Mahabad'da halk geri adım atmıyor

img
HABER MERKEZİ - Mahabad'ın hemen girişinde gözüme savaş dışı kaldığı için bir kaidenin üzerine konulmuş bir savaş uçağı maketi ilişiyor. Kenti dolaşırken, her caddede eylemlerin izi görülüyor. Rejim saldırılarında çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesine rağmen halk geri adım atmıyor.
 
Daha önce iki defa ziyaret ettiğim için kısmen tanıdığım ve büyük bir zorluk çekmeyeceğimi düşündüğüm Mahabad'a doğru yola çıkıyorum. 140 kilometrelik yolculuğum boyunca taksi şoförünü dinliyorum. Zaman zaman ülkedeki eylemlerden söz ediyor ve sözü Rojhilat kentlerine getiriyor. Kendisi de Mahabad, Urmiye ve Piranşar kentleri arasında bulunan Neqede kentinden olan şoför, Mahabad, Bokan, Piranşar, Seqiz ve Sine'de halkın sürekli eylem halinde olduğunu söylüyor. Bazen eylemleri olumlayan sözleri bazen de "sokaklara çıktıkları için turist de gelmiyor" gibi cümleleri bende "beni yokluyor mu" hissiyatı yaratıyor. O yüzden mümkün olduğunca çok bilgim yokmuş gibi davranıyorum. Bir ara arabaya ihtiyacım olursa diye kendisini arayabileceğimi söylüyor ve telefon numarasını veriyor. Telefonunu kaydettikten sonra benim de telefon numaramı istiyor. Henüz telefon hattı alamadığımı söylüyor ve telefon numaramı vermiyorum. 
 
URMİYE GÖLÜ TARLAYI ANDIRIYOR
 
 
Yolculuk boyunca soluma düşen ve kurumuş görüntüsüyle yürekleri parçalayan Urmiye gölünden gözümü alamıyorum. Ortadoğu’nun en büyük, dünyanın ise 6’ncı büyük tuz gölü olma özelliğine sahip bu gölü besleyen bütün derelerin üzerine yapılan barajlar ve yanlış sondaj çalışmaları nedeniyle göl, nadasa bırakılmış bir tarlayı andırıyor. 
 
ÇARÇIRA MEYDANI
 
 
Mahabad'ın girişinde bir polis noktası var. Şoför bu polis noktasının daha çok kaçakçılık kontrolü yaptığını söylüyor. Noktayı geçtikten sonra kentin hemen girişinde gözüme savaş dışı kaldığı için bir kaidenin üzerine konulmuş bir savaş uçağı maketi ilişiyor. 
 
Şehrin otobüs terminalinde taksiden iniyor ve şehir merkezine gitmek için başka bir taksiye biniyorum. Beni Çarçıra Meydanı'na götürmesini istiyorum. Qazi Mihemed'in idam edildiği bu meydanın ismi her ne kadar İslam Cumhuriyeti Meydanı olarak değiştirilmişse de halk ya Çarçıra Meydanı ya da Belediye Meydanı diyor. Taleqani Şerqî Caddesi üzerinden Molla Cami Meydanı'na doğru yürüyünce hemen solda ateşe verilmiş bir banka şubesi dikkatimi çekiyor. 27 Ekim'de Simko Mewlûdî'nin cenazesi toprağa verildikten sonra protesto gösterileri sırasında Refah Bank'ın bu şubesinin ateşe verildiği söyleniyor. Kimi yurttaşlar da, bankanın göstericiler tarafından taşlandığını daha sonra halkın üzerine ateş açan pasdarlar tarafından yakıldığını belirtiyor. Bankanın hemen karşısında bulunan pasajdaki dükkanlarda hala o günden kalan kurşun izleri bulunuyor. 
 
HER YERDE YAZILAMALAR 
 
 
Yine yakılan bankanın yakınındaki bir diğer banka olan Bank Sepah'ın çatısındaki kum turbaları 27 Ekim'deki eylemde buraya konumlanan silahlı güçlerin halkın üzerine ateş açtığının kanıtı olarak hala varlığını gösteriyor. Aynı gün kentin birkaç noktasında daha devlet dairelerinin yakıldığını ve halkın yaşamını yitiren gençlere sahip çıktığını öğreniyorum. Şapur Caddesi'nde ve Sihhat Meydanı'nda yakılan bir başka devlet dairesi, mobese kameralarının bulunduğu direklerin tahrip edilmesi eylemlerin boyutunu gösteriyor.
 
İşlek caddelerden tutun ara sokaklara kadar her yerde "Jin Jiyan Azadî", "Jîna Emînî" ve "Diktatöre Ölüm" yazılamaları göze çarpıyor. Ancak rejim güçleri de boş durmuyor anlaşılan. Akşam oldu mu belediye çalışanları sivil polisler ellerindeki boyalarla özellikle ana caddeler üzerindeki yazılamaların üstünü çizerek siliyorlar.
 
SİMKO'NUN VURULDUĞU GÜN VE SONRASI
 
Jîna Emînî'nin ölümünden hemen sonra Mahabad'da 19 Eylül'de başlayan eylemler giderek kitleselleşti. Kentteki son iki ayı değerlendirmeleri için ilk günden beri eylemlerin içerisinde bulunan bir grup gençle buluşuyorum.   
 
Gençler Mahabad'taki ilk eylemin 19 Eylül'de Şapur Caddesi'nde 15-16 gençle başladığını ve o günden bugüne devlet şiddetinin artışına göre, gençlerin eyleminde de artış olduğunun altını çiziyor: "Mahabad'taki en büyük ve en katılımlı eylem Simko Mewlûdî'nin öldürülmesinden sonraydı. Simko 26 Ekim'de şehit düştüğünde annesi ve abisinin camide bir çağrısı vardı ve halk o gün ailenin çağrısına kayıtsız kalmadı. İran İtlaat (istihbarat) güçleri, cenazeyi bekletmeden aynı gece toprağa verilmesi yönünde aileyi tehdit etti ancak aile ve ailenin çağrısı üzerinde camide toplanan halk bu tehditlere boyun eğmedi ve sabaha kadar camide Simko'nun cenazesi başında nöbet tuttu. 
 
Bunu duyan 7'den 70'e Mahabadlılar güneşin doğuşuyla birlikte caminin önünde birikmeye başladı. Sihet Meydanı'ndan (Daha önce burada hayvan pazarı bulunduğu için halk Meydana Heywanan diyor) Çarçira Meydanı'na kadar caddeleri sokakları doldurdu. Toplumun her kesiminden insanlar bu yürüyüşe katıldı. 27 Ekim'deki bu yürüyüşün ardından Simko sloganlarla toprağa verildi ve halk mezarlıktan şehir merkezine, Fermandarî'ye (Kaymakamlık) doğru yürüdü. Hem köşe başlarında konumlanmış cahşlar (korucu) hem de Besic ve pasdarlar halkın üzerine ateş açtı. Bu saldırılarda isimleri tespit edilen 6 kişi şehid düştü ve onlarca kişi de yaralandı."
 
HER ÖLÜMLE TEPKİ DAHA DA BÜYÜYOR
 
 
Simko'nun Jîna için eylemlere katılırken yaşamını yitirdiğini, Mesûd Ehmedzade, Şaho Xizrî, Kubra Şêxa Seqa, Ferîşta Ehmedî ve Zanyar Ebûbekirî'nin de 27 Ekim'de Simko'un öldürülmesine karşı çıkan onbinlerce kişinin arasında bulunduğu için öldürüldüğünü vurgulayan gençler, rejime karşı öfkelerinin giderek arttığını ve bu öfkeye karşı rejimin de daha fazla pervasızlaştığının altını çiziyor.
 
Grubun içerisindeki iki genç Simko'nun yaşamını yitirdiği günü şöyle anlatıyor: "Arkadaşımız Simko, Mela Xelîl Meydanı'na yakın bir yerde vuruldu. Meydanın hemen aşağısında bir polis noktası vardı ve bu noktadan açılan ateşle sol göğsünün altından vurularak hemen oracıkta şehit düştü."
 
Gençler Simko'nun vurulduğu yerin önemini de şu sözlerle anlatıyor: "Uzun yıllardır aslında o cadde birçok eyleme tanıklık etti. 15-16 yıl önce Şiwan Seyidqadir isimli Mahabadlı bir genç, adli bir suç nedeniyle polis tarafından vurulmuş ve ardından polis o gencin cenazesine karşı saygısızlık etmişti. Mahabadlılar da polisin o tavrını kınamak amacıyla sokaklara dökülmüş ve gence sahip çıkmıştı. Bu nedenle o cadde halk arasında Şiwan Seyidqadir Caddesi olarak bilinir ve ondan sonra da birçok eyleme ev sahipliği yaptı. Jîna için yapılan eylemler de orada başladı ve Simko da o caddede vuruldu."
 
HALK ARTIK KORKMUYOR
 
Jîna Emini'nin öldürülmesinden sonra İran genelinde itisab (grev) ilan edildi ve her Cumartesi günleri esnaf kepenklerini açmayarak bu durumu protesto etti. Rojhilat kentlerinde ise itisab sadece Cumartesi günleri değil Çarşamba günleri de yapıldı. Bu durumu sorduğum gençler şöyle diyor: "İtisab günlerinde pazar yerleri ve çarşı esnafı kepenklerini açmıyor. Rojhilat tarihinde ilk defa bir grev bu kadar uzun süreli sürdürülüyor. Aslında ilk grev okullarda başladı. Öğrenciler okulları boykot ettiler ve bu dalga dalga çarşı pazara da yayıldı. Bu korkunun kırılmasında okulların önemli bir katkısı var. İlk başlarda dükkanlarını kapatma korkusu yaşayan halk, şimdi itirazlarını daha cesur bir şekilde dile getiriyor."
 
Mahabad'ta bir öğle sonrası esnafın bir anda teker teker kepenklerini indirdiğine tanıklık ediyorum. Cumartesi ya da Çarşamba olmamasına rağmen neden her tarafın kapandığını sorduğum bir esnaf şöyle diyor: "Eylemlerde yaralanmış ancak evde ya da hastanede tedavi edilen birinin yaşamını yitirdiği haberi geldiğinde de halk kendi inisiyatifiyle bu durumu protesto etmek için kepenklerini indiriyor. Sözünü ettiğiniz gün hastanede yaklaşık bir aydır tedavi gören Faiq Mamqaderi'nin yaşamını yitirdiği haberi gelmişti."
 
Faiq Mamqaderi'nin ne zaman ve hangi eylemlerde yaralandığını sorduğumda da şu bilgileri veriyor: "Faiq aslında herhangi bir eylemde yaralanmadı. Gece yarısı İran silahlı güçlerinin ailesinin evine baskın yaptığı haberini alınca bir arkadaşıyla beraber aracına biniyor ve evin önüne gidiyor. Ailesinin evinin önünde polis aracı tarıyor ve araçtaki iki kişi yaralanıyor. Faiq'in yanındaki arkadaşı tedavi sonrası iyileşti, Faiq ise Urmiye'deki bir hastaneye kaldırılmıştı ve orada yaşamını yitirdi."
 
İNTERNET VE ELEKTRİKLER KESİLİYOR
 
Mahabad'da eylemler sırasında hem internet kesintileri hem de elektrik kesintileri sık sık yaşanıyor. Faiq Mamqaderi'nin cenazesinin toprağa verildiği 10 Kasım'da iki gün boyunca elektrik kesintilerine tanıklık ediyorum. Bunun nedenini sorduğumda da yönetimin, halkı cezalandırmak için böylesi yöntemlere başvurduğu yanıtını alıyorum. 
 
EYLEMLER ZORUNLU ÖRTÜNMEYİ AŞTI
 
Üniversite öğrencisi bir grup gençle de görüşüyorum. Eylemlerin zorunlu örtünmenin Jîna'nın ölümüne neden olması sonrası başladığını hatırlatarak, şu an geldiği boyutu soruyorum. Öğrenciler şöyle diyor: "İran halkları değişimden umudunu kesmişti. Bu nedenle bu kadar süren ve herkesin katıldığı itirazlar, 1979 devrimi öncesinde kalmıştı. Ancak Jîna'nın öldürülmesi ve bunun bütün baskılara rağmen kamuoyuna aktarılması o korkuyu kırdı. İnsanlarda 'ölümden ötesi yok' hissiyatını güçlendirdi ve gasp edilmiş tüm haklarına sahip çıkma cesareti göstermeye başladı. Bu kavga artık zorunlu örtünmeye yönelik itirazı aştı. Bu kavga özgürlük kavgasına dönüştü. Tabi hakkını da teslim etmek gerekiyor ki bu arayış kaynağını da 'Jin Jiyan Azadî'den aldı."
 
3'TEN 70'E HERKES ÖZGÜRLÜK İSTİYOR
 
Sık sık Urmiye, Tebriz gibi kentlerden Besîc gücü, motorize ekipler, zırhlı araçlar ve otobüslerle polisin Mahabad'a taşındığını, bunun halkta bir korkuya neden olup olmayacağını sorduğum üniversite öğrencileri şu yanıtı veriyor: "Simko'nun öldürülmesinden hemen sonra, Urmiye'den 60 motorsiklet, 8 merziye (pikap) ve otobüslerle 300 silahlı Mahabad'a getirildi, okul ve camilere yerleştirildiler. Halk bunu görmesine rağmen sokaklardan çekilmedi. İki ayda önemli bir eşik aşıldı Rojhilat kentlerinde. Bugün 3 yaşındaki çocuklar dahi sokakta, evlerinin içinde, çarşıda 'diktatöre ölüm' ve 'Jin Jiyan Azadî' sloganlarını haykırıyor. Çünkü her yerde tek konu bu. Eskiden 7'den 70'e diye bir tabir vardı. Rojhilat'ta artık bu da değişti. 3 yaşındaki çocuklardan 70 yaşındaki insanlara kadar özgürlüğü haykırıyor. Yeni nesil yarım yamalak bir özgürlükle de yetinmiyor ve yetinmeyecek. Tam özgürlük istiyor. Bu da mevcudiyetini Jin Jiyan Azadî sloganında buluyor. Zaman zaman arkadaşlarımızla bu durumu tartıştığımızda -belki erken bir tespit ama- Fransa Devrimi'ni de aşan bir noktada olduğu yorumlarıyla karşılaşıyoruz."
 
REJİM ŞİDDETİNE KARŞI GENÇLER ÖZ SAVUNMADA
 
Bu eylemlere kimin öncülük ettiğini sorduğumda ise gençler şu yanıtı veriyor: "Aslında öncüsü olmayan ama herkesin öncü olduğu bir eylem tarzıyla karşı karşıya kaldık. Evet öğrencilerle başladı ama halk da öğrencileri yalnız bırakmadı ve şu an eylemlerin kendi doğalında devam ettiğini belirtebiliriz. Bu çok önemli. Yani birileri öncülük etmeden itirazı olan herkesin öncü olabildiği ve sokağa dökülebildiği bir ayaklanma. Yalnız ileride neler olabileceğini hep birlikte göreceğiz. Örneğin rejim şiddetini arttırdıkça buna karşı öz savunma temelinde örgütlenmeler çıkabilir ve nitekim çıkıyor da. Rojhilat halkı aslında savaş tecrübesine sahip bir halk. 1946 ve sonrasında bugüne kadar devam edegelen bir gelenek. Ancak halk sokaktaki itirazlarıyla ve eylemlerle sonuç almak istiyor. Tabi halkın bu meşru taleplerine İran devleti giderek şiddetin dozunu arttırarak yanıt veriyor ve bu da böyle devam ederse o zaman bu başkaldırının rengi de doğal olarak değişecektir. Çünkü bu halk iki ayda, geri adım atmayacağını gösterdi ve rejimin de bunu anlamış olması gerekir."
 
'HER BİR İRANLI ONURUNA SAHİP ÇIKMAKLA MÜKELLEF'
 
Belki farklı bir yanıt alırım düşüncesiyle konuştuğum herkese sorduğum "Bu eylemlerin 2009 ve 2019 eylemlerinden farkını" genç üniversite öğrencilerine de soruyorum. Her kentte aldığım yanıtı burada da alıyorum: "Bugüne kadar İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik itirazlar parçalıydı. Zaman zaman büyük kentlerde baş gösteren eylemlere çevre kentler kayıtsız kalıyordu. Zaman zaman da çevre kentlerde başlayan eylemlere merkezi kentler kayıtsız kalıyordu. Bu da eylemlerin kısa ömürlü olmasına neden oluyordu. Ancak Kürt bir kadın olan Jîna'nın Tahran gibi İslam Cumhuriyeti'nin başkentinde öldürülmesi Kürdistan halkının büyük tepkisine yol açtı. Bu tepki İran kentlerinde Gaşt e İrşad'a karşı eylemlerini sürdüren kadınların da desteğini alınca bir bütün olarak İran'a yayıldı. Zaman zaman Kürdistan halkının cesaretini öven sloganlar duyuyoruz İran'ın diğer eyaletlerinde. Bu önemli ve güzel ama burada mesele cesaretimizi övmek değil. Tüm İran halklarının onuruna bir saldırı var ve her bir İranlı bu onura sahip çıkmakla mükelleftir. 
 
DESTEK DEĞİL OMUZ OMUZA DİRENMEK 
 
Tebriz'den yükselen 'Azerbaycan uyanıktır, Kürdistan'ın yanındadır' sloganı çok önemli. Ancak bu bir dayanışma mesajı olarak kalmamalı. Doğrudan bu değişim talebinin bir parçası olmalı. Bu zulüm ve baskıdan kurtulmak isteyen her İranlı bu başkaldırının sahibidir ve bu bilinçle katılım sağlamalıdır. 2019 yılında 15-16 Kasım tarihlerinde benzin fiyatlarının artışına yönelik itirazlar 1979 Devrimi'nden sonraki en kapsamlı eylemlerdi. O eylemlerde 1500 kişi yaşamını yitirmişti. Ancak parçalı bir duruş olduğu için o eylemler sonuç alamamıştı. Şimdi durum bambaşka ve o eylemleri de aşan bir itiraz var. Bu itirazlar sadece bir sınıfın, bir dinin, bir mezhebin, bir ulusun, bir eyaletin itirazları değil. Bir bütün olarak tüm İran'ın itirazları. O yüzden de bu başkaldırılar kimsenin boyunduruğu altında değil. Tek bir slogan var o da her şeyi kapsayan 'Jin Jiyan Azadî'dir. Tüm halklar, farklı renkler bu şiar altında temsiliyetini bulabiliyor. Bu nedenle gittikçe daha da yayılıyor." 
 
KORUCULAR HALKA ATEŞ AÇIYOR
 
Mabahad'da herkesin sözünü ettiği önemli bir nokta daha var. Koruculuk meselesi. Kimi sokak başlarında gördüğüm 3-5 kişilik grupları gösteren yanımdaki Mahabadlı, "Bunlar Mangur yani cahş" diyor. Mangur'un ne olduğunu sorduğumda da şu bilgileri veriyor: "Tarihsel olarak Mangur savaşçı ve yarı göçebe bir Kürt aşireti. Mukriyan bölgesinde büyük bir aşiret. 1925 ve 1941 arasında İran'ın şahı olan Rıza Şah Pehlevi'ye karşı isyan eden birkaç aşiretten biri. Mangur aşireti 1946'da Kürdistan Cumhuriyeti'ni de destekleyen aşiretler arasındaydı. Ancak Qazi Mihemed ve arkadaşlarının idamından sonra geri çekildiler. Bu aşiretin küçük bir kesimi İran rejimine koruculuk yapıyor şu anda. Çok küçük bir kolu bu koruculuk görevini yürütmesine rağmen aşiretin ismiyle anılıyorlar. Mahabad'da da yaşadıkları mahalle ayrı ve yaklaşık iki bin silahlı üyeleri var. Eylemlerin ilk günlerinde kendi mahallelerinde ağır silahlarla bile nöbet tutuyorlardı ve ilk başlarda halka doğrudan ateş edenler de bunlardı. Aslında Kürdistan'ın diğer parçalarında yapılanın aynısını İran rejimi Rojhilat'ta yapmaya çalışıyor. Bunların eliyle Kürdü Kürde öldürtüyor. Örneğin Şaho Xizrî bir cahşın kurşunuyla öldürüldü." 
 
REJİM ROJHILAT'TA İŞGALCİ 
 
Mahabad'da halk arasında tanınan ve sevilen bir yurttaşla görüşüyorum. Kısa ve öz bir değerlendirme yapıyor: "Bakın rejim ne yaptığını çok iyi biliyor. Kürdü de tanıyor. Örneğin Tahran ve diğer kimi kentlerde eylemler ilk başladığında şiddetin dozunu kontrollü yapan bir rejim vardı. Plastik mermilerle halka saldırıyordu. Ancak Kürdistan'da durum farklı. Önceleri inkar etmesi kolay olan kimi silahlarla halka saldırdılar. Pompalı tüfeklerle ve saçma saçan güllelerle insanlara ateş ediliyordu ve yakın mesafeden vurulan kimi yurttaşlar bu güllelerle yaşamını yitirdi. Bunu inkar etmek de kolaydı. Hatta çoğu zaman, 'güçlerimizin elinde böylesi silahlar yok' diyerek insanları öldürdüklerini inkar ediyorlardı. Ancak halkın korkmadığını gördüğünde şu an doğrudan kaleşnikof silahlarını kullanıyorlar. Yani kısaca özetlersek İran rejimi Tahran'da faşizan yüzünü sergilerken, Mahabad ve Rojhilat'ın diğer kentlerinde işgalci yüzünü gözler önüne seriyor. Halk da bunun farkında ve bu nedenle bu rejimin değişmesi konusunda ısrarcı."
 
'BAŞARAMAYACAKLAR'
 
Başka bir konuya da dikkat çekiyor ve Kürdistan'da öldürülen 16-17 yaşındaki çocukları tarihten bir örnekle açıklıyor: "1984 yılında henüz devrimin 5'inci yılında İran'da gücünü tesis etmeye başlayan devlet Kürdistan'a yöneldi ve Mahabad'da o dönem 59 kişi idam edildi. Bunlardan 3-4 kişi 40’lı yaşlardaydı.  Diğerlerinin tamamı 15-16-17 yaşlarındaki çocuklardı. Bu devlet bu halkın en direngen ve en ilerici neferlerini boşuna hedef almıyor. Ancak bu kez başaramayacaklar."
 
Yoğunlaşan eylemler sonucu 16 Kasım - 21 Kasım tarihleri arasında Mahabad'da Azad Huseyinpur, Muhemmed Ehmedi Gageş isimli yurttaşlar da rejim güçlerinin silahlı müdahalesi sonucu yaşamını yitirdi. Eylemlerde ağır yaralanan ve Urmiye'deki bir hastaneye kaldırılan Şamal Xadirî de 24 Kasım'da yaşamını yitirdi. Rejim güçleri özellikle geceleri evlere baskın düzenliyor ve işkencelerle yurttaşları gözaltına alıyor. Özellikle son dönemde rejimin artan şiddetiyle birlikte ev baskınlarında da bir artış olduğu ve gözaltına alınanların çoğunun nereye götürüldüğünün dahi bilinmediği belirtiliyor. 
 
(Güvenlik gerekçesiyle yurttaşların isimleri verilmemiştir.)
 
 
Yarın: Sokaklara çıkan Mahabadlı kadınlar anlatıyor
 
MA / Abdurrahman Gök

Diğer başlıklar

11:37 BİSAM Raporu: Yoksulluk sınırı 94 bin 393 lira
11:30 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşmesi ertelendi
11:25 İnşaat çalışanı artı, sanayininki düştü
11:00 Gazeteci Kurt'un tahliyesinin ertelenmesi kararına itiraz reddedildi
10:32 Nazım Daşdan ve Cihan Bilgin anılacak
10:27 Ekmek ve barış için yürüyenler: Savaşa değil, barışa yatırım yapılsın
09:32 Avustralya'daki silahlı saldırıda ölü sayısı 15'e yükseldi
09:07 Prof. Jorge Riechmann: Abdullah Öcalan’ın adımları yeni barış yolları açtı
09:05 Kirli havadan 230 kişi ölmüştü: Nedeni doğa talanıdır, dur denilmeli
09:04 Halkın süreçten ortak beklentisi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü
09:01 Barış Anneleri: Abdullah Öcalan halkıyla beraber olmalı
09:00 15 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:55 Serhat Bölgesi yağışlara teslim: Sıcaklıklar 4 derece düşüyor
08:36 Xwebûn Gazetesi’nin yeni sayısı ‘Licê’de özel savaş' manşetiyle çıktı
14/12/2025
23:56 İdlib'de Geçiş Hükümeti devriyesine saldırı: 4 ölü
23:18 Osmaniye’de kaza: 3 kişi hayatın kaybetti
21:31 3. Amed Uluslararası Film Festivali ödüllerle son buldu
21:02 Tom Barrack: Suriye'deki saldırı karşılıksız kalmayacak
20:55 Gazeteci Osman Çaklı serbest bırakıldı
20:46 Belediye Başkanı Gülşah Durbay hayatını kaybetti
20:22 Wan’da müzik festivalinde renkli görüntüler
20:08 Yaşamını yitiren Karabaş için anma
20:05 Kaldıraç'tan Eroğlu ve Akdoğdu için anma
18:23 'Demokrasiye sahip çıkıp, sürecin önemini bilmeliyiz'
18:12 Gazeteci Aykol iki aydır yoğun bakımda
17:44 Antalya’da 'Geçinemiyoruz' mitingi: Bu bütçe emeğin değil sermayenin
17:40 Polis, buluşma ardından posterlere el koydu
17:35 Asgari Ücret İnisiyatifi: Asgari ücret yılda dört kez güncellenmeli
17:03 ‘Mısır Koçanlarını Kızartan Koku’ kitabının imza etkinliği düzenlendi
16:46 DBP Eş Genel Başkanı Bayındır: Kürtlerin özgürlüğü çok yakındır
16:19 Mûş'ta halk buluşması: Süreci başarıya ulaştıracağız
16:03 Yanan bölgede 5 bin palamut ekildi
15:52 3’üncü Amed Film Festivali film gösterimleriyle sürüyor
15:51 Mersin’de bağımlılıkla mücadele atölyesi
14:56 'Ekmek ve Barış' yürüyüşçüleri Ankara’da: Savaşa değil halka, emekçiye bütçe
14:48 Sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitirenler anıldı
14:36 'Komün ve meclisler ekmek ve su kadar gereklidir'
14:08 Cizîr ve Êlih'te kurulan taziyelere kitlesel ziyaret
14:05 Ömer Öcalan: Önder Apo 'Her evde Kürtçe konuşulmalı' diyor
13:41 Avustralya’da silahlı saldırı: En az 10 ölü
13:36 Ailesinden 4 kişiyi kaybeden tutsak Rukiye Fidan taziyeye götürüldü
13:26 'Uyuşturucu ve fuhşa karşı birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız'
13:15 AB ve HRW’den İran’a Nergîs Muhammedi için çağrı
11:56 Pervin Buldan: Yasal düzenlemeleri yapma zamanı
11:42 Taliban eğitimcileri tutukladı
11:18 'Şam'la uzlaşı sağlamaya çalışıyoruz, Türkiye müdahale ediyor'
10:58 Roboskî'de şüpheli ölüm
10:54 Bayındır: AKP'nin raporu cesur ve kararlı adımlardan uzak
10:05 Jin dergi yeni sayısında ‘kadın mücadelesine’ odaklandı
09:40 Karadeniz ve Marmara için yağış uyarısı
09:36 İtalyan akademisyen: Kürtlerin barış isteğini büyük umutla destekliyorum
09:31 ABD’de üniversitede silahlı saldırı: En az 2 ölü
09:06 EPSU Temsilcisi Centellas: İşçi hareketi ve sendikalar süreçte rol üstlenmeli
09:05 Öğrencilerden Kürtçe eğitim komünü
09:04 ‘Cezaevleri sürecin samimiyet testidir’
09:03 7 kadın bir araya gelerek kapanma noktasına gelen kooperatifi yeniden üretime geçirdi
09:01 32 yıldır yasaklı köylerine yılda bir kez gidebiliyorlar: PKK gerekçeniz de kalmadı
09:00 'Türk'ün gücünü göreceksin' işkencesi: Tutsakları yıldırma politikasıdır
09:00 14 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
13/12/2025
23:59 Trump’tan ABD'li askerlere yapılan saldırıya ilişkin açıklama
23:55 Gazeteci Osman Çaklı gözaltına alındı
23:52 Endonezya’da bini aşkın kişi yaşamını yitirdi
22:58 Sağlık ve Enerji Bakanlığı bütçeleri kabul edildi
21:13 Amedspor lider oldu
20:53 Türmen: Süreç yeni bir Türkiye’nin kurulmasına sebep olabilir
20:29 ‘Ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü: Savaşa değil emekçiye bütçe
20:18 Amed Film Festivali'ne 7'inci gününde yoğun ilgi
20:15 İsrail Gazze’de araç hedef aldı: 4 kişi hayatını kaybetti
20:12 Silopiya'da halk buluşması: Demokratik toplumu inşa etmeliyiz
20:08 Mêrdîn’de ‘Dargeçit’ belgeselinin gösterimi
20:04 Meclis'teki taciz soruşturmasında tutuklu sayısı 4’e çıktı
20:02 Sudan Kadınlar Birliği: Savaşa karşı barış, derhal ateşkes
19:29 DAİŞ Uluslararası Koalisyonu hedef adı: 3 kişi hayatını kaybetti
19:24 Amedspor maçı öncesi coşku
19:19 ABD’li petrol şirketine mahkemeden iptal kararı
18:08 Suriye Demokratik Meclisi 10’uncu yılını kutladı
18:04 DEM Partili vekiller: Yıkım ve işgal mantığı ile hareket ediliyor
18:00 PYD: Özerk Yönetim demokratik inşa için eşsiz bir model
17:55 ‘Çocuklar barışın öznesi olmalı’
17:27 Çewlîg'de halk buluşması: Umut hakkı uygulansın
17:20 ‘Ekmek ve barış için bütçesi’ yürüyüşü: Savaş bütçesine karşı barış bütçesi talebi
17:17 MHP raporunda ‘Umut hakkı’ da Kürtlerin anayasal tanınması hakkı da yok!
17:14 ‘Anılarına bağlı kalacağız’
17:12 Aile yılı modeline karşı Özgür eş yaşam modeli
16:48 CHP’li Konuralp: İmralı’ya gitmeme kararı aldık ama gidilmesini de yanlış görmedik
16:38 Tiryaki: Yerelde güçlü demokrasi olursa ülke güçlenir
16:08 Mazlum Ebdî: 10 Mart antlaşmasını uygulamaya kararlıyız
16:01 TTB’den ‘Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı’
15:32 Aykol'a cezaevinden mektup: Temennimiz her şeyin sizden yana olmasıdır
15:26 Bütçe yürüyüşçüleri tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu
15:18 Yoğun bakımda tutulan Aykol için ziyaretler sürüyor
15:10 YJA Star’lı İnci Sümbül anıldı
14:51 Hasta tutsaklar Erişmiş ve Gören’in tahliyesi istendi
14:49 Emekliler: Sefalete teslim olmayacağız
14:21 İnsan zinciri oluşturarak barış talep ettiler
14:15 Erdoğan’dan ‘sivil ve özgürlükçü’ anayasa vaadi
14:12 KHK’liler: Hukuksuzluklar son bulsun
14:10 'Meclis’teki tecavüzün sorumlularını yargılayın’
14:03 Kayıp yakınları beş kentte adalet talep etti
13:13 Dilovası'ndaki işçi cinayetinin iddianamesi hazırlandı
13:00 Cumartesi Anneleri Demir ve Akipa için adalet istedi
12:56 Nergis Muhammedi gözaltına alındı
12:26 Barış Annesi Bahar Çaltu yaşamını yitirdi
12:25 Fabrikadaki denetimde 9 ton şekerleme imha edildi
12:19 Şirnex’ta halk buluşması: Kürt halkı özgürlüğüne ilk defa bu kadar yakın
12:15 Bahçeli ile görüşen Özer: Türkiye bu sorunu demokrasi içinde çözmeli
11:52 'Ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü ikinci gününde: Talepler Ankara'ya iletilecek
10:50 Êlihlilerin öncelikli talebi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü
09:44 Taciz mesajlarıyla gündeme gelen okulun müdürü açığa alındı
09:42 Licê’deki yürüyüşe çağrı
09:41 Bütçe yürüyüşçülerini karşılayan yurttaşlar: Barış olmadan ekmek olmaz
09:38 5 kent için sarı kodlu uyarı
09:19 ‘Abdullah Öcalan özgür olmadan barışın önü açılmaz’
09:18 Din alimleri: Bundan sonraki adım Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olmalı
09:15 Rojin Kabaiş dosyası için özel bir üniversite tarafından rapor hazırlanıyor
09:13 Nilüfer Şahin: Özgünlük değerleriyle örülü yaşam siz izin vermedikçe elinizden alınamaz
09:10 YNK Temsilcisi Xelanî: Ulusal birlik zafere götürür
09:09 Sûr'da sahiplerine verilmeyen evler fuhuş, uyuşturucu mekanı oldu
09:06 Amerikalı Filozof Todd May: Tüm taraflar bu fırsatı değerlendirmeli
09:04 Sinemaseverler: Festivalller sayesinde Kürtçe filmlerle buluşabildik
09:03 Kete: Komisyonun İmralı görüşmesiyle devlet muhatabını resmileştirdi
09:02 Nitelikli ve yeterli gıdaya ulaşmak insan hakkıdır: Bu ücretsiz sağlanmalı
09:01 Cizîr’deki 79 günlük yasağın tanığı: Barışın toplumsallaşması için geçmişle yüzleşilmeli
09:00 13 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
12/12/2025
23:20 Maden ocağında 5 işçi gazdan etkilendi
21:46 Yürüyüş Mersin'e ulaştı: Ekmek ve barış istiyoruz
21:38 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşecek
21:12 Epstein albümünden Trump’ın yeni fotoğrafları paylaşıldı
20:59 Türkiye'den giden gemiye Rusya saldırdı
20:54 Riha'dan seslendiler: Talepleri çuvallarla Meclis'e taşıyacağız
20:45 Dêrsim’de kadınlar barışı konuştu
20:37 Sonay Bayramoğlu: Belediyeler kent yönetimi olmaktan çıktı
20:33 ODTÜ'de tecavüz failinin yurtta barındırılmasına karşı protesto
19:50 Asgari Ücret İnisiyatifi: Ücreti emekçiler belirlesin
19:44 Özel ve 6 milletvekillinin dokunulmazlıkların kaldırılması istemiyle fezleke
19:35 Yürüyüşün Ege kolu: Bütçe halka ayrılsın
19:28 223 işçinin direnişi sürüyor: Barış olmadan emek korunmaz
19:25 Bakırhan: Bütçe, savaşa değil emekçiye harcansın diye yola çıktık
19:15 Erzirom’da ‘Ekmek ve barış için bütçe’ şiarıyla açıklama
18:59 Neslihan Şedal: Eşbaşkanlık sistemi ile dünyaya öncülük ettik
18:54 Amed film festivalinde 18 film ve belgesel gösterildi
18:31 Cizîr'de Barış ve Demokratik Toplum buluşması
18:23 Bütçe görüşmeleri: Dillerin yaşatılması için tek bir kuruş dahi ayrılmadı
17:49 İHD: İç Anadolu bölgesi cezaevlerinde 335 ağır hasta tutsak bulunuyor
17:44 Kocaeli’de 7 işçinin yaşamını yitirdiği bina yıkıldı
17:38 UNICEF: Gazze’de 2 çocuk soğuktan hayatını kaybetti
17:35 Ahmet Özer: Sürecin toplumsallaşması için adımlar atılmalı
17:30 Meclis'teki istismar soruşturmasında 4 kişi hakkında gözaltı kararı
17:27 Temelli: Hangi füze karnımızı doyuracak?
17:20 İHD'den tutsaklara yeni yıl dayanışma kartı