Jîna’nın memleketi Seqiz’de herkesin kafasında aynı soru

img
HABER MERKEZİ - Jîna Emînî'nin memleketi Seqiz'de çocuklar, annelerine "Jîna'nın yaşına geldiğimizde aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?" diye soruyor. Evînar Seqiz, "İşte sel olup Jîna'nın mezarına akan herkesin kafasında o çocukların sorusu var" diyor.
 
Kadim zaman şehirlerinden biri olan Rojhilat'ın Seqiz kenti iki buçuk aydır İran ve Rojhilat'ın tamamını etkisi altına alan eylemlerin fitilinin ateşlendiği kent özelliğini taşıyor. Dönüşüm ve değişimin merkezi konumundaki Seqiz, geçmişten bugüne birçok siyasi ve toplumsal hareketin de içinde yer aldı. Gözaltında darp edilen ve 16 Eylül'de yaşamını yitiren Jîna Emînî ile birlikte ayağa kalkan yaklaşık 200 bin nüfuslu bu kent, bütün İran'ı ortak paydada buluşturan "Jin Jiyan Azadî" sloganının da atıldığı ilk kent oldu. Jîna'nın toprağa verildiği 17 Eylül'den bu yana her Cumartesi ve Çarşamba günleri esnaf kepenk kapatıyor. 
 
 
Kente gitmeden önce irtibat kurduğum kişiler üzerinden Jîna Emînî'nin ailesiyle görüşme imkanının olup olmadığını öğrenmek istiyorum. İki günlük bekleyişten görüşmek umuduyla Seqiz'e doğru yola çıkıyorum. Kente ulaştığımızda irtibata geçtiğimiz kişiden henüz net bir yanıt alamadığımız için önce kenti dolaşıyorum. Diğer kentlerde olduğu gibi Seqiz'de de üzeri çizilmiş yazılamalar dikkat çekiyor. Adliye binası ve Peyamnur Üniversitesi’nin bulunduğu caddedeki kalabalık trafik dikkat çekiyor. Yavaş yavaş ilerlerken bir süre sonra karşıdan gelen bir sürücü, yolun kapatıldığını ve öğrencilerin sloganlarla yürüdüğünü söylüyor.
 
JÎNA'NIN AİLESİYLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM
 
Bizim adımıza Jîna Emînî'nin ailesiyle irtibata geçen Seqizli yurttaşla görüşüyoruz. Özellikle Jîna'nın 40'ıncı gün merasiminde onbinlerce kişinin yürümesinden sonra aile üzerindeki rejim baskısının da arttığını belirten aracı, aile evinin gözetim altında olduğunu, bu nedenle hala görüşme için net bir yanıt alamadıklarını söylüyor. "Başka bir evde de görüşebileceğimizi" söylüyorum ve yeniden temasa geçiyor. Yaklaşık iki saatlik bekleyişin ardından ailenin, evlerinin gözetim altında olması nedeniyle görüşmelerinin mümkün olamadığını, evlerine gelen birilerinin de başına bir şeyler gelmesinden çekindikleri için röportaj talebini geri çevirdiğini öğreniyorum. Aracı, kendilerinin de dışarı çıkma ve başka bir evde buluşma imkanının olmadığını söylüyor. Jîna'nın mezarını ziyaret etme talebim de "mezarlığa kamera sistemi kurulduğu, güvenli olmadığı, birkaç gün önce İran'ı ziyaret eden iki turistin Jîna'nın mezarını ziyaret ettikleri için tutuklandığını, bu nedenle mezarlığa gitmemin uygun olmayacağı" uyarısını alıyorum. Buna rağmen en azından Jîna'nın 40'ında mezara yürüyen halk görüntüsünün kafamda canlanması için şehrin dışındaki mezarın girişine kadar gidiyorum. Bane yolu üzerinde şehir merkezine 5 kilometre uzaklıktaki bu mezarlığa yakınındaki köyün ismi nedeniyle halk, “Ayçî Mezarlığı” diyor. Ama mezarlığın resmi tabelasında “Muhammedi Mezarlığı” yazıyor. 
 
 
EVÎNAR SEQIZ ANLATIYOR
 
Jîna'nın ailesiyle görüşemeyince hem ilk günden beri eylemlerin içerisine bulunan hem de Jîna'nın 40'ıncı günündeki o kalabalığın içerisinde bulunan Evînar Seqiz (güvenlik gerekçesiyle gerçek ismi yerine bu ismin kullanılmasını istedi) ile görüşüyorum. Evînar, hem Tahran'da yaşadığı dönemlerde karşı karşıya kaldığı muameleleri, hem de son iki aydır tüm İran'ı etkisi altına alan eylemleri ve amaçlarını anlatıyor.
 
Gaşt e İrşad'ın kurulmasından bir süre sonra kendisinin de Tahran'da çalıştığını ve birçok şeye tanıklık ettiğini belirten Evînar Seqiz, "Çalıştığım işyerinde arkadaşlarım sık sık Gaşt e İrşad'dan söz ediyordu. Hatta bir keresinde bir kadın gördüğü şiddet sonucu ölme noktasına gelmişti. Yine başka bir kadın kafasına aldığı darbelerle delirmiş ve bir süre sonra kaybolduğu söylenmişti. İşyerindeki arkadaşlarımın tanıdıkları biriydi ve ailesinin dahi bu durumu dile getiremediğinden söz ediyorlardı. Tabi bunlar korkunç şeylerdi benim için. Ve yıllar geçti bir Kürt kadını darp edilerek öldürüldü. Ancak aile bunun üzerini örtmedi, kızlarına sahip çıktı. Evet, Kürtler büyük baskı altındalar ancak başımıza bir şey geldiğinde tek ses olabiliyoruz. Halk da o aileyi yalnız bırakmadı ve Jîna'ya sahip çıktı. Ben de bir Kürt kadını olarak bu hakareti kabul edemem bu nedenle de ilk günden beri ailenin yanında durmaya çalışıyorum" dedi.
 
40’INCI GÜN ANMASI 
 
Kendisinin hem Jîna'nın taziyesine gittiğini hem de 40'ı için yapılan anmaya katıldığını anlatan Evînar Seqiz, "Tabi baba çok direndi. Hatta uzun süre gözetim altında tutuldu. Bu nedenle de baba bir konuşma yaptı ve herkese teşekkür ettikten sonra durumun daha da kötüleşmesini istemediğini söyledi. Orada insanlar babaya 'Bundan daha kötü ne olabilir ki. Bugün senin kızının başına gelenler yarın bizim başımıza gelecek' dedi. Ben de 'Jîna'nın başına gelenlerin bir kadın olarak benim başıma gelmeyeceğinin garantisi var mı? Evet Jîna için bugün buradayım ama aynı zamanda kendim için de buradayım. Bu nedenle bu itiraz daha da yaygınlaşmalı' dedim. Sonra Jîna'nın yengesi (dayısının eşi) geldi, herkese teşekkür etti ve şöyle bir konuşma yaptı: 'Tahran'da büyük bir baskıyla karşı karşıya kaldık, ancak direndik. Halkın sizlerin yanımızda duracağından emindik. Bu nedenle cenazeyi aynı gün toprağa vermedik ve getirip toprağıyla buluşturduk.' Unutmamalıyız ki bizler sıradan bir insan olarak, bir Kürt olarak ve bir Kürt kadını olarak üç defa eziliyoruz. İtirazımızın bu kadar yüksek olmasının nedeni de bundandır" dedi.
 
 
'JIN JIYAN AZADÎ'NİN GÜCÜ 
 
Jîna Emînî'nin mezarı başında yükselen "Jin Jiyan Azadî" sloganını sorduğum Evînar Seqiz, şöyle diyor: "Jin Jiyan Azadî sadece kulağa hoş gelen ritmi olan bir slogan değil. Şüphesiz arkasında güçlü bir felsefe var. Ve bu felsefenin yaygınlaşabilmesi için Kürt halkı uzun yıllardır bu slogan altında direniyor, akademilerini oluşturuyor, atölyelerle bu bilincin toplum içerisinde yaygınlaşması için çabalıyor. Rojhilat'ta da Jîna'nın mezarı başında çok da önemli ve gerekli bir ortamda bunun haykırılması gerekiyordu. Bu sloganın tam zamanıydı ve bu nedenle geniş bir yankı uyandırdı. Bunun daha fazla yaygınlaşması için çabalamamız gerekiyor."
 
HERKESİN KAFASINDAKİ SORU 
 
Jîna Emînî'nin 40'ıncı gün anmasında onbinlerce kişinin şehir merkezinden mezarlığa kadar sel olup aktığı görüntüleri hatırlatıp, o gün içerisinde bulunduğu atmosferi sorduğum Evînar, başlıyor anlatmaya: "Uzun yıllardır kadınlarla çalışıyorum. Bugüne kadar sayısız kadınla buluştum ve konuştum. Jîna'dan sonra kadınlar kendilerine yapılan zulmün boyutunu daha iyi anladı diyebilirim. Bu iki ay içerisinde çok önemli şeyler deneyimledik. Küçük bir anımı anlatmak istiyorum. Benim bir kadın müşterim var ve on yaşlarında iki kızı var. Annelerine 'Anne on yıl sonra Jîna'nın yaşına geldiğimizde Jîna'nın başına gelenlerin aynısının bizim de başımıza gelebileceğini hiç düşündün mü?' diye sormuşlar. Bunu söyleyen on yaşlarındaki kız çocukları. İşte Jîna'nın 40'ında o sel olup mezara akan herkes çocuklarının başına aynı şey gelmesin diye oradaydı. Herkesin kafasında o on yaşındaki kız çocuklarının kafasını meşgul eden soru vardı. O 40 gün boyunca Jîna için sokaklara çıkan birçok kadın daha öldürüldü. O yüzden halk Jîna'nın sesi, ailenin sesi olmak gerektiğine inandı. Jîna ailesini aştı artık, o her bir ailenin Jîna'sı oldu. O yüzden o mahşeri kalabalık toplandı. Bu da Kürdün bir olursa neler yapabileceğine iyi bir örnekti."
 
NESRÎN QADIRÎ GİBİ BİR DEVRİMCİ OLMAK
 
4 Kasım'da Tahran'da kafasına vurulan copla ağır yaralanan ve yaşamını yitirdikten sonra 6 Kasım'da cenazesi rejim tarafından kaçırılarak Meriwan'da zorla toprağa verilen doktora öğrencisi Nesrîn Qadirî'yi de hatırlatan Evînar Seqiz, her bir kadının Nesrîn Qadiri gibi bir devrimci olması gerektiğini söyledi.
 
Öğretmenler arasında örgütlü kadın öğretmenlerin de olduğunu ve bu iki aylık sürede çoğunun tutuklandığını hatırlatan Evînar Seqiz, şu çağrıda bulundu: "Herkese özellikle kadınlara çağrımdır. Daha örgütlü hareket edebilmek için daha fazla bir araya gelmeliyiz. Jin Jiyan Azadî şiarının arkasında bu felsefenin Rojhilat'ta da pratikleşmesini sağlamalıyız. Kadınların korkularını bir kenara bırakmasını ve kapatıldıkları evlerden çıkmalarını istiyorum. Direnmek gerek. Ancak biz kadınlar gelecek nesilleri eğitirsek erkek egemen anlayışını değiştirebiliriz. Bu iki aylık deneyim özellikle çocuklar ve erkekler arasında ciddi bir değişim yaratabileceğimizi de gösterdi. O yüzden daha fazla çalışmak gerek."
 
EYLEMLERİN ÖNCÜLERİ ANLATIYOR
 
 
Evînar Seqiz ile röportajımın ardından kentteki eylemlerin öncülerinden biri olan Hêvî Renc Seqiz ile görüşüyorum. Jîna Emînî ile birlikte Seqiz'de başlayan eylemlerin halkta yarattığı duyguyu öğrenmek istediğim Hêvî Renc Seqiz, sözlerine şöyle başlıyor: "Bu itirazların yükselmesini sağlayan birçok neden var. Rejimin 43 yıllık ömrü boyunca hem siyaseten hem de güvenlik açısından halka yönelik zulümleri, ekonomik krizin git gide dayanılamaz bir hal alması, orta sınıfın dahi geçinmekte zorlanması, şiddet; halkın ayaklanmasının başlıca nedenleri arasında sayılabilir. Bütün bunlara Jîna Emini'nin Gaşt e İrşad tarafından öldürülmesi de eklenince halk başkaldırmaktan başka çaresinin kalmadığını düşünmeye başladı. Yani 43 yıldır aslında kesintisiz devam eden bir zulüm var ama bardağı taşıran damla Jîna'nın öldürülmesi oldu."
 
İRAN HALKLARI İLE KÜRTLER OMUZ OMUZA 
 
Jîna bir Kürt olmasına rağmen öldürülmesinin İran'ın diğer kentlerinde de protesto edilmesinin yeni bir aşama olup olmadığını sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Aslında İran halkları, bugüne kadar Kürdün maruz kaldığı saldırılara, katliamlara karşı herhangi bir reaksiyon göstermiş değil. Her zaman İran siyasetinin ve yönetimin Kürde karşı saldırılarını 'güvenlik' gerekçesi temelinde değerlendirmiştir. Bu saldırıları doğrudan onaylamamışsa dahi buna sessiz kalmıştır. Ama Jîna ile ilk defa bu topraklarda yaşayan halkların her bir ferdi, kendi çocuklarının da güvende olmadığını düşünmeye başladı. Yani aslında Kürt halkı ve İran halklarının Jîna için sokağa dökülmesi arasında bir fark var. Ama her ikisinin de amacı aynı noktaya çıkıyor diyebiliriz" diyor.
 
USULGERAN VE ISLAHTALEB ÇÖZÜM DEĞİL 
 
Aradaki farkı sorduğum Hêvî Renc Seqiz, şöyle diyor: "Kürt halkının maruz kaldığı zulmün yavaş yavaş kendilerine de döndüğünü idrak etmeye başladılar. Büyük bir bölümü için bugüne kadar ülkedeki ana meselenin ekonomi olduğu fikri vardı, ama Jîna ile birlikte aslında asıl meselenin her bir İranlının onur meselesi olduğu fikri yayılmaya başladı. İnsanlar aslında ne İslahtaleb'in (Xatemi - reformist kanat) ne de Usulgeran'ın (Reisi ve Humeyni - katı İslami kanat) çözüm olmadığını kavramaya başladı. Yani bu her iki kanat arasında zaman zaman çelişkiler doğuyor. Aslında her iki kanat da var olan rejimi sürdürmek istiyor. Ama Usulgeran kanadı Cumhurbaşkanlığı kazandığında İslahtaleb kanadın aleyhine kimi kanun değişiklikleri yapıyordu, İslahtaleb kanat Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğunda Usulgeran kanat aleyhine değişiklikler yapıyordu. Ve bu aralarındaki çelişkilerin artmasına neden oldu. Her iki kanat, yönetimi ele geçirmeye çalışırken arada ezilenler de, yananlar da halklar oldu. Bu itirazlar gittikçe güçlendi ancak nasıl sokağa taşacağının yolu yoktu. Jîna'nın öldürülmesi ve Kürt halkının sokaklara dökülmesi diğer İran halkları için de yol gösterdi ve halklar ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında bir oldu."
 
ERKEKLERİN İTİRAZI BİR İLK 
 
"‘Jin Jiyan Azadî’ nasıl bu kadar etkili olabildi ve kısa sürede sınırları aştı, diasporadaki İranlıların dahi sarıldığı bir slogan oldu" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "Bunda bu fikriyatın altyapısı ve bugüne gelmesinde Kürt Özgürlük Hareketi'nin çabası yadsınamaz. Bu felsefenin hayat bulduğu, herkesin gördüğü ve deneyimlediği somut bir örnek de vardı. Rojava. Kürt Özgürlük Hareketi Rojava'da öyle bir model yarattı ki bu bütün halklara, hatta dünyadaki feminist hareketlere örnek oldu, ilham oldu. İran da her ne kadar dünyadan izole gibi görülse de aslında bunu görüyor ve bu gördükleri somut örneklerin kendi coğrafyalarında da yaşam bulabileceğini umut ediyor. Kadınların değişime nasıl öncülük ettiğini ve bu gücü bünyesinde barındırdığını anlıyor. Toplumun yarısı olmalarına rağmen bugüne kadar kadının köle gibi görüldüğü fikrini kadınlar çok iyi biliyor ve buna karşı mücadele ediyordu. Ancak burada bir şey daha ortaya çıktı. Erkekler de artık bu gerçeği gördü ve kadınlarla birlikte aynı amaç için mücadele etmeye başladılar. Bu umut tüm İrani halkların kadın erkek, ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında birleşmelerini sağladı." 
 
HALK HAMANEY'E KARŞI ARTIK KORKUSUZ 
 
 
"Jin Jiyan Azadî" sloganıyla birlikte "Diktatöre ölüm" sloganlarının da yükseldiğini hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, "Her başkaldırıyla birlikte yeni bir eşiğin aşıldığını görüyoruz. 2009 öncesi eylemlerde Hamaney'e karşı herhangi bir slogan atıldığına tanıklık etmemiştik. Bir korku vardı. Ancak 2009 ve 2019'daki eylemlerde az da olsa Hamaney sloganlarda yer bulmaya başladı. Son iki ayda gelişen eylemlerde ise bu korku tamamen kırıldı. Halk artık Hamaney karşıtı sloganları her yerde haykırıyor. Bu bile başlı başına bu başkaldırının diğerlerinden farkını gözler önüne seriyor. Evet, rejim bu eylemlere karşı saldırıların dozunu gittikçe arttırıyor. Ancak bu hepimizde haklarımıza daha fazla sahip çıkmamız gerektiği inancını pekiştiriyor" şeklinde konuşuyor. 
 
ŞİDDET ARTTIKÇA KENETLENME DE ARTIYOR
 
Şu ana kadar eylemlerin öncülüğünü halkın yaptığını belirten Hêvî Renc Seqiz, "Rojhilat'ta örgütlü yapılar var ve zaman zaman bu yapıların ortak hareket etme adına komite arayışları da oldu ancak şu ana kadar bir sonuç alınmış değil. Bu nedenle de yavaş yavaş halk kendi aralarında komiteler oluşturmaya başlıyor. Biz de Seqiz'de bu çabanın içindeyiz. Yaptığımız tüm görüşmelerde bunun önemi üzerinde tartışmalar yürütüyoruz. İnsanlar komiteler olmadan da birlikte hareket edebiliyor, bugüne kadar herhangi bir örgütlenme içerisine girmeyenlerin bile örgütlüymüş gibi hareket etmesi bizi heyecanlandırıyor" diyerek, şiddetin artmasının halkı daha fazla birbirine kenetlediğini vurguluyor. 
 
ÖMÜR BİÇENLER HALKI TANIMAYANLAR
 
Zaman zaman eylemlere ömür biçildiği, amacına ulaşamayacağı şeklinde yorumlar yapıldığını hatırlattığım Hêvî Renc Seqiz, İran'ın geçmişinden de örnekler vererek, şöyle diyor: "Bu yorumları yapanların İran halklarını ve Kürtleri tanımadığını düşünüyorum. Zaman zaman sokakların sakinleşmesinden dolayı böylesi sonuçları çıkarıyor olabilirler, ama zaten işin doğasında bu var. Halk bazen nefes alabilmek için, daha güçlü bir itiraz yükseltebilmek için sokaklardan çekilebilir. Ama bu iki aylık süre bize gösterdi ki bu kesinlikle bir geri çekilme değildir. Halk bu sistemi değiştireceğinden emin. 1979 Devrimi'ne giden süreci eğer hatırlarsak, halk 1974'te sokaklara dökülmeye başladı ve 1979'a kadar itirazlarını sürdürdü. Bazen 3 ay boyunca sokaktan çekildiği de oluyordu ama daha sonra daha güçlü sokaklara dökülüyordu ve sonuç da aldı. Bu kez halkın daha erken sonuç alacağını ve sonuç alana kadar da sokaklardan çekilmeyeceğini düşünüyorum."
 
HALK NE REHBER'İ NE DE ŞAH’I İSTİYOR 
 
"Evet, halk var olan sistemi istemiyor ve değişmesini talep ediyor. Ancak bu rejimin yerine neyi istiyor" soruma da Hêvî Renc Seqiz, şu yanıtı veriyor: "İran'da bildiğimiz doğru düzgün bir muhalefet yok. Evet Saltanatçılar var, Cumhuriyetçiler var, Halkın Mücahitleri var. Ancak hiçbirinin de güçlü bir programları yok. Taraftarları da, destekleyicileri de çok az. Bu nedenle de halk arasında alternatif görünmüyorlar. Tüm bunlar İran'ın bir kısmının, özellikle de burjuva sınıfının son iki aydır ortaya çıkan eylemlere mesafeli yaklaşmasına da neden oluyor. Çünkü geleceği göremiyor ve bu korku taraflarını seçmeyi zorlaştırıyor. Ancak bu başkaldırı yeni bir yol açabilir. Örneğin Şah devrildiğinde geçici bir Şura oluşturulmuştu. Şimdi özellikle İran'ın dışında olan muhalefetin benzer bir arayışı var, bir meclis kurma adına. Faşizan ve çıkarcı taraflar bu konuda problem yaratıyorlar. Saltanatçılar yeniden yönetime gelmenin arayışı içinde ama halkın büyük bir bölümü bunları istemiyor. Çünkü Şah'tan da çok çekti bu halk. Özellikle Kürt halkı kesinlikle Şah'ı istemiyor. Bir Fars olarak düşündüğümde de gelinen noktada üstten bana yaklaşacak bir yönetim istemem. Her bir grubun kendi çıkarlarını halkın çıkarları önüne koyması, ortak bir hareketin oluşmasını da engelliyor. Halk tüm grupların eşit temelde bir araya gelerek halkların çıkarları temelinde hareket etmesini istiyor. Eğer bu sağlanmazsa korkarım ki rejimin yenilgisi de zamana yayılmış olur."
 
EYLEMLERE KATILANLARIN YÜZDE 60'I GENÇ
 
Seqiz'de gençlerin ve lise çağındaki öğrencilerin eylemlere katılım düzeyini sorduğum Hêvî Renc Seqiz, "Eyleme katılanların büyük bölümü gençlerden oluşuyor. Daha büyük bir güce ve iradeye sahipler. Daha önce bu rejimin zulmüne, işkencelerine doğrudan muhatap olan orta yaş üstü yurttaşların taşıdığı korkuyu bu gençler taşımıyor. Eğer bir sınıflandırma yapacaksak bu eylemlere katılanların yüzde 60'a yakınını korkusuz gençler oluşturuyor. Eylemlere katılanların yüzde 20'si de gerçekten yürekleri yanan, ruhları yaralanmış kişilerden oluşuyor. Devletin ağır baskısını hayatı boyunca hissetmiş kişiler bunlar. Yani örgütlü diyebileceğimiz insanlar. Geri kalan yüzde 20 de çoğunluğa uymaya çalışan kesimdir" diye özetliyor. 
 
İNTERNET PROBLEM VPN'LER ÇALIŞMIYOR
 
Ülkedeki internet kesintileri nedeniyle gelişmelerin istenen düzeyde yayılamadığını söyleyen Hêvî Renc Seqiz, "Bu bizler için büyük bir problem. Wi-fi az da olsa telefon internetinden daha iyi, ama zaman zaman tamamen kesiliyor. VPN'ler çok işe yaramıyor. Zaten bu VPN'leri uygulamalardan indirmek büyük bir sorun. O yüzden insanlar bluetooth ya da paylaşım programları vasıtasıyla VPN'leri birbirleriyle paylaşıyorlar. Ama bunlar da çok kısa süreli çalışıyor. Buna rağmen halk, güvenli olmasa da telefonlar üzerinden birbiriyle temasa geçiyor ve gelişmelerden haberdar oluyor" dedi. 
 
 
'MAVİ GÖZLÜLERİN KARA GÖZLÜLERDEN BİR ÜSTÜNLÜĞÜ YOK'
 
Tüm İran halklarına ve dört parça Kürdistan'a çağrıda bulunan Hêvî Renc Seqiz, kendi onuruna sahip çıkan halklarla dayanışmalarını istedi ve son olarak şunları dedi: "Rojava halkının desteğini yaptıkları kitlesel yürüyüşlerle hissediyoruz. Bakur halkımızın da küçük de olsa bir sesi çıkıyor ancak bunun daha fazla olmasını istiyoruz. Yine Başur'un desteğine de ihtiyacımız var. Umarım Bakur ve Başur da gereken desteği gösterir. Tüm dünya halklarının da renkli gözlü Ukraynalılar ve kara gözlü, kahverengi gözlü bizler arasında herhangi bir fark olmadığını anlamalarını ve ona göre bize desteklerini sunmalarını diliyorum."
 
Yarın: İran'ın başkenti Tahran'da durum nedir? 
 
MA / Abdurrahman Gök
 

Diğer başlıklar

08:18 Yolcu otobüsleri devrildi: 3 ölü, 46 yaralı
29/03/2023
23:42 Erdoğan ‘çözüm’ süreci üzerinden HDP’yi hedef aldı
23:13 5 kentte eğitime kar tatili
22:00 Med Müzik TV’nin Youtube kanalı kapatıldı
21:27 Kılıçdaroğlu’ndan kadınlara: Kazanımlarınızı kaybetmenize izin vermeyiz
21:10 Enkaz altından çıkarılan 35 çocuğun kimliği tespit edilmedi
20:44 Şenyaşar ailesi iftarını ÖHD’liler ile birlikte açtı
20:41 Antalya’daki kazada 3 depremzede yaşamını yitirdi
20:19 Arazilerine sahip çıkan 7 köylü gözaltına alındı
20:13 Adana’da 4.5 büyüklüğünde deprem
19:45 Irak Petrol Bakanlığı: Mahkeme kararını uygulayacağız
19:00 Barış Akademisyeni Biter: Yeni yaşam iradesiyle geri döneceğiz
18:56 Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesi sonrası açıklama
18:54 'Hevsel ve Dicle Nehri'ndeki ekokırıma son verilsin'
17:51 Hilala Zêrin’den ‘Jin im jiyan im’ klibi
17:42 Ağır hasta tutuklu Polat için çağrı
17:38 Amedspor deplasmanda berabere kaldı
17:33 Spectrum House raporu: Depremde açıklanan veriler güvenilir bulunmadı
17:12 Koronaya yakalanan tutuklular hastaneye götürülmedi
15:48 Yeşil Sol Parti Seçim Beyannamesi’ni açıklayacak
15:40 Êlih Barosu’ndan BOTAŞ hakkında suç duyurusu
15:12 AYM kararına rağmen Galatasaray'daki ablukanın sürmesine tepki
14:54 İzmir'de bir işçi yaşamını yitirdi
14:47 Binlerce işçi eylemde: Taleplerimiz kabul edilsin
14:46 Şişli Belediyesi işçilerinden zam protestosu
14:17 Nakliyat-İş Sendikası’ndan işten çıkarılmalara karşı eylem
13:50 EMEP, Yeşil Sol Parti listesinden seçimlere girecek
13:40 Yakınlarını kaybedenlerden Jîna Emînî'nin mezarına ziyaret
12:50 Şenyaşar ailesi: Adil bir yönetim istiyoruz
12:32 İzmir'de kar yağışı
12:19 Bodrum'da kıyılara müdahale tepkisi
11:56 Hênê’de aileler arasında kavga: 5 ev ateşe verildi
11:54 Adliye önünde kadına silahlı saldırı
11:27 HDP MYK seçim gündemiyle toplandı
10:02 Depremzede besici: Sağdığım sütü satamadığım için döküyorum
09:25 Yeşil Sol Parti’nin seçim stratejisi: Hedef yüzde 20
09:24 Ertuğrul Mavioğlu’nun ‘Bakur Notları’ kitabı Aryen Yayınları’ndan çıktı
09:06 Bolu Cezaevi'nde 12 tutuklunun infazı 30 kez yakıldı
09:06 Tutuklanan gençlerin avukatı: İktidarın seçim hazırlığı
09:04 ‘Şehir kaderine terk edildi, unutmayın’
09:04 İstanbullular Ramazan’dan sonra 14 Mayıs'ı bekliyor
09:04 Mehmet Öcalan: Başkanı seven herkesi Amara'ya bekliyoruz
09:01 Enkaz altında kalan tütünün fiyatı yüzde 100 arttı
09:01 Atama ‘müjdesi’ne tepki: AKP’nin seçim hamlesi
09:01 Germiyanî: Petrol kararı devam ederse Kurdistan hükümeti ekonomik çöküş yaşar
09:00 Milli Türk Talebe Birliği içinden doğan örgütün ilk cinayetleri
09:00 Nurdağı'nda yıkımın sorumlularından Yunus Kaya 4 günde 85 aracını satmış
09:00 29 MART 2023 GÜNDEMİ
28/03/2023
23:59 Fransa’da grev ve eylemler sürüyor
23:20 Enkazdan çıkarılan bebeğini 4 ayrı şehirde aradı
22:57 BM ve AB’ye ‘Türkiye’nin saldırıları sonlandırılsın’ çağrısı
22:42 Depremin 50'nci gününde de cenazeler çıkarılıyor
22:40 Hewlêr yakınlarında bir İHA düştü
22:20 HDP'nin seçim güvenliğine ilişkin grup önerisi reddedildi
20:57 AKP’li belediye önünde kendisini ve eşini ateşe verdi
20:26 Tesisatçı Akın’ı öldüren askerler yine tutuklanmadı
20:16 ‘7’nci Yargı Paketi’ Meclis'te kabul edildi
19:58 Türkiye’den sınır dışı edilen Seyyedi’den haber alınamıyor
19:35 Doğu Karadeniz’de kuvvetli rüzgar ve fırtına
19:31 Şenyaşar ailesinin iftarına Fikir Masası eşlik etti
19:15 Hatay için fırtına uyarısı
19:02 HDP ve Yeşil Sol Parti halk toplantısı gerçekleştirecek
18:51 Tutuklu Tanrıverdi 30 yılın ardından tahliye edildi
18:46 ABD sınırında çıkan yangında 39 mülteci yaşamını yitirdi
18:08 Kuzey ve Doğu Suriye’de Cindirês katliamına tepki
17:59 ILO: Depremlerde 650 bini aşkın işçi gelirini kaybetti
17:24 ÖHD, depremzedelerin haklarına ilişkin broşür dağıttı
17:07 HDK: Fiili bir mücadele gücünün örgütlenmesi şart
16:47 16'sı tutuklu 20 gazetecinin iddianamesi tamamlandı
15:54 Oskay'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
15:24 Bakur belgeseli davası ertelendi
14:44 Eylemsizlik kararına rağmen saldırılar sürüyor
14:35 Roboski İçin Adalet Girişimi adalet talep etti
14:34 Yeşil Sol Parti ve HDP'nin Mutabakat Komisyonu toplandı
14:09 Şenyaşar ailesi: Kaybolan adaleti arıyoruz
14:04 Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu: Uyuşturucu ve fuhuşa karşı sorumluluk alın
13:54 Peru polisi: 2 ton kokainin adresi Türkiye'ydi
13:32 Gazeteci Oynaş’ın tahliyesi 4’üncü kez engellendi
12:57 Gazeteci Turay’ın tahliyesi 3 ay ertelendi
12:56 Fotoğrafçı Yaman kamyon çarpması sonucu yaralandı
12:47 Sancar: AKP-MHP iktidarı için geri sayım başladı
12:11 Cezaevindeki şüpheli ölüm davasında tüm taleplere ret
11:56 Licê’de çocuğa işkence: 2 polis serbest
11:55 Jeotermal ihalesine tepki: Temiz hava, su, toprağa ihtiyacımız var
11:44 77 çevre örgütünden asbeste karşı 'önlem alın' çağrısı
11:12 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:10 Af Örgütü 2022 raporu: Hak ihlallerine yaşam maliyeti krizi eklendi
11:04 Fehim Korkmaz: Kürtler Egîd’in bayrağını özgürlüğe taşıdı
10:19 Görme engelliye dava: Örgütün kitaplarını okuyor
10:11 Yeşil Sol Parti’den seçim güvenliği için ‘görev al’ çağrısı
09:44 GGM’de cinsel saldırıya uğradı: Faillerle aynı yerde tutuluyor
09:43 Newroz Ehmed: 2 bin 323 DAİŞ'li yakalandı
09:17 Depremzedeler: 20 yıldır iktidarda, artık gitsin
09:05 Av. Vesek: Fatma'nın fotoğrafı, insan hakları ihlallerinin en net göstergesi
09:03 Tahliyeye 'aile dışında kişilerle mektuplaşma' engeli
09:03 Meletî'de kayısıyı önce deprem sonra yağışlar vurdu
09:01 Wan’daki barajların doluluk oranı kritik seviyede
09:01 DİB üyesi: Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tutumu Türkiye'nin geleceği için önemli
09:00 Askerlerin ilk ifadeleri, Şiban ve Turgut’un helikopterden atılması ve linç edilmesini doğruluyor
09:00 Cezaevinde tutuklular kilo kaybediyor, ilaçları verilmiyor
09:00 Gazeteci Hesen: Efrîn'de Kürtler korku duvarını yıktı
09:00 28 MART 2023 GÜNDEMİ
00:24 'Geçici Aday Listesi' Resmi Gazete’de
00:20 Petrol davasında Türkiye'ye 1,4 milyar dolar ceza
00:17 Emekli maaşında artışı içeren teklif kabul edildi
27/03/2023
23:53 Y.D'ye işkence eden amir ve bir polis tutuklandı
23:19 ABD’de okula saldırı: 6 kişi katledildi
20:49 KCK eylemsizlik kararını seçimlere kadar uzattı
20:35 Macaristan Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğini onayladı
19:53 İsrail’de tepki çeken düzenleme ertelendi
19:34 Şenyaşar ailesinin iftar sofrasına KESK’ten ziyaret
19:30 Afganistan'da saldırı: 6 kişi yaşamını yitirdi
18:59 Irak’ta Uluslararası Koalisyon güçlerine saldırı
18:38 'Engellilerin sesi Meclis'e taşınsın'
18:09 Mereş’te 4.5 büyüklüğünde deprem
17:57 Avukat Karakaş’ı ezmeye çalışan polis amiri delilleri yok etti!
16:59 Yargılanan yaşam savunucularının davası görüldü
16:55 Özerk Yönetim’in gönderdiği yardımlara engel
16:53 BM’ye 32 örgütten mektup: Türkiye işgalini sonlandırın
16:39 İstanbul TEM Otoyol’da kaza: 6 ölü
16:36 TMMOB’dan kayyımlara: Hesabını verin
16:23 Colemêrg’te ailelerin adil yargılanma talebi
16:07 Almanya’da işçiler grevde: Ulaşım durdu
15:45 Diyala’da 3 DAİŞ’li yakalandı
15:39 Gözaltılara tepki: 14 Mayıs'ta ceberut sistemi göndereceğiz
15:15 Wan İKK’den belediye arazilerinin satışa çıkarılmasına tepki
14:24 Y.D.’ye işkence edenler arasında amir çıktı: Kademeli güç kullandık!
14:01 Seyhan’da çadırda yangın
13:47 69 gazeteciye dair soruşturmaya 10 yıl sonra takipsizlik
13:46 Yeşil Sol Parti: Mücadele bayrağını yükselteceğiz
13:35 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon: Tecrit siyasi bir rejime evrildi
13:28 Eylemsizlik kararına rağmen bir günde 28 saldırı
13:27 Pamukkale’de bir kadın özsavunmada bulundu
12:50 Tutuklu Barış Anneleri'ne özgürlük çağrısı
12:49 Emine Şenyaşar: Davamızda haklıyız
12:46 Gazeteci Bilen: 28 Mart'ı tetikleyen Erdoğan’ın sözleri oldu
11:56 ‘Jin, jiyan, azadî’ protestoları sürüyor
11:11 Lîce’de işkence gören çocuğun ifadesi basına yansıdı
11:06 4 Nisan programı: Özgürlük için Amara’ya
10:43 Irak’ta vilayet ve parlamento encümenleri yasası kabul edildi
10:30 Abdullah Öcalan: Ayrıcalık istemiyorum, hukuk uygulansın
10:20 Riha’da 18 gözaltı
10:07 Remzi Kartal: Süreç değişim dönüşüm sürecidir
09:49 'HADİ Avrupa’ seçim çalışma grubu kuruldu
09:29 Oyuncu Köksal Engür yaşamını yitirdi
09:17 Meletî’de 107 bin konut acil, ağır veya yıkık durumda
09:08 Amed'te 'kaçak yapı' ortaklığı!
09:07 'Benzinden tasarruf' için molozlar yaşam alanlarına dökülüyor!
09:02 Öldürdükleri 13 yaşındaki Fatma’nın yanına da silah bıraktılar!
09:00 6 köyde 'ihbar var' gerekçesiyle asker ablukası