ANKARA- Beraberiz Derneği, afet bilincini artırmak amacıyla “Bizim Eller” adıyla sergi ve panel düzenledi. Deprem sırasında yaşananlara dikkat çeken depremzede Nurhak Kar, afetlerdeki halk dayanışmasına dikkat çekti.
Beraberiz Derneği, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan 11 il ve 124 ilçede yıkıma sebep olan depreme dikkat çekmek ve afet bilincini artırmak amacıyla “Bizim Eller” başlığıyla fotoğraf sergisi ve panel düzenledi.
Bu yıl 3’üncüsü yapılan panel ve fotoğraf sergisi, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi. Fotoğraf sergisinin ardından derneğin başkan yardımcısı Hasan Tatar’ın moderatörlüğünü yaptığı “Bizim Eller” paneline, Antakya sakini ve deprem tanığı Nurhak Kar, Avukat Hüseyin Cihat Açıkalın ve Engelsiz Dünya Federasyonu Başkanı Serhat Gökpınar konuşmacı olarak katıldı.
‘DEPREM ÇALIŞMALARININ ÖNEMİ ÇOK BÜYÜK’
Panelin açılış konuşmasını yapan derneğin Çankaya Belediyesi Temsilcisi Hakan Serkan Sarıkaya, deprem olgusunun ülkenin yaşadığı temel problemler arasında olmaya devam ettiğine işaret ederek, “Bu konuda kapsamlı çalışmaların, örgütlenmelerin sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çabaların önemi de büyük. Beraberiz Derneği, belediyemize geldiğinde ve bu duyarlılığı gösterdiğinde tereddüt etmeden onların yaptığı, yürüttüğü, bütün çalışmaların arkasında olacağımızı belirttik. Bu çerçevede de yaptıkları çalışmaların önemi tartışılma” dedi.
‘SAVAŞ SAHNESİ YAŞADIK’
Ardından konuşan Beraberiz Derneği Genel Başkanı Kübra Özyurt ise, Türkiye’nin zaman zaman kritik dönemlerden geçtiğine ve bu kritik dönemlerin birer dönüm noktası olduğuna vurgu yaparak, “6 Şubat 2023 tarihi de bizler için böyle oldu. Öyle ki biz Türkiye'de birbirimize asla ulaşamıyorduk. Ardından ailemin yaşadığı mahalleye gittiğimde ise bir mahallenin yıkıldığını değil bütün şehrin yok olduğunu gördüm. Oysaki orada bir savaş yoktu, soykırım yoktu ama bizler bir savaş sahnesi yaşıyorduk. Canlıları enkazdan İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) çıkarması gerekirken AFAD’a da bizler yardım ettik. Çünkü AFAD balyozu, kazma küreği ve el fenerini dahi bizden istedi” diye belirtti.
‘BİZ HALKLAR ASLINDA KUTUPLAŞTIRILMADIK’
Sonrasında konuşan Nurhak Kar ise, Türkiye'de depremden önce kutuplaşma ve ayrışmanın olduğu vurgusunu yaparak, “Deprem anında şöyle bir baktım, kepçe makinesinden tutun her türlü kamyon ve araçlar bütün Türkiye'deki insanlar yardım için seferber olmuştu. Belen'e o kadar insan geldi ki 11 saat boyunca yol tıkanmıştı. Depremden üç gün sonra insanlar ellerindeki her türlü araç ve gıdayla kimisi ekmeğini taşımış, kimisi su taşıyor, kimisi yardım malzemesi taşıyordu. Depremden sonra gördüm ki aslında biz halklar kutuplaşmamışız. Öyle bir yardım eli olamaz oturup ağlamaya başladım. Her kesimden insan bize yardıma geldi. El uzattılar, hiçbir şeyi sorgulamaksızın el uzattılar” ifadelerini kullandı.
‘BİZLER BİR ARADA YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Kutuplaştırma ve ayrışmanın yönetenlerden kaynaklandığı vurgusunu yapan Kar, “O zaman dedim ki bu ayrım ve kutuplaştırma nereden kaynaklanıyor diye ve bizi kutuplaştırıp yönetmeye çalışanlardan kaynaklanıyor dedim. Fakat iktidarlar gelip geçici, bizim halklar olarak bir arada olmayı sürdürebilir hale getirmemiz gerekiyor. Halklar bir şekilde ortaklaşıyor ve çözüyor yeter ki bize karışılmasın ayrıştırılmayalım. Bizler bir arada yürümeye devam edeceğiz. Hatay'ın ve diğer illerin buna çok çok ihtiyacı var. Bu açıdan hep beraber olmayı çok önemsiyorum” dedi.
DEPREMDEN EN ÇOK ENGELLİLER ETKİLENDİ
Serhat Gökpınar ise, depremde engellilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, “Rakamlarla engelliler gerçeği ve deprem gerçeği. Bizler dünyadaki en büyük azınlığız. Türkiye’de yüzde 12 dünyada yüzde 15’lik dilim engellileri oluşturuyor. Her zaman ki gibi deprem sürecinde de en önemsenmeyen en alt tabakada kalan kesim olduk. Bakın şuradan örnek verecek olursam burayı yapan kişi dahi burada konuşmacı olarak bir engellenin konuşacağını düşünememiş ve buraya merdiven koymuş. Bu Türkiye'nin her yerinde böyledir. Her yerde konuşma yapıyoruz ve ne yazık ki yerde bu sorunu yaşıyoruz. Sağlamcı anlayış, engelleri görmezden gelen anlayış dünyanın her yerinde bu şekilde işliyor. Depremde hayatını kaybeden engelli sayısı 6 bin 350 depremde iş kaybı yaşayan engelli bireyler 8 bin 500 kişidir. Bu rakamlar tüm deprem bölgesini kapsıyor. Depremde evi yıkılan engelli bireyler ise yaklaşık 400 bin, depremde engelli kalan birey sayısı da 13 bin 500, depremden etkilenen bireylerin sayısı ise 1 milyon 770 bin kişi” diye konuştu.
Ardından Avukat Hüseyin Cahit Açıkalın depremin hukuki sürecine dair konuşurken panel soru cevap kısmı ile devam etti.