ANKARA - Suriye’deki Kürtlerin haklarının anayasal güvenceye alınması gerektiğini belirten Saadet Partili Bülent Kaya, “Suriye'deki Kürtlerin anayasal hakları için en büyük destekçi ve savunucularından birinin de Türkiye'nin olması gerekiyor” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Meclis'e sunulan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin görüşmeleri Meclis Genel Kurulu’nda devam ediyor.
Meclis'te bugün Cumhurbaşkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, İletişim Başkanlığı ve Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin yanı sıra çok sayıda başkanlığın bütçesi görüşülüyor.
‘AKP’NİN SURİYE POLİTİKASI YANLIŞ’
Görüşmelerde söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, AKP’nin Suriye politikasına işaret etti ve 13 yıl boyunca yanlış bir politika izlediğini söyledi. AKP’nin yeni gelişmeler üzerinden “Zafer” nidalarında bulunduğuna işaret eden Kaya, “Zafer dediğiniz şeyin arkasında 1 milyon Suriyelinin ölümü var, 10 milyondan fazla göçmen var, yakılıp yıkılan, milyarlarca dolar kayba uğramış bir Suriye var. Elbette biz o Sednaya Cezaevindeki zulümlerden daha ağır zulümlerin Suriye'de olduğunu biliyoruz. Siz Marmaris'te Esed'le birlikte yüzerken de o cezaevinde zulüm görülüyordu. Siz AKP’nin iftarına onur konuğu olarak Esed'i çağırırken de o ülkede halkına zulmediyordu çünkü 2005'te Birleşmiş Milletlerde Esed'in savaş suçlusu olarak, daha doğrusu kendi halkına karşı soykırım yapmasıyla ilgili iddialar gündeme gelmişti; siz sahip çıktınız o dönemlerde ‘Hayır, böyle bir ceza verilmesin’ dediniz” diye konuştu.
‘KÜRTLERİN HAKLARI GÜVENCEYE ALINMALI’
Kaya,“Biz Suriye'deki Kürtlerin Türkiye'nin hassasiyetlerine dikkat etmesi gerektiğini düşünüyor ve ülkemizin dış politikasında bu hususta muhataplarıyla ilişki kurmalı” dedi. Suriye’de Kürtlerin haklarının anayasal güvenceye alınması gerektiğini belirten Kaya, “Suriye'deki Kürtlerin de Suriye'nin bir parçası olduğunu, dolayısıyla Suriye yeniden yapılanırken diğer halklar gibi Suriye'deki Kürtlerin de anayasal haklarının güvence altına alınmasını ve bu konuda Suriye'deki Kürtlerin anayasal hakları için en büyük destekçi ve savunucularından birinin de Türkiye'nin olması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Suriye'deki Kürtlerle kurduğumuz ilişki sadece Suriye'deki Kürtlerle kurulan bir ilişki değil, Türkiye'deki 25 milyonu aşkın Kürt’le, Irak'taki Kürt’le, İran'daki Kürt’le, Avrupa, yurt dışındaki Kürtlerle kurulan ilişki demektir. Dolayısıyla orada salt kırmızı çizgilerimiz üzerinden bir endişe siyaseti oluşturmanın doğru olmadığını vurguluyoruz” diye konuştu.
Kaya, sözlerini sürdürdü: “Bir diğeri, Suriye'deki Kürtleri mutlaka ama mutlaka önemseyen, kendi soydaşı gibi gören, Suriye'deki Türkmen, Irak'taki Türkmen, Bulgaristan'daki Türk kadar oradaki Kürt'ü düşünen bir Türkiye Cumhuriyeti devleti olmak zorundadır.”
‘SÜRECİ KONUŞMAMIZ LAZIM’
Kaya, “Madem artık savaş ve çatışma ortamı bitti, yapılardan farklı refleksler bekliyorsak bu refleksi bütün örgütler için beklemek durumundayız. Yani HTŞ'ye tanıdığınız krediyi ‘Artık silahları bırakın, artık Suriye'nin bir parçası olun’ dediğiniz yapıyı, Türkiye'nin oradaki bütün yapılar için de en azından aynı kategoride değerlendirmesi lazım. İktidarın zaman zaman farklı politikaları olabilir ama Suriye'deki Kürtlerin, Türkiye'nin hassasiyetlerine dikkat edeceği, Türkiye'nin de Suriye'deki Kürtlerle etle tırnak olabileceği bir süreci nasıl inşa edeceğimizi konuşmamız lazım. Dün dünde kaldı, savaşma, çatışma ortamı geride kaldı; şimdi -Irak'ta yirmi küsur senedir devam ediyor, inşallah Suriye'de bu kadar uzun sürmez ama- bir normalleşme süreci başlıyor” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Meclis'e sunulan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin görüşmeleri Meclis Genel Kurulu’nda devam ediyor.
Meclis'te bugün Cumhurbaşkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, İletişim Başkanlığı ve Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin yanı sıra çok sayıda başkanlığın bütçesi görüşülüyor.
‘AKP’NİN SURİYE POLİTİKASI YANLIŞ’
Görüşmelerde söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, AKP’nin Suriye politikasına işaret etti ve 13 yıl boyunca yanlış bir politika izlediğini söyledi. AKP’nin yeni gelişmeler üzerinden “Zafer” nidalarında bulunduğuna işaret eden Kaya, “Zafer dediğiniz şeyin arkasında 1 milyon Suriyelinin ölümü var, 10 milyondan fazla göçmen var, yakılıp yıkılan, milyarlarca dolar kayba uğramış bir Suriye var. Elbette biz o Sednaya Cezaevindeki zulümlerden daha ağır zulümlerin Suriye'de olduğunu biliyoruz. Siz Marmaris'te Esed'le birlikte yüzerken de o cezaevinde zulüm görülüyordu. Siz AKP’nin iftarına onur konuğu olarak Esed'i çağırırken de o ülkede halkına zulmediyordu çünkü 2005'te Birleşmiş Milletlerde Esed'in savaş suçlusu olarak, daha doğrusu kendi halkına karşı soykırım yapmasıyla ilgili iddialar gündeme gelmişti; siz sahip çıktınız o dönemlerde ‘Hayır, böyle bir ceza verilmesin’ dediniz” diye konuştu.
‘KÜRTLERİN HAKLARI GÜVENCEYE ALINMALI’
Kaya,“Biz Suriye'deki Kürtlerin Türkiye'nin hassasiyetlerine dikkat etmesi gerektiğini düşünüyor ve ülkemizin dış politikasında bu hususta muhataplarıyla ilişki kurmalı” dedi. Suriye’de Kürtlerin haklarının anayasal güvenceye alınması gerektiğini belirten Kaya, “Suriye'deki Kürtlerin de Suriye'nin bir parçası olduğunu, dolayısıyla Suriye yeniden yapılanırken diğer halklar gibi Suriye'deki Kürtlerin de anayasal haklarının güvence altına alınmasını ve bu konuda Suriye'deki Kürtlerin anayasal hakları için en büyük destekçi ve savunucularından birinin de Türkiye'nin olması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü Suriye'deki Kürtlerle kurduğumuz ilişki sadece Suriye'deki Kürtlerle kurulan bir ilişki değil, Türkiye'deki 25 milyonu aşkın Kürt’le, Irak'taki Kürt’le, İran'daki Kürt’le, Avrupa, yurt dışındaki Kürtlerle kurulan ilişki demektir. Dolayısıyla orada salt kırmızı çizgilerimiz üzerinden bir endişe siyaseti oluşturmanın doğru olmadığını vurguluyoruz” diye konuştu.
Kaya, sözlerini sürdürdü: “Bir diğeri, Suriye'deki Kürtleri mutlaka ama mutlaka önemseyen, kendi soydaşı gibi gören, Suriye'deki Türkmen, Irak'taki Türkmen, Bulgaristan'daki Türk kadar oradaki Kürt'ü düşünen bir Türkiye Cumhuriyeti devleti olmak zorundadır.”
‘SÜRECİ KONUŞMAMIZ LAZIM’
Kaya, “Madem artık savaş ve çatışma ortamı bitti, yapılardan farklı refleksler bekliyorsak bu refleksi bütün örgütler için beklemek durumundayız. Yani HTŞ'ye tanıdığınız krediyi ‘Artık silahları bırakın, artık Suriye'nin bir parçası olun’ dediğiniz yapıyı, Türkiye'nin oradaki bütün yapılar için de en azından aynı kategoride değerlendirmesi lazım. İktidarın zaman zaman farklı politikaları olabilir ama Suriye'deki Kürtlerin, Türkiye'nin hassasiyetlerine dikkat edeceği, Türkiye'nin de Suriye'deki Kürtlerle etle tırnak olabileceği bir süreci nasıl inşa edeceğimizi konuşmamız lazım. Dün dünde kaldı, savaşma, çatışma ortamı geride kaldı; şimdi -Irak'ta yirmi küsur senedir devam ediyor, inşallah Suriye'de bu kadar uzun sürmez ama- bir normalleşme süreci başlıyor” dedi.