ANKARA - AKP’nin ekonomi politikalarına ve KKM sistemine işaret eden DEM Partililer, AKP’lilerin bu sistemleri Meclis’e sunduğu dönemki atmosfere işaret ederek, “İki alkış arasında Türkiye hazinesi çöktü” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden Ticaret Bakanlığı ile Maliye ve Hazine Bakanlığı bütçeleri kapsamında söz aldı.
‘ÖYLE MİLLİ Kİ KÜRT’Ü KABUL ETMİYOR’
Söz alan Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Sayın Uçum’un sarf ettiği sözleri anımsattı. Çiftyürek, "‘Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin millî devletidir’ dedi Uçum. Bak, bak sen hele. Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin millî devletiymiş. Görüyor musunuz? Öyle bir millî devlet ki Kürt’ün varlığını kabul etmiyor, Anayasa'da varlığını tanımıyor. Bu niye söyleniyor biliyor musunuz sayın vekiller? Sosyoloji söylettirir, siyaset reddediyor” dedi.
‘VARLIĞINI ANAYASADA KABUL EDİN’
Çiftyürek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Selçuklulardan Yavuz Sultan Selim'e biliyorsunuz, Kürtlerle özerklik anlaşması yaptılar ve Kanuni, Sultan Selim, Mustafa Kemal, İnönü, sonra Özal ‘Federasyonu tartışalım.’ Sonra Sayın Çiller dedi ki: ‘Biz Bask modelini tartışalım.’ Geldi Sayın Erdoğan'a ‘Kürdistan ve lazistanı tanımayanlar cahildir.’ Hatta Sayın Bahçeli, ‘Gelin, gelin, Birinci Meclisin renkleri tamamlansın.’ Nedir Birinci Meclisin renkleri sayın vekiller? Lazistan ve Kürdistan. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin millî devleti ise Anayasa'da varlığını kabul etsin, anadil hakkını tanısın. Ya, bir muhtarın bayrağı vardır, statüsü vardır, bayrağını kabul etsin.”
‘18 MİLYON YOKSUL PAY ALMIYOR’
Söz alan Agirî Milletvekili Necla Demir, “Türkiye'deki yaklaşık 88 milyon yurttaştan 1 milyonu ülkedeki servetin yüzde 40'ına sahipken geri kalanı ise servetin yüzde 60'ını bölüşüyor. Resmî rakamlara göre, ortalama her 5 kişiden 1'i yani yaklaşık 18 milyon olan yoksul ise ülke servetinden neredeyse hiç pay alamıyor. Bugün Türkiye'de 10 milyon işsizden sadece 3 milyonu iş arıyor, geriye kalan 7 milyon işsiz ise TÜİK'in ‘İş arıyor musunuz?’ sorusuna ‘Her şeyden umudumu kestim, iş aramaktan da vazgeçtim.’ dediği için TÜİK tarafından hesaba katılmıyor. Çalışabilir nüfusun yaklaşık yüzde 36'sı iş bulabiliyorken sizden bir kısmı 3-4 maaşlı işlere veya adrese teslim kadrolara atanıyor. Her geçen gün yoksul sayısını artırmak yetmezmiş gibi Aile Bakanlığı 18 milyona yaklaşan yoksullara yaptığı yardımlarla bir de övünüyor” diyerek, tepki gösterdi.
‘ÇÖKÜŞÜN TABLOSU’
AKP’nin yoksulluk ile mücadele etmediğini ve bitirmek istemediğini belirten Necla Demir, yoksulluğu yönetmek istediğini kaydetti. Necla Demir, “Yoksulluğu kendi iktidarının devamlılığı için kullanıyor. Oysa Sayın Bakanın bu tabloyla övünmesi değil, bu tablodan utanması gerekiyordu. Bütçe görüşmeleri boyunca konuşmalarınızda halkı manipüle ettiniz, etmeye çalıştınız ancak matematik diye bir gerçeklik var. 2009'da emekli asgari ücretten yüzde 18'den fazla maaş alıyorken iktidarınız süresince emekli maaşı asgari ücretin altına düşmüş durumda. Şimdi, bu emekliler, bu insanlar ömürlerinin en verimli, en güzel yıllarını çalışarak geçirdi, en azından yaşlılığımda geçim endişesi ve korkusu yaşamayayım diye ömür harcadı. Peki, siz ne yaptınız? Bu insanların otuz yılını, kırk yılını, emeklerine çöktünüz ve bunu sarayın, sermayenin çıkarları için yaptınız. Yirmi iki yılın sonunda ortaya çıkan bu tablo bir çöküşün ve çözülüşün tablosudur. Unutmayalım ki bu çöküşü yaratanlar kadar buna sessiz kalanlar ve alkışlayanlar da aynı derecede sorumludurlar” ifadelerini kullandı.
‘EŞİTSİZLİK DERİNLEŞTİ’
Sebahat Erdoğan Sarıtaş da AKP’nin politikalarını eleştirdi. Kürt sorunun ekonomik boyutuna işaret eden Sebahat Erdoğan Sarıtaş, “Bölgesel eşitsizlik gerçeğiyle de kendisini göstermektedir. Türkiye ekonomisi yirmi iki yıllık AKP iktidarı boyunca uygulanan yanlış ve istikrarsız politikalar sonucunda enflasyon, yüksek kur, faiz, işsizlik ve cari açık gibi yapısal sorunların ortaya çıktığı bir kriz dönemine girmiştir. Tüm ülke çapında etkileri görülen bu krizin en ağır faturası bizlerin kentlerine yani Kürt kentlerine kesilmiştir. Bölgesel eşitsizlikler, cumhuriyet tarihi boyunca bilinçli bir şekilde ekonomik-politik bir tercih olarak uygulanan politikaların neticesinde günümüze kadar gelerek derinleşmiştir” dedi.
KÜRT KENTLERİNDEKİ DURUM
Uygulan Şark Islahat Planı, Umumi Müfettişlikler ve OHAL ile kayyım uygulamalarına işaret eden Sebahat Erdoğan Sarıtaş, “Maalesef, onu bu haritada da görüyoruz. Siirt'teki ile İstanbul'dakinin gelir düzeyi arasında tam 5 kat fark vardır. Yollar yapılıyor, barajlar inşa ediliyor ama bu projeler yerel halkın hayatına nasıl yansıyor? Mesela, Van'da tünel yapılıyor, tek yönlü. Daha önemlisi, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma sağlıyor mu? Bölge bazlı konuştuğumuz bu meseleye biraz daha yakından bakalım. Örneğin, Siirt'ten, Batman'dan, Muş'tan, Mardin'den bakalım. Bu kentler siyasi, coğrafi, ekonomik ve sosyal faktörlerden kaynaklanan, bölgesel eşitsizliklerden etkilenen yerler. Bahsettiğimiz Kürt kentleri genellikle ekonomik kalkınma göstergeleri bakımından Türkiye ortalamasının hep altında kalmıştır” diye kaydetti.
TÜRKİYE’NİN HAZİNESİ ÇÖKTÜ’
AKP’nin Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine işaret eden Çewlik Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, “Gündeme geldiği gece dolar kuru 18 liradan 12 liraya düştü. Alelacele Meclise bir torba yasayla getirildi. 5 Ocak 2022 tarihinde, o torba yasanın görüşüleceği gün de Genel Kurula bir Meclis araştırma önergesi sunduk ve ‘Kur korumalı mevduatın yaratacağı tahribatlar, zararlar araştırılsın.’ dedik. Önerge aleyhine bu kürsüye çıkan AKP milletvekili o gün bunları söyledi: ‘Ne yapmışız biz? Suni birtakım gelişmelerin önüne geçmişiz. Herkes biliyor ki iktisadi zeminde hiçbir kırılma yok, hiçbir sıkıntı yok.’ Peki, sonuç ne oldu? Her zamanki gibi ‘AKP sıralarından alkışlar.’ O gün dolar kuru 13 lira 32 kuruştu. Aradan üç yıl geçti, Sayın Bakan Plan ve Bütçe Komisyonunda ‘Kur korumalı mevzuattan hızlı bir şekilde çıkıyoruz.’ dedi. Geçen yıl bütçe görüşmelerinde bu kürsüden aynı ifadeleri kullandı. Peki, ne oldu? AK Parti sıralarından tekrar alkışlar yükseldi. Bugün dolar kuru 35 lira. Şu sıralardan yükselen alkışlar aslında Türkiye'nin hazinesinden 1 trilyon para götürdü, tam 1 trilyon. İki alkış arasında Türkiye hazinesi çöktü” diye kaydetti.