Jîna’nın memleketi Seqiz’de herkesin kafasında aynı soru

img
HABER MERKEZİ - Jîna Emînî'nin memleketi Seqiz'de çocuklar, annelerine "Jîna'nın yaşına geldiğimizde aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?" diye soruyor. Evînar Seqiz, "İşte sel olup Jîna'nın mezarına akan herkesin kafasında o çocukların sorusu var" diyor.
 
Kadim zaman şehirlerinden biri olan Rojhilat'ın Seqiz kenti iki buçuk aydır İran ve Rojhilat'ın tamamını etkisi altına alan eylemlerin fitilinin ateşlendiği kent özelliğini taşıyor. Dönüşüm ve değişimin merkezi konumundaki Seqiz, geçmişten bugüne birçok siyasi ve toplumsal hareketin de içinde yer aldı. Gözaltında darp edilen ve 16 Eylül'de yaşamını yitiren Jîna Emînî ile birlikte ayağa kalkan yaklaşık 200 bin nüfuslu bu kent, bütün İran'ı ortak paydada buluşturan "Jin Jiyan Azadî" sloganının da atıldığı ilk kent oldu. Jîna'nın toprağa verildiği 17 Eylül'den bu yana her Cumartesi ve Çarşamba günleri esnaf kepenk kapatıyor. 
 
 
Kente gitmeden önce irtibat kurduğum kişiler üzerinden Jîna Emînî'nin ailesiyle görüşme imkanının olup olmadığını öğrenmek istiyorum. İki günlük bekleyişten görüşmek umuduyla Seqiz'e doğru yola çıkıyorum. Kente ulaştığımızda irtibata geçtiğimiz kişiden henüz net bir yanıt alamadığımız için önce kenti dolaşıyorum. Diğer kentlerde olduğu gibi Seqiz'de de üzeri çizilmiş yazılamalar dikkat çekiyor. Adliye binası ve Peyamnur Üniversitesi’nin bulunduğu caddedeki kalabalık trafik dikkat çekiyor. Yavaş yavaş ilerlerken bir süre sonra karşıdan gelen bir sürücü, yolun kapatıldığını ve öğrencilerin sloganlarla yürüdüğünü söylüyor.
 
JÎNA'NIN AİLESİYLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM
 
Bizim adımıza Jîna Emînî'nin ailesiyle irtibata geçen Seqizli yurttaşla görüşüyoruz. Özellikle Jîna'nın 40'ıncı gün merasiminde onbinlerce kişinin yürümesinden sonra aile üzerindeki rejim baskısının da arttığını belirten aracı, aile evinin gözetim altında olduğunu, bu nedenle hala görüşme için net bir yanıt alamadıklarını söylüyor. "Başka bir evde de görüşebileceğimizi" söylüyorum ve yeniden temasa geçiyor. Yaklaşık iki saatlik bekleyişin ardından ailenin, evlerinin gözetim altında olması nedeniyle görüşmelerinin mümkün olamadığını, evlerine gelen birilerinin de başına bir şeyler gelmesinden çekindikleri için röportaj talebini geri çevirdiğini öğreniyorum. Aracı, kendilerinin de dışarı çıkma ve başka bir evde buluşma imkanının olmadığını söylüyor. Jîna'nın mezarını ziyaret etme talebim de "mezarlığa kamera sistemi kurulduğu, güvenli olmadığı, birkaç gün önce İran'ı ziyaret eden iki turistin Jîna'nın mezarını ziyaret ettikleri için tutuklandığını, bu nedenle mezarlığa gitmemin uygun olmayacağı" uyarısını alıyorum. Buna rağmen en azından Jîna'nın 40'ında mezara yürüyen halk görüntüsünün kafamda canlanması için şehrin dışındaki mezarın girişine kadar gidiyorum. Bane yolu üzerinde şehir merkezine 5 kilometre uzaklıktaki bu mezarlığa yakınındaki köyün ismi nedeniyle halk, “Ayçî Mezarlığı” diyor. Ama mezarlığın resmi tabelasında “Muhammedi Mezarlığı” yazıyor. 
 
 
EVÎNAR SEQIZ ANLATIYOR
 
Jîna'nın ailesiyle görüşemeyince hem ilk günden beri eylemlerin içerisine bulunan hem de Jîna'nın 40'ıncı günündeki o kalabalığın içerisinde bulunan Evînar Seqiz (güvenlik gerekçesiyle gerçek ismi yerine bu ismin kullanılmasını istedi) ile görüşüyorum. Evînar, hem Tahran'da yaşadığı dönemlerde karşı karşıya kaldığı muameleleri, hem de son iki aydır tüm İran'ı etkisi altına alan eylemleri ve amaçlarını anlatıyor.
 
Gaşt e İrşad'ın kurulmasından bir süre sonra kendisinin de Tahran'da çalıştığını ve birçok şeye tanıklık ettiğini belirten Evînar Seqiz, "Çalıştığım işyerinde arkadaşlarım sık sık Gaşt e İrşad'dan söz ediyordu. Hatta bir keresinde bir kadın gördüğü şiddet sonucu ölme noktasına gelmişti. Yine başka bir kadın kafasına aldığı darbelerle delirmiş ve bir süre sonra kaybolduğu söylenmişti. İşyerindeki arkadaşlarımın tanıdıkları biriydi ve ailesinin dahi bu durumu dile getiremediğinden söz ediyorlardı. Tabi bunlar korkunç şeylerdi benim için. Ve yıllar geçti bir Kürt kadını darp edilerek öldürüldü. Ancak aile bunun üzerini örtmedi, kızlarına sahip çıktı. Evet, Kürtler büyük baskı altındalar ancak başımıza bir şey geldiğinde tek ses olabiliyoruz. Halk da o aileyi yalnız bırakmadı ve Jîna'ya sahip çıktı. Ben de bir Kürt kadını olarak bu hakareti kabul edemem bu nedenle de ilk günden beri ailenin yanında durmaya çalışıyorum" dedi.
 
40’INCI GÜN ANMASI 
 
Kendisinin hem Jîna'nın taziyesine gittiğini hem de 40'ı için yapılan anmaya katıldığını anlatan Evînar Seqiz, "Tabi baba çok direndi. Hatta uzun süre gözetim altında tutuldu. Bu nedenle de baba bir konuşma yaptı ve herkese teşekkür ettikten sonra durumun daha da kötüleşmesini istemediğini söyledi. Orada insanlar babaya 'Bundan daha kötü ne olabilir ki. Bugün senin kızının başına gelenler yarın bizim başımıza gelecek' dedi. Ben de 'Jîna'nın başına gelenlerin bir kadın olarak benim başıma gelmeyeceğinin garantisi var mı? Evet Jîna için bugün buradayım ama aynı zamanda kendim için de buradayım. Bu nedenle bu itiraz daha da yaygınlaşmalı' dedim. Sonra Jîna'nın yengesi (dayısının eşi) geldi, herkese teşekkür etti ve şöyle bir konuşma yaptı: 'Tahran'da büyük bir baskıyla karşı karşıya kaldık, ancak direndik. Halkın sizlerin yanımızda duracağından emindik. Bu nedenle cenazeyi aynı gün toprağa vermedik ve getirip toprağıyla buluşturduk.' Unutmamalıyız ki bizler sıradan bir insan olarak, bir Kürt olarak ve bir Kürt kadını olarak üç defa eziliyoruz. İtirazımızın bu kadar yüksek olmasının nedeni de bundandır" dedi.
 
 
'JIN JIYAN AZADÎ'NİN GÜCÜ 
 
Jîna Emînî'nin mezarı başında yükselen "Jin Jiyan Azadî" sloganını sorduğum Evînar Seqiz, şöyle diyor: "Jin Jiyan Azadî sadece kulağa hoş gelen ritmi olan bir slogan değil. Şüphesiz arkasında güçlü bir felsefe var. Ve bu felsefenin yaygınlaşabilmesi için Kürt halkı uzun yıllardır bu slogan altında direniyor, akademilerini oluşturuyor, atölyelerle bu bilincin toplum içerisinde yaygınlaşması için çabalıyor. Rojhilat'ta da Jîna'nın mezarı başında çok da önemli ve gerekli bir ortamda bunun haykırılması gerekiyordu. Bu sloganın tam zamanıydı ve bu nedenle geniş bir yankı uyandırdı. Bunun daha fazla yaygınlaşması için çabalamamız gerekiyor."
 
HERKESİN KAFASINDAKİ SORU 
 
Jîna Emînî'nin 40'ıncı gün anmasında onbinlerce kişinin şehir merkezinden mezarlığa kadar sel olup aktığı görüntüleri hatırlatıp, o gün içerisinde bulunduğu atmosferi sorduğum Evînar, başlıyor anlatmaya: "Uzun yıllardır kadınlarla çalışıyorum. Bugüne kadar sayısız kadınla buluştum ve konuştum. Jîna'dan sonra kadınlar kendilerine yapılan zulmün boyutunu daha iyi anladı diyebilirim. Bu iki ay içerisinde çok önemli şeyler deneyimledik. Küçük bir anımı anlatmak istiyorum. Benim bir kadın müşterim var ve on yaşlarında iki kızı var. Annelerine 'Anne on yıl sonra Jîna'nın yaşına geldiğimizde Jîna'nın başına gelenlerin aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?' diye sormuşlar. Bunu söyleyen on yaşlarındaki kız çocukları. İşte Jîna'nın 40'ında o sel olup mezara akan herkes çocuklarının başına aynı şey gelmesin diye oradaydı. Herkesin kafasında o on yaşındaki kız çocuklarının kafasını meşgul eden soru vardı. O 40 gün boyunca Jîna için sokaklara çıkan birçok kadın daha öldürüldü. O yüzden halk Jîna'nın sesi, ailenin sesi olmak gerektiğine inandı. Jîna ailesini aştı artık, o her bir ailenin Jîna'sı oldu. O yüzden o mahşeri kalabalık toplandı. Bu da Kürdün bir olursa neler yapabileceğine iyi bir örnekti."
 
NESRÎN QADIRÎ GİBİ BİR DEVRİMCİ OLMAK
 
4 Kasım'da Tahran'da kafasına vurulan copla ağır yaralanan ve yaşamını yitirdikten sonra 6 Kasım'da cenazesi rejim tarafından kaçırılarak Meriwan'da zorla toprağa verilen doktora öğrencisi Nesrîn Qadirî'yi de hatırlatan Evînar Seqiz, her bir kadının Nesrîn Qadiri gibi bir devrimci olması gerektiğini söyledi.
 
Öğretmenler arasında örgütlü kadın öğretmenlerin de olduğunu ve bu iki aylık sürede çoğunun tutuklandığını hatırlatan Evînar Seqiz, şu çağrıda bulundu: "Herkese özellikle kadınlara çağrımdır. Daha örgütlü hareket edebilmek için daha fazla bir araya gelmeliyiz. Jin Jiyan Azadî şiarının arkasında bu felsefenin Rojhilat'ta da pratikleşmesini sağlamalıyız. Kadınların korkularını bir kenara bırakmasını ve kapatıldıkları evlerden çıkmalarını istiyorum. Direnmek gerek. Ancak biz kadınlar gelecek nesilleri eğitirsek erkek egemen anlayışını değiştirebiliriz. Bu iki aylık deneyim özellikle çocuklar ve erkekler arasında ciddi bir değişim yaratabileceğimizi de gösterdi. O yüzden daha fazla çalışmak gerek."
 
EYLEMLERİN ÖNCÜLERİ ANLATIYOR
 
 
Evînar Seqiz ile röportajımın ardından kentteki eylemlerin öncülerinden biri olan Hêvî Renc Seqiz ile görüşüyorum. Jîna Emînî ile birlikte Seqiz'de başlayan eylemlerin halkta yarattığı duyguyu öğrenmek istediğim Hêvî Renc Seqiz, sözlerine şöyle başlıyor: "Bu itirazların yükselmesini sağlayan birçok neden var. Rejimin 43 yıllık ömrü boyunca hem siyaseten hem de güvenlik açısından halka yönelik zulümleri, ekonomik krizin git gide dayanılamaz bir hal alması, orta sınıfın dahi geçinmekte zorlanması, şiddet; halkın ayaklanmasının başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Bütün bunlara Jîna Emini'nin Gaşt e İrşad tarafından öldürülmesi de eklenince halk başkaldırmaktan başka çaresinin kalmadığını düşünmeye başladı. Yani 43 yıldır aslında kesintisiz devam eden bir zulüm var ama bardağı taşıran damla Jîna'nın öldürülmesi oldu."
 
İRAN HALKLARI İLE KÜRTLER OMUZ OMUZA 
 
Jîna bir Kürt olmasına rağmen öldürülmesinin İran'ın diğer kentlerinde de protesto edilmesinin yeni bir aşama olup olmadığını sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Aslında İran halkları, bugüne kadar Kürdün maruz kaldığı saldırılara, katliamlara karşı herhangi bir reaksiyon göstermiş değil. Her zaman İran siyasetinin ve yönetimin Kürde karşı saldırılarını 'güvenlik' gerekçesi temelinde değerlendirmiştir. Bu saldırıları doğrudan onaylamamışsa dahi buna sessiz kalmıştır. Ama Jîna ile ilk defa bu topraklarda yaşayan halkların her bir ferdi, kendi çocuklarının da güvende olmadığını düşünmeye başladı. Yani aslında Kürt halkı ve İran halklarının Jîna için sokağa dökülmesi arasında bir fark var. Ama her ikisinin de amacı aynı noktaya çıkıyor diyebiliriz" diyor.
 
USULGERAN VE ISLAHTALEB ÇÖZÜM DEĞİL 
 
Aradaki farkı sorduğum Hêvî Renc Seqiz, şöyle diyor: "Kürt halkının maruz kaldığı zulmün yavaş yavaş kendilerine de döndüğünü idrak etmeye başladılar. Büyük bir bölümü için bugüne kadar ülkedeki ana meselenin ekonomi olduğu fikri vardı, ama Jîna ile birlikte aslında asıl meselenin her bir İranlının onur meselesi olduğu fikri yayılmaya başladı. İnsanlar aslında ne İslahtaleb'in (Xatemi - reformist kanat) ne de Usulgeran'ın (Reisi ve Humeyni - katı İslami kanat) çözüm olmadığını kavramaya başladı. Yani bu her iki kanat arasında zaman zaman çelişkiler doğuyor. Aslında her iki kanat da var olan rejimi sürdürmek istiyor. Ama Usulgeran kanadı Cumhurbaşkanlığı kazandığında İslahtaleb kanadın aleyhine kimi kanun değişiklikleri yapıyordu, İslahtaleb kanat Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğunda Usulgeran kanat aleyhine değişiklikler yapıyordu. Ve bu aralarındaki çelişkilerin artmasına neden oldu. Her iki kanat, yönetimi ele geçirmeye çalışırken arada ezilenler de, yananlar da halklar oldu. Bu itirazlar gittikçe güçlendi ancak nasıl sokağa taşacağının yolu yoktu. Jîna'nın öldürülmesi ve Kürt halkının sokaklara dökülmesi diğer İran halkları için de yol gösterdi ve halklar ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında bir oldu."
 
ERKEKLERİN İTİRAZI BİR İLK 
 
"‘Jin Jiyan Azadî’ nasıl bu kadar etkili olabildi ve kısa sürede sınırları aştı, diasporadaki İranlıların dahi sarıldığı bir slogan oldu" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "Bunda bu fikriyatın altyapısı ve bugüne gelmesinde Kürt Özgürlük Hareketi'nin çabası yadsınamaz. Bu felsefenin hayat bulduğu, herkesin gördüğü ve deneyimlediği somut bir örnek de vardı. Rojava. Kürt Özgürlük Hareketi Rojava'da öyle bir model yarattı ki bu bütün halklara, hatta dünyadaki feminist hareketlere örnek oldu, ilham oldu. İran da her ne kadar dünyadan izole gibi görülse de aslında bunu görüyor ve bu gördükleri somut örneklerin kendi coğrafyalarında da yaşam bulabileceğini umut ediyor. Kadınların değişime nasıl öncülük ettiğini ve bu gücü bünyesinde barındırdığını anlıyor. Toplumun yarısı olmalarına rağmen bugüne kadar kadının köle gibi görüldüğü fikrini kadınlar çok iyi biliyor ve buna karşı mücadele ediyordu. Ancak burada bir şey daha ortaya çıktı. Erkekler de artık bu gerçeği gördü ve kadınlarla birlikte aynı amaç için mücadele etmeye başladılar. Bu umut tüm İrani halkların kadın erkek, ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında birleşmelerini sağladı." 
 
HALK HAMANEY'E KARŞI ARTIK KORKUSUZ 
 
 
"Jin Jiyan Azadî" sloganıyla birlikte "Diktatöre ölüm" sloganlarının da yükseldiğini hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, "Her başkaldırıyla birlikte yeni bir eşiğin aşıldığını görüyoruz. 2009 öncesi eylemlerde Hamaney'e karşı herhangi bir slogan atıldığına tanıklık etmemiştik. Bir korku vardı. Ancak 2009 ve 2019'daki eylemlerde az da olsa Hamaney sloganlarda yer bulmaya başladı. Son iki ayda gelişen eylemlerde ise bu korku tamamen kırıldı. Halk artık Hamaney karşıtı sloganları her yerde haykırıyor. Bu bile başlı başına bu başkaldırının diğerlerinden farkını gözler önüne seriyor. Evet, rejim bu eylemlere karşı saldırıların dozunu gittikçe arttırıyor. Ancak bu hepimizde haklarımıza daha fazla sahip çıkmamız gerektiği inancını pekiştiriyor" şeklinde konuşuyor. 
 
ŞİDDET ARTTIKÇA KENETLENME DE ARTIYOR
 
Şu ana kadar eylemlerin öncülüğünü halkın yaptığını belirten Hêvî Renc Seqiz, "Rojhilat'ta örgütlü yapılar var ve zaman zaman bu yapıların ortak hareket etme adına komite arayışları da oldu ancak şu ana kadar bir sonuç alınmış değil. Bu nedenle de yavaş yavaş halk kendi aralarında komiteler oluşturmaya başlıyor. Biz de Seqiz'de bu çabanın içindeyiz. Yaptığımız tüm görüşmelerde bunun önemi üzerinde tartışmalar yürütüyoruz. İnsanlar komiteler olmadan da birlikte hareket edebiliyor, bugüne kadar herhangi bir örgütlenme içerisine girmeyenlerin bile örgütlüymüş gibi hareket etmesi bizi heyecanlandırıyor" diyerek, şiddetin artmasının halkı daha fazla birbirine kenetlediğini vurguluyor. 
 
ÖMÜR BİÇENLER HALKI TANIMAYANLAR
 
Zaman zaman eylemlere ömür biçildiği, amacına ulaşamayacağı şeklinde yorumlar yapıldığını hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, İran'ın geçmişinden de örnekler vererek, şöyle diyor: "Bu yorumları yapanların İran halklarını ve Kürtleri tanımadığını düşünüyorum. Zaman zaman sokakların sakinleşmesinden dolayı böylesi sonuçları çıkarıyor olabilirler, ama zaten işin doğasında bu var. Halk bazen nefes alabilmek için, daha güçlü bir itiraz yükseltebilmek için sokaklardan çekilebilir. Ama bu iki aylık süre bize gösterdi ki bu kesinlikle bir geri çekilme değildir. Halk bu sistemi değiştireceğinden emin. 1979 Devrimi'ne giden süreci eğer hatırlarsak, halk 1974'te sokaklara dökülmeye başladı ve 1979'a kadar itirazlarını sürdürdü. Bazen 3 ay boyunca sokaktan çekildiği de oluyordu ama daha sonra daha güçlü sokaklara dökülüyordu ve sonuç da aldı. Bu kez halkın daha erken sonuç alacağını ve sonuç alana kadar da sokaklardan çekilmeyeceğini düşünüyorum."
 
HALK NE REHBER'İ NE DE ŞAH’I İSTİYOR 
 
"Evet, halk var olan sistemi istemiyor ve değişmesini talep ediyor. Ancak bu rejimin yerine neyi istiyor" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "İran'da bildiğimiz doğru düzgün bir muhalefet yok. Evet Saltanatçılar var, Cumhuriyetçiler var, Halkın Mücahitleri var. Ancak hiçbirinin de güçlü bir programları yok. Taraftarları da, destekleyicileri de çok az. Bu nedenle de halk arasında alternatif görünmüyorlar. Tüm bunlar İran'ın bir kısmının, özellikle de burjuva sınıfının son iki aydır ortaya çıkan eylemlere mesafeli yaklaşmasına da neden oluyor. Çünkü geleceği göremiyor ve bu korku taraflarını seçmeyi zorlaştırıyor. Ancak bu başkaldırı yeni bir yol açabilir. Örneğin Şah devrildiğinde geçici bir Şura oluşturulmuştu. Şimdi özellikle İran'ın dışında olan muhalefetin benzer bir arayışı var, bir meclis kurma adına. Faşizan ve çıkarcı taraflar bu konuda problem yaratıyorlar. Saltanatçılar yeniden yönetime gelmenin arayışı içinde ama halkın büyük bir bölümü bunları istemiyor. Çünkü Şah'tan da çok çekti bu halk. Özellikle Kürt halkı kesinlikle Şah'ı istemiyor. Bir Fars olarak düşündüğümde de gelinen noktada üstten bana yaklaşacak bir yönetim istemem. Her bir grubun kendi çıkarlarını halkın çıkarları önüne koyması, ortak bir hareketin oluşmasını da engelliyor. Halk tüm grupların eşit temelde bir araya gelerek halkların çıkarları temelinde hareket etmesini istiyor. Eğer bu sağlanmazsa korkarım ki rejimin yenilgisi de zamana yayılmış olur."
 
EYLEMLERE KATILANLARIN YÜZDE 60'I GENÇ
 
Seqiz'de gençlerin ve lise çağındaki öğrencilerin eylemlere katılım düzeyini sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Eyleme katılanların büyük bölümü gençlerden oluşuyor. Daha büyük bir güce ve iradeye sahipler. Daha önce bu rejimin zulmüne, işkencelerine doğrudan muhatap olan orta yaş üstü yurttaşların taşıdığı korkuyu bu gençler taşımıyor. Eğer bir sınıflandırma yapacaksak bu eylemlere katılanların yüzde 60'a yakınını korkusuz gençler oluşturuyor. Eylemlere katılanların yüzde 20'si de gerçekten yürekleri yanan, ruhları yaralanmış kişilerden oluşuyor. Devletin ağır baskısını hayatı boyunca hissetmiş kişiler bunlar. Yani örgütlü diyebileceğimiz insanlar. Geri kalan yüzde 20 de çoğunluğa uymaya çalışan kesimdir" diye özetliyor. 
 
İNTERNET PROBLEM VPN'LER ÇALIŞMIYOR
 
Ülkedeki internet kesintileri nedeniyle gelişmelerin istenen düzeyde yayılamadığını söyleyen Hêvî Renc Seqiz, "Bu bizler için büyük bir problem. Wi-fi az da olsa telefon internetinden daha iyi, ama zaman zaman tamamen kesiliyor. VPN'ler çok işe yaramıyor. Zaten bu VPN'leri uygulamalardan indirmek büyük bir sorun. O yüzden insanlar bluetooth ya da paylaşım programları vasıtasıyla VPN'leri birbirleriyle paylaşıyorlar. Ama bunlar da çok kısa süreli çalışıyor. Buna rağmen halk, güvenli olmasa da telefonlar üzerinden birbiriyle temasa geçiyor ve gelişmelerden haberdar oluyor" dedi. 
 
 
'MAVİ GÖZLÜLERİN KARA GÖZLÜLERDEN BİR ÜSTÜNLÜĞÜ YOK'
 
Tüm İran halklarına ve dört parça Kürdistan'a çağrıda bulunan Hêvî Renc Seqiz, kendi onuruna sahip çıkan halklarla dayanışmalarını istedi ve son olarak şunları dedi: "Rojava halkının desteğini yaptıkları kitlesel yürüyüşlerle hissediyoruz. Bakur halkımızın da küçük de olsa bir sesi çıkıyor ancak bunun daha fazla olmasını istiyoruz. Yine Başur'un desteğine de ihtiyacımız var. Umarım Bakur ve Başur da gereken desteği gösterir. Tüm dünya halklarının da renkli gözlü Ukraynalılar ve kara gözlü, kahverengi gözlü bizler arasında herhangi bir fark olmadığını anlamalarını ve ona göre bize desteklerini sunmalarını diliyorum."
 
Yarın: İran'ın başkenti Tahran'da durum nedir? 
 
MA / Abdurrahman Gök
 

Diğer başlıklar

12:20 Bayındır’dan AKP’ye: Çözüm Rojava'nın statüsünün tanınmasından geçer
11:57 Özerk Yönetim: Kobanê’de yeşeren direniş ruhu Tişrin’de sürüyor
11:18 419 örgüt ve partiden deklarasyon: Rojava’ya statü, halklara özgürlük
10:54 DEM Parti: Kobanê zaferi kutlu olsun
10:50 Amed’de ev baskını
10:05 Kırşehir S Tipi'nde kötü muameleye karşı açlık grevi
09:15 Jin dergi 'Direniş, Kimlik ve Yeniden Doğuş' kapağıyla yayında
09:11 KNK: 10 yıl önce olduğu gibi Rojava’yı savunalım
09:04 YPJ'li Sarya Efrîn: Türkiye’nin hayalleri direnişe çarptı
09:03 Trump’ın gelişi Ortadoğu’daki gelişmeleri nasıl etkiler?
09:03 134 günlük direnişin her gününe bir hikaye: Bulut Yağmuru
09:02 ‘Şiddet değil mücadele mekanizmaları sorun ediliyor’
09:02 Ayşe Efendi: Tişrîn Barajı’nda Kobanê direnişi tekrarlanıyor
09:01 78 yaşındaki hasta tutsağa kelepçeli muayene dayatması
09:00 Hayati tehlikesi bulunan tutsak tahliye edilmiyor
09:00 26 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:43 Meteoroloji'den yağış uyarısı
08:29 'Rojava'nın Geleceği' panelinin sonuç bildirgesi açıklandı
07:36 Grand Kartal Otel yangınında tutuklu sayısı 15'e çıktı
07:31 Tişrîn’deki saldırıda 21 kişi yaralandı
25/01/2025
22:32 Uzun Yürüyüş 5. gününde Fransa'nın Rouen kentinde
22:18 DAİŞ’liler Kobanê eylemine saldırdı: 1 kişi yaralandı
21:59 ‘Suriye’de yaşananlar insansızlaştırma politikası’
21:34 Kuzey ve Doğu Suriye’ye statü için hashtag kampanyası
21:23 Konya’da çöken binanın enkazında 2 kişi yaşamını yitirdi
20:38 Sansüre karşı Özgür Basın ile dayanışma kampanyası
20:32 Meslektaşlarından Epözdemir’in tutuklanmasına tepki
20:21 Siyasetçi Abbas Kaya tahliye edildi
19:33 Yangın faciasıyla ilgili 11 kişi daha gözaltına alındı
19:30 Amed’de Raylı Sistem Daire Başkanlığı kurulacak
19:00 Avukat Fırat Epözdemir tutuklandı
18:51 DEM Parti Kadın Meclisi’nden ‘Özel savaş politikaları’ paneli
18:31 Adana’da gözaltı ve tutuklama protestosu
18:15 Türkiye'nin saldırılarına tepki: Rojava’nın ışığında onurlu barışı inşa edeceğiz
17:58 Siyasetçi-yazar Bereket Kar memleketi Antakya’ya uğurlandı
17:32 İsrail 200 tutuklu Filistinliyi serbest bıraktı
17:16 Tişrîn’de SİHA saldırısı
17:01 ‘Barış İçin 1 Milyon İmza’ kampanyasının Mersin ayağı başlatıldı
16:58 Amed'te 'Sînebîr Film Günleri' başladı
16:30 Kadınlardan ‘Görüyorum Yanındayım’ kampanyasına çağrı
16:14 İHD'den Dêrsim’de yaşanan hak ihlalleri raporu
16:01 İstanbul Barosu yöneticisi Epözdemir hakkında tutuklama talebi
15:53 Tişrîn’de saldırılar da direniş de sürüyor
15:39 Kuzey ve Doğu Suriye’ye İtalya ve Fransa’dan ziyaret
14:52 Hakan Fidan yarın Bağdat’a gidecek
14:51 Hasta tutsaklar için 3 kentte eylem
14:33 Tanış ve Deniz anıldı: Fail Levent Ersöz’dür
14:24 Deniz, Tanış ve Doğan’ın akıbeti soruldu
14:22 KESK Amed Şubeler Platformu eylemi 119’uncu haftasında
14:08 İran’da bir kolber ağır yaralandı
13:45 Mazlum Abdi: Bu süreçte Kürtlerin birliği önemli
13:38 Hamas, 4 İsrailli rehineyi daha Kızılhaç'a teslim etti
13:24 İrade gaspına karşı nöbet: Kürt sorunu çözülmeden barış olmaz
12:46 Cumartesi Anneleri: Tanış ve Deniz’i aramaktan vazgeçmeyeceğiz
12:45 Konya’da çöken binanın enkazında 1 kişi yaşamını yitirdi
12:37 ‘Rojava’ya statü halklara özgürlük’ deklarasyonu yarın açıklanacak
12:04 82 yaşındaki hasta tutsak Hanife Arslan tahliye oldu
12:01 CHP Gezi soruşturması için heyet görevlendirdi
11:59 Yangın faciasında tutuklu sayısı 9'a yükseldi
10:52 İdama karşı çıkan Jîna Emînî’nin babası hakkında gözaltı kararı
10:22 İHD Şube Başkanı: Zırhlı araçlar silah gibi kullanılıyor
09:50 Ankara’daki yurttaşlara mikrofon uzattık: Çıkış yolu çözümden geçiyor
09:31 Kobanê’den Tişrîn’e: 2014’te kaybettiler, bugün de kaybedecekler
09:26 Esengül Demir: Kürtsüz çözüm mümkün değil
Murat Kalmaz: Barış için iktidar pratik adımlar atmalı
09:11 Abdullah Öcalan'ın eski avukatı: Bu şans kaçırılmamalı
09:08 Kartalkaya’ya giden ÇHD heyeti: Savcılara ulaşamadık
09:07 Ekolojik kırım koçerliği de bitirme noktasına getirdi
09:07 Rojin Kabaiş'in cenazesini bulan Ankay: Kesinlikle şüpheli ölüm
09:05 Çözüm hangisinde: İmralı'nın 7 maddesinde mi, MGK'nin 7 maddesinde mi?
09:04 Îdir Belediyesi'nden kadın odaklı çalışmalar
09:02 Tedaviye ağız içi arama dayatması engeli
09:02 Tişrîn'de 5 ambulans hedef alındı, 3 sağlıkçı katledildi
09:00 Ekolojist Sezgin: Madenler sağlık sorunları yaratıyor
09:00 25 OCAK 2025 GÜNDEMİ
24/01/2025
23:44 ESP Eş Genel Başkanı Çepni: Biz kazanacağız
22:15 ESP ve SKM’li 34 kişi tutuklandı
22:02 Kayyım 18 işçiyi daha işten çıkardı
21:30 Ayşe Barım ve oyunculara ‘Gezi’ soruşturması
21:23 Siyasetçi-yazar Bereket Kar hayatını kaybetti
21:05 Konya'da 3 katlı bina çöktü
20:50 ESP’ye gözaltılar protesto edildi
20:47 Rojin Kabaiş için X’te ‘#119gunoldu’ kampanyası
20:40 Uluslararası Basın Enstitüsü Özgür Basın’a yer verdi
20:34 Hunergeha Welat’tan Tişrîn’de katledilenler için şarkı
20:06 Grand Kartal Otel sahibi tutuklandı
19:20 Kartalkaya yangını: 8 kişi hakkında tutuklama talebi
19:11 Erdoğan’a ‘evim yok’ diyen depremzede kadın korumalarca uzaklaştırıldı
19:05 Gazeteci Eylem Babayiğit tutuklandı: Özgür Basın susturulamaz
18:59 Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok bölgesine saldırı
18:39 Bolu’da yangın sorumluları yürüyüşle protesto edildi
18:32 DTSO 2020-2024 yıllarına ait şirket verilerini açıkladı
18:11 İşte Abdullah Öcalan ile yapılan ikinci görüşmenin detayları
18:07 Gözaltına alındığı iddia edilen Kuytul: Algı operasyonu, evimdeyim
18:01 Sultanbeyli’de bir atölyede yangın
17:32 İran’da idama karşı çıkan 3 kişi gözaltına alındı
17:24 Mersin’de iş cinayeti
17:18 Tişrîn’e saldırılar protesto edildi: Bir an önce dursun
17:11 DEM Parti: Epözdemir’in gözaltına alınması savunmaya gözdağıdır
17:08 AP Türkiye Raportörü’nden Gergerlioğlu paylaşımı
17:02 Gazeteci Reyhan Hacıoğlu: Özgür basın her koşulda yazmaya devam ediyor
16:58 Yangın çıkan otelin sahibi adliyeye sevk edildi
16:44 Gazeteci Eylem Babayiğit'e tutuklama istemi
16:38 AİHM Erdoğan'a hakaretten ceza verilen TRT kameramanını haklı buldu
16:31 Nisêbîn’de binler yürüdü: İmralı’da ortaya çıkan umuda sahip çıkacağız
15:44 Furkan Vakfı üyeleri gözaltına alındı
15:22 '78 kişinin öldüğü yangın kader değil, katliamdır'
15:21 Tehlike Altındaki Avukatlar Günü: Baskıları sonlandırın
15:13 Tahir Elçi Davası'ndaki beraat kararı AYM'ye taşındı
15:08 Tişrîn’de nöbet 17’nci gününde
15:04 Wan’da yüzen ‘Jin Kadın Kütüphanesi’ açılacak
14:52 Şengal Özerk Yönetimi’nden Genel Af Yasası’na tepki
14:49 Gazeteci Eylem Babayiğit adliyeye sevk edildi
14:38 ESP, SKM, SGDF operasyonunda 38 kişiye tutuklama talebi
14:36 Sinpaş'ın yarattığı kirlilik görüntülendi
14:14 Akdeniz'de nöbet: Kayyım gidinceye kadar mücadele sürecek
14:06 Amed’teki rehabilitasyon merkezleri çifte standarda karşı iş bıraktı
14:05 Gözaltılara tepki: Bu operasyonlarla sonuç alamazsınız
12:40 Belediye eşbaşkanı Sarıyıldız Kırşehir'e sevk edildi
12:21 Orman ve tarım alanlarında mermer ocağına onay
12:09 Asker kurşunuyla katledilen Durdu için baroya başvuru
11:38 AKP Bolu’daki yangının araştırılmasını istedi
11:07 Gözaltındaki 41 kişi adliyeye sevk edildi
10:40 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
10:26 Çepni: Kürt halkının kazanımı işçi sınıfının kazanımıdır
10:19 TMMOB Bolu İKK Sekreteri: Bakanlık sorumluluğu üzerinden atamaz
09:46 Gazeteci Eylem Babayiğit 3 gündür gözaltında
09:37 Eren Keskin: Çözüm için devlet somut adımlar atmalı
09:36 Av. Cihan: Mülteciler sınırlarda donarak yaşamlarını yitiriyor
09:28 Kobanê direnişinde oğlunu yitiren anne: Sonuç alamayacaklar
09:20 'Döngümüzle dönüşüyoruz' projesiyle tabular da dönüştürülecek
09:19 Amed Kent Konseyi Kadın Meclisi yerelden çözüm için kolları sıvadı
09:18 Jin Art’tan yeni kurslara çağrı
09:17 Suriye’nin yeniden inşasında referans ‘kadın devrimi’ olmalı
09:13 Kadınlar: Savaş karşısında birleşik mücadele şart
09:11 Amed sokaklarından Tişrîn'de sivillerin katledilmesine tepki
09:10 Wan Baro Başkanı Özaraz: Öcalan’ın çözüm iradesini destekliyoruz
09:09 Saldırıların yoğunlaştığı Tişrîn’de 48 günde neler yaşandı?
09:08 Zihinsel engelli Elçi'ye 'ağır' ceza: İhtiyaçlarını karşılayamıyor
09:07 BM Raportörü: Ezîzî'ye verilen ceza İran'daki Kürtlerin durumunu özetliyor
09:06 Abdullah Öcalan: Arabayı atın önüne koymayın, önce ‘Demokratik Türkiye’ olmalı
09:00 24 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:16 Meteoroloji’den uyarı: Sağanak ve kar yağışı bekleniyor
23/01/2025
23:14 Minbic’teki patlamada 3 kişi hayatını kaybetti
23:08 Zırhlı aracın çarptığı genç tedavisi yapılmadan tutuklandı
22:58 Yangın nedeniyle gözaltı sayısı 12’ye çıktı
22:51 Gözaltına alınan Epözdemir'in ev ve ofis araması bitti
22:04 Tişrîn Barajı saldırılarında 21 kişi katledildi
21:10 ESP’lilerin gözaltı gerekçesi Pirsûs anması ve 33’lerin fotoğrafı!
20:28 Minbîc’te patlama
19:59 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye edilen Eren’e ziyaret