MERSİN – Mersin’deki panelde konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Kayyım atandıktan sonra da Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar Batman’a geldi ve dayanışma içerisinde olduğunu gösterdi. Eşit, özgür, adil bir toplum yaratmanın formülü budur” dedi.
Mersin’in Akdeniz ilçesinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, “Kayyım Gölgesinde Kadınların Demokrasi Mücadelesi“ başlıklı panel düzenledi. Kentteki bir otelde düzenlenen panele çok sayıda kadın kurumu katıldı. Moderatörlüğünü Çiğdem Aksoy’un yaptığı panelde DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, DEM Parti MYK üyesi Yüksel Mutlu ve DEM Parti İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş, konuşmacı olarak yer aldı.
İlk olarak söz alan Bedriye Kuş, 25 Kasım’a giderken kadınların iktidarın saldırılarıyla karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Kadınların buna karşı ortak mücadelede ısrarlı olduğunu belirten Kuş, “Bu mücadelede büyük bir zafer elde edeceğimizi düşünüyoruz” dedi.
‘İLK HEDEF EŞBAŞKANLIK’
Ardından söz alan Gülistan Kılıç Koçyiğit, kadınların uğradığı saldırılara dair değerlendirmelerde bulundu. “Makul kadın” kıyafetinin tüm kadınlara giydirilmeye çalışıldığını söyleyen Koçyiğit, 9’uncu Yargı Paketi ile medeni kanunda yapılan değişikliklere dikkat çekerek, “Kadınlara yönelik saldırıların her koldan yürütüldüğünü” belirtti. Kayyım politikalarına değinen Koçyiğit, şunları kaydetti: “Kadına yönelik saldırıların spesifik anlamda Kürdistan’da daha özel uygulamaları var. Bu uygulamaların kadınlara yaşam alanı bırakmadığı şekilde genişlediğini görüyoruz. OHAL’den sonra dünya kadar Kanun Hükmünde Kararname çıkardılar ve dediler ki ‘terör suçundan anılanlar görevden alınır ve yerine kayım atanır’. Atadılar da. 3 dönemdir OHAL’de çıkan bir kanunla kayyım atıyorlar. Her gün halkın iradesine darbe yaptıklarını açık ve net gösterdiler. Peki bu kayyımların ilk icraatı neydi? Eş başkanlık sistemini kriminalize etmeye çalıştılar.”
‘EŞBAŞKANLIK YARGILAMA KONUSU YAPILDI’
Eşbaşkanlık sisteminin büyük bir kazanım olduğunu dile getiren Koçyiğit, “İşte ilk bu kazanımımıza saldırdılar ve eşbaşkanlığı bir yargılama konusu yaparak kadınların kazanımlarına el koymaya çalıştılar. Sonra kadın başkanlıklarını kapattılar. Kadın dayanışma merkezlerini kapattılar, kadın kooperatiflerini, semt pazarlarını, Alo Şiddet hatlarını kapattılar. Yani o kentte kadınlar için ne kurgulanmışsa hepsine el koydular. Oralarda dinci eğitim yapıp kindar ve dindar nesiller yetiştirecekleri merkezler haline getirdiler. Alo şiddet hattını neden kapatırsın? Bu kadın şiddete uğrasın umurumuzda değil demek değil midir? Kadına yönelik nasıl bir düşmanlık beslendiğini açık ve net gösterdiler” diye konuştu.
‘YAN YANA DURMAK GEREKİYOR’
İktidarın pek çok kentte asker ve polis taşıyarak halkın iradesini gasp ettiğini belirten Koçyiğit, “Sandığa da kayyım atadılar. Bu yolla şimdi de belediyeleri gasp etmeye çalışıyorlar” dedi. Kadınların kayyım atamalarına karşı en güçlü mücadeleyi yürüttüğünü ifade eden Koçyiğit, şöyle devam etti: “Kayyımla mücadelede en fazla kadınlarla yan yana geldik. Bu ülkede hala nefes alabiliyorsak kadınların verdiği mücadele sayesindedir. Batman gibi bir yerde Gülistan Kılıç yüzde 61 gibi bir oyla seçildi. Kayyım atandıktan sonra da Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar Batman’a geldi ve dayanışma içerisinde olduğunu gösterdi. İşte bizi kurtaracak formül tam olarak budur. Eşit, özgür, adil bir toplum yaratmanın formülü budur. Bu gün AKP kadın özgürlük mücadelesini dağıtmak istiyor ve bütün bunlara karşı yan yana durmamız gerekiyor.”
‘KARŞIMIZDAKİ GÜÇ BİZE ‘TEKSİNİZ’ DİYOR’
Daha sonra söz alan Yüksel Mutlu, kadınların toplumun yarısın oluşturduğunu, buna rağmen toplumda yok olmaya itildiğini belirtti. “Makbul kadın” olmayacaklarını vurgulayan Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz mücadele eden kadınlar olacağız. 3 dönemdir belediyelerimize el konuluyor. Kayyım gasp rejimidir. Belediyelere soruşturmalar açıldı. Kayyımın edindiği SGK borçlarını şimdi ödeyin diyerek beledilere baskı uyguluyorlar. Bizim anlayışımız, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir anlayıştır. Bunun mücadelesini veriyoruz. Karşımızdaki güç ise ‘hayır teksin, ya Türksün, Sünnisin, erkeksin ya da makbul değilsin’ diyor. Bizler de bu anlayışın karşısında farklılıkların kabulünü esas alıyoruz. Be esası büyüttüğümüzde merkezi hükümetler, egemen güçler bundan rahatsız olacaktır. İşte bu yüzden saldırıyorlar.”
Konuşmaların ardından kadın mücadelesini anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon gösteriminin ardından soru cevaplarla panel sona erdi.