akıntılarının incelenmesine ilişkin yazılı talepte bulunulmuştur. 10 Kasım günü tarafımızca başlatılan sosyal medyada gündemleştirme eylemi üzerine Rojin Kabaiş dosyası yeniden hızlı bir şekilde konuşulmaya başlanmıştır” dedi.
‘YURT ARKADAŞLARININ BEYANLARI ALINMALI’
Rojin’in yurt arkadaşının beyanlarına başvurulması gerektiğinin altını çizen Bildirici, “Rojin’in beyaz araç içerisinde görüldüğü iddiasının araştırılması, Rojin’in kaybolduğu saatlerde aynı yerden sinyal veren telefonların olup olmadığına ilişkin inceleme ve araştırma yapılması, ilgili kamera kayıtlarının tamamının dosya içerisine alınması ve sosyal medyadaki diğer tüm iddiaların araştırılmasına ilişkin yazılı talepte bulunulmuştur. Süreç içerisinde defalarca kez dosya savcısıyla görüşmeler yapıp sözlü taleplerimizi iletmiş olmamıza rağmen tarafımıza dosya içeriğiyle ilgili kayda değer bir bilgi verilmemiştir. 11-13 Kasım tarihleri arasında, 3 gün boyunca düzenli olarak Kadın Barosu Hakları Merkezi ve dosyada takip yetkisi bulunan avukatlar olarak dosya savcısıyla görüşmek için talepte bulunulmuş ancak her seferinde çeşitli sebeplerle bu talebimiz geri çevrilmiştir” bilgilerini paylaştı.
ATK RAPORU ISRARLAR SONUCUNDA PAYLAŞILDI
13 Kasım gecesi saat 23.00 sularında çeşitli haber siteleri ve sanal medya hesaplarında ATK raporunun hazırlandığına ve raporda Rojin’in boğularak öldüğüne ilişkin değerlendirme yapıldığını hatırlatan Bildirici, “Bu durum üzerine avukatlardan oluşan dosya takip ekibimiz 14 Kasım günü sabah saat 09.00’da yeniden dosya savcısıyla görüşme yapmak üzere adliyeye gidilmiştir. Ancak savcının duruşmada olduğundan yeniden görüşmek istememesi üzerine Kadın Barosu Hakları Merkezi üyesi ve Van Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukatlar olarak Van Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşme yapılmıştır. Bu görüşme üzerine, ATK raporu dosya takip yetkisi bulunan Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatlara teslim edilmiştir” bilgisini verdi.
‘TAKİPKÇİSİ OLACAĞIZ’
ATK raporunun tamamının gizlilik kararı nedeniyle açıklamayacaklarını söyleyen Bildirici, “Ancak raporun tespit bölümünde Rojin’in ölüm sebebi olarak suda boğulma tespit edilmiştir. Boğulmanın hangi yolla olduğu, ölümün intihar mı yoksa dışarıdan yapılan bir müdahaleyle mi olduğu, yine boğulmanın Van Gölü’nde mi olduğu yoksa göl dışında bir yerde boğulduktan sonra cansız bedenin göl içerisine mi bırakıldığı bilgisi yer almamaktadır. Başsavcılıkla yapılan görüşmede netleşmesi gereken hususlarda yapılan araştırmaların devam ettiği tarafımıza söylenmiştir.
İlk günden itibaren belirttiğimiz üzere, Rojin’in ölümüyle ilgili değerlendirilmesi gereken tüm olasılıklar ile ilgili ayrıntılı incelemeler yapılıp dosyadaki maddi gerçeklik ortaya çıkarılmadan, yalnızca intihar etmiş olma olasılığı üzerinde durularak dosyanın takipsizlikle kapatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Van Barosu ve Kadın Hakları Merkezi olarak dosyanın sonuna kadar takipçisi olduğumuzu, kamuoyunu düzenli aralıklarla bilgilendirmeye devam edeceğimizi, kız kardeşimiz Rojin için adalet sağlanıncaya kadar dirençle ve titizlikle mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyoruz” dedi.
Açıklamanın ardından avukatlar gazetecilerin sorularını yanıtladı.