ANKARA- 10 Ekim’e dair sundukları önerge lehine konuşan DEM Partili Burcugül Çubuk, ortak mücadeleyle barışı inşa edeceklerini ifade etti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Meclis Genel Kurulu'na "10 Ekim katliamındaki kamu görevlilerinin sorumluluğunun ortaya çıkarılması" başlıklı araştırma önergesi verdi.
Önerge lehine konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, katliamın 10'uncu yıl dönümüne girildiğine işaret ederek, “Umduğumuzdan, olması gerekenden başka şekilde simge hâline geldi barış mücadelemizde. Bu coğrafyanın halklarının ortak barış mücadelesinde 10 Ekim çok başka bir simge hâline geldi" dedi
O gün katliamın yaşandığı miting alanındaki ihmallere dikkat çeken Burcugül Çubuk, “Ambulanslar TOMA'ları, polis otobüslerini geçerek alana gelemediler. İnsanlar kucaklarında battaniyelerle, yollardan çevirdikleri araçlarla yaralıları hastaneye taşıdı ve o biber gazı saldırısı nedeniyle bizim kaybettiğimiz insan sayısı arttı” dedi.
'DİNLEMEK ZOR GELİYOR'
Konuşma sırasında konuşan AKP sıralarına dönen Burcugül Çubuk, "Konuşuyorsunuz aranızda ama biz çok zor bir günün çok zor bir konuşmasını yapıyoruz burada. Bizim öfkemizi kontrol ederek halkların barışı için buraya getirdiğimiz bir önerge var. Çok kolay o canların arkasından başsağlığı dilemek! Ciddiye alıp şurada dinlemek zor geliyor" dedi.
'IŞİD SUÇSUZ SAYILDI'
Yargı sürecini "fecaat" olarak nitelendiren Burcugül Çubuk devamla şunları söyledi, "Delilleri toplayan Emniyet değildi, savcılık değildi; 10 Ekim avukatları dosya dosya dolaştılar, en ince ayrıntının peşine koştular. O dizilerde, filmlerdeki mükemmel dedektifler var ya, onlara nal toplatacak soruşturmalar yürüttüler ki o dosyalara delil girsin, birileri yargılansın. Ama ne oldu? Örneğin IŞİD'li Erman Ekici, insanlığa karşı işlenen suç yönünden beraat ettirildi yani IŞİD insanlığa karşı suç işlememiş sayıldı yani zaman aşımı uygulanması engellendi yani IŞİD'in suçsuz sayılması, suçlarının üzerinin örtülmesi için yeni bir gerekçe üretildi. Fakat bizim barış ve adalet mücadelemiz mahkeme salonlarıyla sınırlı değil, hafızamız bununla sınırlı değil. Bizim çağrımız, Türkiye ve Kürdistan halklarına, bizim çağrımız işçi sınıfına, kadınlara, bizim çağrımız geleceksizleştirilen gençlere: Bu barışı birlikte inşa edeceğiz, kimsenin iki dudağı arasında değil. 10 Ekim’in de Suruç'un da katledilen her canın da adaleti bizim sorumluluğumuzda ve onlara verdiğimiz barış sözü bizim sözümüz, ortak sözümüz, birlikte sözümüz. Bu sözle güçlüyüz, bu sözle kazanacağız ve hiç kimsenin kendiliğinden vazgeçmediği birlikte barışı inşa edeceğiz."