Jîna’nın memleketi Seqiz’de herkesin kafasında aynı soru

img
HABER MERKEZİ - Jîna Emînî'nin memleketi Seqiz'de çocuklar, annelerine "Jîna'nın yaşına geldiğimizde aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?" diye soruyor. Evînar Seqiz, "İşte sel olup Jîna'nın mezarına akan herkesin kafasında o çocukların sorusu var" diyor.
 
Kadim zaman şehirlerinden biri olan Rojhilat'ın Seqiz kenti iki buçuk aydır İran ve Rojhilat'ın tamamını etkisi altına alan eylemlerin fitilinin ateşlendiği kent özelliğini taşıyor. Dönüşüm ve değişimin merkezi konumundaki Seqiz, geçmişten bugüne birçok siyasi ve toplumsal hareketin de içinde yer aldı. Gözaltında darp edilen ve 16 Eylül'de yaşamını yitiren Jîna Emînî ile birlikte ayağa kalkan yaklaşık 200 bin nüfuslu bu kent, bütün İran'ı ortak paydada buluşturan "Jin Jiyan Azadî" sloganının da atıldığı ilk kent oldu. Jîna'nın toprağa verildiği 17 Eylül'den bu yana her Cumartesi ve Çarşamba günleri esnaf kepenk kapatıyor. 
 
 
Kente gitmeden önce irtibat kurduğum kişiler üzerinden Jîna Emînî'nin ailesiyle görüşme imkanının olup olmadığını öğrenmek istiyorum. İki günlük bekleyişten görüşmek umuduyla Seqiz'e doğru yola çıkıyorum. Kente ulaştığımızda irtibata geçtiğimiz kişiden henüz net bir yanıt alamadığımız için önce kenti dolaşıyorum. Diğer kentlerde olduğu gibi Seqiz'de de üzeri çizilmiş yazılamalar dikkat çekiyor. Adliye binası ve Peyamnur Üniversitesi’nin bulunduğu caddedeki kalabalık trafik dikkat çekiyor. Yavaş yavaş ilerlerken bir süre sonra karşıdan gelen bir sürücü, yolun kapatıldığını ve öğrencilerin sloganlarla yürüdüğünü söylüyor.
 
JÎNA'NIN AİLESİYLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM
 
Bizim adımıza Jîna Emînî'nin ailesiyle irtibata geçen Seqizli yurttaşla görüşüyoruz. Özellikle Jîna'nın 40'ıncı gün merasiminde onbinlerce kişinin yürümesinden sonra aile üzerindeki rejim baskısının da arttığını belirten aracı, aile evinin gözetim altında olduğunu, bu nedenle hala görüşme için net bir yanıt alamadıklarını söylüyor. "Başka bir evde de görüşebileceğimizi" söylüyorum ve yeniden temasa geçiyor. Yaklaşık iki saatlik bekleyişin ardından ailenin, evlerinin gözetim altında olması nedeniyle görüşmelerinin mümkün olamadığını, evlerine gelen birilerinin de başına bir şeyler gelmesinden çekindikleri için röportaj talebini geri çevirdiğini öğreniyorum. Aracı, kendilerinin de dışarı çıkma ve başka bir evde buluşma imkanının olmadığını söylüyor. Jîna'nın mezarını ziyaret etme talebim de "mezarlığa kamera sistemi kurulduğu, güvenli olmadığı, birkaç gün önce İran'ı ziyaret eden iki turistin Jîna'nın mezarını ziyaret ettikleri için tutuklandığını, bu nedenle mezarlığa gitmemin uygun olmayacağı" uyarısını alıyorum. Buna rağmen en azından Jîna'nın 40'ında mezara yürüyen halk görüntüsünün kafamda canlanması için şehrin dışındaki mezarın girişine kadar gidiyorum. Bane yolu üzerinde şehir merkezine 5 kilometre uzaklıktaki bu mezarlığa yakınındaki köyün ismi nedeniyle halk, “Ayçî Mezarlığı” diyor. Ama mezarlığın resmi tabelasında “Muhammedi Mezarlığı” yazıyor. 
 
 
EVÎNAR SEQIZ ANLATIYOR
 
Jîna'nın ailesiyle görüşemeyince hem ilk günden beri eylemlerin içerisine bulunan hem de Jîna'nın 40'ıncı günündeki o kalabalığın içerisinde bulunan Evînar Seqiz (güvenlik gerekçesiyle gerçek ismi yerine bu ismin kullanılmasını istedi) ile görüşüyorum. Evînar, hem Tahran'da yaşadığı dönemlerde karşı karşıya kaldığı muameleleri, hem de son iki aydır tüm İran'ı etkisi altına alan eylemleri ve amaçlarını anlatıyor.
 
Gaşt e İrşad'ın kurulmasından bir süre sonra kendisinin de Tahran'da çalıştığını ve birçok şeye tanıklık ettiğini belirten Evînar Seqiz, "Çalıştığım işyerinde arkadaşlarım sık sık Gaşt e İrşad'dan söz ediyordu. Hatta bir keresinde bir kadın gördüğü şiddet sonucu ölme noktasına gelmişti. Yine başka bir kadın kafasına aldığı darbelerle delirmiş ve bir süre sonra kaybolduğu söylenmişti. İşyerindeki arkadaşlarımın tanıdıkları biriydi ve ailesinin dahi bu durumu dile getiremediğinden söz ediyorlardı. Tabi bunlar korkunç şeylerdi benim için. Ve yıllar geçti bir Kürt kadını darp edilerek öldürüldü. Ancak aile bunun üzerini örtmedi, kızlarına sahip çıktı. Evet, Kürtler büyük baskı altındalar ancak başımıza bir şey geldiğinde tek ses olabiliyoruz. Halk da o aileyi yalnız bırakmadı ve Jîna'ya sahip çıktı. Ben de bir Kürt kadını olarak bu hakareti kabul edemem bu nedenle de ilk günden beri ailenin yanında durmaya çalışıyorum" dedi.
 
40’INCI GÜN ANMASI 
 
Kendisinin hem Jîna'nın taziyesine gittiğini hem de 40'ı için yapılan anmaya katıldığını anlatan Evînar Seqiz, "Tabi baba çok direndi. Hatta uzun süre gözetim altında tutuldu. Bu nedenle de baba bir konuşma yaptı ve herkese teşekkür ettikten sonra durumun daha da kötüleşmesini istemediğini söyledi. Orada insanlar babaya 'Bundan daha kötü ne olabilir ki. Bugün senin kızının başına gelenler yarın bizim başımıza gelecek' dedi. Ben de 'Jîna'nın başına gelenlerin bir kadın olarak benim başıma gelmeyeceğinin garantisi var mı? Evet Jîna için bugün buradayım ama aynı zamanda kendim için de buradayım. Bu nedenle bu itiraz daha da yaygınlaşmalı' dedim. Sonra Jîna'nın yengesi (dayısının eşi) geldi, herkese teşekkür etti ve şöyle bir konuşma yaptı: 'Tahran'da büyük bir baskıyla karşı karşıya kaldık, ancak direndik. Halkın sizlerin yanımızda duracağından emindik. Bu nedenle cenazeyi aynı gün toprağa vermedik ve getirip toprağıyla buluşturduk.' Unutmamalıyız ki bizler sıradan bir insan olarak, bir Kürt olarak ve bir Kürt kadını olarak üç defa eziliyoruz. İtirazımızın bu kadar yüksek olmasının nedeni de bundandır" dedi.
 
 
'JIN JIYAN AZADÎ'NİN GÜCÜ 
 
Jîna Emînî'nin mezarı başında yükselen "Jin Jiyan Azadî" sloganını sorduğum Evînar Seqiz, şöyle diyor: "Jin Jiyan Azadî sadece kulağa hoş gelen ritmi olan bir slogan değil. Şüphesiz arkasında güçlü bir felsefe var. Ve bu felsefenin yaygınlaşabilmesi için Kürt halkı uzun yıllardır bu slogan altında direniyor, akademilerini oluşturuyor, atölyelerle bu bilincin toplum içerisinde yaygınlaşması için çabalıyor. Rojhilat'ta da Jîna'nın mezarı başında çok da önemli ve gerekli bir ortamda bunun haykırılması gerekiyordu. Bu sloganın tam zamanıydı ve bu nedenle geniş bir yankı uyandırdı. Bunun daha fazla yaygınlaşması için çabalamamız gerekiyor."
 
HERKESİN KAFASINDAKİ SORU 
 
Jîna Emînî'nin 40'ıncı gün anmasında onbinlerce kişinin şehir merkezinden mezarlığa kadar sel olup aktığı görüntüleri hatırlatıp, o gün içerisinde bulunduğu atmosferi sorduğum Evînar, başlıyor anlatmaya: "Uzun yıllardır kadınlarla çalışıyorum. Bugüne kadar sayısız kadınla buluştum ve konuştum. Jîna'dan sonra kadınlar kendilerine yapılan zulmün boyutunu daha iyi anladı diyebilirim. Bu iki ay içerisinde çok önemli şeyler deneyimledik. Küçük bir anımı anlatmak istiyorum. Benim bir kadın müşterim var ve on yaşlarında iki kızı var. Annelerine 'Anne on yıl sonra Jîna'nın yaşına geldiğimizde Jîna'nın başına gelenlerin aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?' diye sormuşlar. Bunu söyleyen on yaşlarındaki kız çocukları. İşte Jîna'nın 40'ında o sel olup mezara akan herkes çocuklarının başına aynı şey gelmesin diye oradaydı. Herkesin kafasında o on yaşındaki kız çocuklarının kafasını meşgul eden soru vardı. O 40 gün boyunca Jîna için sokaklara çıkan birçok kadın daha öldürüldü. O yüzden halk Jîna'nın sesi, ailenin sesi olmak gerektiğine inandı. Jîna ailesini aştı artık, o her bir ailenin Jîna'sı oldu. O yüzden o mahşeri kalabalık toplandı. Bu da Kürdün bir olursa neler yapabileceğine iyi bir örnekti."
 
NESRÎN QADIRÎ GİBİ BİR DEVRİMCİ OLMAK
 
4 Kasım'da Tahran'da kafasına vurulan copla ağır yaralanan ve yaşamını yitirdikten sonra 6 Kasım'da cenazesi rejim tarafından kaçırılarak Meriwan'da zorla toprağa verilen doktora öğrencisi Nesrîn Qadirî'yi de hatırlatan Evînar Seqiz, her bir kadının Nesrîn Qadiri gibi bir devrimci olması gerektiğini söyledi.
 
Öğretmenler arasında örgütlü kadın öğretmenlerin de olduğunu ve bu iki aylık sürede çoğunun tutuklandığını hatırlatan Evînar Seqiz, şu çağrıda bulundu: "Herkese özellikle kadınlara çağrımdır. Daha örgütlü hareket edebilmek için daha fazla bir araya gelmeliyiz. Jin Jiyan Azadî şiarının arkasında bu felsefenin Rojhilat'ta da pratikleşmesini sağlamalıyız. Kadınların korkularını bir kenara bırakmasını ve kapatıldıkları evlerden çıkmalarını istiyorum. Direnmek gerek. Ancak biz kadınlar gelecek nesilleri eğitirsek erkek egemen anlayışını değiştirebiliriz. Bu iki aylık deneyim özellikle çocuklar ve erkekler arasında ciddi bir değişim yaratabileceğimizi de gösterdi. O yüzden daha fazla çalışmak gerek."
 
EYLEMLERİN ÖNCÜLERİ ANLATIYOR
 
 
Evînar Seqiz ile röportajımın ardından kentteki eylemlerin öncülerinden biri olan Hêvî Renc Seqiz ile görüşüyorum. Jîna Emînî ile birlikte Seqiz'de başlayan eylemlerin halkta yarattığı duyguyu öğrenmek istediğim Hêvî Renc Seqiz, sözlerine şöyle başlıyor: "Bu itirazların yükselmesini sağlayan birçok neden var. Rejimin 43 yıllık ömrü boyunca hem siyaseten hem de güvenlik açısından halka yönelik zulümleri, ekonomik krizin git gide dayanılamaz bir hal alması, orta sınıfın dahi geçinmekte zorlanması, şiddet; halkın ayaklanmasının başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Bütün bunlara Jîna Emini'nin Gaşt e İrşad tarafından öldürülmesi de eklenince halk başkaldırmaktan başka çaresinin kalmadığını düşünmeye başladı. Yani 43 yıldır aslında kesintisiz devam eden bir zulüm var ama bardağı taşıran damla Jîna'nın öldürülmesi oldu."
 
İRAN HALKLARI İLE KÜRTLER OMUZ OMUZA 
 
Jîna bir Kürt olmasına rağmen öldürülmesinin İran'ın diğer kentlerinde de protesto edilmesinin yeni bir aşama olup olmadığını sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Aslında İran halkları, bugüne kadar Kürdün maruz kaldığı saldırılara, katliamlara karşı herhangi bir reaksiyon göstermiş değil. Her zaman İran siyasetinin ve yönetimin Kürde karşı saldırılarını 'güvenlik' gerekçesi temelinde değerlendirmiştir. Bu saldırıları doğrudan onaylamamışsa dahi buna sessiz kalmıştır. Ama Jîna ile ilk defa bu topraklarda yaşayan halkların her bir ferdi, kendi çocuklarının da güvende olmadığını düşünmeye başladı. Yani aslında Kürt halkı ve İran halklarının Jîna için sokağa dökülmesi arasında bir fark var. Ama her ikisinin de amacı aynı noktaya çıkıyor diyebiliriz" diyor.
 
USULGERAN VE ISLAHTALEB ÇÖZÜM DEĞİL 
 
Aradaki farkı sorduğum Hêvî Renc Seqiz, şöyle diyor: "Kürt halkının maruz kaldığı zulmün yavaş yavaş kendilerine de döndüğünü idrak etmeye başladılar. Büyük bir bölümü için bugüne kadar ülkedeki ana meselenin ekonomi olduğu fikri vardı, ama Jîna ile birlikte aslında asıl meselenin her bir İranlının onur meselesi olduğu fikri yayılmaya başladı. İnsanlar aslında ne İslahtaleb'in (Xatemi - reformist kanat) ne de Usulgeran'ın (Reisi ve Humeyni - katı İslami kanat) çözüm olmadığını kavramaya başladı. Yani bu her iki kanat arasında zaman zaman çelişkiler doğuyor. Aslında her iki kanat da var olan rejimi sürdürmek istiyor. Ama Usulgeran kanadı Cumhurbaşkanlığı kazandığında İslahtaleb kanadın aleyhine kimi kanun değişiklikleri yapıyordu, İslahtaleb kanat Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğunda Usulgeran kanat aleyhine değişiklikler yapıyordu. Ve bu aralarındaki çelişkilerin artmasına neden oldu. Her iki kanat, yönetimi ele geçirmeye çalışırken arada ezilenler de, yananlar da halklar oldu. Bu itirazlar gittikçe güçlendi ancak nasıl sokağa taşacağının yolu yoktu. Jîna'nın öldürülmesi ve Kürt halkının sokaklara dökülmesi diğer İran halkları için de yol gösterdi ve halklar ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında bir oldu."
 
ERKEKLERİN İTİRAZI BİR İLK 
 
"‘Jin Jiyan Azadî’ nasıl bu kadar etkili olabildi ve kısa sürede sınırları aştı, diasporadaki İranlıların dahi sarıldığı bir slogan oldu" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "Bunda bu fikriyatın altyapısı ve bugüne gelmesinde Kürt Özgürlük Hareketi'nin çabası yadsınamaz. Bu felsefenin hayat bulduğu, herkesin gördüğü ve deneyimlediği somut bir örnek de vardı. Rojava. Kürt Özgürlük Hareketi Rojava'da öyle bir model yarattı ki bu bütün halklara, hatta dünyadaki feminist hareketlere örnek oldu, ilham oldu. İran da her ne kadar dünyadan izole gibi görülse de aslında bunu görüyor ve bu gördükleri somut örneklerin kendi coğrafyalarında da yaşam bulabileceğini umut ediyor. Kadınların değişime nasıl öncülük ettiğini ve bu gücü bünyesinde barındırdığını anlıyor. Toplumun yarısı olmalarına rağmen bugüne kadar kadının köle gibi görüldüğü fikrini kadınlar çok iyi biliyor ve buna karşı mücadele ediyordu. Ancak burada bir şey daha ortaya çıktı. Erkekler de artık bu gerçeği gördü ve kadınlarla birlikte aynı amaç için mücadele etmeye başladılar. Bu umut tüm İrani halkların kadın erkek, ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında birleşmelerini sağladı." 
 
HALK HAMANEY'E KARŞI ARTIK KORKUSUZ 
 
 
"Jin Jiyan Azadî" sloganıyla birlikte "Diktatöre ölüm" sloganlarının da yükseldiğini hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, "Her başkaldırıyla birlikte yeni bir eşiğin aşıldığını görüyoruz. 2009 öncesi eylemlerde Hamaney'e karşı herhangi bir slogan atıldığına tanıklık etmemiştik. Bir korku vardı. Ancak 2009 ve 2019'daki eylemlerde az da olsa Hamaney sloganlarda yer bulmaya başladı. Son iki ayda gelişen eylemlerde ise bu korku tamamen kırıldı. Halk artık Hamaney karşıtı sloganları her yerde haykırıyor. Bu bile başlı başına bu başkaldırının diğerlerinden farkını gözler önüne seriyor. Evet, rejim bu eylemlere karşı saldırıların dozunu gittikçe arttırıyor. Ancak bu hepimizde haklarımıza daha fazla sahip çıkmamız gerektiği inancını pekiştiriyor" şeklinde konuşuyor. 
 
ŞİDDET ARTTIKÇA KENETLENME DE ARTIYOR
 
Şu ana kadar eylemlerin öncülüğünü halkın yaptığını belirten Hêvî Renc Seqiz, "Rojhilat'ta örgütlü yapılar var ve zaman zaman bu yapıların ortak hareket etme adına komite arayışları da oldu ancak şu ana kadar bir sonuç alınmış değil. Bu nedenle de yavaş yavaş halk kendi aralarında komiteler oluşturmaya başlıyor. Biz de Seqiz'de bu çabanın içindeyiz. Yaptığımız tüm görüşmelerde bunun önemi üzerinde tartışmalar yürütüyoruz. İnsanlar komiteler olmadan da birlikte hareket edebiliyor, bugüne kadar herhangi bir örgütlenme içerisine girmeyenlerin bile örgütlüymüş gibi hareket etmesi bizi heyecanlandırıyor" diyerek, şiddetin artmasının halkı daha fazla birbirine kenetlediğini vurguluyor. 
 
ÖMÜR BİÇENLER HALKI TANIMAYANLAR
 
Zaman zaman eylemlere ömür biçildiği, amacına ulaşamayacağı şeklinde yorumlar yapıldığını hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, İran'ın geçmişinden de örnekler vererek, şöyle diyor: "Bu yorumları yapanların İran halklarını ve Kürtleri tanımadığını düşünüyorum. Zaman zaman sokakların sakinleşmesinden dolayı böylesi sonuçları çıkarıyor olabilirler, ama zaten işin doğasında bu var. Halk bazen nefes alabilmek için, daha güçlü bir itiraz yükseltebilmek için sokaklardan çekilebilir. Ama bu iki aylık süre bize gösterdi ki bu kesinlikle bir geri çekilme değildir. Halk bu sistemi değiştireceğinden emin. 1979 Devrimi'ne giden süreci eğer hatırlarsak, halk 1974'te sokaklara dökülmeye başladı ve 1979'a kadar itirazlarını sürdürdü. Bazen 3 ay boyunca sokaktan çekildiği de oluyordu ama daha sonra daha güçlü sokaklara dökülüyordu ve sonuç da aldı. Bu kez halkın daha erken sonuç alacağını ve sonuç alana kadar da sokaklardan çekilmeyeceğini düşünüyorum."
 
HALK NE REHBER'İ NE DE ŞAH’I İSTİYOR 
 
"Evet, halk var olan sistemi istemiyor ve değişmesini talep ediyor. Ancak bu rejimin yerine neyi istiyor" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "İran'da bildiğimiz doğru düzgün bir muhalefet yok. Evet Saltanatçılar var, Cumhuriyetçiler var, Halkın Mücahitleri var. Ancak hiçbirinin de güçlü bir programları yok. Taraftarları da, destekleyicileri de çok az. Bu nedenle de halk arasında alternatif görünmüyorlar. Tüm bunlar İran'ın bir kısmının, özellikle de burjuva sınıfının son iki aydır ortaya çıkan eylemlere mesafeli yaklaşmasına da neden oluyor. Çünkü geleceği göremiyor ve bu korku taraflarını seçmeyi zorlaştırıyor. Ancak bu başkaldırı yeni bir yol açabilir. Örneğin Şah devrildiğinde geçici bir Şura oluşturulmuştu. Şimdi özellikle İran'ın dışında olan muhalefetin benzer bir arayışı var, bir meclis kurma adına. Faşizan ve çıkarcı taraflar bu konuda problem yaratıyorlar. Saltanatçılar yeniden yönetime gelmenin arayışı içinde ama halkın büyük bir bölümü bunları istemiyor. Çünkü Şah'tan da çok çekti bu halk. Özellikle Kürt halkı kesinlikle Şah'ı istemiyor. Bir Fars olarak düşündüğümde de gelinen noktada üstten bana yaklaşacak bir yönetim istemem. Her bir grubun kendi çıkarlarını halkın çıkarları önüne koyması, ortak bir hareketin oluşmasını da engelliyor. Halk tüm grupların eşit temelde bir araya gelerek halkların çıkarları temelinde hareket etmesini istiyor. Eğer bu sağlanmazsa korkarım ki rejimin yenilgisi de zamana yayılmış olur."
 
EYLEMLERE KATILANLARIN YÜZDE 60'I GENÇ
 
Seqiz'de gençlerin ve lise çağındaki öğrencilerin eylemlere katılım düzeyini sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Eyleme katılanların büyük bölümü gençlerden oluşuyor. Daha büyük bir güce ve iradeye sahipler. Daha önce bu rejimin zulmüne, işkencelerine doğrudan muhatap olan orta yaş üstü yurttaşların taşıdığı korkuyu bu gençler taşımıyor. Eğer bir sınıflandırma yapacaksak bu eylemlere katılanların yüzde 60'a yakınını korkusuz gençler oluşturuyor. Eylemlere katılanların yüzde 20'si de gerçekten yürekleri yanan, ruhları yaralanmış kişilerden oluşuyor. Devletin ağır baskısını hayatı boyunca hissetmiş kişiler bunlar. Yani örgütlü diyebileceğimiz insanlar. Geri kalan yüzde 20 de çoğunluğa uymaya çalışan kesimdir" diye özetliyor. 
 
İNTERNET PROBLEM VPN'LER ÇALIŞMIYOR
 
Ülkedeki internet kesintileri nedeniyle gelişmelerin istenen düzeyde yayılamadığını söyleyen Hêvî Renc Seqiz, "Bu bizler için büyük bir problem. Wi-fi az da olsa telefon internetinden daha iyi, ama zaman zaman tamamen kesiliyor. VPN'ler çok işe yaramıyor. Zaten bu VPN'leri uygulamalardan indirmek büyük bir sorun. O yüzden insanlar bluetooth ya da paylaşım programları vasıtasıyla VPN'leri birbirleriyle paylaşıyorlar. Ama bunlar da çok kısa süreli çalışıyor. Buna rağmen halk, güvenli olmasa da telefonlar üzerinden birbiriyle temasa geçiyor ve gelişmelerden haberdar oluyor" dedi. 
 
 
'MAVİ GÖZLÜLERİN KARA GÖZLÜLERDEN BİR ÜSTÜNLÜĞÜ YOK'
 
Tüm İran halklarına ve dört parça Kürdistan'a çağrıda bulunan Hêvî Renc Seqiz, kendi onuruna sahip çıkan halklarla dayanışmalarını istedi ve son olarak şunları dedi: "Rojava halkının desteğini yaptıkları kitlesel yürüyüşlerle hissediyoruz. Bakur halkımızın da küçük de olsa bir sesi çıkıyor ancak bunun daha fazla olmasını istiyoruz. Yine Başur'un desteğine de ihtiyacımız var. Umarım Bakur ve Başur da gereken desteği gösterir. Tüm dünya halklarının da renkli gözlü Ukraynalılar ve kara gözlü, kahverengi gözlü bizler arasında herhangi bir fark olmadığını anlamalarını ve ona göre bize desteklerini sunmalarını diliyorum."
 
Yarın: İran'ın başkenti Tahran'da durum nedir? 
 
MA / Abdurrahman Gök
 

Diğer başlıklar

00:34 Êlih’te gençlerin direnişi sürüyor
00:19 Qoserli gençlerden havai fişekli protesto
00:12 Êlih'te 29 kişi serbest bırakıldı
05/11/2024
23:38 Avrupa'da irade gaspına karşı eylemler
23:14 Tepkiler üzerine valilikten açıklama: Polislere soruşturma başlatıldı
23:06 Darp edilerek gözaltına alınan gazeteciler serbest bırakıldı
22:36 DFG’den gazetecilere yönelik polis şiddetine tepki
22:08 Gazetecilere dönük polis şiddetinin yeni görüntüleri
21:40 Çand Amed’de ‘Çalakîya Malçêkirî' prömiyeri yapıldı
21:22 Netanyahu, Savunma Bakanı Gallant'ı görevden aldı
20:54 KBG: Kayyım kadınlara darbedir
20:49 Trump oyunu kullandı: Her yerde çok iyi gittiğimizi duyuyorum
20:43 Tutuklanan Özer’den mesaj: Hak, hukuk ve adalet kazanacak
20:40 Qoser halkı ‘Herne Pêş’ marşıyla yürüdü
20:26 İsrail, Suriye'ye düzenlenen saldırıyı üstlendi
20:23 ‘25 Kasım’a giderken kadınları sokağa çağırıyoruz’
20:14 Siyasi parti temsilcileri Êlih’ten seslendi: Kayyım hırsızlıktır
19:50 Koçyiğit: Aklı barış olanın yolu kayyım olmaz!
19:35 Êlih’te binler kayyıma karşı yürüdü
18:18 Küçükbalaban’dan iktidara: Kayyımları geri çekin
18:13 Levent’e AVM’de yangın çıktı
18:07 Xelfetî'de kayyıma karşı yürüyüş: Halk sessiz kalmayacak
17:54 Halk eylemde: Kayyımları biliyoruz bu yüzden direneceğiz
17:42 Êlih kayyımı Kürtçe’yi siteden kaldırdı
17:38 Gazze’de can kaybı 43 bin 391’e yükseldi
17:03 Amed Barosu’ndan Êlih’teki darp görüntülerine suç duyurusu
17:00 KESK Eş Genel Başkanı Mêrdîn'de: Susmayacağız, korkmayacağız
16:21 Şengal’de 25 Kasım startı verildi
15:58 Duhok’ta ağaç kıyımı
15:48 Êlih'te halk polis saldırısına karşı direnişte
15:28 Ahmet Türk’ten Bahçeli’ye: Bir elde sopa ile diyalog olmaz
15:08 Hatimoğulları Xelfetî’ye gidiyor
15:00 Özel: Kayyım kararları siyasi kumpastır
14:47 ‘Demokrasi Nöbeti’ ikinci gününde
14:37 TÜPRAŞ'ta patlama
14:33 ‘Kayyım darbesine karşı mücadelemiz kesintisiz sürecek’
14:18 Ata: Halk bu bentleri yıkacak
14:13 Aile hekimleri 3 gün iş bırakma eylemi başlattı
14:10 Pexşan Ezîzî’nin dosyası Yüksek Mahkeme’ye gönderildi
14:08 Oluç’tan AKP’lilere: Darbeci olarak tarihe geçtiniz
14:00 Pirsûs Katliamı davasında MİT'ten yanıt beklenecek
13:54 Xelfetî'de direniş halayı: Halk kayyıma teslim olmayacak
13:50 Amed Barosu’ndan yasak kararının iptali için dava
13:38 İrade gaspına karşı hashtag kampanyası
13:08 Sönük: Belediyeyi yönetme inisiyatifini ancak halk bizden alabilir
13:03 Hatimoğulları: Darbeye karşı kesintisiz mücadele edeceğiz
Bakırhan: Çözüm istiyorsanız tecridi kaldırın, kayyımı çekin
12:53 25 Kasım deklarasyonu sonrası kayyım protestosu
12:42 Êlih’te yürüyüş: Direnişi sokakta örgütleyeceğiz
12:32 Bedlîs Barosu eski Başkanı Fuat Özgül gözaltına alındı
12:28 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için yeni başvuru
12:15 Bir ayda 48 kadın katledildi
11:57 İmamoğlu: Yerinden yönetim modeli merkezi idare tarafından dinamitleniyor
11:46 Xelfetî'de kayyım protestosu ikinci gününde
11:30 Ahmet Özer'e ikinci soruşturma
11:24 25 Kasım deklarasyonu: 'Jin, jiyan, azadî' ruhuyla sokaklara
11:15 Bütçe görüşmelerinde kayyım protestosu
11:10 'Tasfiye' çağrısı yapan Bahçeli'den kayyım açıklaması
10:25 Kürtçe şarkıya 1 yıl 15 gün hapis
10:12 Emine Şenyaşar’ın duruşması ertelendi
10:09 Gözaltı bilançosu
10:06 Amed'den kayyım tepkisi: İflas eden politika sonuç vermez
09:54 Kayyıma karşı nöbetteler: Burası bizim, defolup gidin
09:51 İmamoğlu kayyıma karşı Mêrdîn'e gidiyor
09:43 Êlih'te gece boyunca direniş
09:41 DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü: Kayyım toplumun iradesine kelepçedir
09:05 Tacize uğrayan Suriyeli kadın hakkında deport kararı
09:04 Ortak mücadele çağrısı: Kayyımı İBB'de de görebiliriz
09:03 Şiddete karşı öz savunmamızı geliştirme çağrısı
09:02 Üçüncü kez kayyım atanan Êlih'i soydular!
09:01 Marcello: Rojava'ya dönük en büyük tehlike Türkiye'dir
09:00 Mêrdîn kayyımlarının sicilinde yok yok
09:00 05 KASIM 2024 GÜNDEMİ
08:13 4 kent için kuvvetli sağanak uyarısı
08:02 ABD'de başkanlık seçimleri bugün
04/11/2024
23:50 Gençlerden kayyım protestosu
23:44 DEM Parti: Siyasi linçlerle ve çarpıtmalarla kayyımları meşrulaştıramazsınız
23:22 Bakırhan’ın hedef gösterilmesine tepki
22:35 Mêrdîn’de belediye önündeki nöbet sürüyor
22:15 Üç koldan Êlih'i dolaştılar: İradenize sahip çıkın
21:59 İsrail, Şam'da istihbarat birimlerini vurdu
21:55 Kadınlar çocuk cinayetlerini protesto etti
21:45 İYİ Parti: Kayyım gasptır, doğru bulmuyoruz
21:31 TUSİAD: Kayyımla halk cezalandırılmakta
21:04 İstanbul irade gaspına karşı ayakta: Kürdistan faşizme mezar olacak
20:57 Eski AKP'li bakan: Kayyım akla ziyandır
20:46 Yüksekdağ: Haklarımızın güvencesini direnişle kazanacağız
20:41 Barolardan, ‘hukuksuz karardan dönülsün’ çağrısı
20:34 İstanbul’da kayyım eylemi: Seçilmişler görevine iade edilsin
19:51 Mêrdîn’de belediye önünde nöbet başlatıldı
19:37 Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi: Diyalog yolunu ateşle kuşatanlara engel olma zamanı
19:27 Özel, Mêrdîn'de: Bu iradeyle inatlaşılmaz
19:24 Êlih’te en az 60 gözaltı
19:20 Ferit Şenyaşar: Barış eli uzatanlar kayyım atadı
19:02 Mersin’de 6 tutuklama
18:56 Êlih'te gazetecilere kayyım engeli
18:49 Kayyıma karşı ‘Demokrasi Nöbeti’: Direne direne kazanacağız
18:40 AKP'li eski vekil Çamuroğlu'ndan kayyım tepkisi
18:37 Uçar: Tek yol Öcalan'ın özgürlüğü
Beştaş: Kürdistan'daki faşizm Türkiye'nin batısında demokrasi olamaz
18:18 Bakırhan: Kayyım Kürdistan'da karşılığını bulamayacak
18:02 TJA: Kadınlar kalacak darbeciler gidecek
17:58 ÖHD Êlih Şubesi’nden ‘sürecin takipçisiyiz’ açıklaması
17:48 Koçyiğit’ten AKP’li Güler’e kayyım tepkisi
17:40 Xelfetî direnişte: Abdullah Öcalan'ın ilçesi teslim olmayacak
17:38 EŞİK'ten kayyım tepkisi
17:38 Mêrdîn'de kayyıma karşı açıklama
17:35 Êlih kayyımından yardımcılarına görev
17:23 ‘Kayyım kanunu’nun iptali için teklif
17:02 Êlih’te halk kayyıma karşı direnişte
16:54 AKP’li Güler kayyımı savundu: Devam edecek
16:48 Esenyurt'ta yapılacak kayyım protestosuna çağrı
16:12 DEM Parti’den İmamoğlu’na olumlu yanıt
15:55 İmamoğlu’ndan siyasi parti genel başkanlarından randevu talebi
15:48 Amed'de binler kayyıma karşı ayakta: İtaat yok, direniş var
15:46 Gemicioğlu, ATK’ye sevk edildi
15:42 Kayyıma tepki büyüyor: Gaspa izin vermeyeceğiz
15:28 HDP Eş Genel Başkanı Kırkazak: Direnişi büyütme günüdür
15:26 Êlih Belediye Meclisi toplandı: Sokaklar bizim
15:13 Riha Baro Başkanı Öncel: Hukuksuz karardan geri dönülmeli
14:44 İYİ Partili başkan tutuklandı, belediye AKP'ye geçti
14:30 Esenyurt için ‘Demokrasi Nöbeti’
14:24 Mersin'de kayyıma karşı yürüyüş
14:16 Özel: Ahmet Türk’ün yanında olacağım
14:11 CHP Meclis'teki çalışmalara katılmayacak
14:05 'Halkın iradesine müdahaleden vazgeçin'
14:04 Hatimoğulları: Bunların 'iç barış' derdi yok
Bakırhan: Bize el uzatanlar nasıl kayyım atayacaklarını planlamış
14:04 AP Raportörü’nden kayyım tepkisi: Demokrasiye açık saldırıdır
13:53 Bayındır: Kürdistan’ın her santimini direniş yeri yapacağız
13:51 Uçar: Meşruiyeti kalmayanlar darbe yapar
13:45 KESK'ten 'Geçinemiyoruz' mitingine çağrı
13:44 Wan’da oturma eylemi: Aynı direnişi yine sergileyeceğiz
13:23 Ömer Öcalan: İç bütünleşmeyi böyle mi sağlayacaksınız?
13:15 Êlih'te kayyım protestosu: Baş eğmeyeceğiz
13:08 Kayyımın ilk icraatı makam odasına Erdoğan'ın fotoğrafını asmak oldu
13:03 Kayyıma gerekçe yapılan soruşturmanın eşbaşkanla alakası yok
12:56 Ahmet Türk'ün avukatları: Kayyım gerekçesi hukuka aykırı
12:55 Esenyurt'ta meclis toplantısı sokakta başladı
12:48 Esenyurt’ta belediye başkan yardımcıları görevden alındı
12:46 Êlihli kadınlardan kayyıma tepki: Asla geri adım atmayacağız
12:44 Mêrdîn'den muhalefete çağrı: Yan yana direnişi büyütmeliyiz
12:43 Amed’de kayyıma karşı yürüyüş çağrısı
12:06 DEM Parti grup toplantısını Mêrdîn’de yapacak
12:05 Kayyıma tepkiler: Halk iradesi gasp edilemez
11:58 En yüksek oy oranıyla seçilen eşbaşkanın yerine kayyım atandı
11:41 Kadınlar kayyıma karşı direnişte: Yok hükmündedir!
11:32 Koçyiğit: Bugün direnme günüdür
11:31 ‘Kürdistan gençliğini direnişe çağırıyoruz’
11:27 DBP: Bu zorbalığa karşı sonuna kadar direneceğiz
11:21 Xelfetî’de kayyımın karnesi: Borç batağı, ihaleye fesat, taşınmazların satışı...
11:20 Takipsizlik verilen dosya kayyıma gerekçe yapıldı
11:19 4 Kasım darbesi kayyım politikasıyla sürüyor