İSTANBUL - Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesine tepki gösteren meslektaşları, “Arkadaşlarımız savaş suçlarını ve kirli planları deşifre ettiği için katledildiler” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye'deki Türkiye’nin saldırılara ve yaşanan gelişmelere takip ederken Türkiye’ye bağlı Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) saldırısı ile katledilen Özgür Basın emekçileri Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesine karşı tepkiler artarak sürüyor. Yeni Yaşam Gazetesi çalışanları Ahmet Güneş, Saliha Aras ve gazeteci Erdoğan Alayumut, Özgür Basın çalışanlarına yönelik saldırıları değerlendirdi.
Katledilen gazeteci Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın hakikatin temsilcileri olduğunu belirten Ahmet Güneş, katledilen gazetecilerin ailesi ve Özgür Basın’a başsağlığı diledi. Katledilen her iki gazetecinin tüm çalışma yaşamları boyunca gerçekleri yazmaya gayret ettiklerini belirten Güneş, “Mevcut haliyle Suriye’de yaşanan gelişmeleri bize gerçekleri ile aktarıyorlardı. Biz de onların gerek çektiği görüntüler, gerek yaptıkları haberlerle halka gerçeği aktarıyorduk. Öfkeliyiz ama aynı zamanda bize bıraktıkları miras ve cesaretleri ile her alanda hakikati yansıtmaya ve haykırmaya devam edeceğiz” dedi.
‘GÖREVLERİ BAŞINDA KATLEDİLDİLER’
Özgür Basın çalışanlarının büyük mücadele ve bedeller sonucunda bugüne kadar geldiklerini ifade eden Güneş, “Ulus devletler her zaman kendine göre bir tarih, bir gerçek yazmaya çalışmıştır. Ancak ezilenler de kendi tarihini yazar, kendi gerçeklerini ortaya koyar. Kürt halkı da kendi gerçeklerini yazarak ve büyük bedeller ödeyerek bugüne kadar gelmiştir. Devlet bunu kabul etmiyor. Mesela Nazım'ın en son paylaştığı bir görüntüde Kobanê'ye yönelik devletin ciddi bir saldırı hazırlığında olduğu yazıyordu. Arkadaşlarımız savaş suçlarını ve kirli planları deşifre ettiği için katledildiler. Görevleri başından katledildiler. Bu asla unutulmaması gereken bir gerçektir. Bizler onların bıraktığı mirasları birlikte sırtlanıp taşıyıcısı olacağız” diye belirtti.
‘BIRAKTIKLARI YERDEN YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Türkiye ve ona bağlı paramiliter grupların işledikleri savaş suçunu tüm kirliliği ile ortaya döken gazetecilerin Türkiye tarafından hedef alındığını vurgulayan Saliha Aras, “ Kürt halkını katleden, köylerini bombalayan, kadınları kaçıran, savaş suçu işleyen gerçekliğe karşı hakikati yazan Özgür Basın emekçileri Türkiye’nin saldırıları altında. Bu iktidar uyguladığı vahşet verici politikaların duyulmasını istemiyor. Buna karşı tutum alan gazetecilerin sesini kısmayı hedefliyorlar. Arkadaşlarımız savaş gerçekliğini duyurduğu için katledildi. Nazım ve Cihan’ı katledenler şunu unutuyorlar; özgür basında emek veren her bir gazeteci, canı pahasına bu mesleğe kuşanmıştır. Bizleri katlederek Özgür Basın’ın sesini kısmayı hedefleyenler, 1990’larda olduğu gibi direnişimizle ve hakikate olan bağlılığımızla karşılaşacaklar. Biz bu sözü burada arkadaşlarımıza veriyoruz. Kalemleri yerde kalmayacak bıraktıkları yerden yazmaya devam edeceğiz” diye ifade etti.
‘DİRENİŞİMİZ VE HAKİKATE OLAN BAĞLILIĞIMIZ’
Nazım Daştan ve Cihan Bilgin Tişrîn Barajı bölgesinde katledilmesinin “tesadüf” olmadığını vurgulayan gazeteci Erdoğan Alayumat, “Suriye'de oluşan çatışmalarda birçok özel savaş ekseninde haberler çıkıyordu. Nazım ve Cihan, Kürt halkına ve dünyaya en net ve objektif şekilde haber sunuyordu. Aslında arkadaşlarımızın Minbiç’te katledilmesi tesadüf değildi. Çünkü orada Türk devleti ve ona bağlı paramiliter gruplar tarafından yaptıkları katliamları belgeleyen bir noktaydı arkadaşlarımız. Onların kalemlerini yerden almak boynumuzun borcudur” diye belirtti.
KATLİAMLARA KARŞI BİRLİK ÇAĞRISI
Saldırılara karşı gazetecilerin ortak mücadele etmesi gerektiğini belirten Alayumat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katledilen arkadaşlarımızın ortaya çıkardığı gerçekleri daha fazla ortaya çıkararak, daha fazla yazarak, daha fazla görüntüleyip ve belgeleyerek belki onlara layık olup onlarla dayanışabiliriz. Bu katliamı kabul etmiyoruz, deyip geri çekilmek tek başına bir tepki değildir. Tepkisizliğin en büyüğüdür.”
MA / Ferhat Sezgin