İSTANBUL - “Kürt sorununda çözüm arayışları" panelinde konuşan Gültan Kışanak, “Sayın Öcalan, sunduğu taslak üzerine herkesin tartışmasını ve bu konuda komünal enternasyonalist tartışmalar ve önerilerin yapılmasını istiyor” dedi.
Siyasetçi Gülten Kışanak ve yazar Mehmet Aytunç Altan’ın katılımıyla "Kürt sorununda çözüm arayışları" başlığıyla panel düzenledi. İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan Kıvılcım Kültür Merkezi'nin düzenlenen panelin moderatörlüğünü Komün Dergisi yazarı Vedat Yıldız yaptı.
Aytunç Altay, Kürt hareketinin stratejik dönüşümü ve yeni paradigma üzerine sunum yaptı. Ardından konuşan Gültan Kışanak, “Abdullah Öcalan geçmişte neyi savunduysa şimdi de aynı şeyi savunuyor” dedi.
Gültan Kışanak, Abdullah Öcalan’ın 12 Eylül’e karşı toplumsal hareketi başlatan lider olduğunun altını çizerek, “Real sosyalizm yıkılırken bizleri bugüne getiren stratejik aklın lideri Sayın Öcalan’dır. İçinde bulunduğumuz süreci anlamak için bütün bu tarihsel geçmişe bakarak değerlendirmek gerekiyor. Son zamanlarda Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum paradigması üzerinden bir yıpratma politikası sürdürüldüğünü düşünüyorum. Türkiye devrimci hareketi bu politikanın içine düşmeyecektir. Sayın Öcalan, gençlerin komünler etrafında nasıl yaşaması gerektiğini, doğa ve düşünce diyalektiği üzerine felsefi düşünceler yapması gerektiğini söylüyor. Kendimizi değiştirmeliyiz. Değişmeyen yıkılır, bozulur. Bu değişimi diyalektik perspektiften bakıp ele almalıyız. Sayın Öcalan, sunduğu taslak üzerine herkesin tartışmasını ve bu konuda komünal enternasyonalist tartışmalar ve önerilerin yapılmasını istiyor” diye belirtti.
DEMOKRATİK TOPLUM ÇAĞRISI
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin başlamasının en önemli nedeninin Kürt halkının verdiği mücadele olduğunu kaydeden Kışanak, “Kürt ulusal hareketi devletin bütün savaş politikalarına karşı ayakta durmayı başardı. Süreci başlatan şey halkın bu direnişidir. Devlet, 2015 yılında İmralı kapılarında kapattığında bütün toplumsal hareketleri sindireceklerini, Kürt halkını teslim alacaklarını sandı. Ama öyle olmadı. Büyük ve siyasallaşmış bir Kürt halk gerçekliği oraya çıktı. Sayın Öcalan, bütün bu gelişmeler etrafında kaybet-kaybet politikası yerine kazan-kazan politikasını esas alıyor. Demokratik toplum sürecinin özü budur. Bizler neyi ne kadar istersek ve onun için ne kadar mücadele edersek o kadarını alabiliriz. Bu nedenle Sayın Öcalan’ın 27 Şubat çağrısı sadece bir barış ve devletle uzlaşı çağrısı değil; bütün topluma yapılmış demokratik toplum çağrısıdır. Eğer biz bu çağrıyı alamıyorsak problem bizdedir. Biz taleplerimizi daha yüksek sesle istemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Panel, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.