Jîna’nın memleketi Seqiz’de herkesin kafasında aynı soru

img
HABER MERKEZİ - Jîna Emînî'nin memleketi Seqiz'de çocuklar, annelerine "Jîna'nın yaşına geldiğimizde aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?" diye soruyor. Evînar Seqiz, "İşte sel olup Jîna'nın mezarına akan herkesin kafasında o çocukların sorusu var" diyor.
 
Kadim zaman şehirlerinden biri olan Rojhilat'ın Seqiz kenti iki buçuk aydır İran ve Rojhilat'ın tamamını etkisi altına alan eylemlerin fitilinin ateşlendiği kent özelliğini taşıyor. Dönüşüm ve değişimin merkezi konumundaki Seqiz, geçmişten bugüne birçok siyasi ve toplumsal hareketin de içinde yer aldı. Gözaltında darp edilen ve 16 Eylül'de yaşamını yitiren Jîna Emînî ile birlikte ayağa kalkan yaklaşık 200 bin nüfuslu bu kent, bütün İran'ı ortak paydada buluşturan "Jin Jiyan Azadî" sloganının da atıldığı ilk kent oldu. Jîna'nın toprağa verildiği 17 Eylül'den bu yana her Cumartesi ve Çarşamba günleri esnaf kepenk kapatıyor. 
 
 
Kente gitmeden önce irtibat kurduğum kişiler üzerinden Jîna Emînî'nin ailesiyle görüşme imkanının olup olmadığını öğrenmek istiyorum. İki günlük bekleyişten görüşmek umuduyla Seqiz'e doğru yola çıkıyorum. Kente ulaştığımızda irtibata geçtiğimiz kişiden henüz net bir yanıt alamadığımız için önce kenti dolaşıyorum. Diğer kentlerde olduğu gibi Seqiz'de de üzeri çizilmiş yazılamalar dikkat çekiyor. Adliye binası ve Peyamnur Üniversitesi’nin bulunduğu caddedeki kalabalık trafik dikkat çekiyor. Yavaş yavaş ilerlerken bir süre sonra karşıdan gelen bir sürücü, yolun kapatıldığını ve öğrencilerin sloganlarla yürüdüğünü söylüyor.
 
JÎNA'NIN AİLESİYLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM
 
Bizim adımıza Jîna Emînî'nin ailesiyle irtibata geçen Seqizli yurttaşla görüşüyoruz. Özellikle Jîna'nın 40'ıncı gün merasiminde onbinlerce kişinin yürümesinden sonra aile üzerindeki rejim baskısının da arttığını belirten aracı, aile evinin gözetim altında olduğunu, bu nedenle hala görüşme için net bir yanıt alamadıklarını söylüyor. "Başka bir evde de görüşebileceğimizi" söylüyorum ve yeniden temasa geçiyor. Yaklaşık iki saatlik bekleyişin ardından ailenin, evlerinin gözetim altında olması nedeniyle görüşmelerinin mümkün olamadığını, evlerine gelen birilerinin de başına bir şeyler gelmesinden çekindikleri için röportaj talebini geri çevirdiğini öğreniyorum. Aracı, kendilerinin de dışarı çıkma ve başka bir evde buluşma imkanının olmadığını söylüyor. Jîna'nın mezarını ziyaret etme talebim de "mezarlığa kamera sistemi kurulduğu, güvenli olmadığı, birkaç gün önce İran'ı ziyaret eden iki turistin Jîna'nın mezarını ziyaret ettikleri için tutuklandığını, bu nedenle mezarlığa gitmemin uygun olmayacağı" uyarısını alıyorum. Buna rağmen en azından Jîna'nın 40'ında mezara yürüyen halk görüntüsünün kafamda canlanması için şehrin dışındaki mezarın girişine kadar gidiyorum. Bane yolu üzerinde şehir merkezine 5 kilometre uzaklıktaki bu mezarlığa yakınındaki köyün ismi nedeniyle halk, “Ayçî Mezarlığı” diyor. Ama mezarlığın resmi tabelasında “Muhammedi Mezarlığı” yazıyor. 
 
 
EVÎNAR SEQIZ ANLATIYOR
 
Jîna'nın ailesiyle görüşemeyince hem ilk günden beri eylemlerin içerisine bulunan hem de Jîna'nın 40'ıncı günündeki o kalabalığın içerisinde bulunan Evînar Seqiz (güvenlik gerekçesiyle gerçek ismi yerine bu ismin kullanılmasını istedi) ile görüşüyorum. Evînar, hem Tahran'da yaşadığı dönemlerde karşı karşıya kaldığı muameleleri, hem de son iki aydır tüm İran'ı etkisi altına alan eylemleri ve amaçlarını anlatıyor.
 
Gaşt e İrşad'ın kurulmasından bir süre sonra kendisinin de Tahran'da çalıştığını ve birçok şeye tanıklık ettiğini belirten Evînar Seqiz, "Çalıştığım işyerinde arkadaşlarım sık sık Gaşt e İrşad'dan söz ediyordu. Hatta bir keresinde bir kadın gördüğü şiddet sonucu ölme noktasına gelmişti. Yine başka bir kadın kafasına aldığı darbelerle delirmiş ve bir süre sonra kaybolduğu söylenmişti. İşyerindeki arkadaşlarımın tanıdıkları biriydi ve ailesinin dahi bu durumu dile getiremediğinden söz ediyorlardı. Tabi bunlar korkunç şeylerdi benim için. Ve yıllar geçti bir Kürt kadını darp edilerek öldürüldü. Ancak aile bunun üzerini örtmedi, kızlarına sahip çıktı. Evet, Kürtler büyük baskı altındalar ancak başımıza bir şey geldiğinde tek ses olabiliyoruz. Halk da o aileyi yalnız bırakmadı ve Jîna'ya sahip çıktı. Ben de bir Kürt kadını olarak bu hakareti kabul edemem bu nedenle de ilk günden beri ailenin yanında durmaya çalışıyorum" dedi.
 
40’INCI GÜN ANMASI 
 
Kendisinin hem Jîna'nın taziyesine gittiğini hem de 40'ı için yapılan anmaya katıldığını anlatan Evînar Seqiz, "Tabi baba çok direndi. Hatta uzun süre gözetim altında tutuldu. Bu nedenle de baba bir konuşma yaptı ve herkese teşekkür ettikten sonra durumun daha da kötüleşmesini istemediğini söyledi. Orada insanlar babaya 'Bundan daha kötü ne olabilir ki. Bugün senin kızının başına gelenler yarın bizim başımıza gelecek' dedi. Ben de 'Jîna'nın başına gelenlerin bir kadın olarak benim başıma gelmeyeceğinin garantisi var mı? Evet Jîna için bugün buradayım ama aynı zamanda kendim için de buradayım. Bu nedenle bu itiraz daha da yaygınlaşmalı' dedim. Sonra Jîna'nın yengesi (dayısının eşi) geldi, herkese teşekkür etti ve şöyle bir konuşma yaptı: 'Tahran'da büyük bir baskıyla karşı karşıya kaldık, ancak direndik. Halkın sizlerin yanımızda duracağından emindik. Bu nedenle cenazeyi aynı gün toprağa vermedik ve getirip toprağıyla buluşturduk.' Unutmamalıyız ki bizler sıradan bir insan olarak, bir Kürt olarak ve bir Kürt kadını olarak üç defa eziliyoruz. İtirazımızın bu kadar yüksek olmasının nedeni de bundandır" dedi.
 
 
'JIN JIYAN AZADÎ'NİN GÜCÜ 
 
Jîna Emînî'nin mezarı başında yükselen "Jin Jiyan Azadî" sloganını sorduğum Evînar Seqiz, şöyle diyor: "Jin Jiyan Azadî sadece kulağa hoş gelen ritmi olan bir slogan değil. Şüphesiz arkasında güçlü bir felsefe var. Ve bu felsefenin yaygınlaşabilmesi için Kürt halkı uzun yıllardır bu slogan altında direniyor, akademilerini oluşturuyor, atölyelerle bu bilincin toplum içerisinde yaygınlaşması için çabalıyor. Rojhilat'ta da Jîna'nın mezarı başında çok da önemli ve gerekli bir ortamda bunun haykırılması gerekiyordu. Bu sloganın tam zamanıydı ve bu nedenle geniş bir yankı uyandırdı. Bunun daha fazla yaygınlaşması için çabalamamız gerekiyor."
 
HERKESİN KAFASINDAKİ SORU 
 
Jîna Emînî'nin 40'ıncı gün anmasında onbinlerce kişinin şehir merkezinden mezarlığa kadar sel olup aktığı görüntüleri hatırlatıp, o gün içerisinde bulunduğu atmosferi sorduğum Evînar, başlıyor anlatmaya: "Uzun yıllardır kadınlarla çalışıyorum. Bugüne kadar sayısız kadınla buluştum ve konuştum. Jîna'dan sonra kadınlar kendilerine yapılan zulmün boyutunu daha iyi anladı diyebilirim. Bu iki ay içerisinde çok önemli şeyler deneyimledik. Küçük bir anımı anlatmak istiyorum. Benim bir kadın müşterim var ve on yaşlarında iki kızı var. Annelerine 'Anne on yıl sonra Jîna'nın yaşına geldiğimizde Jîna'nın başına gelenlerin aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?' diye sormuşlar. Bunu söyleyen on yaşlarındaki kız çocukları. İşte Jîna'nın 40'ında o sel olup mezara akan herkes çocuklarının başına aynı şey gelmesin diye oradaydı. Herkesin kafasında o on yaşındaki kız çocuklarının kafasını meşgul eden soru vardı. O 40 gün boyunca Jîna için sokaklara çıkan birçok kadın daha öldürüldü. O yüzden halk Jîna'nın sesi, ailenin sesi olmak gerektiğine inandı. Jîna ailesini aştı artık, o her bir ailenin Jîna'sı oldu. O yüzden o mahşeri kalabalık toplandı. Bu da Kürdün bir olursa neler yapabileceğine iyi bir örnekti."
 
NESRÎN QADIRÎ GİBİ BİR DEVRİMCİ OLMAK
 
4 Kasım'da Tahran'da kafasına vurulan copla ağır yaralanan ve yaşamını yitirdikten sonra 6 Kasım'da cenazesi rejim tarafından kaçırılarak Meriwan'da zorla toprağa verilen doktora öğrencisi Nesrîn Qadirî'yi de hatırlatan Evînar Seqiz, her bir kadının Nesrîn Qadiri gibi bir devrimci olması gerektiğini söyledi.
 
Öğretmenler arasında örgütlü kadın öğretmenlerin de olduğunu ve bu iki aylık sürede çoğunun tutuklandığını hatırlatan Evînar Seqiz, şu çağrıda bulundu: "Herkese özellikle kadınlara çağrımdır. Daha örgütlü hareket edebilmek için daha fazla bir araya gelmeliyiz. Jin Jiyan Azadî şiarının arkasında bu felsefenin Rojhilat'ta da pratikleşmesini sağlamalıyız. Kadınların korkularını bir kenara bırakmasını ve kapatıldıkları evlerden çıkmalarını istiyorum. Direnmek gerek. Ancak biz kadınlar gelecek nesilleri eğitirsek erkek egemen anlayışını değiştirebiliriz. Bu iki aylık deneyim özellikle çocuklar ve erkekler arasında ciddi bir değişim yaratabileceğimizi de gösterdi. O yüzden daha fazla çalışmak gerek."
 
EYLEMLERİN ÖNCÜLERİ ANLATIYOR
 
 
Evînar Seqiz ile röportajımın ardından kentteki eylemlerin öncülerinden biri olan Hêvî Renc Seqiz ile görüşüyorum. Jîna Emînî ile birlikte Seqiz'de başlayan eylemlerin halkta yarattığı duyguyu öğrenmek istediğim Hêvî Renc Seqiz, sözlerine şöyle başlıyor: "Bu itirazların yükselmesini sağlayan birçok neden var. Rejimin 43 yıllık ömrü boyunca hem siyaseten hem de güvenlik açısından halka yönelik zulümleri, ekonomik krizin git gide dayanılamaz bir hal alması, orta sınıfın dahi geçinmekte zorlanması, şiddet; halkın ayaklanmasının başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Bütün bunlara Jîna Emini'nin Gaşt e İrşad tarafından öldürülmesi de eklenince halk başkaldırmaktan başka çaresinin kalmadığını düşünmeye başladı. Yani 43 yıldır aslında kesintisiz devam eden bir zulüm var ama bardağı taşıran damla Jîna'nın öldürülmesi oldu."
 
İRAN HALKLARI İLE KÜRTLER OMUZ OMUZA 
 
Jîna bir Kürt olmasına rağmen öldürülmesinin İran'ın diğer kentlerinde de protesto edilmesinin yeni bir aşama olup olmadığını sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Aslında İran halkları, bugüne kadar Kürdün maruz kaldığı saldırılara, katliamlara karşı herhangi bir reaksiyon göstermiş değil. Her zaman İran siyasetinin ve yönetimin Kürde karşı saldırılarını 'güvenlik' gerekçesi temelinde değerlendirmiştir. Bu saldırıları doğrudan onaylamamışsa dahi buna sessiz kalmıştır. Ama Jîna ile ilk defa bu topraklarda yaşayan halkların her bir ferdi, kendi çocuklarının da güvende olmadığını düşünmeye başladı. Yani aslında Kürt halkı ve İran halklarının Jîna için sokağa dökülmesi arasında bir fark var. Ama her ikisinin de amacı aynı noktaya çıkıyor diyebiliriz" diyor.
 
USULGERAN VE ISLAHTALEB ÇÖZÜM DEĞİL 
 
Aradaki farkı sorduğum Hêvî Renc Seqiz, şöyle diyor: "Kürt halkının maruz kaldığı zulmün yavaş yavaş kendilerine de döndüğünü idrak etmeye başladılar. Büyük bir bölümü için bugüne kadar ülkedeki ana meselenin ekonomi olduğu fikri vardı, ama Jîna ile birlikte aslında asıl meselenin her bir İranlının onur meselesi olduğu fikri yayılmaya başladı. İnsanlar aslında ne İslahtaleb'in (Xatemi - reformist kanat) ne de Usulgeran'ın (Reisi ve Humeyni - katı İslami kanat) çözüm olmadığını kavramaya başladı. Yani bu her iki kanat arasında zaman zaman çelişkiler doğuyor. Aslında her iki kanat da var olan rejimi sürdürmek istiyor. Ama Usulgeran kanadı Cumhurbaşkanlığı kazandığında İslahtaleb kanadın aleyhine kimi kanun değişiklikleri yapıyordu, İslahtaleb kanat Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğunda Usulgeran kanat aleyhine değişiklikler yapıyordu. Ve bu aralarındaki çelişkilerin artmasına neden oldu. Her iki kanat, yönetimi ele geçirmeye çalışırken arada ezilenler de, yananlar da halklar oldu. Bu itirazlar gittikçe güçlendi ancak nasıl sokağa taşacağının yolu yoktu. Jîna'nın öldürülmesi ve Kürt halkının sokaklara dökülmesi diğer İran halkları için de yol gösterdi ve halklar ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında bir oldu."
 
ERKEKLERİN İTİRAZI BİR İLK 
 
"‘Jin Jiyan Azadî’ nasıl bu kadar etkili olabildi ve kısa sürede sınırları aştı, diasporadaki İranlıların dahi sarıldığı bir slogan oldu" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "Bunda bu fikriyatın altyapısı ve bugüne gelmesinde Kürt Özgürlük Hareketi'nin çabası yadsınamaz. Bu felsefenin hayat bulduğu, herkesin gördüğü ve deneyimlediği somut bir örnek de vardı. Rojava. Kürt Özgürlük Hareketi Rojava'da öyle bir model yarattı ki bu bütün halklara, hatta dünyadaki feminist hareketlere örnek oldu, ilham oldu. İran da her ne kadar dünyadan izole gibi görülse de aslında bunu görüyor ve bu gördükleri somut örneklerin kendi coğrafyalarında da yaşam bulabileceğini umut ediyor. Kadınların değişime nasıl öncülük ettiğini ve bu gücü bünyesinde barındırdığını anlıyor. Toplumun yarısı olmalarına rağmen bugüne kadar kadının köle gibi görüldüğü fikrini kadınlar çok iyi biliyor ve buna karşı mücadele ediyordu. Ancak burada bir şey daha ortaya çıktı. Erkekler de artık bu gerçeği gördü ve kadınlarla birlikte aynı amaç için mücadele etmeye başladılar. Bu umut tüm İrani halkların kadın erkek, ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında birleşmelerini sağladı." 
 
HALK HAMANEY'E KARŞI ARTIK KORKUSUZ 
 
 
"Jin Jiyan Azadî" sloganıyla birlikte "Diktatöre ölüm" sloganlarının da yükseldiğini hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, "Her başkaldırıyla birlikte yeni bir eşiğin aşıldığını görüyoruz. 2009 öncesi eylemlerde Hamaney'e karşı herhangi bir slogan atıldığına tanıklık etmemiştik. Bir korku vardı. Ancak 2009 ve 2019'daki eylemlerde az da olsa Hamaney sloganlarda yer bulmaya başladı. Son iki ayda gelişen eylemlerde ise bu korku tamamen kırıldı. Halk artık Hamaney karşıtı sloganları her yerde haykırıyor. Bu bile başlı başına bu başkaldırının diğerlerinden farkını gözler önüne seriyor. Evet, rejim bu eylemlere karşı saldırıların dozunu gittikçe arttırıyor. Ancak bu hepimizde haklarımıza daha fazla sahip çıkmamız gerektiği inancını pekiştiriyor" şeklinde konuşuyor. 
 
ŞİDDET ARTTIKÇA KENETLENME DE ARTIYOR
 
Şu ana kadar eylemlerin öncülüğünü halkın yaptığını belirten Hêvî Renc Seqiz, "Rojhilat'ta örgütlü yapılar var ve zaman zaman bu yapıların ortak hareket etme adına komite arayışları da oldu ancak şu ana kadar bir sonuç alınmış değil. Bu nedenle de yavaş yavaş halk kendi aralarında komiteler oluşturmaya başlıyor. Biz de Seqiz'de bu çabanın içindeyiz. Yaptığımız tüm görüşmelerde bunun önemi üzerinde tartışmalar yürütüyoruz. İnsanlar komiteler olmadan da birlikte hareket edebiliyor, bugüne kadar herhangi bir örgütlenme içerisine girmeyenlerin bile örgütlüymüş gibi hareket etmesi bizi heyecanlandırıyor" diyerek, şiddetin artmasının halkı daha fazla birbirine kenetlediğini vurguluyor. 
 
ÖMÜR BİÇENLER HALKI TANIMAYANLAR
 
Zaman zaman eylemlere ömür biçildiği, amacına ulaşamayacağı şeklinde yorumlar yapıldığını hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, İran'ın geçmişinden de örnekler vererek, şöyle diyor: "Bu yorumları yapanların İran halklarını ve Kürtleri tanımadığını düşünüyorum. Zaman zaman sokakların sakinleşmesinden dolayı böylesi sonuçları çıkarıyor olabilirler, ama zaten işin doğasında bu var. Halk bazen nefes alabilmek için, daha güçlü bir itiraz yükseltebilmek için sokaklardan çekilebilir. Ama bu iki aylık süre bize gösterdi ki bu kesinlikle bir geri çekilme değildir. Halk bu sistemi değiştireceğinden emin. 1979 Devrimi'ne giden süreci eğer hatırlarsak, halk 1974'te sokaklara dökülmeye başladı ve 1979'a kadar itirazlarını sürdürdü. Bazen 3 ay boyunca sokaktan çekildiği de oluyordu ama daha sonra daha güçlü sokaklara dökülüyordu ve sonuç da aldı. Bu kez halkın daha erken sonuç alacağını ve sonuç alana kadar da sokaklardan çekilmeyeceğini düşünüyorum."
 
HALK NE REHBER'İ NE DE ŞAH’I İSTİYOR 
 
"Evet, halk var olan sistemi istemiyor ve değişmesini talep ediyor. Ancak bu rejimin yerine neyi istiyor" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "İran'da bildiğimiz doğru düzgün bir muhalefet yok. Evet Saltanatçılar var, Cumhuriyetçiler var, Halkın Mücahitleri var. Ancak hiçbirinin de güçlü bir programları yok. Taraftarları da, destekleyicileri de çok az. Bu nedenle de halk arasında alternatif görünmüyorlar. Tüm bunlar İran'ın bir kısmının, özellikle de burjuva sınıfının son iki aydır ortaya çıkan eylemlere mesafeli yaklaşmasına da neden oluyor. Çünkü geleceği göremiyor ve bu korku taraflarını seçmeyi zorlaştırıyor. Ancak bu başkaldırı yeni bir yol açabilir. Örneğin Şah devrildiğinde geçici bir Şura oluşturulmuştu. Şimdi özellikle İran'ın dışında olan muhalefetin benzer bir arayışı var, bir meclis kurma adına. Faşizan ve çıkarcı taraflar bu konuda problem yaratıyorlar. Saltanatçılar yeniden yönetime gelmenin arayışı içinde ama halkın büyük bir bölümü bunları istemiyor. Çünkü Şah'tan da çok çekti bu halk. Özellikle Kürt halkı kesinlikle Şah'ı istemiyor. Bir Fars olarak düşündüğümde de gelinen noktada üstten bana yaklaşacak bir yönetim istemem. Her bir grubun kendi çıkarlarını halkın çıkarları önüne koyması, ortak bir hareketin oluşmasını da engelliyor. Halk tüm grupların eşit temelde bir araya gelerek halkların çıkarları temelinde hareket etmesini istiyor. Eğer bu sağlanmazsa korkarım ki rejimin yenilgisi de zamana yayılmış olur."
 
EYLEMLERE KATILANLARIN YÜZDE 60'I GENÇ
 
Seqiz'de gençlerin ve lise çağındaki öğrencilerin eylemlere katılım düzeyini sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Eyleme katılanların büyük bölümü gençlerden oluşuyor. Daha büyük bir güce ve iradeye sahipler. Daha önce bu rejimin zulmüne, işkencelerine doğrudan muhatap olan orta yaş üstü yurttaşların taşıdığı korkuyu bu gençler taşımıyor. Eğer bir sınıflandırma yapacaksak bu eylemlere katılanların yüzde 60'a yakınını korkusuz gençler oluşturuyor. Eylemlere katılanların yüzde 20'si de gerçekten yürekleri yanan, ruhları yaralanmış kişilerden oluşuyor. Devletin ağır baskısını hayatı boyunca hissetmiş kişiler bunlar. Yani örgütlü diyebileceğimiz insanlar. Geri kalan yüzde 20 de çoğunluğa uymaya çalışan kesimdir" diye özetliyor. 
 
İNTERNET PROBLEM VPN'LER ÇALIŞMIYOR
 
Ülkedeki internet kesintileri nedeniyle gelişmelerin istenen düzeyde yayılamadığını söyleyen Hêvî Renc Seqiz, "Bu bizler için büyük bir problem. Wi-fi az da olsa telefon internetinden daha iyi, ama zaman zaman tamamen kesiliyor. VPN'ler çok işe yaramıyor. Zaten bu VPN'leri uygulamalardan indirmek büyük bir sorun. O yüzden insanlar bluetooth ya da paylaşım programları vasıtasıyla VPN'leri birbirleriyle paylaşıyorlar. Ama bunlar da çok kısa süreli çalışıyor. Buna rağmen halk, güvenli olmasa da telefonlar üzerinden birbiriyle temasa geçiyor ve gelişmelerden haberdar oluyor" dedi. 
 
 
'MAVİ GÖZLÜLERİN KARA GÖZLÜLERDEN BİR ÜSTÜNLÜĞÜ YOK'
 
Tüm İran halklarına ve dört parça Kürdistan'a çağrıda bulunan Hêvî Renc Seqiz, kendi onuruna sahip çıkan halklarla dayanışmalarını istedi ve son olarak şunları dedi: "Rojava halkının desteğini yaptıkları kitlesel yürüyüşlerle hissediyoruz. Bakur halkımızın da küçük de olsa bir sesi çıkıyor ancak bunun daha fazla olmasını istiyoruz. Yine Başur'un desteğine de ihtiyacımız var. Umarım Bakur ve Başur da gereken desteği gösterir. Tüm dünya halklarının da renkli gözlü Ukraynalılar ve kara gözlü, kahverengi gözlü bizler arasında herhangi bir fark olmadığını anlamalarını ve ona göre bize desteklerini sunmalarını diliyorum."
 
Yarın: İran'ın başkenti Tahran'da durum nedir? 
 
MA / Abdurrahman Gök
 

Diğer başlıklar

29/09/2025
23:52 Lazkiye'de patlama
23:47 Hamas'tan Trump'ın Gazze planına ilk açıklama
23:15 Öğrenciler KYK yurdunda su olmamasını protesto etti
22:25 İTÜ yurdunda balkondan düşen kadın öğrenci hayatını kaybetti
22:14 Beyaz Saray'daki görüşme bitti: Netanyahu 'barış planını' onayladı
22:07 'Barış istiyoruz çünkü' imza kampanyası sürüyor
21:53 Beyaz Saray, Gazze'de barış planını resmen açıkladı
21:25 FilmAmed Belgesel Film Festivali 3'üncü gününde
21:17 Saha araştırması: Mêrdîn’de her 10 kadından biri çocuk yaşta doğuma zorlanıyor
20:30 Erdoğan'dan 'kiralık konut' açıklaması
20:22 Halep’te 2 asker ve 3 yurttaş öldürüldü
19:32 CHP'li Özcan'a yurt dışı çıkış yasağı
19:29 Türk ve Çelenk için taziye kuruldu
19:26 Vanspor-Amedspor maçına kardeşlik damga vurdu
19:22 Büyük işçi yürüyüşüne çağrı
19:18 Trump'tan film tarifesi
19:16 Maaşlarını alamayan işçilerden vinçli eylem
19:10 Trump ve Netanyahu görüşecek
19:07 Kamyon ve işçi servisi çarpıştı: 3 ölü 9 yaralı
18:05 Gözaltılara karşı eylem: Provokatif tutumdan vazgeçin
17:47 TED Koleji ve TFF protesto edildi: Kürtçe kırmızı çizgimizdir
17:40 İstismar failinin yargılandığı davada taleplere reddedildi
16:34 QSD’li Mahsum Taner'in taziyesine kitlesel ziyaret
16:32 Tülay Hatimoğulları: Komisyon acilen Öcalan ile görüşmeli
16:22 BM toplantısı: Irak’ta hala binlerce kişinin akıbeti bilinmiyor
16:10 TED'den 'tek dil' açıklaması: Derin üzüntü duyuyoruz
16:02 Efrîn’de Ezidî yurttaş kaçırıldı
15:48 Özel: Artık hızlı şekilde yasal düzenlemeler yapılmalı
15:43 Meclis komisyonu hukuk örgütlerini dinleyecek
15:14 Barodan TED'e 'tek dil' tepkisi: Anadilin korunması vazgeçilmezdir
14:21 Beşikçi’nin hayati riski devam ediyor
14:16 Dilara Günana’nın failinin yargılandığı dava ertelendi
13:21 3 gazeteciye yönelik soruşturmada takipsizlik
13:12 Hezex'te kaza: Bir kadın hayatını kaybetti
12:57 Amed'de TED Koleji'nden 'Tek dil Türkçe' fermanı
12:23 Tekirdağ Cezaevi’nde hak ihlalleri: İHİK’e başvuru yapıldı
11:57 Prof. Enzo Traverso: Kürt meselesi tarihsel bir dönemece girdi
11:40 Bagok’ta askeri hareketlilik
11:39 Moldova’da seçimleri Avrupa yanlısı parti kazandı
11:34 1 Ekim yürüyüşüne çağrı: Özgürlük için sesimizi yükseltelim
11:27 11 gazetecinin dosyası eksik evrak nedeniyle geri gönderildi
11:15 MSD heyeti Liveerpol’da
10:59 Ciner Grup’a operasyon: 12 yönetici gözaltına alındı
09:50 Gabar'daki yıkım havadan görüntülendi
09:24 Pasûr'da bağbozumu mevsimi başladı
09:01 Esenyurt'ta gençler ve kadınlar kayyımın hedefinde
09:00 Nizamettin Toğuç: Komisyon bir an önce Öcalan'ı dinlemeli
09:00 'Barış kuşu' halen tek kanatlı
09:00 29 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:42 Kuzey ve Doğu Suriye kadın heyetinin Avrupa temasları sürüyor
28/09/2025
23:37 Amedspor’a verilen cezaya tepki: Kürt halkından özür dilenmeli
21:23 Bîra Sûrê'ye yoğun ilgi: Kürdistan’ın hafızasıdır
21:03 Binler Muğla’dan seslendi: Toprağımızı vermiyoruz
20:56 Riha'da barış için imza kuyruğu
20:48 'Komisyon ertelemeden İmralı’ya gitmeli'
20:41 ABD'de bir kiliseye saldırı
20:34 Adana’da gençler darp edilerek gözaltına alındı
20:05 Eş genel başkanlardan Beşikçi’ye ziyaret
18:46 Amed'de barış buluşmaları: Abdullah Öcalan özgür olmalı
18:28 Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can tutuklandı
18:19 Kadınlar Rojin Kabaiş için yürüdü
18:03 Foza Yûsif: Biz hazırız ancak Geçiş Hükümeti çağrımıza yanıt vermiyor
17:57 KDP, Kuzey ve Doğu Suriye sınırına duvar örüyor
17:47 Zonguldak ve Dîlok'ta kadın katliamı
17:19 Dorşin’de ağaç kıyımı: Günde 5 kamyon taşıyorlar
15:55 Kütahya'da 5.4 büyüklüğünde deprem
14:45 'Öcalan'ın öncülüğünde süreç başarıya ulaşacak'
14:26 Roboskî çağrısı: Hakikat ve Adalet Yasası çıkarılsın
14:04 'Öcalan'la görüşme için Kurtulmuş üzerine düşeni yapmalı'
13:11 İsmail Beşikçi'nin hayati riski sürüyor
13:02 Prof Mezzedra: Bahçeli’nin de belirttiği ‘umut hakkı’ hayata geçirilmeli
12:56 Fırat Kuşak’ın taziyesine kitlesel ziyaret
12:11 Bakırhan: Bahçeli'nin söylediği umut hakkı için adımlar atılmalı
10:31 Amedspor Başkanı: Anadilimize tahammülsüzlüğü kabul etmeyeceğiz
10:20 Dilara Günana’nın davası yarın: Kızıma yapılanların hesabı sorulsun
10:12 Jin dergi ‘Besta’dan Yükselen Ekolojik Söz’ kapağıyla çıktı
09:08 Meral Danış Beştaş: Komisyon 1 Ekim’den önce İmralı’ya gitmelidir
09:07 ‘50 yıllık doğa talanının envanteri çıkarmalı’
09:06 Semsûrlular: Abdullah Öcalan özgür olmalı
09:04 ‘Demokratik toplum inşasını kadınlarla öreceğiz’
09:02 İran’da idam tehdidi: Rejim kadınların gücünden korkuyor
09:01 AİHM, Öcalan’ın kitaplarının tutsaklara verilmemesini 'ihlal' saydı
09:01 Kadınlar 'özgürlük' yürüyüşüne hazır
09:00 28 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
27/09/2025
23:18 FilmAmed festivali 2’nci gününde
22:35 Şam kırsalında patlama
22:30 16 barodan Kürtçe slogana verilen cezaya tepki
22:10 Silopiya'da şüpheli kadın ölümü
21:49 Hastaneden Beşikçi açıklaması: Risk devam ediyor
21:37 Beşikçi’ye ilk müdahaleyi yapan doktor: Durumu stabil
21:33 Amedspor: TFF'nin cezası Kürtçe'ye tahammülsüzlüğün göstergesidir
21:18 Alzheimer hastası Batur 10 gündür bulunamadı
21:16 Meletî'de iş cinayeti
20:51 Beşikçi’nin felç geçirdiği öğrenildi
20:45 Mersin’de ‘Ortadoğu’da Barışa Giden Yol’ paneli
20:17 Dağlıoğlu halkından uyuşturucu ve fuhuşa karşı yürüyüş
20:09 İsrail, 74 Filistinliyi katletti
20:05 Beyin kanaması geçiren Beşikçi’nin tedavisi sürüyor
20:02 'Barışın kaybedeni olmaz'
19:51 Wan’da Rojin Kabaiş için yürüyüş: Yaşam için adalet istiyoruz
18:46 Zana Farqînî: Kürt dili üzerindeki asimilasyon tehlikesi devam ediyor
18:29 CHP'li belediye başkanı partisinden istifa etti
18:14 Sarım Havzası'ndaki risklere dikkat çektiler
18:09 Ekokırım ve barış süreci tartışıldı
17:54 İsmail Beşikçi festivalde rahatsızlandı
17:20 DEM Parti’den maden tehdidi altındaki köylere ziyaret
16:44 Kadınlar Rojin için alanlarda
16:43 Fırat Kuşak’ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:38 Barış için başlatılan imza kampanyası sürüyor
16:31 KJAR’dan İran cezaevlerindeki ölümlere tepki
16:23 Serêkaniyê’de mera alanı parsel parsel satıldı
16:17 DBP: Rojin Kabaiş’e ne oldu?
16:16 Kadınlar Rojin Kabaiş için yürüdü: Etkin soruşturma yürütün
15:22 CHP'nin yeni MYK listesi belli oldu
15:02 Seyad Erişmiş ve Hatice Yıldız'ın tahliyesini talep ettiler
15:00 Kamaç: İnisiyatif Kürt Ulusal Kongresi’nin temeli olacak
14:59 KHK'lilerin eylemi 140’ıncı haftasında
14:34 Çatışmalı süreçte yaşamını yitirenler anıldı
14:10 Sokak hayvanlarının toplatılmasına tepki
13:32 Kayıp yakınları 4 kentte adalet talebini yükseltti
13:28 Hilar Tarih Kültür ve Gastronomi Şöleni’ne çağrı
12:58 Cumartesi Anneleri Abdülmecit Baskın için adalet istedi
12:43 Ekolojistlerden kayyımın ağaç kıyımına tepki
12:42 Hasta tutsak bağımsızlar koridoruna alındı
11:13 Halide Türkoğlu'ndan TJA’nın yürüyüşüne çağrı: Öcalan'ın özgürlüğü sağlanmalı
10:43 Suriye'de herkesin hesabı farklı
10:33 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Amedspor’a verilen ceza derhal geri alınmalı
10:07 Wan Baro Başkanı: Kabaiş dosyasının önündeki en büyük engel ATK
09:58 Valilik, 5 yıl 8 aydır bulunmayan Diril'in köyünde festival düzenleyecek
09:30 Amedspor’un Kürtçe reklamına ceza
09:13 DAİŞ saldırısında 4 QSD’li hayatını kaybetti
09:11 Tahliyesi engellenen 31 yıllık hasta tutsak İvrendi: Ölümümü istiyorlar
09:08 Saadet Partili Kaya: Komisyon Öcalan’ın görüşlerine başvurabilir
09:07 Ceylan'ı katledenler 16 yıldır yargılanmadı
09:06 Wanlı gençler: Barış, Avrupa'ya göçü durdurur
09:05 İstanbul sokakları: Barış olursa savaşa giden para halka gelir
09:04 Gurbetelli Ersöz Ödülleri'ne başvuru için son çağrı
09:03 Kadınlara 'özgürlük yürüyüşü' çağrısı: Ortak ve özgür yaşam talebini yenileyelim
09:02 ŞanoWan, ‘Xulamê du Xudanan’ oyunuyla sahne alacak
09:01 Nanaxanim Babazade’nin arkadaşı: Azerbaycan’a gönderilirse öldürülecek
09:00 27 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
07:53 Qers’te kaza: 1 kişi yaşamını yitirdi
26/09/2025
22:16 JİTEM'in katlettiği Hozan Hemîdo Mêrdîn’de anıldı
22:01 FilmAmed Belgesel Festivali ‘Jinwar’ gösterimiyle başladı
21:39 Güney Marmara'da yarınki bazı feribot seferleri iptal edildi
21:05 Jandarmanın verdiği boş kağıtları imzalamayan muhtara darp ve gözaltı
20:16 58 gündür direnen işçilerden meşaleli yürüyüş
19:29 Yeni Yaşam gazetesi ve ETHA’nın X hesaplarına erişim engeli
18:59 İran ile Rusya arasında 25 milyar dolarlık nükleer santral anlaşması
18:39 Silopiya’da DEDAŞ protestosu